Kanserle mücadelesi hastalarına şifa dağıtmasına engel olamadı
Bir yandan kanserle mücadele eden Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Pelin Avcu bir yandan da hastalarına şifa dağıtmayı sürdürüyor
Bir çocuk annesi Dr. Pelin Avcu'ya yaklaşık 4 yıl önce karın ağrısı şikayeti üzerine yapılan tetkiklerde kolon kanseri teşhisi konuldu.
Avcu, 6 ay boyunca gördüğü kemoterapi sonucu iyileşti. Geçen yıl kasımda hastalığın nüksetmesinden dolayı yapılan ameliyatla Avcu'nun böbreğinin ve pankreasının bir kısmı alındı.
Yaklaşık 8 aydır 2 haftada bir kemoterapi tedavisi gören Avcu, 5 yaşındaki oğlu ve meslektaşlarının verdiği güçle bir yandan hayata tutunmaya çalışırken bir yandan da hastalarına hizmet veriyor.
Pelin Avcu, sevdiklerinin desteğiyle kansere olumsuz bakmadığını belirterek gripmiş gibi hastalığı atlatmaya çalıştığını söyledi.
Vücudunda yayılan hastalığı nedeniyle geçirdiği ciddi ameliyatla böbrek ve pankreasının bir kısmının alındığını anlatan Avcu kemoterapi tedavisinin de ağır geçtiğini aktardı.
Avcu, "Bu terapiye halen devam ediyorum. Farklı kombinasyonlarda ilaçlar alıyorum. Buna bağlı cilt döküntüleri, mide bulantısı, ishal, halsizlik, yorgunluk ve saç dökülmesi oluyor. Bazen gücüm kalmıyor. Hiç kimseyle konuşmak istemediğim anlar oluyor. Ama yine de anneliğin vermiş olduğu bir güçle oğlumla hayatıma devam ediyorum" ifadesini kullandı.
Ağır geçirdiği kemoterapi sürecinde dinlendiğini anlatan Avcu, ardından görevinin başına döndüğünü ve hastalarına destek olduğunu dile getirdi.
Hastalığın işine engel olmadığını belirten Avcu şöyle konuştu: "Normal hayatıma devam ettiğim için çalışmayı da hiçbir zaman hayatımdan çıkarmayı düşünmedim. Çünkü sadece hastalığa odaklanırsam oğlumla da ilgilenemezdim. Hep depresif bir durum yaşardım. Ama çalışma hayatım, ailemin desteği, oğlumla vakit geçirmem, sevdiklerimin desteğiyle de ayakta durdum ve görevime devam ettim. Bu süreçte annelik görevim hiçbir zaman aksamadı."
İşini severek yaptığını ve hastalarına elinden geldiğince yardımcı olduğunu söyleyen Avcu şöyle devam etti: "Nasıl bedenin kanseri varsa aslında ruhun da kanseri var. Ruhun da iyileştirilmesi gerekiyor. Çünkü beden ve ruh bir bütündür. Biri bozulursa öbürü de bozulur. O bedenin iyileştirilmesi, topluma kazandırılması, eski sosyal hayatını devam ettirmesi gerekiyor. İşimi severek yaptığım için hastalara yardım etmek beni mutlu ediyor. Beni de iyileştiriyor. Bana da iyi geliyor. Bu nedenle işime devam ediyorum."
Görevinin başında olduğunu, sonuna kadar da çalışacağını aktaran Avcu, "Güçlü bir yapım olduğunu düşünüyorum. Güçlü bir anneyim, kadınım ve hekimim. İnsanlara yardım etmek benim idealim. Böylece ben de daha kolay iyileşebilirim" dedi.
Hiçbir zaman vazgeçmediğini vurgulayan Avcu şöyle devam etti: "Çünkü zihin vazgeçerse beden daha çabuk vazgeçiyor. Onun için zihinsel olarak bir olumsuzu ve ölümü düşünmedim. Endişelerim var ama bu endişelerinin korku değil. Bu hastalığa karşı nasıl tedbir alacağım yönünde. Oğlum ne olacak, ben ne olacağım gibi endişelere hiç kapılmadım. Çünkü zihnimi o kadar güzel şeylerle doldurdum ki sevdiklerimle bol bol vakit geçirdim. İşime devam ettim. Hala da aktif olarak çalışıyorum. Hastalara şifa vermeye çalışıyorum ve bunu severek yapıyorum."
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Muhammet Asena da Avcunun kanser hastalığıyla mücadele ettiğini, aynı zamanda da görevini büyük bir aşkla sürdürdüğünü söyledi.
Asena, "Bu da takdire şayan bir hareket. Canı gönülden hocamızı tebrik ediyorum. Hastane yönetimi ve psikiyatri ekibi olarak kendisine plaket takdim ettik. Gayretleri ve emekleri için çok teşekkür ediyoruz" dedi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Diyaddin Güleken ise arkadaşları arasında çok sevilen Avcu ile 4 yıldır çalıştığını belirtti.
Avcunun ciddi bir rahatsızlığına rağmen fedakarca çalıştığını dile getiren Güleken, "Kemoterapi almasına rağmen yardımımıza koştu. Hastalarına umut olmak için hala da görevine devam ediyor. Kendisinden çok memnunuz" diye konuştu.