İbrahim Yıldız: En zor 1 puan

Futbol tarihimizin en güzel günlerinden birini yaşadık. Avrupa Şampiyonası’na katılmayı aldığımız bir puanla garantiledik. Belki de, bugüne dek alınan en değerli bir puandı. Zorluk yüzdesi çok yüksekti. Son maça bırakmadan Avrupa Şampiyonası’nın devleri arasına adımızı yazdırdık…

Duygusal bir coşku yaşandı. Tarihi başarıyı kazanan futbolcuları ne kadar övsek azdır. Hak edilen bir başarıyı büyük mücadele sonucu elde ettiler. Ülke olarak mutlu olduk. Gururlandık bu sonuçla. Hatta umutlandık futbolumuzun geleceği adına…

Muazzam bir jenerasyon yaratıldı. Uluslararası tecrübesi olan oyuncu gurubuna sahibiz. Genç ve dinamik bir ekibiz. Savaşan, mücadeleden yılmayan, iyi futbol oynayan bir takım yaratıldı. Maça göre oyun planı yaptık. Futbolun tüm ince ayarlarını yapmayı öğrendik. Futbolumuzun üzerinde ki kara bulutları dağıtan bir başarıya imza atıldı…

En önemlisi takım olarak kazanma ortak bilincini içselleştirdik. Kazanıp grup birincisi olmak elbette güzeldi. Ancak, bir puan Türkiye adına çok büyük önem ve değer taşıyordu. Yüzümüzü güldüren oyuncularımız Avrupa Şampiyonası biletini ceplerine koymanın rahatlığını yaşıyorlar…

Takımın iyi oyunu, aldığı sonuçlar, grupta yaptığı maçlara baktığımız da hedeflenen amaca ulaşmanın taktiksel bir başarı olduğu ortada…

ŞENOL GÜNEŞ FARKI

Bu başarının mimarı ise Şenol Güneş. Güzel biten hikayenin senaryosunu yazdı açıkçası. Dünya üçüncülüğü ile ülkemizi taçlandıran Güneş, şimdi Avrupa’da başka bir mutluluğa imza atacaktır…

Süper Lig’de futbolumuzun istenilen kalitede olmadığını sıkça dile getiriyoruz. Bu ortam da, Milli Takım oyuncularının elde ettiği sonuç çok değerlidir. Avrupa Şampiyonası’nda yer almak, Türk futboluna büyük değer katacaktır. Avrupa’nın bir çok takımı oyuncularımızı takımlarına almak için planlar yapacaklardır. Türkiye, 2020’ye renk katacaktır. Oynadığımız oyun bir yana, Avrupa’da yaşayan yurttaşlarımız bu büyük şampiyonanın en büyük rengi olacaktır…

Bu sonuçtan sonra, İzlanda maçının analizini yapmak bir anlamda yersiz olabilir. Yine de, tarihe geçen bir maçın nasıl oynandığını da yazmak bir zorunluluktur…

İlk yarı, rakibin ne yapacağını görmek için daha dikkatli oynadık. Çok fazla ofansif oyun planı yoktu. Dar alanda kısa paslaşmalar ve hata yapmama gayreti vardı. İzlanda kazanmak zorundaydı. Onların açık vermesini bekledik. İlk 45 dakika bir tek Burak’ın kafa şutu vardı…

İkinci yarı oyun planı değişti. Daha istekliydik. Oyunu öne yığdık. Çok gol pozisyonu bulduk. Direkten dönen toplar vardı. Rakip ceza sahasına rahat geldik. Son vuruşlarda başarısızdık. Golü istedik, ancak atamadık…

Son dakikalarda, İzlanda’nın kornerden gelen topunu çizgiden çıkaran Merih, güzel oyununu yaptığı kurtarışla taçlandırdı…

AVRUPA, TÜRKİYE’DEN SÖZ EDECEK

Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda finale kadar gidebilir mi? Şimdi, bu soru tartışılmaya başlandı. Genç oyuncularımız Avrupa’nın çeşitli takımlarında oynuyorlar. Büyük bir tecrübeye sahipler. Bu nedenle, şampiyonaya katılan diğer takımlardan geri kalan bir durumda değiliz. Zeki, Çağlar, Merih, Umut, Okay, Cengiz, Hakan, Kaan, Ozan gibi oyuncularımız Avrupa arenasında boy gösteriyorlar. En büyük kazanımız bu oyunculardır. İyi bir ekip oluşturuldu. Şenol Güneş farkıyla çok önemli bir başarıya imza atacağımıza inanıyorum…

Elde edilen bu önemli başarı, güveni ve biz de yapabiliriz duygusunu ortaya çıkardı. Grupta aldığımız sonuçlar, Fransa galibiyeti bunun en somut göstergesidir…