Saadet Partisi tezkereye "Evet" dedi!
Saadet Partisi, "Türkiye'nin, Libya'nın meşru hükümeti Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yaptığı 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması' anlaşmasını önemli buluyor ve destekliyoruz. Libya'ya asker gönderme konusunun doğru planlanması gereken bir adım olduğuna inanıyoruz. Süreç doğru kurgulanırsa; askerimizin oradaki varlığı bile başlı başına birçok yanlış adımın atılmasını engelleyebilecektir" açıklamasını yaptı
Saadet Partisi, Libya ile yapılan 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması' ve 'Libya'ya Asker Gönderme Tezkeresi'ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de karşı karşıya kaldığı sıkıntıların temelinde, '2004 Annan Referandum' sürecinde Kıbrıs'ta atılan adımların tetiklediği sonuçların bulunduğu kaydedilerek, "Gelinen durum itibarıyla; Türkiye'nin, BM nezdinde tanınan, Libya'nın meşru hükümeti olan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yaptığı 'Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması' anlaşmasını önemli buluyor ve destekliyoruz.
"DOĞRU PLANLANMASI GEREKEN BİR ADIM"
Libya´ya asker gönderme konusunun doğru planlanması gereken bir adım olduğuna inanıyoruz. Öncelikle asker gönderme kararının gerekçesi, orada çatışan taraflar arasında tercihte bulunmak için değil, meşru hükümetin talebi doğrultusunda tamamen barış, sükûnet ve huzuru sağlamak olarak ilan edilmelidir. Hiçbir çatışma içine girmeden, eğitim ve koordinasyon görevi ifa edileceği açıklaması yapılmalıdır. Süreç doğru kurgulanırsa; askerimizin oradaki varlığı bile başlı başına birçok yanlış adımın atılmasını engelleyebilecektir" denildi.
"TÜRK ASKERİNİN ORADA BULUNMASININ AMACI ORTAYA KONULMALI"
Açıklamada, Libya halkının üçte ikisinin meşru yönetim olan Ulusal Mutabakat Hükümeti´nin kontrolünde olan bölgede yaşadığı ifade edilerek, şöyle denildi:
"TÜM LİBYA'YA BARIŞ MESAJI VERİLMELİ"
"Bu Libya halkı nezdinde, barış ve huzurun tesisi için asker gönderme kararının meşruiyetini artıran önemli bir karinedir. Özellikle merkezi hükümete karşı çatışan güçlerin etkin olduğu alanda Türk askerinin işgalci, sömürgeci ve şovenist mantıkla orada olacağına dair propagandalar yapılmaktadır. Bu noktada; özellikle bu türden algısal oyunlara dönük stratejiler üretilmeli, Libya´nın neresinde yaşıyorsa yaşasın, her bir Libya vatandaşı için, Türk askerinin orada bulunmasının amacının Libya´nın toprak bütünlüğünü sağlamayı hedeflediği ve ayrım yapmaksızın bütün Libya halkı için barış ve huzuru inşa etmek olduğu ortaya konulmalıdır."
"HERKESLE DİPLOMATİK KANALLARIN AÇIK TUTULMALI"
Türkiye'nin, Libya'da darbeci General Halife Hafter'i destekleyen başta Rusya olmak üzere diğer ülkelerle de görüşmeye devam etmesi ve niyetinin ne olduğunu ortaya net olarak koyacak girişimlerde bulunması gerektiği belirtilerek, "Ayrıca bugün, Libya merkezi hükümetini desteklemekle birlikte, Türk askerinin orada bulunmasını istemeyen ülkeler de vardır. Türkiye onlarla da diplomasi kanallarını sonuna kadar açmalı ve ana gayenin Libya´nın, batısıyla-doğusuyla ortak bir geleceğe taşınması olduğunu belirtmelidir. Libya konusunda ister yanımızda, isterse de karşımızda olsun, sorunun çözümü adına herkesle diplomatik kanalların açık tutulması önemlidir."