Virüsün kendisi kadar zararlı! Ancak korunmak mümkün! İşte o tavsiyeler!
Koronavirüse dair endişeler ruh sağlığımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Uzmanlar, kaygının doğal bir durum olduğunu ancak günlük hayatımız olumsuz yönde etkilenmeye başlıyorsa profesyonel destek alınması gerektiğini vurguluyor. Bu süreçte yapılması gerekenlere ilişkin tavsiyelerde bulunan Ruh Sağlığı Derneği uzmanlarından Uzman Psikolog Şeyma Kaplan, "Boş zamanlarda mütemadiyen aynı şeyleri tekrarlamak bir süre sonra hayat enerjimizi azaltır, motivasyonumuzu düşürür" diyerek, yapılacak aktiviteleri sıraladı
Tüm dünyanın etkilendiği pandemi sürecinde evden çıkamadığımız ve hayat düzenimizin rutinin dışına çıktığı bir dönem yaşıyoruz. Koronavirüse dair endişeler ruh sağlığımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Uzmanlar, kaygının doğal bir durum olduğunu ancak günlük hayatımız olumsuz yönde etkilenmeye başlıyorsa profesyonel destek alınması gerektiğini vurguluyor.
Bu süreçte yapılması gerekenlere ilişkin bir dizi tavsiyelerde bulunan Ruh Sağlığı Derneği uzmanlarından Uzman Psikolog Şeyma Kaplan, "Bu süreç hala bitmedi ve evde neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Bunun yanında yaşam düzenimizin dışarıdan gelen bir uyarıcıyla değişmek zorunda kalması pek çoğumuzu olumsuz etkiledi. Çocuklar evde, çalışma koşullarını ayarlayabilen ebeveynler evde. Evlerimiz dinlendiğimiz bir yerken birden bire hem çalışma hem de okul olmaya başladı. Evimiz birkaç oda, aynı mobilyalar, aynı duvarlar, üzerimizde ise pijamalarımızla hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek zorunda kaldık. Bunun yanında yapılacak şeyler evde daha çabuk biter oldu. Ancak boş zamanlarda mütemadiyen aynı şeyleri tekrarlamak bir süre sonra hayat enerjimizi azaltır, motivasyonumuzu düşürür" diye konuştu.
İŞTE YAPILMASI GEREKENLER...
Küçük değişikliklerle hem evin havasını değiştirme hem de evlerimizi daha kullanışlı hale getirmenin mümkün olduğunu aktaran Uzman Psikolog Kaplan, korona günlerinde yapılması gerekenleri anlattı.
Kaplan, şu önerilerde bulundu:
ARA SIRA MOBİLYALARIN YERLERİNİ DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ
* Evdeki mobilyaların ara sıra yerlerini değiştirebilir farklı bir hava yaratabiliriz.
* Çalışma odası ya da köşeler oluşturabilirsek eğer evin yaşam alanlarının ortasında çalışarak dinlenme ve çalışma arasında kalmamış oluruz.
* Çalışma ve okul saatlerimiz bittiğinde dinlenme zamanlarını planlayabiliriz.
* Mesala bir müzik açabiliriz ve küçük molalar oluşturabiliriz.
DANS ETMEK ÇOCUĞA 'SORUN YOK, SAĞLIKLIYIZ, BERABERİZ' MESAJI VERİYOR
* Günün belli bir saatini dans saati olarak belirleyebilirsiniz. Açın müziğin sesini biraz. Sadece dinleyin ve dans edin. Anne babasını dans ederken gören çocuklar inanılmaz mutluluk duyuyor. Bir anlamda “Sorun yok, sağlıklıyız, mutluyuz ve beraberiz” mesajını vermiş olursunuz hem kendinize hem de çocuğunuza.
* Sessiz film saatleri yapabiliriz. Birer kase mısır patlatıp ekranlardan uzak ailece sessiz sinema oynayabiliriz ya da tabu gibi oyunlarla keyifli zamanlar yaşayabiliriz.
* Çok parçalı bir puzzle tamamlayabilirsiniz. Örneğin 1000 parçalı bir puzzle ile pandemi döneminde yeni bir hobi edinebilirsiniz. Monopoly ya da jenga gibi oyunlarınız varsa oynayabilirsiniz. Bunları evde kendiniz tasarlayabilirsiniz.
EVDE OYUN TASARLAYIN
* Bunun yanında mangla da evde yumurta kutuları ve kaselerle nohut taneleriyle tasarlanabilir bir oyun. Hem tasarım hem oynama etkinlikleri yapabilir hatta turnuvalar yapabilirsiniz.
* Çalmayı bıraktığınız enstrümanınıza geri dönebilirsiniz. Eskiden çaldığınız şimdi ise çalmadığınız o enstrümanın tozunu alabilir ve pratik yapabilirsiniz. Eğer yoksa yeni bir tane edinebilir ve online eğitim alabilirsiniz.
* Bastırdığınız ya da ifade etmekten kaçındığınız duygularınızı anlatmak için şiir ya da otobiyografi yazabilirsiniz. İfade edilmeyen duyguların sağlığımız açısında olumsuz etkileri olduğunu bilmelisiniz. Bu etkinliği yapmanın dolaylı yoldan bağışıklığınızı korumaya da etkisi olacağını bilmelisiniz.
AİLECE YEMEK YAPIN
* Hep birlikte mutfağa girebilir ve ailece yemek yapabilirsiniz. Her birey bir çeşit yemek veya salata yapabilir ve imece usulü sofralar hazırlaybilirsiniz. Bu çocuklarda organizasyon ve yardımlaşma becerisi kazandıracağı gibi ailenin birlikte harekjet etmesi bağlılığı güçlendirecektir. Farklı tarifler deneyin. Yemek hazırlama sürecinde savaş alanına dönen mutfağınızı gözünüzde büyütmeyin. Nasıl olsa birlikte yeni bir etkinlik olarak temizlemek için de birlikte hareket edebilirsiniz.
* Makarnaları boyayabilir, eski bir çerçeveye yapıştırarak geri dönüşüm etkinliği yapabilirsiniz. Küçük yaş çocuklarda renkleri öğrenme etkinliği yaparken sayabilir hem de sayı bilgisi becerisini geliştirebilirsiniz. Bunun gibi taşlarla da boayma ve tasarımlar yapabilirsiniz.
* Kitap okuma etkinliği yapabilirsiniz. Satın aldığımız sonra kitaplığımızın bir rafına koyup okuma fırsatını bulamadığımız kitaplar okunmaktan çok memnun olacaklar. Ailece de kitap okuyabilirsiniz. Küçük yaş çocuklar için okuduğunuz bir öyküyü ortasına kadar okuyup bırakın. Sonunu yazabilir ya da ailece hayal edebilir ortak bir son yazabilirsiniz. Bu sayede hayal gücümüz etkinleşir. Hatta sonra bir de bu işi oyunculuğa dökebilir drama etkinliği yapabilirsiniz. Kim hangi karakteri seçecek diye birbirinizin sözünü kesmeden ve tek ses kuralıyla sırayla birbirini dinleme davranışı geliştirme etkinliği yapabilirsiniz.
MÜZE VE GALERİLERİ SANAL ORTAMDA GEZİN
* Dünya çapında 500’den fazla müze ve galeriyi sanal ortamda gezmeniz mümkün. Ayrıca online konserler ile gününüzü keyifli hale getirip erişime açık olan kütüphane ve dergiler ile keyifli vakit geçirebilirsiniz. Tüm arşivlerine ücretsiz erişim sunun TÜBİTAK'ın Bilim Çocuk ve Meraklı Minik sayılarını çocuğunuzla birlikte incelebilirsiniz. Artan teknoloji kullanımını bunun gibi daha verimli erişimlerle zenginleştirebilirsiniz.
* Evde yaşlı ebeveynlerimizle yaşıyorsak ya da evden çok kısıtlı çıkabilen ve evde daha keyifli vakit geçirmesini istediğimiz yaşlılarımız varsa bu etkinlikleri onlarla da yapabiliriz. Ayrıca bulmaca bilmece etkinlikleri yapabilirsiniz.
* Eskilerde yapılan örgü veya el işi etkinlikleri planlanabilir. Anneanne/babaanne ve dedelerimizin çocuklarımıza bildiklerini öğretebilecekleri ortamlar oluşturabiliriz. Yıllar önce yaptığımız bir çalışma vardı ‘Sözlü Tarih’ adında... Bu çalışma eskiden yaşanan olayları yaşlılarımızın dilinden dinleyip kaleme alma çalışmasıydı. Bunun gibi yaşlılarımızdan her akşam bir hikaye dinleyip bunları kaleme alarak aile anı kitabı adı verilen bir çalışma yapılabilir. Böylece büyüklerimizin yaşantılarından dersler çıkarabileceğimiz gibi; onların 'hala bana ihtiyaçları var' düşüncesine sahip olmasını sağlayabiliriz. Böylece 'Benim bu dünyadaki misyonum bitti' gibi bir düşünce yaşamalarının önüne geçebiliriz. Bu gibi düşüncelerin bağışıklık sistemini zayıflattığı bilinmektedir. Dolayısıyla büyük ebeveynlerimizin bağışıklığına dolaylı yoldan destek vermiş oluruz.
* Ayrıca bu dönemde depresyon ve benzeri durumların da etkisiyle demans gibi unutkanlıkların arttığı durumlar gözlemlemekteyse nöroloji uzmanına başvurulmalı. Bunu önlemek amaçlı olarak da sözlü tarih çalışmalarının yanında bilmece, bulmaca ve el işi etkinliklerine daha fazla zaman ayırılmalı.
* Etkinlikler üretkenliği artıracağı gibi yeni bir dil öğrenme ortamı oluşturulabilirse demansla mücadelede etkili olöacağı düşünülmektedir.
"KENDİNİZE İZİN VERİN, YORULABİLECEĞİNİZİ UNUTMAYIN"
Tüm bunları organize ederken zaman zaman kişilerin sıkılabileceğini ve kendilerini yorgun hissedebileceklerine değinen Uzman Psikolog Şeyma Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendinize izin verin. Resim yapmak, hamurla oynamak, oyun oynamak, yap boz yapmak, farklı etkinlikler organize etmek, ders dinlemek ve ödev yapmak hepsi vakit geçirtir ama bir yere kadar. Yetişkin olarak tüm gün çocukla oyun oynayabilmek de zor ve yorucu olabilir. Çocuğuna sürekli bir aktivite sunmaya çalışan ebeveyn bir zaman sonra tıkanır. Çocuk sıkılmaya başlar. Çocuğunun sıkıldığını gören anne ya da baba çaresizleşir. Arkasından öfke gelebilir ve herkes diğerini suçlamaya başlayabilir. Yaşanan koşullardan ötürü zaten yeterince gergin olan anne ve baba süreci idare etmekte zorlanabilir. Sonrasında hem suçlu hissetme hem de bir vicdan azabı duygularımıza eşlik edebilir. Vicdan azabıyla daha çok oynamaya, ilgilenmeye çalışmayın. Yorulabileceğinizi unutmayın. Anne baba olarak çocuğunuzun her anını eğlenceli ve verimli geçirmesini sağlayamayabilirsiniz. Bu mükemmelliyetçi ebeveyn özelliğidir ve çocuğa da mükemmel olması gerektiğini öğretir. Yani siz güzel bir iş çıkardığınızı düşünürken gerçeklikten uzaklaşmaya başlarsınız. Kendinize alan yaratın, çocuğunuza da sıkılması için alan bırakın, biraz sıkılsın, kendi başına bir şeyler yaratmaya çalışsın.
Günün sonunda günü değerlendirme toplantıları yapabilirsiniz. Bu gün nasıl geçti? Aklından geçenler, yoğun olarak hissettiklerin nelerdi? En çok neyi, kimleri özledin? Bu toplantılarda siz de düşünce ve duygularınızı açıkça paylaşmak güven oluşturur korkmayın. Gününüz kötü geçtiyse zorlandığınızı, mutsuz olduğunuzu ya da hissettiğiniz ne ise açıkça söyleyin ki onlar da olumsuz duygularını ifade etmeyi öğrenebilsinler. Çocukların olumsuz duygularını da kabul edip dile getirebilen ebeveynlere ihtiyaçları olduğunu unutmayın."
"BUGÜNÜ YAŞAYIN"
Dün BBC Türkçe'de "Koronavirüste ikinci dalgayı en az korku ve stresle nasıl atlatırsınız?" başlığıyla yayınlanan haberde ise Nöropsikolog Erik Matser'in görüşlerine yer verildi. Psikolojik sıkıntıları azaltmanın yolunun, beynin biraz dinlendirilmesi olduğunu söyleyen Matser, bunun yolunun da günlük düzenli egzersizler yapmaktan geçtiğini dile getirdi. Ancak Matser, salonda boks yapmak, kum torbası dövmek yerine, doğada uzun yürüyüşler yapılmasını önerdi.
Hollandalı uzmanlar, salgının ikinci dalgasında psikolojik sorunları en aza indirmek için yapılması gerekenleri ise şöyle özetledi:
Sosyalleşin: Salgına ve mesafe zorunluluğuna rağmen sosyal ilişkilerinizi geçmişteki düzeyde tutun. 1,5 metre mesafeden de olsa, insanlarla görüşmeyi sürdürün.
Hareket edin: Günlük olarak, mümkünse yeşil bir ortamda yürüyüş yapın. Bu vücudun stres düzeyini aşağıya çeker. Orman, kumsal gibi engebeli alanlarda yürümek, çok fazla adrenalin sağlayan zorlu egzersizlerden daha iyidir.
Olumlu şeyler planlayın: Film izlemek, kedi sevmek, arkadaşlarla sohbet etmek gibi günde en az bir iki olumlu plan yapın. Olumsuz mesaj ve iletişimi sınırlayın. Bu, olumlu bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir.
Bugünü yaşayın: Gelecek hafta ya da gelecek ay için boşuna endişelenmeyin. "Zihinsel zaman yolculukları" ile olumlu hayaller kurarak, günlük endişelerden uzaklaşmaya çalışın.