Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Haftanın Kitapları
        • 1

          FELATUN BEY VE RAKIM EFENDİ
          (Ahmet Mithat Efendi)

          Yazdığı ve çevirdiği eserlerle halkın aydınlanması için çalışan önemli isimlerden biri olan, Türk edebiyatının usta kalemi Ahmet Mithat Efendi’nin, ilk kez 1875’te okurla buluşan, en çok bilinen eseri Felatun Bey ile Rakım Efendi Can Yayınları’ndan çıktı. Modernitenin insan doğası, üretim biçimleri, yaşam koşulları, şehirleşme gibi pek çok kritik alan üzerindeki etkilerini anlatan roman, modern edebiyatımıza yön veren temel eserlerden. Felatun Bey ile Rakım Efendi, Osmanlı İmparatorluğu’nun eğitim, askeriye, ekonomi, hukuk gibi gündelik hayatı doğrudan belirleyen alanlarda köklü reformlar yapmasının ardından ortaya çıkan “yeni insan tipi”ne odaklanıyor. Kitap yazıldığı günkü gibi orijinal metniyle, açıklamalı notlarıyla ve ayrıca günümüz Türkçesiyle de basıldı.

        • 2

          ARKADA YAYLILAR ÇALIYOR
          (Melikşah Altuntaş)

          Melikşah Altuntaş ilk kitabı Arkada Yaylılar Çalıyor’da kayıpların yasını tutmaya, kördüğüm ilişkilere, günlükler üzerinden iletişim kuran anne ve çocuklara, sorunlu baba-oğullara dair öyküleri bir araya getiriyor. Yer yer özkurmaca ile flört eden hikâyeler, yaşamın tüm karanlığının içine gizlenmiş olan hayatta kalma arzusuna doğru yol alıyor. Bütün ölümlere, terk edişlere, kayıplara ise zamanı sımsıkı tutmak isteyen alelade fotoğraflar eşlik ediyor. Holden Kitap'tan çıkan eserde sayfalar elimizin altından akıp giderken Altuntaş, hüzünlü vedaların arkasında usul usul çalan yaylılara işaret ediyor.

        • 3

          KAYIP GÜLÜŞ
          (Coşkun Küçük)

          Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek kaleme aldığı 'Kayıp Gülüş'’ adlı kitabında Coşkun Küçük, Ahmet’in hikayesini anlatıyor. Köyde hayvanlarla başlayan hayat yolculuğundaki merhamet ve sevgiyi insanlarda bulamayan Ahmet’in hikayesi… Librum Kitap'tan çıkan eserde Coşkun Küçük, samimi dili, güçlü olay örgüsüyle, abartılı söz oyunlarına başvurmadan duru bir Türkçeyle okurunu düşünmeye sevk ederek, Ahmet’in hikayesini gün ışığına çıkarıyor… "Kırsalda yaşamadık mı çoğumuz? Zaten topraktan gelmiyor muyuz? Ve bir gün elbet toprağa döneceğiz. Öyle ya da böyle yaşamla mücadele ediyoruz. Doğuyoruz ve ebeveynimiz olsun ya da olmasın bir şekilde yetişiyoruz. Reflekslerimiz duygulara, onlar da zamanla mantığa dönüşmüyor mu? Pek tabi mantığımız çalışmaya başladığında ise çoğalıyoruz, öyle değil mi?"

        • 4

          BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ
          (Gogol)

          Aksentiy İvanoviç Poprişçin gerçekten de deli miydi? Bir devlet dairesinde kâtiplik yaptığına göre ona doğuştan deli denilemez, değil mi? Peki, onu sonradan delirten neydi? Ya Nikolay Vasilyeviç Gogol’ün devlet memurları ve delilere olan ilgisi nereden gelmekteydi? Sorular, sorular, sorular… Ayrıntı Yayınları'dan çıkan Gogol'ün bu ölümsüz eserini okurken okuyucu Bir Delinin Hatıra Defteri’nde insan psikolojisini etkileyen unsurların salt genetik ve bireysel olmadığının bilincine varır ve aynadaki o aklını yitirmiş adamın görüntüsünün arkasında toplumsal yapının aksaklıklarının gölgesini hisseder. Zaten eseri okuyan psikologlara ve psikiyatrlara göre de Gogol eserinde bir devlet memurunun deliliğini tarif etmeyi hedeflememiş esas olarak toplumsal ortamın ahlaki ve manevi sefaletini anlatmıştır.

        • 5

          BEŞ ÇEMBER KİTABI
          (Miyamoto Musaşi)

          Hayatı boyunca altmıştan fazla düellodan zaferle çıkmış bir samuray olan ünlü kılıç ustası Miyamoto Musaşi, aynı zamanda sanat tarihine malolmuş eserleriyle çok yönlü bir sanatçı ve düşünür. “Toprak”, “Su”, “Ateş”, “Rüzgâr” ve “Boşluk” kitaplarından oluşan, Harvard Business School dâhil birçok okulda ders kitabı olarak okutulan, Erdal Küçükyalçın’ın ek metinlerle zenginleştirdiği Beş Çember Kitabı ise Musaşi’nin en önemli eseri. İthaki Yayınları'ndan çıkan kitapta Musaşi savaş, liderlik ve mücadele üzerine düşüncelerini ve yenilmezlik sırlarını anlatıyor. Japonya’da dört yüz yıl sonra bile hâlâ en çok okunan kitaplardan olan bu eser, yalnızca bir kılıç tekniği ve savaş taktikleri kitabı olmakla kalmıyor, tüm mesleklerde uygulanabilecek stratejileri ve yöntemleri inceleyerek her mücadeleden başarıyla çıkabilmenin yol haritasını da çiziyor.

        • 6

          DORIAN GRAY'İN PORTRESİ
          (Oscar Wilde)

          Dorian Gray; etkileyici bir güzelliğe sahip genç bir adamdır. Ressam Basil Hallward, başyapıtı olarak nitelendirdiği portreyi tamamladığında, Dorian bir dilekte bulunur: “Keşke başka türlü olabilseydi! Keşke sonsuza kadar genç kalan ben, ihtiyarlayansa şu tablodaki kişi olsaydı!” Dileği gerçek olan Dorian yaşlılık, hastalık, vicdan azabı gibi yaşamın gerçeklerinden etkilenmezken, portre tüm bu gerçeklerin izlerini yansıtan bir ayna haline gelir. İlk zamanlarda bu durumdan oldukça memnun olsa da giderek rahatsızlık duymaya başlar Dorian Gray. Portresinin kendisine yansıttığı gerçekleri yok etmeye çalışırken, tıpkı yozlaşan benliğine ayna tutan Basil Hallward’ı yok ettiği gibi, kendisini de yok edecektir. Oscar Wilde’ın okurları insanın arzularının ve hırslarının labirentinde bir yolculuğa çıkarttığı Dorian Gray’in Portresi’ni Solmaz Kâmuran çevirisiyle, İnkılap Kitabevi'nin Livaneli Kitaplığı içerisinde okurla buluştu.

        • 7

          KAPADOKYA-TAŞ KAPIDAN TAÇKAPIYA
          (Gürsel Korat)

          Akademisyen ve yazar Gürsel Korat'ın on yılı aşan derinlikli çalışmasının ürünü olarak kültürel belleğimize armağan ettiği eseri Kapadokya: Taş Kapıdan Taçkapıya, Alfa Yayınları tarafından Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı. Yaklaşık 200 fotoğraf ve 40 illüstrasyon ile zengin bir yazılı ve görsel anlatı sunan kitap, Kapadokya'ya dair turistik, coğrafi ve tarihi dokuları derinlemesine inceliyor. Eser, hem kapsamlı bir gezi rehberi olarak hem de Kapadokya'yı tarihi bir miras olarak ele alan bir inceleme-araştırma kitabı olarak öne çıkıyor. Özellikle turistik anlamda yazılmış olan çok sayıda Kapadokya rehberinden farklı olarak her sayfası titizlikle, özenle ve ayrıntılı bir biçimde hazırlanmış olan kitap, Türkiye'nin en önemli kültürel miraslarından Kapadokya'yı benzerine rastlanmamış bir derinlikte ele alıyor.

        • 8

          UD ÇALAN KADINLAR
          (Reha Tanör)

          İstanbul’un yakın tarihine, yeme-içme kültürüne, eski-yeni ve gelecekteki insanına dokunan bir hayat kitabı: Ud Çalan Kadınlar – Sana Michelin’li Sofralardan Baktım Aziz İstanbul. Reha Tanör, dünyanın en tipik köprülerinden biri sayılan Galata Köprüsü’nden ünlü Camondo Merdivenleri’ne, Fatih-Harbiye’deki Neriman’ın udla tango arasındaki gelgitinden darbe dönemlerinde yaralanan benliklerimize kadar; dünü, bugünü ve yarını, lezzetli sohbet sofralarında değerlendirdiği denemeleriyle çıkıyor okur karşısına. Türkiye’de geleceği kuracak kadınların niteliklerini, ekonomik çaresizliğin kadın-erkek eşitsizliğini nasıl yıkacağını; kültüre, tarihe ve mizaha dokunan kalemiyle işliyor sayfalarında.

        • 9

          GÖDEL, ESCHER, BACH ÜZERİNE
          (Aykut Köksal-Bülent Gözkân)

          Arketonses dizisinin ilk kitabı, Aykut Köksal ve Bülent Gözkân'ın gerçekleştirdiği, Douglas R. Hofstadter'in Gödel, Escher, Bach: Bir Ebedi Gökçe Belik adlı çalışmasını konu alan söyleşi dizisinden oluşuyor. Yirmi iki yıl önce, Açık Radyo'da, Aykut Köksal'ın Minima Musica başlıklı programında gerçekleşen ve on sekiz hafta süren dizinin, kitap formatına aktarılmış dökümü kitabın içeriğini oluşturuyor. Arketon Yayıncılık'tan çıkan bu söyleşi dizisinin amacı, Hofstadter'in kitabını tanıtmak, yorumlamak, ilk bakışta ulaşılmaz gibi görünen metinleri anlaşılır kılmak.

        • 10

          YARIM KALMASIN
          (Hatice Günday Şahman)

          Hatice Günday Şahman'nın Yarım Kalmasın adlı öykü kitabı h2o Kitap'tan çıktı. "Ycaşam yarım kalmış bir aşktır" diyen yazar geçmişin koridorlarında dolaşıyor: "Hevesle içine dalınan yaşam asla tamamlanmıyor. Önce bir şeyler yarım bırakılıyor sonra yaşamın kendisi. Günlerin ardında bir geçmiş çoğalırken gelecek azalıyor. Bir yerlerde unutuluyor evler, sokaklar, sevdalar, yüzler; belleğin havuzundan taşanlar. Geriye kalanlar yani anımsananlarla yetiniyor geçmiş. Geçmişi de daima öyküler sırtlar. Unutulmuş zamanların parmak izlerini saklarlar."

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa