İbrahim Yıldız yazdı: Kötü gidişe devam
Trendyol Süper Lig'in 22. hafta maçında Beşiktaş, sahasında Adana Demirspor ile 0-0 berabere kaldı. Habertürk yazarı İbrahim Yıldız mücadeleyi değerlendirdi
Sahasında kendi seyircisi önünde Adana Demirspor’la golsüz berabere kalan Siyah-Beyazlılar taraftarla barışma fırsatını kaçırdı. 4-0'lık Pendik yenilgisinden sonra daha farklı bir reaksiyon bekleniyordu. Olmadı.
Beşiktaş taraftarı belki de son kez tribünleri doldurup takımlarına destek olmak istedi. Umutlanmak istiyorlardı. Kötü gidişin durdurulacağına yönelik inançları vardı.
Aynı inanç futbolcularda var mıydı? Tartışılır.
Üstelik ikinci yarının tamamını 10 kişi oynayan rakip karşısında beklenilen oyunda gol de yoktu. Böyle olunca taraftar maç sonu haklı olarak yönetimi ve oyuncuları protesto etti.
“ Hasan Arat transferler nerede?” diye bağıran Siyah-Beyazlılar haksız değildi. Hasan Arat ve ekibi şu ana kadar beklentileri karşılayamadı. Takıma motivasyon olacak bir hamle göremedik.
Beşiktaş’ın sorunu çok fazla. Bu oyuncu kadrosundan fazla bir şey beklemek hayal ötesi gibi bir şey.
Buna rağmen eldeki kadro daha efektif kullanılabilir. Yeni teknik direktör Portekizli Santos kadroyu herhalde tanımıştır. Kimin neler yapabileceğini öğrenmiştir en azından.
Ancak, Adana Demirspor maçında yaptığı hamleler, statik bir oyun planı ve alışagelmiş uygulamadan öteye gitmedi.
Sahanın en iyi isimlerinden birisi olan Semih’i oyundan aldı. Böyle yapacağına Semih’i Cenk’in yanına monte edebilirdi. Nedeni, Semih kenarlarda çok etkili olamıyor. Merkezde daha yaratıcı, gole yakın bir oyuncu. Direkten dışarı çıkan şutu, rakiplerini çabuk ekarte edişi üst düzeydeydi. Santos ne yaptı? Semih’i kenara aldı. En önemli gol silahını sahadan çıkardı.
Yeni transfer Svensson, sağ bek görevinin yanı sıra ataklarda etkili. Daha önce oynadığı Adana Demirspor’da bu özelliklerini sıklıkla gösterdi. Svensson’dan bu şekilde yararlanmak mümkündü.
Beşiktaş, yine savunma hattını değiştirmişti. Neredeyse her maç farklı bir savunma bloğu ile oynuyorlar. Bu oyuncular yerlerine çakılmış gibi, oyunda yoklar. Yalnızca rakip ataklarını karşılamakla görevli gibiydiler. Oyun kurma girişimleri yoktu. İleri çıkmadıkları için orta alan yalnız kaldı.
İşin ilginç bir başka yanı ise, orta saha oyuncuları özellikle Gedson ile sonradan oyuna giren Ghezzal topu sürmenin bir işe yaramadığını bir türlü anlamadılar. Pas organizasyonu, üretim, rakip alanda çoğalma sağlanamadı. Kenarlar çalışmayınca Cenk yalnız kaldı.
Genç Demir Ege, görevini eksik yaparak bu takımın geleceği benim mesajını verdi. Tıpkı Semih gibi.
Topu daha çok rakibe bırakma Beşiktaş’ın oyun felsefesine uygun değil. Önde baskı kuramayınca iş uzaktan atılacak şutlara kalmıştı.
Takımın kötü oyununa şans faktörü de eklenince istenilen gol atılamadı. Cenk, Semih ve Muleka’nın topu ağlara gönderemeyişi takımın moralini ister istemez etkiledi.
Sahada lider bir oyuncunun olmayışı bir başka sorun. Siya-Beyazlılar kendi oyununu rakibe kabul ettireceğine, kapacakları toplarla oyun kurmaya çalıştı.
Yönetim hızlı davranmak zorunda. Ya yeni transferler yapılacak, ya da bu sezon böyle gidecek diye bir açıklama yapsınlar.
Seyircinin desteği ile 10 kişilik bir takımı yenememek elbette moral bozucu. En azından oyun olarak bir ışık yakılsa, gelecek günlerin iyi olacağı hayali kurulabilirdi...
Hakeme gelince Adana Demirsporlu oyuncuya gösterilen kırmızı kart hataydı. Neden gösterdiğini bir türlü anlayamadık. Her iki takımın birer penaltısını da vermedi.
