Mehmet Ayan yazdı: Büyük baskı

21/22 sezonunda o takımda, o kötü! takımda forma giyen MUSLERA, NELSSON, BERKAN, KEREM AKTÜRKOĞLU ve BARIŞ ALPER YILMAZ 11’de başladı. Satılmasa BOEY de şu an kadroda olacaktı. “13. olan takım” kavramını biraz özenli mi kullansak ne ?

Maça gelince… İlk yarıda klasik G.Saray yerleşememezliği takip ettik. Savunmada 5’li duran Antep’in daralttığı alanlara çözüm bulamadı deneyimli ve yetenekli G.Saray ön alanı.

Kimbilir belki de ORTA YAPMAKTAN beri durarak, kenar bekleri rakibin ardına sızıp kenardan doğru açılı penaltı noktası civarına paslar atmalıydı. Orta değil!

Tam 20 orta ile açmaya gayret etmiş ev sahibi. 4’ü isabetli 13 de şut atmış; heyhat işe yaramamış. Rakip ceza sahasında 27 topla buluşma, %76 topa sahip olma gerçekleşse de sonuç alınamamış.

Rakip ise kaptığı toplarla hızlı çıkma stratejisini en azından ilk yarı çok iyi hayata geçirdi. Attıkları golde bir kıyıdan Kerem Demirbay’ın Arda’ya nasıl kafa vurdurduğu sorulabilecekken iyi niyetle oraya yardıma gelen Icardi’nin pozisyondaki durumu ciddi sorgulanmalı…

Soyunma odasına 1-0 gitmek hiç de hoş karşılanmadı tribünlerde… 46’daki G.Saray düzeninin 10 numarası Kerem, 8’i Mertens şekline dönünce kenardaki Zaha’ya epeyi iş düşecekti, Barış Alper ile birlikte. Nitekim maçı ikisi çözdü.

İkinci yarıdaki oyun da pek farklı değildi ilk 45’ten. 13 şut 20 artarak 33’e, 20 orta ise 25 artarak 45’e çıkmıştı. Rakip ceza sahasında topla buluşma ise 27’den 65’e yükselmişti. Baskının adına Türkçemizdeki güzel deyimle BU GÜNEŞE KAR DAYANMAZ denebilirdi.

Dakikalar geçtikçe G.Saray’ın gole ulaşacağı belliydi. İlk yarıda Icardi ile Demirbay, ikinci yarıda Mertens-Zaha ve bir kez daha Mertens olmak üzere 5 direk de maçın gidişatını etkiledi.

Zaha’nın golünün oyuncu değişikliklerinin hemen sonrasına gelmesi bir tesadüfü anlatır. Ancak oyundan çıkan Kerem Aktürkoğlu’nun ıslıklanması bir ayıbı! Taraftarın protesto özgürlüğüne saygı duyarım… Ama bu takımın 3 sezondur en istikrarlı ve katkılı oyuncusuna bu muameleyi kabul etmek mümkün değil.

Maç boyu kapanan, ikinci yarı adeta ceza alanı çevresinde oynamayı marifet sayan, 617 G.Saray pasıyla kısmen başı dönen, buna mukabil birkaç dikkatli çıkışla 2-0’ı dahi yakalayabileceği görülen G.Antep için o güneşe kar dayanmadı.

Oynamamanın, G.Saray’ın onları geri itmesine çare bulamayan Antep’in oyunu güzelleştirdiğini söyleyemeyiz.

G.Saray’ın oyunu baskılı, tribünü baskıcı…. Maçın kazanmak için çor direniyorlar. Ancak baskılı oyun, güzel oyun mu? Bilemiyorum… Zaten 3 puan olduğu sürece de ülkede bunun bir kıymeti yok! Bak onu biliyorum…