Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Kısıtlı seçmen ne demek? Kısıtlılık kararı nasıl verilir?

        Kısıtlı seçmen ne demek sorusu vatandaşlar tarafından merak konusu oldu. İstanbul seçim sonuçları için AK Parti'nin itiraz başvurusunun en önemli ayağını 'kısıtlı seçmen' iddiasının oluşturduğu belirtildi. Peki, kısıtlı seçmen nedir? İşte detaylar...

        KISITLI SEÇMEN NE DEMEK?

        Ergin bir kişi hakkında kısıtlılık kararı verilebilmesi için kanunda belirtilen kısıtlılık sebeplerinden birinin varlığının yanı sıra sosyal bir sebebin de varlığı aranmaktadır. Buna göre kişinin kısıtlanması için her halde, işlerini göremeyecek durumda olması ve bu nedenle korunmaya ve sürekli bakıma ihtiyaç duyması ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokuyor olması gerekir.

        REKLAM

        Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan ergin kişilerin kısıtlanması söz konusudur. Burada akıl hastalığı veya akıl zayıflığı kısıtlılık sebebini oluşturmaktadır. Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.

        Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin de yine kısıtlanır.

        Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin kısıtlanır. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atamak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür. Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanmada sadece kısıtlılık sebebinin varlığı yeterli olup, kısıtlamaya karar vermede sosyal sebebin varlığı aranmaz.

        Son kısıtlanma sebebi ise MK. m. 408’de düzenlenen istek üzerine kısıtlanmadır. Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin de kendisinin kısıtlanmasını isteyebilir. Burada kişinin isteği önemli olmakla birlikte kısıtlılık kararının verilmesi için tek başına yeterli değildir. Bu kararın verilmesi için aynı zamanda kişinin işlerini gereği gibi yönetemiyor olması da gerekir.

        REKLAM

        KISITLILIK KARARININ VERİLMESİ

        Kısıtlılık kararı kısıtlanacak erginin ya da vesayet altına konulacak küçüğün yerleşim yerindeki vesayet makamı tarafından verilir. Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlama kararının verilebilmesi için mutlaka resmi sağlık kurulu raporu aranır.

        Verilen kısıtlılık kararı hem ilgilinin yerleşim yerinde hem de farklı ise nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan edilir, kısıtlılık hükümleri iyiniyetli üçüncü kişilere karşı bu tarihten itibaren hüküm doğurur.

        Kısıtlılık kararı üzerine vesayet makamı, bu görevi yapabilecek yetenekte olan bir ergini vasi olarak atar. Gereken durumlarda, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi atanabilir. Rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez.

        Haklı sebepler engel olmadıkça, vesayet makamı, vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlarından birini, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atar. Bu atamada yerleşim yerlerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulur.

        REKLAM

        Haklı sebepler engel olmadıkça, vasiliğe, vesayet altına alınacak kişinin ya da ana veya babasının gösterdiği kimse atanır. Özellikle vesayet altına alınacak kişinin isteği, koşullar uygun olduğu sürece, göz önünde tutulur.

        Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturanlardan vasiliğe atananlar, bu görevi haklı bir sebep ileri sürmedikçe (MK. m. 417), kabul etmekle yükümlüdürler. Aile meclisince atanma halinde ise vasiliği kabul yükümlülüğü yoktur.

        Medeni Kanunumuzun 417. maddesine göre, aşağıdaki kişiler vasiliği kabul etmeyebilirler:

        a) Altmış yaşını doldurmuş olanlar,

        b) Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek durumda olanlar,

        c) Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,

        d) Üzerinde önceden verilmiş vasilik görevi olanlar,

        e) Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları.

        Medeni Kanunumuz ayrıca 418. Maddesinde vasi olamayacak kişileri düzenlemiştir. Buna göre aşağıdaki kişiler vasi olamazlar:

        a) Kısıtlılar,

        b) Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler,

        c) Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,

        d) İlgili vesayet daireleri hâkimleri.

        Haberi Hazırlayan: Büşra Kamış
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa