Kayıp hayatlardan izler Zürafa Sokak notları
Beyoğlu Belediyesi, genelevlerin olduğu Zürafa Sokak'ta dönüşüm projesi başlattı. Habertürk yazarı Esra Boğazlıyan, Zürafa Sokak'a girdi, izlenimlerini yazdı. Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız'la sokağın tarihini, projenin detaylarını konuştu…
İSTANBUL Karaköy’de, genelevlerin olduğu Zürafa Sokak’ta bir dönüşüm projesi başlatılıyor. Pandemiyle birlikte kapatılan genelev sokağı, kültür-sanat vadisine dönüştürülecek. Beyoğlu Belediyesi, önceki gün bu projenin duyurusunu yaptı, Zürafa Sokak’ın artık sanat galerilerinin, belki bir müzenin, tiyatro sahnesinin bulunacağı, Beyoğlu Kültür Yolu aksının önemli bir parçası olacağını açıkladı. Peki bu dönüşüm nasıl gerçekleşecek? Zürafa Sokak’taki genelevlerinin sahipleri bu dönüşüme nasıl katılacak? Binalar yıkılacak mı, restore mi edilecek? Zürafa Sokak’taki 42 genelevin 37’sine sahip olan Manukyan ailesi, bu dönüşümün neresinde? Aklımdaki tüm bu sorulara yanıt bulmak için Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’la birlikte Zürafa Sokak’a gittim. Başkan Yıldız’la hem projeyi konuştuk, hem şu an terk edilmiş halde olan, mezbeleliğe dönen, yağmalanan evleri gezdik…
HER ŞEY ÇOK SARSICI
Zürafa Sokak’a daha varmadan, karşılaşacaklarımın çok çarpıcı, çok etkileyici olacağını tahmin etmiştim elbette. Ama o demir giriş kapısı var ya, Yeşilçam filmlerinden aşina olduğumuz kapı… O kapının önüne geldiğimde, Zürafa Sokak’la ilgili filmlerde gördüğüm sahnelerde, okuduğum hayat hikayelerinde, izlediğim belgesellerde kodladığım ne kadar ürkütücü, korkutucu, üzücü duygu varsa bir anda üstüme çöküverdi.
O demir kapının ardı, çok ama çok sarsıcı… Naylon terlikler, topuklu ayakkabılar, kıyafetler, 90’lı yıllardan kalma arabesk ve dönemin popüler tabiriyle ‘özgün müzik’ kasetleri, 37 ekran televizyonlar, çay ocağındaki bardaklar, bardaktaki ruj izleri, duvarlardaki film afişleri, futbol takımlarının posterleri, kasa fişleri, saç fırçaları, vizite ücretlerinin yazıldığı 750 kuruş, 70 YTL, 1000 lira, 45 lira, 70 lira yazan tabelalar… Aynaya rujla yazılan ‘En iyi dost az meşgul edendir’ yazısı, başınızı çevirdiğiniz her yerde ’18 yaşından küçükler giremez’ ve ‘Prezervatif kullanmak zorunludur’ uyarısı… Yıllarca şehvet nesnesi olarak kullanılan Türkiye vergi rekortmeni çıkaran hayatı kayıp onlarca, yüzlerce kadının izi…
MAARİF TAKVİMİ 15 MART’TA KALMIŞ
Sokak savaş alanı gibi… Yıkık dökük hale gelmiş, eşyaların ortaya saçıldığı bir manzara. 16 Mart 2020’de, pandemi nedeniyle hıfzıssıhha kararıyla kapatılmıştı tüm genelevleri gibi Zürafa Sokak da. Anlaşılan o ki aniden çıkılmış evlerden. Eşyalar, kıyafetler öylece bırakılmış, bir daha oraya dönüş olmayacağı kimsenin aklına gelmemiş belli ki. Evlerden birinin hemen girişindeki duvarda asılı maarif takvimi en son 15 Mart 2020’de kalmış.
HER ODA BAŞKA BİR DRAM
Yeşilçam filmlerinde hafızamıza kazınan bir sahne var ya hani; kadınların bir evin girişindeki merdivenlere oturduğu, müşteriler tarafından seçilmeyi beklediği sahne… İşte o eve giriyorum, o merdivenlerden çıkış ise yaşadığım sarsıntıyı kat be kat artırıyor. Yukarıda birkaç metrekarelik odalar. Tahta kapıların üstünde kadınların adları yazıyor; Bahar, Sibel… Kapıyı aralayıp içeri giriyorum, bir et pazarının ardında kalanlar… Kapının hemen yanında çok eski bir lavabo, yerde döşek, duvarda şehvet uyandırıcı posterler. Ama o ‘peçete parası yoktur’ yazısı hepsinden daha ağır sanki. Her bir odaya girişte aynı duygu; kim bilir ne hikayeleri vardı, bu nasıl bir dram…
GİZLİ DEHLİZLER
O binadan çıkıp karşıdaki eve giriyorum. ‘Burası Zürafa Sokak’ın en çok kazanan eviydi’ diyorlar. ‘Niye?’ diyorum. Vizitenin en ucuz olduğu evmiş meğer. Bir başka eve girdiğimde ise giriş katta dikkatimi bir kapı çekiyor. Araladığımda aşağıya inen daracık merdivenler görüyorum. Çok karanlık ve ürkütücü olduğundan inmiyorum o merdivenlerden. Evlerde böyle bazı gizli merdivenler, dehlizler olduğu fark edilmiş. Vesikası olmayan kadınların polis baskını sırasında bu dehlizlerden kaçırıldığı düşünülüyor. O dehlizlerin nereye çıktığı da henüz bilinmiyor.
KASADA NOT DEFTERLERİ
42 genelevin bulunduğu sokağın terk edilmesiyle birlikte yağmacılar işgal etmiş evleri. İşe yarayabilecek demir, alüminyum ne varsa sökülmüş, çalınmış. Cam, pencere hiçbir şey bırakılmamış. Başka bir evde kocaman bir kasa duruyor. Anlaşılan yağmacılar kapısını sökmüş. İçinde not defterleri, iskambil kağıtları var. O not defterlerinden birini açıyorum. Evi işletene ait olduğu düşünülüyor. Her sayfada bir kadının ismi var. Kazançlarının olduğu rakamlar mı borçları mı belli değil. Kiminin adının altında 20 bin lira, kiminin 40 bin…
Şimdi, Zürafa Sokak’ın bilinen 200 yıllık tarihinde bir devir kapanıyor. Zürafa Sokak’ta bundan böyle genelevleri değil, kültür-sanat merkezi olacak. Sokaktaki 37 evin sahibi olan Manukyan ailesinin Beyoğlu Belediyesi’ne gönderdiği mektupla kültürel dönüşüm başlatılmış. Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’la Zürafa Sokak’ta yaptığım söyleşide bu dönüşümün ayrıntılarını öğrendim. Başkan Yıldız, dönüşüme nasıl karar verdiklerini şöyle anlattı:
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız projeyi Habertürk yazarı Esra Boğazlıyan'a anlattı.MANUKYAN’IN VARİSLERİ İSTEDİ
“Alageyik ve Zürafa Sokak, genelevlerin bulunduğu sokaklar olarak bilinir. Pandemi ilan edildiğinde bu tür yerlerle ilgili kapatma kararı alındı. 6 ayda bir de o karar yenilendi. En son da o kararı imzalarken artık bir nihai çözüm bulmak gerektiği fikri ortaya çıktı. Pandemi bittiğinde ne olacaktı? Zihnimizde kültürel bir dönüşüm vardı. Zürafa Sokak’taki 37 evin sahibi olan Matild Manukyan’ın varislerinin fikri de bu yöndeydi. 3 mirasçı var, bir mirasçının daha olduğu söyleniyor. Matild Manukyan’ın oğlu Kerope Çilingir’in varislerinin bize ulaştırdığı iyi niyet mektupları, bizim de burayı dönüştürmemize vesile oldu. Avukatlarıyla görüşmemiz oldu. Manukyan varisleri arasında bir mahkeme süreci var, kayyum var. Avukatlarla görüşmelerimizde onların iradesinin bu yönde olduğunu söylediler. Dönüşümdeki her türlü maliyeti üstlenebileceklerini de ilettiler. Manukyan ailesinin bize ulaştırdığı iyi niyet mektupları, bizim de burayı dönüştürmemize vesile oldu. Burası aynı zamanda Galataport’a uzanan, Beyoğlu Kültür yolu aksının bir parçası olacak. Çağdaş sanatlar olacak. Tabii ki mülkiyet hakları korunacak. Biz bu sokağın fonksiyonunu değiştiriyoruz. Artık burası genelev olarak faaliyet göstermeyecek. 37’si Manukyan varislerine ait olmak üzere toplam 42 ev var. Mülkiyet, mülkiyetteki tasarruf hakkı maliklerine aittir tabii orada bizim bir tasarruf hakkımız yok ama sokağa bir fonksiyon yüklemek ve burada var olacaklar konusunda bir irade ortaya koyduk. Burası artık kültür yolunun duraklarından biri olacak. Zürafa Sokak’taki kültürel dönüşümün nasıl olacağını belirlemek için bir kurul oluşturmayı düşünüyoruz. Dünyada genelevlerin bulunduğu mekanlar, sokaklar nasıl dönüşmüş inceliyoruz. Tarihçilerin, üniversitelerin, kadın sivil toplum örgütlerinin, iş insanlarının, fikir insanlarının, bölge esnafının ve buranın maliklerinin bulunacağı özel bir kurul oluşturacağız. Ocak ayından sonra da projeye başlayacağız. İmar planlaması yapılacak burada. Vatandaşın hukukunu, mülkiyet hakkını koruyacak bir fonksiyon değişikliğine gideceğiz ve bu kültür-sanat ağırlıklı olacak.”
‘ZÜRAFA SOKAK VEBA SALGININDA DA KAPANMIŞTI’
Başkan Yıldız, bu dönüşüm projesiyle birlikte Zürafa Sokak’ın 200 yıllık tarihinde bir dönemin kapanmış olduğunu söyledi ve Zürafa Sokak’ın bilinen 200 yıllık tarihini anlattı: “Tarihe baktığımızda 1812’de veba salgını olduğunda buradaki genelevlerin kapatılması gündeme geliyor çünkü vebanın doğuş sebebinin buralardan kaynaklandığı düşünülüyor. Tabii sonrasında da illegal devam ediyor. Daha sonra 1884’te tekrar bir talimnameyle genelevlerin açılacağına dair karar çıkıyor, ruhsat veriliyor. 23 Nisan 1920’de TBMM açıldıktan hemen sonra ilk çıkan kanunlardan biri, 30 Nisan’da Frengi Kanunu. Bu kanunla buradaki kadınlar muayeneye tabi tutuluyor, birtakım kurallar getiriliyor. Yani 200 yılı aşan bir tarih artık kapanmış oldu.”
‘ZÜRAFA DEĞİL DOĞRUSU ZÜREFA, KERHANE ARAPÇA KERİH’TEN GELİR’
Başkan Yıldız, Zürafa Sokak’ın tarihini anlatırken, sokağın adının da yanlış bir şekilde ‘zarafa’ olarak konulduğu bilgisini verdi: “Zürafa tabi hayvan ismi. O dönemde konulan yanlış bir isim. Buranın ismi Osmanlıca Zürefa. Zaman içinde anlam kayması olmuş. Zürefa’nın Osmanlıca karşılığı lezbiyenlik demek. Diğer bir yanlış tanımlama da şu bu da bilinsin. Kerhane sözü kullanılır genelevler için. Bunun da Farsça kârhaneden geldiği söylenir. Yanlış bilgidir bu. Kâr getiren işletmeyle ilgili değil. Kelimenin kökeni Arapçadır kerih’ten gelir. Kerih, tiksinti verici şeydir. İkrah kelimesi de aynı anlamdadır. Kerih, i harfi düşünce de kerhane olarak kullanılmış. Bütün bu detayları vermemin gerekçesi de tüm bu tarih artık kapandı, 20 Aralık 2021 itibariyle…”
YA DİĞER 5 EVİN SAHİBİ?
Zürafa Sokak’taki 37 evin sahibi Manukyan ailesi ve onlar bu dönüşüme katılacak. Peki diğer 5 evin sahibi? Başkan Yıldız, bu soruma da şöyle yanıt verdi: “Diğer mülk sahipleriyle de görüşüyoruz. Mülkiyet hakkını koruyacağız elbette. Binalardan 3’ünün depreme karşı dayanıksız olduğu tespit edildi ve yıkılacak. Bazı binalar tescilli yani restore edilmesi gerekiyor. Diğer binalarla ilgili tasarrufa da mülk sahipleri ve kurul karar verecek.”
O KADINLAR ŞİMDİ NERDE?
Ve en çok merak ettiğimiz soru. Zürafa Sokak’taki genelevler kapandı. Peki kadınlar nerede, ne yapıyor, nerede çalışıyor? İşte bu sorunun yanıtını bilen yok…