Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Taha suresi okunuşu ve türkçe anlamı… Taha suresi tefsiri, arapça yazılışı ve fazileti

        Taha Suresi'nin öncekilerle alakası şu şekilde ortaya çıkmaktadır:

        Meryem Suresi'nde kıssaların kendilerinden önce gelenlere uygunluğu Meryem Suresi'nde pek çok peygamber ve elçinin kıssalarından bahsedilmekte, bunların bir kısmı basitleştirilmiş bir şekilde anlatılmaktadır. Zekeriya, Yahya ve İsa aleyhisselâm kıssaları gibi, bazıları da Musa aleyhisselamın kıssası gibi kısa ve kapsamlı bir şekilde Taha Suresi'nde Musa kıssasından bahsetmiştir.

        İlk Taha Suresi son Meryem Suresi ile bağlantılıdır. Meryem Suresi'nin sonunda Cenab-ı Hakk'ın bu Kur'an'ı Hz. Yüce Allaha, takvâ sahiplerine müjde ve inatçılara bir uyarı olmak üzere şöyle buyurmuştur:

        “Çünkü biz onu, ancak takva sahiplerini müjdeleyesin ve kötü bir kavmi onunla uyarasın diye, senin dilinle kolaylaştırdık.” Taha Suresi'nin başında Yüce Allah şöyle buyurarak bu manayı tasdik etmiştir. “Biz Kur'an'ı sana, korkanlara bir hatırlatma dışında, sıkıntıya düşesin diye indirmedik.” İşte Taha Suresi Arapça okunuşu:

        REKLAM
        .png
        .png

        Taha Suresi Okunuşu

        Bismillahirrahmanirrahim

        • Taha
        • Ma enzelna aleykel kur'ane li teşka
        • İlla tezkiratel limey yahşa
        • Tenziylem mimmen halekal erda ves semavatil ula
        • Errahmanü alel arşisteva
        • Lehu ma fis semavati ve ma fil erdı ve ma beynehüma ve ma tahtes sera
        • Ve in techer bil kavli fe innehu ya'lemüs sirra ve ahfa
        • Allahü la ilahe illa huve lehül esmaül husna
        • Ve hel etake hadiysü musa
        • İz raa naran fe kale li ehlihimküsu innı anestü naral leallı atıküm minha bi kabesin ev ecidü alen nari hüda
        • Felemma etaha nudiye ya musa
        • İnnı ene rabbüke fahla' na'leyk inneke bil vadil mukaddesi tuva
        • Ve enahtertüke festemı' lima yuha
        REKLAM
        • İnnenı enallahü la ilahe illa ene fa'büdnı ve ekımıs salate li zikrı
        • İnnes saate atiyetün ekadü uhfıha li tücza küllü nefsim bi ma tes'a
        • Fe la yesuddenneke anha mel la yü'minü biha vettebea hevahü fe terda
        • Ve ma tilke bi yemınike ya musa
        • Kale hiye asay etevekkeü aleyha ve ehüşşü biha ala ğanemı ve liye fıha mearibü uhra
        • Kale elkıha ya musa
        • Fe elkaha fe iza hiye hayyetün tes'a
        • Kale huzha ve la tehaf se nüıydüha sıratehel ula
        • Vadmün yedeke ila cenahıke tahrüc beydae min ğayri suin ayeten uhra
        • Li nüriyeke min ayatinel kübra
        • İzheb ila fir'avne innehu tağa
        • Kale rabbişrah lı sadrı
        .png
        .png
        REKLAM
        • Ve yessir lı emrı
        • Vahlül ukdetem mil lisanı
        • Yefkahu kavlı
        • Vec'al li vezıram min ehlı
        • Harune ehıy
        • Üşdüd bihı ezrı
        • Ve eşrikhü fı emrı
        • Key nüsebbihake kesıra
        • Ve nezkürake kesıra
        • İnneke künte bina besıyra
        • Kale kad ütiyte sü'leke ya musa
        • Ve lekad menenna aleyke merraten uhra
        • İz evhayna ila ümmike ma yuha
        • Enıkzi fıhi fit tabuti fakzi fıhi fil yemmi fel yülkıhil yemnü bis sahıli ye'huzhü adüvvül lı ve adüvvül leh ve elkaytü aleyke mehabbetem minnı ve li tusnea ala aynı
        REKLAM
        • İz temşı uhtüke fe raca'nake ila ümmike key tekarra aynüha ve la tahzen ve katelte nefsen fe necceynake minel ğammi ve fetennake fütunen fe lebiste sinıne fı ehli medyene sümme ci'te ala kaderiy ya musa
        • Vastana'tüke li nefsı
        • İzheb ente ve ehuke bi ayatı ve la teniya fı zikrı
        • İzheba ila fir'avne innehu tağa
        • Fe kula lehu kevlel leyyinel leallehu yetezekkeru ev yahşa
        • Kala rabbena innena nehafü ey yefruta aleyna ev ey yatğa
        • Kale la tehafa innenı meaküma esmeu ve era
        • Fe'tiyahü fe kula inna rasula rabbike fe ersel meana benı israıle ve la tüazzibhüm kad ci'nake bi ayetim mir rabbik vesselamü ala menittebeal hüda
        • İnna kad uhıye ileyna ennel azabe ala men kezzebe ve tevella
        • Kale fe mer rabbüküma ya musa
        • Kale rabbünellezı a'ta külle şey'in halkahu sümme heda
        • Kale fema balül kurunil ula
        .png
        .png
        REKLAM
        • Kale ılmüha ınde rabbı fı kitab la yedıllü rabbı ve la yensa
        • Ellezı ceale lekümül erda mehdev ve selek leküm fıha sübülev ve enzele mines semai maa fe ahracna bihı ezvacem min nebatin şetta
        • Külu ver'av en'ameküm inne fı zalike le ayatil li ülin nüha
        • Minha halaknaküm ve fıha nüıydüküm ve minha nuhricüküm taraten uhra
        • Ve lekad eraynahü ayatina külleha fe kezzebe ve eba
        • Kale ec'tena li tuhricena min erdına bi sıhrike ya musa
        • Fe le ne'tiyenneke bi sıhrim mislihı fec'al beynena ve belneke mev'ıdel la nuhlifühu nahnü ve la ente mekanen süva
        • Kale mev'ıdüküm yevmüz zınet ve ey yuhşeran nasü duha
        • Fe tevella fir'avnü fe cemea keydehu sümme eta
        REKLAM
        • Kale lehüm musa veyleküm la tefteru alellahi keziben fe yüshıteküm bi azab ve kad habe meniftera
        • Fe tenazeu emrahüm beynehüm ve eserrun necva
        • Kalu in hazani le sahırani yürıdani ey yuhricaküm min erdıküm bi sıhrihima ve yezheba bi tarıkatikümül müsla
        • Fe ecmiu keydeküm sümme'tu saffa ve kad eflehal yevme menista'la
        • Kalu ya musa imma en tülkıye ve imma en nekune evvele men elka
        • Kale bel elku fe iza hıbalühüm ve ısıyyühüm yühayyehü ileyhi min sıhrihim enneha tes'a
        • Fe evcese fı nefsihı hıyfetem musa
        • Kulna la tehaf inneke entel a'la
        .png
        .png
        • Ve elkı ma fı yemınike telkaf ma saneu innema saneu keydü sahır ve la yüflihus sahırü haysü eta
        • Fe ülkıyes seharatü sücceden kalu amenna bi rabbi harune ve musa
        • Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebırukümüllezı allemekümüs sıhr fe le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve le üsallibenneküm fı cüzuın nahli ve le ta'lemünne eyyüna eşeddü azabev ve ebka
        • Kalu len nü'sirake ala ma caena minel beyyinati vellazı fetarana fakdı ma ente kad innema takdıy hazihil hayated dünya
        • İnna amenna bi rabbina li yağfira lena hatayana ve ma ekrahtena aleyhi mines sıhr vallahü hayruv ve ebka
        REKLAM
        • İnnehu mey ye'ti rabbehu mürimen fe inne lehu cehennem la yemutü fıha ve la yahya
        • Ve mey ye'tihı mü'minen kad amiles salihati fe ülaike lehümüd deracatül ula
        • Cennatü adnin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve zalyike cezaü men tezekka
        • Ve lekad evhayna ila musa en esri bi ıbadı fadrib lehüm tarıkan fil bahri yebesa la tehafü derakev ve la tahşa
        • Fe etbeahüm fir'avnü bi cünudihı fe ğaşiyehüm minel yemmi ma ğaşiyehüm
        • Ve edalle fir'avnü kavmehu ve ma heda
        • Ya benı israıle kad enceynaküm min adüvviküm ve vaadnaküm canibet turil eymene ve nezzelna aleykümül menne ves selva
        • Külu min tayyibati ma razaknnaküm ve la tatğav fıhi fe yehılle aleyküm ğadabı ve mey yahlil aleyhi ğadabı fe kad heva
        • Ve innı le ğaffarul limen tabe ve amene ve amile salihan sümmehteda
        • Ve am a'celek an kavmike ya musa
        REKLAM
        • Kale hüm ülai ala eserı ve aciltü ileyke rabbi li terda
        • Kale fe inna kad fetenna kavmeke mim ba'dike ve edallehümüs samiriyy
        • Fe racea musa ila kavmihı ğadbane esifa kale ya kavmi elem yeıdküm rabbüküm va'den hasena e fe tale aleykümül ahdü em eradtüm ey yehılle aleyküm ğadabüm mir rabbiküm fe ahleftüm mev'ıdı
        • Kalu ma ahlefna mev'ıdeke bi melkina velakinna hummilna evzaram min zınetil kavmi fe kazefnaha fe kezalike elkas samiriyy
        • Fe ahrace lehüm ıclen cesedel lehu huvarun fe kalu haza ilahüküm ve ilahü musa fe nesiy
        .png
        .png
        • E fe la yeravne ella yarciu ileyhim kavlev ve la yemlikü lehüm darrav ve la nef'a
        • Ve le kad kale lehüm harunü min kablü ya kavmi innema fütintüm bih ve inne rabbekümür rahmanü fettebiuni ve etıy'u emrı
        REKLAM
        • Kalu len nebreha aleyhi akifıne hatta yarcia ileyna musa
        • Kale ya harunü ma meneake iz raeytehüm dallu
        • Ella tettebian e fe esayte emri
        • Kale yebneümme la te'huz bi lıhyetı ve la bi ra'si innı haşıtü en tekule ferrakte beyne benı israıle ve lem terkub kavlı
        • Kale fe ma hatbüke ya samiriyy
        • Kale besurtü bi ma lem yebsuru bihı fe kabadtü kabdatem min eserir rasuli fe nebeztüha ve kezalike sevvelet lı nefsı
        • Kale fezheb fe inne leke fil hayati en tekule la misase ve inne leke mev'ıdel len tuhlefeh venzur ila ilahikellezı zalte aleyhi akifale nüharrıkannehu sümme le nensifennehu fil yemmi nesfa
        • İnnema ilahükümüllahüllezı la ilahe illa hu vesia külle şey'in ılma
        • Kezalike nekussu aleyke min embai ma kad sebak ve kad ateynake mil ledünna zikra
        REKLAM
        • Men a'rada anhü fe innehu yahmilü yevmel kıyameti vizra
        • Halidıne fıh ve sae lehüm yevmel kıyameti hımla
        • Yevme yünfehu fis suri ve nahşürul mücrimıne yevmeizin zürka
        • Yetehafetune beynehüm il lebistüm illa aşra
        • Nahnü a'lemü bima yekulune iz yekulü emselühüm tarıkaten il lebistüm illa yevma
        • Ve yes'eluneke anil cibali fe kul yensifüha rabbı nesfa
        • Fe yezeruha kaan safsafa
        • La tera fıha ıvecev ve la emta
        • Yevmeiziy yettebiuned daıye la ıvece leh ve haşeatil asvatü lir rahmani fe la tesmeu illa hemsa
        • Yevmeizil la tenfeuş şefaatü illa men ezine lehür rahmanü ve radıye lehu kavla
        • Ya'lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm ve la yühıytune bihı ılma
        REKLAM
        • Ve anetil vücuhü lil hayyil kayyum ve kad habe men hamele zulma
        • Ve mey ya'mel mines salihüti ve hüve mü'minün fe la yehafü zulmev ve la hadma
        • Ve kezalike enzelnahü kur'anen arabiyyev ve sarrafna fıhi minel veıydi leallehüm yettekune ev yuhdisü lehüm zikra
        • Fe teallellahül melikül hakk ve la ta'cel bil kur'ani min kabli ey yukda ileyke vahyühu ve kur rabbi zidnı ılma
        • Ve lekad ahıdna ila ademe min kablü fe nesiye ve lem necid lehu azma
        • Ve iz kulna lil melaiketiscüdu li ademe fe secedu illa iblıs eba
        • Fe kulna ya ademü inne haza adüvvül leke ve li zevcike fe la yuhricenneküma minel cenneti fe teşka
        • İnne leke ella tecua fıha ve la ta'ra
        • Ve enneke la tazmeü fıha ve la tadha
        REKLAM
        • Fe vesvese ileyhiş şeytanü kale ya ademü hel edüllüke ala şeceratil huldi ve mülkil la yebla
        • Fe ekela minha fe bedet lehüma sev'atühüma ve tafika yahsıfani aleyhima miv verakıl cenneti ve asa ademü rabbehu fe ğava
        • Sümmectebahü rabbühu fe tabe aleyhi ve heda
        • Kelehbita minha cemıam ba'duküm li ba'dın adüvv fe imma ye'tiyenneküm minnı hüden fe menittebea hüdaye fe la yedıllü ve la yeşka
        • Ve men a'rada an zikrı fe innel lehu meıyşeten dankev ve nahşüruhu yevmel kıyameti a'ma
        • Kale rabbi lime haşertenı a'ma ve kad küntü besıyra
        • Kale kezalike etetke ayatüna fe nesıteha ve kezalikel yevme tünsa
        • Ve kezalike neczı men esrafe ve lem yü'mim bi ayati rabbih ve le azabül ahırati eşeddü ve ebka
        • E fe lem yehdi lehüm kem ehleknü kablehüm minel kuruni yemşune fı mesakinihim inne fı zalike le ayatil li ülin nüha
        REKLAM
        .png
        .png
        • Velev la kelimetün sebekat mir rabbike le kane lizamev ve ecelüm müsemma
        • Fasbir ala ma yekulune ve sebbıh bi hamdi rabbike kable tuluış şemsi ve kable ğurubiha ve min anail leyli fe sebbıh ve atrafen nehari lealleke terda
        • Ve la temüddenne aynelke ila ma metta'na bihı ezvacem minhüm zehratel hayatid dünya li neftinehüm fıh ve rizku rabbike hayrun ve beka
        • Ve'mur ehleke bis salati vastabir aleyha la nes'elüke rizka nahnü nerzükuk vel akıbetü lit takva
        • Ve kalu lev la ye'tiyna bi ayetim mir rabbih e ve lem te'tihim beyyinetü ma fis suhufil ula
        • Ve lev enna ehleknahüm bi azabim min kablihı le kalu rabbena lev la erselte ileyna rasulen fe nettebia ayatike min kabli en nezille ve nahza
        • Kul küllüm müterabbisun fe terabbesu fe se ta'lemune men ashabüs sıratıs seviyyi ve menihteda.
        REKLAM

        Taha Suresi Anlamı

        Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla

        1 - Tâ, Hâ,

        2 - Ey Muhammed! Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.

        3 - Ancak Allah'tan korkan kimse için bir öğüt olarak (indirdik.)

        4 - Yeri ve yüce gökleri yaratanın katından yavaş yavaş bir indirilişle (onu) indirdik.

        5 - O Rahmân (kudret ve hakimiyyetiyle) Arş'a hakim oldu.

        6 - Bütün göklerde olanlar, bütün yerdekiler, bu ikisinin arasında ve toprağın altıda bulunanlar O'nundur.

        7 - Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustağnîdir.). Çünkü O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

        8 - Allah O'dur ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.

        9 - (Habîbim!) Musa'nın (başından geçen hayat) hikayesi sana geldi mi?

        REKLAM

        10 - Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.

        11 - Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: "Ey Musa!

        12 - "Ben şüphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın."

        13 - "Ben seni seçtim, şimdi (sana) vahyolunacak şeyleri dinle."

        14 - Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.

        15 - Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.

        16 - Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.

        17 - Ey Musa! Sağ elindeki nedir?

        REKLAM

        18 - Musa dedi: "O benim asâm (değneğim) ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim (faydalanacağım şeyler) de var"

        19 - Allah: "Ey Musa! onu (yere) bırak dedi.

        20 - Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! O bir yılan olmuş koşuyor.

        21 - Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz"

        22 - Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.

        23 - "Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık."

        24 - "Firavun'a git, çünkü o hakikaten azdı."

        25 - Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver,

        26 - İşimi kolaylaştır,

        27 - Dilimden düğümü çöz

        28 - Ki, sözümü iyi anlasınlar.

        29 - Bir de bana ailemden bir vezir ver.

        30 - Kardeşim Harun'u (ver).

        REKLAM

        31 - Onunla arkamı kuvvetlendir.

        32 - (Elçilik) işimde onu bana ortak et.

        33 - Ki seni çok tesbih edelim.

        34 - Seni çok analım.

        35 - Şüphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun."

        36 - Allah buyurdu: "Ey Musa! Dilediğin (şeyler) sana verildi."

        37 - "And olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik"

        38 - Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:

        39 - "Onu (Musa'yı) tabut içine koy da denize bırak. Deniz de onu sahile atsın. Onu hem bana düşman, hem ona düşman olan biri alsın." Bir de benim gözetimim altında yetiştirilmen için, üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım. (Ey Musa!)

        .png
        .png

        40 - Hani kız kardeşin (Firavun'un sarayına) giderek: "Ona bakacak birini size buluvereyim mi? diyordu. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun da kederlenmesin. Hem sen, bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık. Seni çeşitli musibetlerle imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra ey Musa! Belli bir çağa (peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa) geldin.

        REKLAM

        41 - Ben, seni kendime (peygamber) seçtim.

        42 - Sen kardeşinle birlikte mucizelerimle git. İkiniz de beni anmakta gevşeklik etmeyin.

        43 - Firavun'a gidin, çünkü o gerçekten azdı.

        44 - Varın da ona yumuşak söz söyleyin; olur ki, öğüt dinler, yahut korkar.

        45 - (Musa ile Harun) "Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığını artırmasından korkarız" dediler.

        46 - Allah buyurdu ki: "Korkmayın, zira ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm."

        47 - Hemen gidin de Firavun'a deyin ki: "Biz Rabbinin (sana gönderilen) elçileriyiz. Artık İsrailoğulları'nı bizimle gönder, onlara azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam doğru yolda gidenleredir."

        48 - "Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab şüphesiz (gerçeği) inkâr edip ona sırt çevirenleredir."

        49 - Firavun: "Ey Musa! Sizin Rabbiniz kimdir?" dedi.

        REKLAM

        50 - Musa: "Bizim Rabbimiz her şeye şeklini veren, sonra da yolunu gösterendir." dedi.

        51 - Firavun : "Öyleyse geçmiş asırlardaki insanların durumu nedir?" dedi.

        52 - Musa dedi ki: "Onların bilgisi Rabbimin katında bir kitapta yazılıdır. Rabbim yanlış yapmaz ve unutmaz."

        53 - "Yeryüzünü sizin için bir döşek yapan, oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren O'dur." İşte biz o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık.

        54 - Hem siz yiyin, hem de hayvanlarınızı otlatın. Akıl sahipleri için bunda nice ibretler vardır!

        55 - Sizi yerden (topraktan) yarattık, yine (ölümünüzden sonra) ona döndüreceğiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çıkaracağız.

        56 - And olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi.

        REKLAM

        57 - (Firavun Musa'ya şöyle) dedi: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin bize?"

        58 - "O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana geleceğiz (karşına çıkacağız); şimdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir buluşma yeri tayin et ki; ne senin, ne bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun."

        59 - Musa: "Sizinle buluşma zamanı, süs (bayramı) günü ve insanların toplanacağı kuşluk vaktidir." dedi.

        60 - Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasıtalarını topladıktan sonra geldi.

        61 - Musa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size! Allah'a yalan uydurmayın. Sonra bir azap ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah'a) iftira eden hüsrana uğramıştır."

        62 - Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular

        63 - Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun'u göstererek şöyle dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdır; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar."

        REKLAM

        64 - "Onun için bütün tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra hep bir sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır."

        65 - Sihirbazlar: "Ey Musa! Ya sen at, yahud ilk atan biz olalım" dediler.

        66 - Musa dedi ki: "Hayır, siz atın." Bir de ne görsün! Onların ipleri ve değnekleri, yaptıkları sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmış gibi geldi.

        67 - Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti.

        68 - Biz dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin) "

        69 - "Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz."

        70 - Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar, "Musa ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.

        REKLAM

        71 - Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.

        72 - (İman eden sihirbazlar şöyle) dediler: "Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin."

        73 - "Doğrusu biz hem günahlarımıza, hem bizi zorladığın sihre karşı, bizi bağışlasın diye, Rabbimize iman ettik. Allah (sevabça senden) daha hayırlı ve (azab verme bakımından da) daha devamlıdır."

        74 - Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.

        75 - Kim de ona bir mümin olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır.

        REKLAM

        76 - Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır. Meâl-i Şerifi

        77 - Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin."

        78 - Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren (korkunç boğulma) sarıverdi

        79 - Böylece Firavun kavmini yanlış yola sürükledi ve doğru yola götürmedi.

        80 - Ey İsrailoğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Tûr dağının sağ yanında size söz verdik, üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın indirdik.

        81 - Size verdiğimiz rızıkların en temizlerinden yiyin ve bunda taşkınlık etmeyin, sonra üzerinize gazabım iner. Kimin üzerine de gazabım inerse, muhakkak o mahvolur.

        REKLAM

        82 - Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.

        83 - "Ey Musa! Seni kavminden (ayırıp) daha çabuk (gelmeye) sevkeden nedir?" (dedik.)

        84 - Musa: "Onlar benim izimdeler (arkamdan beni takip edip geliyorlar). Ben sana acele ettim (geldim) ki, hoşnud olasın" dedi.

        85 - Allah: "Doğrusu biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı" dedi.

        86 - Hemen Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü (onlara şöyle) dedi: "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaad ile söz vermedi mi? Size bu süre mi çok uzun geldi, yoksa Rabbinizden size bir gazab inmesini arzu ettiniz de mi, bana olan vaadinizden caydınız?"

        87 - Onlar dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz o (Kıbtî) kavminin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları (ateşe) attık. Sâmirî de (kendi mücevheratını) böylece atmıştı."

        REKLAM

        88 - Nihayet Sâmirî onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Bunun üzerine Sâmirî ve adamları: "İşte sizin de, Musa'nın da ilâhı budur, ama o unuttu" dediler.

        89 - Onlar görmüyorlar mıydı ki, o buzağı, kendilerine hiçbir sözle karşılık veremiyor; onlara ne bir zarar, ne de bir yarar vermeye sahip bulunamıyordu.

        90 - And olsun ki Harun daha önce onlara: "Ey kavmim! Siz bununla (buzağı ile) imtihana çekildiniz. Sizin gerçek Rabbiniz Rahmân'dır. Gelin bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.

        91 - Onlar (cevap olarak şöyle) demişlerdi: "Musa bize dönüp gelinceye kadar, biz ona tapmaya elbette devam edeceğiz."

        92 - (Musa gelince kardeşine şöyle) dedi: "Ey Harun! bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit, seni engelleyen ne oldu?"

        93 - "(Neden) benim yolumu takip etmedin, benim emrime karşı mı geldin?"

        REKLAM

        94 - Harun: "Ey anamın oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma. Ben senin 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum." dedi.

        95 - (Hz. Musa bu defa Sâmirî'ye dönerek) "Ey Sâmirî! Senin bu yaptığın nedir?" dedi.

        96 - Sâmirî: "Onların görmedikleri bir şey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail'in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu, bana böylece nefsim hoş gösterdi" dedi.

        97 - (Musa ona şöyle) dedi: "Haydi çekil git. Artık senin için hayat boyunca, 'benimle temas yok' diye söylemen var (bir vahşi gibi yapayalnız yaşamağa mahkum olacaksın). Hem senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Bir de ibadet edip durduğun ilâhına bak; elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracağız."

        REKLAM

        98 - Sizin ilâhınız, ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'dır. Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır.

        99 - (Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana katımızdan bir zikir (düşünüp kendisinden ibret alınacak bir kitab) verdik.

        100 - Kim ondan yüz çevirirse, şüphesiz o, kıyamet günü bir günah yüklenecektir.

        101 - Devamlı o azabın altında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için, bu ne fena bir yüktür!

        102 - Sûr'a üfürüleceği gün ki biz suçluları o gün, (gözleri korkudan) göğermiş olarak mahşerde toplayacağız.

        103 - "Siz dünyada sadece on(gün) kaldınız" diye kendi aralarında gizli gizli konuşurlar.

        104 - Aralarında ne konuşacaklarını biz çok iyi biliriz. Görüşü en üstün olan: "Ancak bir gün kaldınız" diyecektir.

        REKLAM

        105 - (Ey Muhammed!) Sana dağlar(ın kıyametteki durumunu) sorarlar, de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak."

        106 - "Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak."

        107 - "Orada ne bir çukur, ne de bir tümsek göreceksin."

        108 - O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye (Sûr'a üfleyenin çağrısına) uyarlar. Öyleki, Rahmân'ın heybetinden sesler kısılmıştır. Artık bir fısıltıdan başka hiçbir şey işitemezsin.

        109 - O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez.

        110 - Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Onlar ise O'nu ilmen kavrayamazlar.

        111 - Bütün yüzler, diri ve bütün yarattıklarını gözetip duran Allah'a baş eğmiştir. Bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana uğramıştır.

        REKLAM

        112 - Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar.

        113 - İşte böylece biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açıkladık ki belki sakınırlar, yahut onlara bir ibret ve uyanış verir.

        114 - Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir. (Ey Muhammed!) Kur'ân sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce (unutma korkusu ile) Kur'ân'ı okumada acele etme; "Rabbim! benim ilmimi artır" de.

        115 - Doğrusu bundan önce Âdem'e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlılık) bulmadık.

        116 - Bir vakit meleklere: "Âdem(e hürmet) için secde edin" demiştik; İblis'ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti.

        117 - Biz de (Âdem'e) şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis) sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun (sıkıntı çeker, perişan olursun)."

        REKLAM

        118 - "Doğrusu senin acıkmaman ve çıplak kalmaman (ancak) cennettedir. "

        119 - Ve sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın"

        120 - Nihayet şeytan ona vesvese verdi. Şöyle dedi: "Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?"

        121 - Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı.

        122 - Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve ona doğru yolu gösterdi.

        123 - Allah (onlara) şöyle dedi: "Birbirinize düşman olmak üzere hepiniz oradan (cennetten) inin. Artık benden size bir hidayet (kitab) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa işte o, sapıklığa düşmez ve (ahirette) zahmet çekmez.

        REKLAM

        124 - Her kim de benim zikrimden (Kur'ân'dan) yüz çevirirse, (bilsin ki) ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.

        125 - (O zaman Kur'ândan yüz çeviren kimse) "Rabbim! beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der.

        126 - Allah: "Böyledir, sana âyetlerimiz gelmişti de onları sen unutmuştun, bugün de öylece unutulursun" der.

        127 - İşte haddi aşanları, Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Ve muhakkak ki ahiret azabı (dünya azabından) daha şiddetli ve daha devamlıdır.

        128 - Onları, yerlerinde gezip durdukları şu kendilerinden önce yok ettiğimiz bunca nesiller(in o korkunç akibeti) doğru yola sevk etmedi mi? Doğrusu bunda ibret alacak aklı olanlar için nice deliller vardır.

        129 - Eğer Rabbinin verdiği bir hüküm ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı.

        REKLAM

        130 - O halde, dediklerine sabret; güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir kısım vakitlerinde ve gündüzün etrafında da tesbih et ki hoşnudluğa eresin.

        131 - Kâfirlerden bir kısmına, onları sınamak için dünya hayatının zineti olarak verdiğimiz ve onunla kendilerini geçindirdiğimiz şeye (mal ve saltanata) sakın rağbetle bakma. Rabbinin (ahiretteki) rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır.

        132 - (Ey Muhammed!) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de ona sabırla devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel akibet takva sahiplerinindir.

        133 - (İnkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçık deliller gelmedi mi?

        134 - Eğer biz, onları bundan (peygamber veya Kur'ân'dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık, olmaz mıydı?" diyeceklerdi.

        135 - De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Haberi Hazırlayan: Yusuf Yıldız
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa