Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Özerkliği ilk gündeme getiren biziz"

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel yönetimlere özerklik ile ilgili, ''Bu işi ilk gündeme getiren biziz. Yerel yönetimler reformunu biz gündeme getirdiğimizde medya hiç sahiplenmedi. Parlamentoda da bu desteği alamadım. Parlamentoda garip garip şeyler konuşuldu o dönemlerde. Zannedildi ki biz farklı bir yöne doğru gidiyoruz. Böyle bir şey söz konusu değildi.'' dedi.

        Erdoğan, Kanal 24'teki Gündem Özel programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

        ''Ekonomi ile demokrasiyi at başı götüreceğiz. Yani biz demokrasiyi bir kenara bırakalım ekonomi ile uğraşalım böyle bir şey diyemeyiz. İkisi atbaşı devam edecek ki kalkınma öyle olur zaten'' diye konuşan Erdoğan, şöyle devam etti:

        ''Burada özellikle benim Güneydoğu meselesi ile ilgili yani programda da ifade ettiğimiz şey şu; Kürt sorunu meselesini biz ölene kadar bu başlık altında gündemde mi tutacağız?

        Ben ilk gittiğimde Güneydoğu'ya partimi kurmak için o zaman bize sorulan şey şuydu; 'Olağanüstü hali kaldırın sizden başka bir şey istemiyoruz' veya ''Çekiç Güç'ü buradan kovun biz sizden başka bir şey istemiyoruz', ekonomik şeye gelince bana Cizre'de çöplüğe atılmış gibi orada bekleyen kamyonları gösterdiler. 'Bunlar ne zaman kalkacak' dediler, çünkü Habur falan kapalı.

        Bu adımlar atıldığı gibi olağanüstü hali kaldırdık, Çekiç Güç'ü gönderdik, Habur çalışmaya başladı. Bütün bunların yanında TRT Şeş (6) olayını gerçekleştirdik, ana dilde kurslar açılması yolunu açtık, bunun yanında bilboardlarda şurada burada bu tür faaliyetleri yapar hale geldiler, cezaevlerinde ana, evladı ile kendi dilini konuşamıyordu, kendi dilini konuşur hale getirdik vs. Bütün bunlarla yoğun bir değişim ve dönüşümü burada sağladık. Olayın sosyo ekonomik boyutu vardı buna çok önem verdik. Hiç bir dönemde olmayanı Cumhuriyet tarihinde olmayanı bizim dönemimizde gerçekleştirdik.''

        Konuyla ilgili diplomatik adımlar da atıldığını belirten Erdoğan, bölgenin kendi özgüveninin yerine gelmesi gerektiğini söyledi. Halkın devletine güvendiği bir yapıya geçilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, ''İnsan öncelikli, devletin ise insanına hizmetkar olduğu bir yapıya geçmemiz gerekiyor'' diye konuştu.

        Erdoğan, kendisinin vatandaşın her birinin ''hizmetkarı'' olduğunu ifade etti.

        YEREL YÖNETİMLER

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel yönetimlere özerklik ile ilgili bir soruyu yanıtlarken,

        ''Bu işi ilk gündeme getiren biziz. Yerel yönetimler reformunu biz gündeme getirdiğimizde medya hiç sahiplenmedi. Parlamentoda da bu desteği alamadım. Parlamentoda garip garip şeyler konuşuldu o dönemlerde. Zannedildi ki biz farklı bir yöne doğru gidiyoruz. Böyle bir şey söz konusu değildi.''

        Kendisinin belediye başkanı olduğu dönemde çeşitli sıkıntılar yaşadığını anlatan Erdoğan, belediye meclislerinin bulunduğunu ve her kararın burada alınabildiğini ifade etti. Düzenlemelerden birisinin bütçenin yüzde 30'unun personel giderlerini aşmaması konusu olduğunu anlatan Erdoğan, yüzde 100'ün üzerinde personel gideri olan belediyeler bulunduğunu ve bunun da suistimal yarattığını kaydetti.

        CHP'ye rağmen bu düzenlemeyi yaptıklarını ifade eden Erdoğan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerel yönetimlere özerklik ile ilgili sözlerini eleştirdi. ''Bundan mesela çok rahatsız oldu, gitti, herhalde ikaz edildi kendisi, Ardahan'da 'ben burada eyalet sistemini kastetmedim' dedi. Böyle çelişkiler içerisinde olan bir durum'' diye konuştu.

        Erdoğan, ''Birisi bir şey uzattığı zaman önüne bir kağıt hemen ona atlayıveriyor. 'Bunu bir inceleyelim, araştıralım, nedir ne değildir'... Siyasetçi bunu yapmadan bu adımları atacak olursa işte bu şekilde açıkları vermeye başlıyor'' dedi.

        Başbakan Erdoğan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ''Bize yardım gelmiyor'' şeklindeki sözlerinin gerçeği yansıtmadığı belirterek hak edilen para verilmiyorsa, belgesini getirmelerini ve anında ödeyeceğini bildirdi. İzmir'de su sıkıntısı olunca Gördes Barajı'nı yapıp devreye soktuklarını anımsatan Erdoğan, ''Ben kalkıp İzmir'in belediye başkanına kızıp İzmir'i terk edemem'' dedi.

        EXPO 2020 ile ilgili Paris'ten hükümetin bu işin arkasında olduğunu gösteren belge istendiğini ve bunu verdiklerini ancak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun götürmediğini anımsatan Erdoğan, bu yaklaşımın ideolojik olduğunu söyledi. Erdoğan, iyi niyetle yaklaşmalarına rağmen İzmir'de böyle bir yaklaşımın olmasının kendisini üzdüğünü söyledi.

        KILIÇDAROĞLU'NUN ÖZÜR BEKLENTİSİ

        Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, ''Yerel yönetimler özerklik ile ilgili sözlerinin Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından çarpıtıldığı ve bu sebeple 12 Haziran'dan sonra Kürt sorunun çözümü için kendilerinden destek istemeleri halinde öncelikle özür dilemelerini beklediğine'' ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ''Biz yanlış yaptığımızda özür dileriz. Yanlış yapmadığımız bir şeyle ilgili olarak özür dilemeyiz ve burada da özür dilenecek hiç bir şey yoktur. Eğer özür dilemesi gereken birisi varsa bizzat kendisidir'' dedi.

        Hopa'da konvoyun taş altında kaldığını, şoförün yaralandığını, koruma polisinin isabet alarak otobüsten düştüğünü ve beyin travması geçirdiğini anımsatan Erdoğan, bu olaylardan sonra Kılıçdaroğlu'nun ''Rüzgar eken fırtına biçer'' şeklindeki sözleri dolayısıyla üzüldüğünü belirtti.

        Bir genel başkan olarak ''Geçmiş olsun'' telefonunda bulunması gerektiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

        ''Bazı şeyler örtüşüyor. Bakıyorsunuz orada bir inşaatta CHP'nin büyük bir pankartı var, o pankartın yanında da legal görünen ama illegal hareketler içerisinde olan bazı afişler asılmış. Mesela bir tanesi çok enteresan, 'Tek yol sokak, tek yol devrim - Halkevleri'. Bu, CHP'nin o dev pankartının yanında. Bundan ne anlıyorsunuz? Bütün organizasyonlar müşterek yürüyor. Enteresan CHP binasına giriyorlar, CHP binasından çıkıyorlar.

        Bunları görünce bu üslup bizleri ciddi manada rahatsız ediyor. Oradaki benim değerlendirmem ona yöneliktir. Biz yanlış yaptığımızda özür dileriz. Yanlış yapmadığımız bir şeyle ilgili olarak özür dilemeyiz ve burada da özür dilenecek hiç bir şey yoktur. Eğer özür dilemese gereken birisi varsa bizzat kendisidir''

        Ben gerek Baykal, gerek Kılıçdaroğlu'nun kendisine, bunlara nezaket planında yaptıklarımı onlar hiç bir zaman bize yapmadılar. Genel merkez binalarını yaptılar ben hayırlı olsuna gittim, mecliste bir konu vardı bununla ilgili olarak daha yeni göreve başlamıştı. Kılıçdaroğlu'na gittim makamında ziyaret ettim. Bugüne kadar bu beyfendi bir kere bize gelmiş değildir. Ne genel merkezimize gelmişlerdir ne böyle bir teşekkür için gelmişlerdir. Kimsiniz siz ya? Devamlı bizden mi bekleyeceksiniz? Biz de bir yere kadar bunu yapabiliyoruz. Biz sayın Bahçeli'den üç kere randevu talep ettik. Her randevumuza olumsuz yanıt aldık. Arkadaşlarımı gönderiyorum bilgilendirme şu, bu için, bakıyorsunuz bazıları randevu bile vermiyor. Bunlarla karşı karşıya kalıyoruz.''

        KONUŞMA ÜSLUBU

        Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bir soru üzerine, ''Ben dürüst olan entellektüele her zaman saygım var. Her zaman da kendilerinden istifade ediyorum ama dürüst olmayan, eleştiri değil de bana hakaret ediyorsa bunun da karşılığını bulması lazım'' dedi.

        ''İktidar partisi olarak bize yapılan her türlü hakeret haklı ama bizim onlara vereceğimiz cevaplar haksız. Böyle bir değerlendirme olabilir mi'' diye sordu. Erdoğan, kendilerine saldıranlara karşı gerekli cevabı verdiklerini belirtti.

        Kendi hitabındaki tarzını öfke olarak niteleyenler bulunduğunu anlatan Erdoğan, ''Bazıları kullandığı kelimeyi, seçtiği kelimeyi nasıl seçiyor buna bir bence bakmanızda fayda vardır. Yani ben diyelim ki öfkeli görünüyorsa üslubum, hitabet tarzım, ben hangi kelimeleri seçerek konuşuyorum ama sakin görünenlerde acaba hangi kelimeleri seçerek konuşuyorum. Oradaki kelime midir kini, nefreti, bölücülüğü teşvik eden yoksa hitabet tarzı mı?

        Ailesine ve çocuklarına küfürler edildiğini, hakaretlerde bulunulduğunu ifade eden Erdoğan, bir yere kadar bunlara dayanabildiğini, bazılarını avukatları vasıtası ile hukuk üzerinden hallettiklerini ifade etti.

        Bursa'daki CHP mitinginde ''AKP'ye oy vermeyeceğim çünkü benim bir tane beynim var'' şeklinde pankart açıldığını, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu pankartı tebrik ettiğini anlatan Erdoğan, ''Bununla '16 milyon civarındaki AK Parti'ye oy verenler beyinsiz' bu ifadede'' dedi. ''Bu ülkede 'yüzde 60'ı aptaldır' diye nitelendirenler oldu, CHP'ye oy vermeyenlere 'Göbeğini kaşıyan adam' diyenler oldu, kalkıp 'Bidon kafalı' diyenler oldu'' dedi.

        Erdoğan, ''Eleştiri başka bir şey hakaret başka bir şey, sınırsız özgürlük olamaz, özgürlük de sınırlıdır, bir başkasının özgürlük alanına girdiğiniz anda orada özgürlük biter'' görüşünü dile getirdi.

        Başbakan Erdoğan, ''Ben bir siyasetçiyim, siyasetçi şamar oğlanı değil, bu ülkenin de başbakanıyım'' dedi.

        AA

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa