Türkiye'nin en güzel kış tatili adresleri!

Kentin toplam 5 bin 300 yatak kapasitesine sahip termal tesisleri, kar kalınlığının bir metreyi geçtiği Kartalkaya Kayak Merkezi, tatilcilere kış mevsiminde de eğlence ve dinlenme imkanı sunuyor.

Buraya giderseniz gündüz merkezde kayağın tadını çıkarabilir, akşam da Mudurnu, Seben, Göynük, Karacasu ve Taşkesti'deki onlarca termal tesiste kaplıcaya girerek günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Eğer kayak size göre değilse Yedigöller ve Abant'ın doyumsuz manzaraları eşliğinde yürüyüş yapabilirsiniz.

Doğa aşıklarının çok seveceği Abant'ı kışın mutlaka ziyaret etmelisiniz. Tamamen doğa harikası olan bu bölgede, yabandomuzu, tavşan, tilki, karaca, ördek gibi hayvanlar yaşıyor.

Abant'ı ziyaret ederseniz, oldukça meşhur olan alabalıktan kesinlikle tatmalısınız. Piknik, uzun yürüyüşler, ekstrem sporlar yaparak buranın keyfini daha da fazla çıkarabilirsiniz. Kapankaya manzara seyir terası, Karaçam Anıt Ağacı doğal su kaynakları burada görülmesi gereken yerler arasında... Ayrıca bölgede yer alan tesislerde soba başında sucuk ekmek yemeyi de unutmayın.

KAPADOKYA, PERİBACALARI - NEVŞEHİR

Türkiye'nin doğa, tarih ve kültürel zenginlikleriyle tanınan turizm merkezi Kapadokya, kışın doyumsuz manzaralar oluşturuyor. Kapadokya, bir günde hem peribacalarının bulunduğu yörede balon turuna çıkma, hem Erciyes Dağı'nda kayak yapma hem de Kozaklı'da kaplıca keyfi imkanı sunuyor.

Buraya giderseniz günün ilk ışıklarıyla sıcak hava balonu turlarına katılabilir, doğal kaya oluşumlarıyla kaplı vadiler ve peribacalarını kuş bakışı izleme fırsatı bulabilirsiniz. Ayrıca Erciyes Dağı'nda kayak yaptıktan sonra kaplıca keyfiyle günü güzel bir şekilde tamamlayabilirsiniz.

Aksaray’ın güneydoğusundaki Ihlara Vadisi, Selime Manastırı, Selçuklu dönemlerinde ticaret merkezi olarak kullanılan Ürgüp ve daha pek çok gezilecek yer var Kapadokya'da...

Örneğin Kapadokya'da 36 yeraltı şehri var ancak en derin ve meşhur olanı Derinkuyu Yeraltı Şehri'ni mutlaka görmelisiniz. Ayrıca Kapadokya'nın en yüksek noktasında, Nevşehir-Göreme yolunda, Göreme'ye 5 kilometre uzaklıkta yer alan Uçhisar'ı da gitmişken ziyaret etmelisiniz...

AYDER YAYLASI, ÇAMLIHEMŞİN - RİZE

Rize'nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı dünyaca ünlü Ayder Yaylası, kar yağışının ardından bambaşka bir güzelliğe büründü. Eğer tatilinizi doğayla baş başa geçirmeyi tercih ederseniz Ayder Yaylası'nı kışın görmelisiniz.

Karadeniz’in en popüler yaylası olan Ayder'de sıcaklığı 50 dereceye ulaşan kaplıcalar da var. Ayrıca Karadeniz’in en büyük şelalesi olan Bulut Şelalesi, Ayder Yaylası’na 9 kilometre uzaklıkta!

Karadeniz'deki 44 yayla arasında en çok dikkat çekenlerden olan Ayder Yaylası'nın büyüleyici güzelliği Fırtına Deresi'nin Karadeniz ile buluştuğu yerde başlıyor. Ayder'de gezilecek yerler arasında Aşağı ve Yukarı Ambarlık Şelaleleri, yayla evleri, kaplıcalar ve ormanlar bulunuyor.

1987'de Turizm Merkezi, 1994'de Milli Park ilan edilen Ayder Yaylası'na giderseniz, şirin pansiyonlarda konaklayıp yöresel yemekleri tatmayı ihmal etmeyin...

AKDAMAR ADASI - VAN VE BİTLİS ARASI

Van Gölü'nde bulunan ve 21 Temmuz 2006'da restore edilerek yılda bir kez ibadete açılan tarihi Akdamar Kilisesi'nin de bulunduğu Akdamar Adası, karlar altında insanı etkisi altına alıyor. Her yıl yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan Akdamar Adası ve tarihi Akdamar Kilisesi, kış mevsimiyle birlikte ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.

Akdamar Adası'na teknelerle 20 dakikalık bir yolculukla ulaşılıyor. Gevaş ilçesi sınırlarında yer alan, Van’a 45 kilometre uzaklıktaki ada, her mevsim görülmeye değer bir güzellik sunuyor. Ermeni Kralı 1. Gagik tarafından M.S 915-921 yılları arasında dört yapraklı yonca biçimli haç planı şeklinde inşa edilen kilise de inanç turizmi açısından önem taşıyor.

Akdamar Adası'yla ilgili efsaneye göre adadaki kilisede yaşayan rahibin güzel kızı Tamara'yı gören Gevaşlı çoban aşık olur. Ancak rahip bu aşka karşı çıkar. Ama aşk, iki kıyı arasında gece olunca fener işaretleriyle devam eder. Feneri gören çoban, tekne ile ancak 20 dakikada ulaşılabilen adaya, her gün yüzerek geçer ve Tamara ile gizlice görüşür. Bir süre sonra durumu fark eden rahip, fırtınalı bir gecede kızını odasına kilitler, kendisi de kıyıda fenerle bekler.

Fener ışığını gören genç, hemen suya dalarak karşıya ulaşmak için yüzmeye başlar. Gencin yüzdüğünü gören rahip, elindeki fenerle sürekli yer değiştirir. Fener ışığını yüzerek takip eden ve bir süre sonra yorgun düşen genç, ne ileri gidebilir ne de geriye dönebilir. O an ''Ah Tamara'' diye seslenerek, suda boğulur. O tarihten itibaren ise adaya 'Ahtamara' adı verilir. Adanın ismi bir süre sonra değişikliğe uğrayarak, 'Akdamar' olarak anılmaya başlar.

DOĞU EKSPRESİ İLE ANKARA-KARS ARASI YOLCULUK

Ankara ile Kars arasında sefer yapan Doğu Ekspresi ile yolculuk, kış mevsiminin gelmesiyle yürüyüş ve dağcılık grupları, fotoğraf sanatçıları ve üniversite öğrencilerinin ilgi odağı oluyor.

Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından Çarlık Rusya'nın işgali altında kalan Kars'ın Sarıkamış ilçesinde, dönemin Rus Çarı 2. Nikola'nın yaptırdığı ve "Katerina Köşkü" olarak anılan tarihi av köşkü, Ankara'dan "Doğu Ekspresi" ile gelen turistlerin akınına uğruyor.

Her yaştan insanın seyahat ettiği Doğu Ekspresi'nde Erzurum'a yaklaşırken cağ kebabı sipariş edip Erzurum Gar'daki 10 dakikalık duruş süresi içerisinde satın alabilirsiniz.

MEDENİYETLER BEĞİŞİ ANİ

Doğu Ekspresi ile yolculuk ederseniz Ani Örenyeri ziyaret edeceğiniz tarihi yapıların başında gelmeli. Türkiye-Ermenistan sınırında yer alan, Kars'ın Arpaçay ilçesi yakınında bulunan Ani Örenyeri, 961-1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığı döneminde Ermeni hükümdarlarına başkentlik yaptı. 11. ve 12. yüzyıla ait İslam mimarisi eserlerini de bünyesinde barındıran ve 2012'de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan antik şehir, 15 Temmuz 2016'da Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi.

Ayrıca Cıbıltepe Kayak Merkezi, Çıldır Gölü, Ani Örenyeri'ni gezdikten sonra yöre sakinlerince kar üstünde oynanan ata sporu atlı ciriti de izleyebilirsiniz.

GİRESUN YAYLALARI

Dört mevsim ziyaretçilerine doğanın güzelliklerini sunan Giresun yaylaları, kar yağışının ardından kaplanan beyaz örtüsüyle görenleri hayran bırakıyor. Yaylalarda çam ağaçlarının karla kaplanması, seyrine doyum olmayan görüntüler oluşturuyor ve kış rotaları arasında vazgeçilmezle arasında yer alıyor.

Kümbet Yaylası, Bektaş Yaylası, Kulakkaya Yaylası, Karagöl Yaylaları, Sisli Dağı Yaylası, Kuzalan Şelalesi ve Mavi Göl Giresun yaylalarında görülmesi gerekiyor.

Kent merkezine 32 kilometre uzaklıkta bulunan, Kuzalan Tabiat Parkı içerisinde yer alan Mavi Göl ve Kuzalan Şelalesi'e gitmenizi özellikle öneriyoruz.

UZUNGÖL, ÇAYKARA - TRABZON

Trabzon'un Çaykara ilçesinde zengin bitki örtüsü ve manzarasıyla ünlü Uzungöl, yılın dört mevsimi cezbediyor. Yöre, iş ve şehir hayatından uzaklaşmak isteyen ve alternatif tatil arayanlara doğa ile iç içe vakit geçirme imkanı sunuyor.

Bölgeyi kaplayan çam ağaçlarının yanı sıra bitki örtüsü ve temiz havasıyla da dikkati çeken Uzungöl, kışa özgü muhteşem manzarasıyla fotoğrafçılığa ilgi duyanların vazgeçilmez adresi. Otantik mimarisi, dik yamaçlar ve muhteşem orman örtüsünün bir arada bulunduğu Uzungöl denince akıllara ilk Haldizen Yaylası geliyor.

Ayrıca Şekersu Yaylası ve Uzungöl'ün güney tarafında yer alan Garester Yaylası mutlaka gezi rotanızda olmalı. Uzungöl'ün bir başta turizm merkezlerinden biri olan Şerah Köyü de karla kaplanan ahşap evleriyle görülmeye değer!

ULUDAĞ - BURSA

Uludağ, Türkiye'nin belki de en popüler kayak merkezi... Kayak, snowboard ve diğer kış sporlarına ev sahipliği yapan Uludağ'da pek çok kış sporu yapabilirsiniz. Konumu itibariyle İstanbul'a da çok yakın olan Uludağ'a ulaşım oldukça kolay.

Ayrıca Bursa'ya geldikten sonra kolaylıkla da Uludağ'a gidebilirsiniz. Teleferik hattı ile merkez istasyondan kayak merkezlerinin bulunduğu oteller bölgesine ulaşmak yalnızca yaklaşık 20 dakika kadar sürüyor.

Kayak ve kış sporlarının yanında Uludağ tam bir eğlence merkezi. Buraya gittiğinizde kış aylarında birbirinden keyifli konser ve festivaller ile karşılaşma olasılığınız oldukça yüksek. Kayak yapmasanız bile teleferik kullanarak dağın eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz.

SAFRANBOLU - KARABÜK

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesi 18, 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında inşa edilen evleri ve mimari yapılarıyla karlar altında büyülüyor. Şehir yaşamının telaşı ve stresini bir an olsun unutturacak, baş döndürücü güzellikte olan Safranbolu'nun yöresel lezzetleri, hamamları, tarihi eserleri size eşsiz bir tecrübe yaşatacak.

Buraya gittiğinizde mutlaka çeşit çeşit lokumlardan tatmalısınız. Taptaze lokumları sevdiklerinize hediye ederek onları da mutlu edebilirsiniz. Özgün ürünlerle evinize farklı bir dokunuş katmaya ne dersiniz?

Çünkü Safranbolu'da bakır ve kalay gibi malzemelerden yapılmış pek çok ev aksesuarı da mevcut. Safranbolu'ya gelmişken Yörük Köyü'ne gitmemek olmaz. 750 yaşında olan köyde tarihi Odabaşı Evi'ni de görebilirsiniz.

İSHAKPAŞA SARAYI, DOĞUBAYAZIT - AĞRI

Mimarisi ve tarihsel özelliğiyle Doğu Anadolu Bölgesi'nin görkemli yapılarından İshak Paşa Sarayı, yağan karla beyaza bürünerek kartpostallık görüntüler oluşturuyor.

Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri'ndeki son büyük anıt yapısı olan saray, bu nedenle Lale Devri'nin incisi olarak biliniyor. Saray Osmanlı, Fars ve Selçuklu uygarlığının mimari üslubunu bünyesinde toplayan saray II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa'ca 1685'te yaptırılmış.

"Medeniyetler beşiği" olarak anılan bölgedeki birçok tarihi eser arasında ilk sıralarda yer alan İshak Paşa Sarayı, sunduğu görsel güzelliklerle ilgi odağı oluyor. Eğer yolunuz Ağrı'ya düşerse karlar altındaki İshakpaşa Sarayı'nı görmenizi tavsiye ederiz.

SAPANCA - SAKARYA

Her mevsim farklı renklere bürünerek ziyaretçilerini etkileyen Sapanca, kış turizminin olmazsa olmazı yerleri arasında. Eğer İstanbul'da ikamet ediyor ve yakın bir kaçış noktası arıyorsanız Sapanca sizin için biçilmiş kaftan... İstanbul'a 1,5 - 2 saat uzaklıkta olan Sapanca, göl manzarası ve beyaz örtüyle kaplanan ormanlarıyla kendine çağırıyor.

Milattan önce 1200 yılında yerleşim bölgesi olarak kayıtlara geçen Sapanca, tam anlamıyla milattan sonra 300'lü yıllarda kurulmuş. Ardınsan Selçuklu himayesine geçen Sapanca, sırasıyla Bizanslılar'a daha sonra da Osmanlı'lara geçmiş.

Yeşil ile mavinin binbir tonunun yer aldığı doğası ve eşsiz güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan Doğu Marmara'da turizmin gözdesi Sapanca'ya giderseniz göl çevresinde ve Maşukiye'de huzur dolu yürüyüşler yapmalı, tertemiz havayı içinize çekmelisiniz. Tarihe merakınız varsa Rüstempaşa Camii, Hasan Fehmi Paşa Camii, Cedid ve Rahime Sultan Camii ile Vacihi Kapısı Sapanca'daki Osmanlı yapılarından birkaçı.