Rıdvan Dilmen: ''Erdoğan parkasız Deniz Gezmiş'tir''
Ünlü yorumcu Rıdvan Dilmen Habertürk TV'de yayınlanan "Akılda Kalan" programında Veyis Ateş'in sorularını yanıtladı
Rıdvan Dilmen,futbolculuk kariyerinden Fenerbahçe'ye, 3 Temmuz sürecinden gelecek planlarına kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Dilmen, Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına aday olmayacağını vurgularken futbolla ilgili 'anahtar teslim' görevini ise seve seve kabul edeceğini dile getirdi. Dilmen ayrıca Fatih Terim ve Arda Turan arasında yaşananlarla ilgili de konuştu. İşte Dilmen'in açıklamalarından öne çıkanlar:
''ERDOĞAN PARKASIZ DENİZ GEZMİŞ'TİR''
Futbol yorumcusu ve Fenerbahçeli eski futbolcu Rıdvan Dilmen, Habertürk’te Veyis Ateş’in sunduğu ‘Akılda Kalan’ programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Deniz Gezmiş benzetmesi yaptı. Dilmen, 15 Temmuz gecesini Erdoğan Ailesi ile birlikte Huber Köşkü’nde geçirdiğini açıkladı. İşçi Partili bir babanın oğlu olduğunu vurgulayan Dilmen, “Ben Tayyip Erdoğan Bey’e baktığımda parkasız bir Deniz Gezmiş görüyorum. Deniz Gezmiş de ‘Kahrolsun emperyalizm’ diyordu, Erdoğan da emperyalistlerle mücadele ediyor” dedi.
3 TEMMUZ SÜRECİ...
"Kanaatin ötesinde gerçekler... Bu sadece şike süreci değil, Balyoz, Ergenekon, 17-25 Aralık gibi parçaların startından biriydi. Ancak tabii mezara gidecek var çok özel şeyler var o konularda. Ucu bir yerlere gider, sıkılırlar, rahatsız olurlar... 2 Temmuz 2011'de Sayın Aziz Yıldırım'la biz başkanlık ofisinde o dönem Başbakan olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kardeşi Mustafa bey Beşiktaşlıdır, Fenerbahçe şampiyon olduğu için kravat hediye etmişti. Ben 3 Temmuz sabahı 7 uçağıyla İzmir'e gittim, dinlenmek için telefonu kapattım. Garsonlar 'Geçmiş olsun' dedi, 'Ne oldu' dedim, 'Bilmiyorsun musun?' dedi, 'Neyi bileceğim?' dedim, 'Aziz Yıldırım'ı almışlar' dedi, televizyonu açtım baktım durum bu. Uçağa bindim, kulübe gittim. Ali Koç'tan Murat Özaydınlı'ya kadar bütün yöneticiler orada. Hepsi dediler ki 'Ne olacak panik halindeyiz." Ben de o zamanlar Emniyet Müdürü olarak Organize Müdürü onu aradım 'Aziz beyi görmeye gelebilir miyim?' diye, Ali bey dedi ki 'Avukatları görüştürmüyorlar', 'Ne bileyim döneceklermiş bana' dedim, 5 dakika sonra 'Gel' dediler bana. Ali bey de öyle deyince ben bir düşündüm, ben nasıl gidiyorum diye. Aradım tekrar müdürü, dedim ki böyle böyle, 'Gel gel bir şey olmaz' dedi. İki memur aldı beni gittim, Aziz bey duruyor, 'Biz dün neredeydik?' dedi. 'Bu soruşturmadan haberleri olsaydı sizle oturmazlardı, bilmezlerdi' dedim. Bilmiyorlardı da gerçekten. İlk defa anlatıyorum bunları, tarihi bir şey. O süreçte en azından cezaevinden çıkma sürecinde, o süreçte insanlar beş altı yıl yatıyordu, Sayın Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde korkunç bir emeği olmuştur, tabii taraftarın, camianın da etkisi olmuştur. Travma! Belki devam ediyor ama daha büyük skandallar da olabilirdi.
Taraftar, camia, Aykut hoca... Tayyip Erdoğan olmasaydı, Türkiye'de futbol kaosu bitmemek üzere devam ederdi. Aziz bey açılımını biliyor zaten. Kimsenin hakkı yemeden sorduğu tek soru 'Maçlarda şike var mı yok mu?' Dönemin TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'a ve Şenes Erzik'e soruyor... 'Oynanan oyunda şike varsa adı geçen tüm takımları düşürün ama yoksa kulüplere zarar vermeyin' diyor. Bu. Hayata da böyle bakıyor. Sonrası zaten roman olacak süreç...
SPOR BAKANLIĞI VE TFF BAŞKANLIĞI KONUSU
"Bir ara o imajdı, basketbolda Hidayet Türkoğlu oldu, Rıdvan Dilmen'di. Hayır, Sayın Cumhurbaşkanımız bir güne bir gün söylememiştir, ben de kendisinden bu istekte bulunmamışımdır. Kaldı ki siz de çok iyi tanırsınız Mustafa abiler 'Sakın ha' demişlerdi, federasyon başkanlığı için, sağlığımı düşünüyorlar tabii, stresli iş anlamında söylüyorum. Ben siyaset yapmayı asla istemem. Federasyonu başkanlığı için heyecanla konuşurken futbolculardan biri olsun derken adaylığımı açıkladım aslında, baktım ki yorumculuğumu etkileyecek 'Çünkü ben eleştirirken aaa bak federasyon başkanı olmak istiyor' dediler, o gün de yemin ettim, yeminim devam ediyor asla federasyon başkanı olmayacağım. Futbolla ilgili bir görev verilirse, anahtar teslim bir görev, bunu da şimdi 'İstekte bulunuyor' diyecekler... Asla kırmam, seve seve. İstediğim bir iştir. Bakanlık makanlık, bana teklif etmezler zaten ama istemem, milletvekilliği falan asla... Futbol direktörlüğü olabilir ama ben zaten bunu hak eden bir insanım, kariyer olarak Rıdvan olarak hak eden bir insanım. Recep Tayyip Erdoğan'ın sevdiği bir adam olarak değil."
FATİH TERİM-ARDA TURAN TARTIŞMASINA İLİŞKİN
"Bu konuda ssla taraf olmam, Fatih hoca benim sevdiğim, değerli bir büyüğümdür. 1980'den bu yana tanıdğım, evine girip yemeğini yediğim, kahvesini içtiğim dostluğunu gördüğüm bir insandır. 1 yıldır görüşmüyorum, Arda Turan meselesinde kırılmıştır muhtemelen bana bilmiyorum. İnsanların laf taşımasındandır muhtemelen. Bana 'Ya Rıdvan ne iş?' diyebilir. Ben her şeyi yüzüne söylemişimdir o da benim yüzüme söylemiştir. Ama Fatih Terim'le ilgili federasyondaki insanlar kendileri gelip başka şeyler anlatırken sanki bizler söylüyormuş gibi anlattılar. Ve Fatih Terim'in gidişi Cumhurbaşkanımız'a ihal edildi, alakası ve bilgisi yok. Arda konusuna gelince... Çok severim kendisini, kriz döneminde hem misafiri olmuşumdur, röportaja da Barselona'ya gitmişimdir. Bayramda hocaya 'Ara hocam kendisini, olur bunlar' dedim. Ben kimseyle kavga etmek istemem. Aramadı. Zaman zaman birkaç gazeteciyle tartışmalarımız olabiliyor, o da doğru değil. İftira da attılar... Sosyal medyada yazıyorsan isim yazacaksın, 'Şeytan' yazmayacaksın. Adam olun 'Rıdvan Dilmen sana söylüyorum' yazın, korkmayın mahkemeye de vermeyeceğim sizi. Ben de zemzem suyuyla yıkanmış değilim, hatalarım vardır. Ama hep çalıştım, emeğimle. Hiç kimseye muhtaç olmadım, Allah kimseyi muhtaç etmesin. Ben nereden geldiğimi biliyorum, nereye gideceğimi de biliyorum."