İbrahim Yıldız: Beşiktaş, Atiba'yı unutamaz
Beşiktaş, Süper Lig'in 17. haftasında Gençlerbirliği'ni 4-1 mağlup ederken Atiba Hutchinson mücadeleye damga vurdu. 3 asistini 1 de golle süsleyen Atiba'nın performansına dikkat çeken Habertürk yazarı İbrahim Yıldız, Beşiktaş - Gençlerbirliği mücadelesini değerlendirdi. Yıldız, "Fenerbahçe Alex'i, Galatasaray Muslera'yı nasıl unutamazsa Beşiktaş da Atiba'yı unutamaz" ifadelerini kullandı
Beşiktaş sezonun ilk yarısını farklı bir galibiyetle kapattı. Fenerbahçe yenilgisinden sonra taraftarıyla barışma ve umut verme adına Gençlerbirliği maçı kazanılmalıydı. Şampiyonluk iddiası açısından 3 puana büyük bir ihtiyaç olduğu gerçeğiyle karşı karşıyaydı Siyah-Beyazlılar…
Gençlerbirliği ise, iyi futbolu ile dikkat çeken hatta tehlikeli takım diye nitelendiren bir özelliği olan takım. Eksik oyuncularına karşın dikkat edilmesi gereken bir ekip…
Her iki takımın golcüleri sahada yoktu. Burak ve Stancu ilk yarının son maçında forma giyemediler. Bu anlamda golcülerin olmadığı bir maçın nasıl geçeceği soru işaretiydi. Bu eksikliği en çok Ankara takımı hissetti…
Kağıt üzerinde zor gibi gözüken maç, başladıktan 5 dakika sonra başka bir görüntüye büründü. Kırmızı kartla 10 kişi kalan Gençlerbirliği, 36. Dakikada bir kez daha kırmızı kartla cezalandırılınca maçı 9 kişi oynamak zorunda kaldı. İlk kırmızı kartın tartışılır bir karar olduğunun altını çizmekte fayda var…
Aslında maçtan önce Beşiktaş’ın son maça gelene kadar inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini söylemeliyiz. Malatya ve Fenerbahçe yenilgilerinin oyuncular üzerinde bir baskı oluşturduğu gerçek. Bu anlamda Gençlerbirliği karşısında alınan 3 puan sezonun ikinci yarısı için büyük moral oldu. Puanını 30 çıkaran Siyah-Beyazlılar, ilk yarının analizini yaparak son düzlükte neler yapabileceğini daha iyi algılayacaktır…
İLK YARI BEŞİKTAŞ’AYAKIŞMADI
Maça gelince; 9 kişiye karşı oynamak herhalde zor olmasa gerek. Beşiktaş, tek kale oynadığı maçta sağlı sollu ortalarla gol aradı. Oyunun tamamı Gençlerbirliği ceza sahası önünde oynandı. Atılan gol sayısı normal hatta daha farklı da bitebilirdi. Farklı bitmemesinin temel nedeni, Gençlerbirliği savunmasının hava toplarında daha etkin olmasıydı.
Ayrıca, Beşiktaş eksik bir rakibine karşı daha çok pozisyon bulmayı istemesine rağmen bunu başaramadı. Burak olmayınca genç Umut gol umudu olarak sahadaydı. Ancak, tek bir doğru dürüst pozisyona giremedi Umut…
İlk yarı 9 kişi karşısında yenik oynamak Beşiktaş’a hiç yakışmadı. Bir anda nasıl yenik duruma düştük duygusu ile moralleri bozuldu. Hatta, 9 kişiye yenilecek miyiz diye düşündüler. Telaşlı, sinirli ve ne yapmaları gerektiğini bilmeden bir 45 dakika oynadılar. Abdullah Avcı’nın ilk 45 dakikayı oyuncuları ile iyi analiz etmesi gerekiyor. Yapamadıkları her şey o 45 dakikanın içerisinde var. 7 kez ofsayta düşmek bu hatalardan biri mesela…
İkinci yarı golle başlayınca, maçın farklı bir skorla biteceği de belli oldu. Beşiktaş çok fazla ortalar yerine biraz daha merkezden pozisyon arayışında olsa gol sayısı artabilirdi. Caner ve Gökhan bir maçta yapacakları orta sayısının çok üzerine çıktılar. Ancak, kafaya çıkacak oyuncu var mıydı sahada?
ATİBA MAÇA DAMGA VURDU
Böyle olunca, ortaya kaptan Atiba çıktı. Yaşının ne olduğunu bir kenara bırakın. Maça damga vuran bir oyun sergiledi. Atılan 4 golde imzası vardı. 3 golün pasını verdi. Son golü de ağlara gönderen isim oldu. Hırsı, oyunda kalmak istemesi, sahanın neredeyse her noktasına ayak basması tüm oyunculara örnek olmalı. Savunma arkasına attığı toplar tam bir usta işiydi.
Herhalde, son yıllarda Beşiktaş’a gelen en iyi yabancı oyuncu Atiba. Tıpkı Fenerbahçe Alex’i Galatasaray Muslera’yı nasıl unutamazsa Beşiktaş daAtiba’yı unutamaz…
En zor anlarda ortaya çıkan, top kapma, pas verme, oyunun yönünü değiştirme gibi zor işleri başarıyla yapan Atiba’ya Beşiktaş gözü gibi bakmalı bence. Onun sahada oluşu bile oyuncu arkadaşlarına güven veriyor şüphesiz…
Taraftarın hakemlere yönelik çirkin tezahüratı kabul edilir bir durum değil. Artık sahalarda küfrün yeri olmadığını anlamak zorundayız. İzleyenlerin bu duyguya kapılması ve tepkilerini bu yönde ortaya koymalarının tek nedeni yöneticilerin sürekli hakemleri hedef göstermesinden kaynaklanıyor. Her takım için aynı şeyi söylüyoruz. Sürekli bir suçlu aramak yerine, doğruyu yapmaktan ve gerçeği söylemekten korkmayalım…