Kadir Gecesi namazı 4 rekat nasıl kılınır? Kadir Gecesi nasıl belirlenir?
Peygamberimizi Hz. Muhammed Kadir Gecesi'nde kılınan namazın bir aylık namaza eşdeğer olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle Kadir Gecesi'ne az bir süre kala vatandaşlar, "Kadir Gecesi namazı 4 rekat nasıl kılınır? " sorusunu araştırıyor. Peki, Kadir Gecesi 4 rekat namaz nasıl kılınır? İşte detaylar...
Kadir Gecesi'nde yapılan ibadetler arasında yer alan dua etmek, namaz kılmak en çok önem verilen ibadetler arasında yer alıyor. Müslümanlar Allah'a verdiği nimetlerden ötürü şükreder ve sevap kazanır. Peki, Kadir Gecesi namazı 4 rekat nasıl kılınır? Kadir Gecesi nasıl belirlenir? İşte sorunun yanıtı haberimizde...
KADİR GECESİ NAMAZI 4 REKAT NASIL KILINIR?
Kadir Gecesi namazı 4 rekat veya 12 rekat olarak kılınır.
1. Rekatta: Fatiha ile 3 Kadir Suresi
2. Rekatta: Fatiha ile 3 İhlas Suresi
3. Rekatta: Fatiha ile 3 Kadir Suresi
4. Rekatta: Fatiha ile 3 İhlas Suresi
Kadir namazı kılınışı sırasında iki rekatta bir Tahiyata oturulur. Selamdan sonra 11 defa 'Allah-u Ekber , Alah-u Ekber, Lailahe illlahu valahu ekber Allah-u Ekber velillahi hamd' denir. Bundan sonra 100 defa İşrah suresi 100 defa Kadir suresi okunur. Kadir gecesinde Tesbih Namazı da kılmalıdır.
KADİR GECESİ NASIL BELİRLENİR?
Ramazan ayı Kur’ân’ın inişi ile on bir ayın sultanı olmuş, Kadir Gecesi Kur’ân’ın inişi ile 80 senelik bir değer kazanmıştı.
İnsana değer kazandıran şey de Kur’ân’dan başkası değildi. Rahmân, kendisine muhatap almak için insanı yaratmış, ona okumayı, yazmayı, konuşmayı, dinleyip anlamayı öğretmişti.
O halde, mahlûkatın en üstünü, gecelerin en üstününe kavuştuğu zaman bu büyük fırsatı nasıl değerlendirmeliydi?
UTESAV tarafından düzenlenen Kur’an Buluşmalarının İTO ev sahipliğinde gerçekleşen 231’inci bölümünde bu sorunun cevabını aradık. Bu, aynı zamanda, “Kur’ân’ı nasıl okuyalım?” sorusuna cevap aramak anlamına geliyordu.
Sahabenin önde gelen isimlerinden bazılarının öğütleri bize şöyle yol gösteriyordu:
İbni Mes’ud (r.a.):
Eğer kalp gözünün açık olmasını istiyorsan, Allah’ın “Ey iman edenler” hitabını işittiğinde kulağını dört aç. Çünkü o ya bir hayrı emreder veya bir şerri nehyeder.
Ömer (r.a.):
Allah’ın kitabını öğrenince onunla tanışmış olursunuz. Onunla amel edince de onun ehlinden olursunuz.
Ebû Muse’l-Eş’arî (r.a.):
Bu Kur’ân sizin için bir ecirdir ve aynı zamanda boynunuza bir yüktür. Kur’ân’a tâbi olun; sakın Kur’ân sizin peşinizde koşmasın. Kim Kur’ân’a tâbi olursa Kur’ân onu Cennet bahçelerinde ağırlar. Kur’ân kimin peşinde koşarsa onun ensesine basar, yüzüstü Cehenneme atar.
Kur’ân’ı okumaktan asıl maksat onu yaşamak olduğuna göre, Kadir Gecesinde bizim bu amaçla Kur’ân’a yönelmemiz gerekiyordu. Bir başka deyişle, her Kadir Gecesi, bizim için, Kur’ân-ı Kerim ile yeniden tanışma, onunla ilişkimizi daha ileri ve derin boyutlara taşıma vesilesi olmalıydı. Kadir Gecesi olma ihtimalini taşıyan Ramazan’ın bu son gecelerinde vaktimizin önemli bir kısmını tefekkür ve muhasebeye ayırmalı, hatâ ve ihmallerimizi gözden geçirmeli, Allah’ın bize verdiği imkân ve kabiliyetlerle kulluğumuzu hangi noktalarda daha ileri boyutlara taşıyabileceğimizi düşünmeliydik.
En önemlisi de, bu muhasebeyi sadece şahsî kemâlât açısından değil, ümmete karşı sorumluluklarımız açısından da yapmamız gerekiyordu. Başlıca kaygımız sadece “Kendimi nasıl kurtarırım?” sorusundan ibaret kalmamalı, “İslâm ümmeti için neler yapabilirim?” sorusu da bu kaygıya eşlik etmeliydi.
Sonuç olarak, Kadir Gecesini yakalayıp yakalayamadığımız da bu tefekkür ve muhasebenin neticesinde yatıyordu. Ramazan’dan sonraki halimizi murakabe altında tuttuğumuz zaman, hayatımızda eğer bu mülâhazalar ışığında ciddî bir farklılık görebiliyorsak, bunu Kadir Gecesini değerlendirmiş olduğumuza bir alâmet olarak değerlendirmek, herhalde yanlış olmayacaktı.