Polisin 'gazete' sorusu Zeynep'in ölümünü aydınlattı!
Genç komiser, iş insanına "Bu kızı tanıyor musun" diye soru sordu. İş adamı 'Hayır tanımıyorum' dedi. Genç komiser ve yanındaki cinayet uzmanı iş insanına sorular sorarken, bir başka deneyimli cinayet uzmanı ise onlardan uzak sessiz sedasız yere oturup masadaki gazeteleri okumaya başladı. Sorguya katılması beklenen deneyimli dedektifin bu davranışı, komiser ve arkadaşını şaşırtmıştı. 19 yaşındaki genç bir kız ölü bulunmuştu. O dönem günlerce konuşulan bu olayın çözülmesi gerekiyordu. İş insanı ilişkisini kabul etmiyordu. Umutların tam bittiği yerde, polis memurunun zeka ve becerisiyle inkar edilen ilişki ortaya çıkarıldı. Hollywood'un dedektif filmlerini geride bırakan zeka oyunuyla çözülen bu olayın ayrıntılarını cinayet uzmanı emekli polis memuru Hüseyin Bulut Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...
Son yıllarda birçok cinayet haberinde “Katil zanlısı güvenlik kameraları tarafından görüntülendi” veya ‘Katil zanlısı yapılan teknik takip sonucu yakalandı’ şeklindeki ifadeleri defalarca okumuşuzdur. Çünkü polis, neredeyse 15-20 yıldır gelişen teknolojiyle birlikte çalışma sistemini de geliştirdi. Polis, olay yerini bulma veya şüpheliyi belirlemede de bu teknolojiden çok faydalanıyor. Tabii olayın çözümü, sadece görüntülerden ibaret değil. Görüntüdeki kişinin olayla bağlantısını belirlemek için başka doneler de gerekiyor.
Polis, her ne kadar teknolojiden faydalansa da her zaman farklı teknikler de kullanıyor. Özellikle cinayet masasında çalışan uzmanlarının kişisel becerileri birçok olayda ön plana çıkmıştır. Hele teknolojiden yoksun olunduğu dönemlerde birçok isim, müthiş zekalarıyla, çalıştıkları yıllara damgalarını vurmuştur. İşte bu olaylardan biri 1996 yılında İstanbul’da yaşandı.
YIL 1996
Türkiye’de 1996 yılında birçok önemli olay yaşandı. Yaşananlara rağmen, gazete manşetlerinden düşmeyen tek başlık vardı. O da “Uyuşturucu dehşeti” diye atılan başlıklardı. Birçok genç kızın sonu, girdikleri uyuşturucu bataklığında ölümle bitiyordu. Uyuşturucu kurbanı olan genç kızların hikayesi ise hep hüzünlüydü. Bu hikayelerden biri de Balat’ta bulunan bir cansız bedenle ortaya çıkacaktı.
BALAT’TA GENÇ KIZ CESEDİ BULUNDU
Tarih yaprakları 29 Mayıs 1996’yı gösteriyordu. İstanbul Emniyeti'nin polis telsizi gelen bir ihbar üzerine hareketlendi. Balat Fener Mahallesi’nde Haliç’e bakan parkta bir cansız beden bulunmuştu. İlçe ekipleri hızla olay yerine gidip durumu haber merkezine iletti. Bulunan bir genç kızın cansız bedeniydi. Hemen olay yerine cinayet masasının ekipleri de gönderildi.
O dönem komiser olan Mesut Gezer daha sonra Uşak ve Manisa il müdürlüğü görevinde bulundu. Şimdi Baş polis müfettişi olarak görev yapıyor.KOLUNDA İĞNE İZLERİ VARDI
O gün cinayet masasında genç komiser Mesut Gezer ve ekibi nöbetçiydi. Ekibinde deneyimli polis memuru Hüseyin Bulut ve Mustafa Sanıyar vardı. Cinayet masası ekibi olay yerine giderek genç kızın cesedini inceledi. Bir yandan olay yeri inceleme ekipleri çalışma yaparken, diğer yandan cinayet masası notlarını tutuyordu. Ceset üzerinde herhangi kesici bir alet ya da kurşun yarası yoktu. Genç kızın kolunda birçok iğne izi vardı. İlk bakışta bu genç kızın da yüksek dozda aldığı uyuşturucudan dolayı öldüğü düşünüldü. Çünkü son günlerde bu ölümler artmıştı.
SORUŞTURMAYA NARKOTİK ŞUBE BAKACAKTI
O dönem ekipte olan cinayet uzmanı emekli polis memuru Hüseyin Bulut, Habertürk’e soruşturmadaki detayları anlattı. Daha sonra filmlere taş çıkartacak bir çalışmayla gerçeği ortaya çıkartan ekipte yer alan Bulut, genç kızın uyuşturucu madde kullanarak hayatını kaybettiği için olaya narkotik şubenin baktığını belirterek, “Bu tür işlere onlar bakıyordu. Gencecik bir kızdı, uyuşturucu işi olduğu için biz artık bakmayacaktık. Biz orada çalışmamızı bitirdik. Bu arada kızın da kimliği belirlenmişti. Notlarımızı aldıktan sonra ayrıldık" dedi.
“SİZ DE BAKIN" DENİLDİ
Cinayet masasının ekibi olay yerinden ayrıldı. Ancak kısa bir süre sonra Cinayet büro amiri, komiser Mesut Gezer’i arayıp, “Bu işe biz de bakalım. Narkotik ekipleri çok yoğunmuş. Şube müdürümüzün talimatı, destek verelim” dedi. Cesedi bulunan genç kızın adı Zeynep'ti ve genç kız 19 yaşındaydı. Bu genç kızin kiminle ilişkileri vardı. En son kimlerle birlikteydi, nasıl ölmüştü, cesedini kim oraya atmıştı gibi soruların cevabı aranacaktı. Komiser Mesut Gezer ve ekibi önce narkotik ekibiyle görüştü. Ve ardından bir film senaryosunu andıran çalışma başladı.
GENÇ KIZIN HİKAYESİ AĞLATTI
Cinayet uzmanı Hüseyin Bulut, bu soruların cevabını bulmak için çalışmaya başladığını belirterek “Biz de bakmaya başlayınca tabii, önce bu genç kızımızın, hikayesinin detaylarını öğrenmemiz lazımdı. 19 yaşındaydı. Profilini ortaya koyduğumuzda genç kızın inanılmaz hikayesiyle karşılaştık. Açıkcası çok üzüldük. Onun hikayesi bizi daha da hırslandırdı. Biz bu kızımıza kim ne yaptıysa bulacaktık” ifadelerini kullandı.
EŞİNDEN BOŞANMA AŞAMASINDAYDI
19 yaşındaki Zeynep'in yüksek dozda aldığı uyuşturucu yüzünden öldüğü ortaya çıkmıştı. Zeynep’in hüzünle sonuçlanan hikayesi Almanya’da başlıyordu. Almanya’da doğan Zeynep’in babası 3 yaşındayken öldü. Aile sevgisinden uzak yaşantısı düzenli bir hayat sürmesini engelledi. Eğitimini 4. sınıfta terk etti. Türkiye’ye geldiklerinde daha genç kızken, Taksim’deki barlarda Tufan adlı biriyle tanıştı. Ve Tufan adlı kişiyle kısa bir süre önce evlendi. Ancak eşiyle anlaşamadı ve 3 ay önce boşanma davası açıldı. Yani boşanma aşamasında olan Zeynep, eşinin evinden 3 ay önce ayrılmıştı.
ÖNCE KOCASI SORGULANDI
Cinayet uzmanı Bulut, genç kızın ortaya çıkan hikayesinin ardından hemen boşanma aşamasındaki eşini sorguya aldıklarını belirterek “Bizim çalışmalarımıza göre, kızı uyuşturucuya alıştıran kocasıydı. Kızla belki en son bu kişi görüşmüş olabilirdi. O yüzden onu sorguladık. Sorgumuzda onun genç kızı olay yerine atmadığını tespit ettik. Kızın en son görüştüğü kişi ya da kişileri tespit etmemiz lazımdı” dedi.
GAZETE MANŞETLERİNDEN İNMEDİ
Zeynep’in ölümü günlerce gazete manşetlerinde yer aldı. Medya Zeynep’in ölümüne büyük ilgi göstermişti. Tabii bu büyük ilgi de cinayet masasına ‘Olayı çabuk çözün’ diye baskıya neden oluyordu. Bulut, gazeteler çok yazınca müdürlerinden peş peşe telefonlar geldiğini söyleyerek “Hadi çözün bakın herkes bunu merak ediyor. Biz genç kızın kimlerle ilişkisi olduğunu araştırdık ve sonunda bir iş insanıyla ilişkisini tespit ettik” şeklinde konuştu.
İŞ İNSANI MERCEK ALTINA ALINDI
Elde edilen bilgilere göre, genç kızın en son bir iş insanı ile ilişkisi söz konusuydu. Cinayet ekibi hemen bu kişiyi mercek altına aldı. O dönem kameralar yoktu ve cep telefonları da yaygın değildi. En önemli çözüm kişinin itiraf etmesiydi. Elde bir iş insanının ismi vardı. Mutlaka sorgulanması gerekiyordu. Ve ekip bu kişinin bilgisine başvurmak için yola çıktı.
CİNAYET MASASINI KAPIDA BEKLETTİ
İş insanının bilgisine başvurulacaktı. Cinayet masası ekibi dikkatli olmak zorundaydı. Yanlış bir iddia polis ekiplerini çok zorda bırakacaktı. Emekli cinayet uzmanı Hüseyin Bulut o olayı çözecek olan kilit gününü şöyle anlattı: "İş insanının iş yerine gittik. Kapıda görevlilere onunla görüşmek istediğimizi söyledik. Bizi bir süre kapıda bekletti içeri almadı. Bizi kapıda bekleterek kendisini bize ne kadar güçlü biri olduğunun mesajını verdiğini düşündük tabii. Çünkü bize yok toplantıda falan denildi."
KOMİSER VE MUSTAFA ONUN KARŞISINA OTURDU
İçeriye ekip şefi komiser Mesut Gezer ve diğer polis memuru Mustafa Sanıyar’la girdiğini anlatan Bulut şöyle devam etti: “Biz adamın odasına girdik. Odada bizi karşıladı. Şef komiserim Mesut Gezer ile arkadaşım Mustafa onun karşısına geçip oturdu. Benim de gözüme bir sehpanın üzerinde duran gazeteler ilişti. Onlarla birlikte oturmadım o gazetelerin olduğu sehpanın yanında oturdum.”
KOMİSER VE POLİS SORULAR SORUYOR
Ekibin en deneyimli polis memuru Hüseyin Bulut’tu. Ancak Hüseyin Bulut'un soru sorulacak yere oturmayarak başka yere oturması, ekip şefini rahatsız etti. Komiser Mesut Gezer ve cinayet uzmanı Mustafa Sanıyar, iş insanına öldürülen Zeynep’i tanıyıp tanımadığını sordu. İş insanı öyle birini tanımadığın söyledi. Sorular devam ederken, cinayet uzmanı Hüseyin Bulut hiç soru sormayarak sanki orada değilmiş gibi gazeteleri tek tek okumaya başladı.
DÜNKÜ GAZETE VAR MI?
İş insanı kendisinin evli olduğunu ve böyle bir ilişkisinin söz konusu olmadığını belirtiyordu. Ekip şefi ile diğer polis memuru, bir yandan soru sorarken, bir yandan Hüseyin Bulut’un bu kadar ilgisiz olmasına çok şaşırmışlardı. Bulut’un da sorguya katılıp soru sormalarını beklerken, cinayet uzmanı konuşan iş insanına ‘Dünkü Hürriyet var mı?’ diye sordu. O sırada iş insanı ekip şefinin sorularını yanıtlarken, Hüseyin Bulut’a bakmadan ‘Hayır yok’ dedi. Bulut’un bu isteği ekip şefi ve arkadaşını da şaşırtmıştı. Kısa bir süre sonra iş insanı, “Dünkü Sabah var mı?”, “Dünkü Milliyet var mı?”, “Önceki günün Türkiye Gazetesi var mı”, “Önceki günün Akşam gazetesi var mı” diye soran cinayet uzmanı Bulut’a hep ‘Hayır yok’ diye cevap verdi.
“ŞÜPHELİMİZ BU KOMİSERİM”
İş insanı günlük gazete sorularına istifini bozmadan ve hiç bakmadan "Yok" dedi. Cinayet uzmanı en son “Herhangi güne ait bir gazete var mı” diye sordu. İş insanı yine “Yok" dedi ve ekip şefine dönerek sorduğu sorularına cevap vermeye devam etti. Ekip şefine üstten konuşan iş insanı lavaboya gitmek için odadan çıktı. Emekli cinayet uzmanı Bulut film senaryolarına taş çıkartan o bölümü şöyle anlattı: "Dışarı çıkınca Mesut şefim Hüseyin abi sen niye girmiyorsun niye soru sormuyorsun, niye gidip orada oturdun. Niye katılmıyorsun bize' dedi. Biraz kızmıştı. Ben de ona komiserim ben tespit ettim şüphelimiz bu dedim. ‘Nasıl dedi’ Ben de sehpanın üzerinde duran gazeteleri gösterdim. O gün aklınıza hangi gazete geliyorsa hepsini almıştı. Al dedim delil burada."
KENDİSİYLE İLGİLİ HABER VAR MI YOK MU DİYE ALMIŞ
Bulut, iş insanının gazeteleri incelediğini belirterek “Bu gazetelerin hepsi bugüne ait. Ve gazetelerin hepsinde ölen kıza ait haberler var. Bak sordum dün gazete almamış, önceki gün de gazete almamış. Bak başka günde hiç gazete okumayan adam, kızın öldüğü haberlerinin yapıldığı gün bütün gazeteleri almış. Bu haberlerde kendisinin isminin olup olmadığını takip etmek için gazeteleri almış dedim. Bak bana başka güne ait herhangi bir gazete aldığını gösteremedi dedim. Mesut şefim ve arkadaşımin yüz ifadesi değişti. Ve elimizde bir güç oluştu.” dedi.
“HADİ GAYRETTEPE’YE GİDİYORUZ”
İş insanından bilgi almaya giderken, eğer önemli bir delil yoksa şubeye getirilmemesi istenmişti. Cinayet uzmanı Bulut, zekasıyla olayı çözmüştü. Kısa bir süre sonra iş insanı odaya girdiğinde, komiser Mesut ‘Hadi kalk Gayrettepe’ye gidiyoruz” dedi. İş insanı birden şoke oldu. Bulut, o anları şöyle anlattı: “Şüpheliyi aldık Gayrettepe’ye giderken yolda çözüldü. Genç kızla ilişkisi vardı. Olay günü yanında çalışan birileriyle birlikte Balat’ta bir yatta alkol alıyorlar. Ve daha sonra uyuşturucu almış kız. Aşırı dozda alınca kız fenalaşmış ve ölmüştü.”
DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI
Olay çözülmüştü. Cinayet masası amirleri ve müdürleri tarafından tebrik edilirken, iş insanının narkotik şubeye teslim edilmesi istendi. Olayı onlar sürdürüyordu ve cinayet masasının çözdüğü bu olayın detayları da ortaya çıktı. Ortaya çıkan detaylara göre, Zeynep, 3 ay önce boşanma davası açılan eşi tarafından uyuşturucuya alıştırılmıştı. Zeynep son olarak, iş insanı ile birlikte 3 kişiyle yemek yedi. Genç kız daha sonra, iş insanı ile yatta uyuşturucu üzerine alkol ve hap içince fenalaştı. Bu sırada iş insanının bir çalışanı da olayda yer aldı. Fenalaşan genç kızı yattan çıkartıp, tarihi bir binaya koydular. Genç kız burada hayatını kaybetti. Bir gün sonra da Zeynep’in cesedini Balat’taki parka attılar.
GAZETELER NARKOTİK ÇÖZDÜ OLAYI DİYE YAZDI
O dönem çok konuşulan bu olay, cinayet masasından Komiser Mesut Gezer, cinayet uzmanları Hüseyin Bulut ve Mustafa Sanıyar tarafından çözüldü. İş insanının bilgisi alınırken, gazeteleri okuyan Bulut’un zekasıyla çözdüğü bu olay, cinayet masasında yıllarca konuşulan bir olay oldu. Genç polis memurlarına hep örnek olarak anlatıldı. Cinayet uzmanı Hüseyin Bulut ve Mustafa Sanıyar yıllar sonra emekli oldu. O dönem genç komiser olan Mesut Gezer ise halen polis baş müfettişi olarak görev yapıyor.