İsmet Yılmaz: Yüksek eğitim reformunu hayata geçireceğiz

Törende bir konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bütçede en çok payın eğitime ayrıldığını belirterek, "Bütçede en büyük payı eğitime ayırdık. 2002 yılında eğitime bütçeden ayrılan kaynak 11 milyar iken 2017 yılında alacağımız pay 122 milyar Türk Lirası'dır. Bir ülkenin eğitime ayırdığı bütçe o ülkenin eğitime verdiği önemin apaçık göstergesidir. Bizden önceki dönemdeki en önemli kaynak savunmaya ayrılırdı, şimdi bu pay eğitime ayrılırdı. 2002-2003 eğitim yılında derslik sayısı 379 bindi bugün derslik sayısı 671 bin'in üzerinde yani 80 yılda yapılan kadarını bu dönemde yaptık"dedi.

"ÖĞRETMENLERİMİZE PERFORMANS ÖLÇÜTÜ GETİRECEĞİZ"

Eğitimde temel unsurun öğretmenler olduğunu belirten Bakan Yılmaz, "Eğitimin temel unsuru öğretmendir ve öğretmen strateji belgesini yürürlüğe koyacağız. Öğretmenlerimizin bilgilerini güncellemesini sağlayacak öğretmen akademisini kuracağız. Performansını ölçemediğiniz hiçbir şeyin başarılı olması mümkün değil. Biz de öğretmenlerimize performans ölçütü getireceğiz" diye konuştu.

"ÇIRAKLIK EĞİTİMİNİ ZORUNLU EĞİTİM KAPSAMINA ALIYORUZ"

Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirileceğini belirten Bakan Yılmaz eğitimde önceliklerinin meslek liseleri olacağına da değinerek, "Meslek eğitimi önceliğimiz olacak mesleki ve teknik eğitimi memleket meselesi olarak görüyoruz. Dönem bizim meslek eğitimine en çok önem vereceğimiz dönem olacak. Basında İmam Hatiplerin öne çıkarıldığı söyleniyor orta öğretimdeki İmam Hatiplerin oranı yüzde 12, meslek liselerinin oranı yüzde 44 ancak hedefimiz bunu yüzde 60'a çıkarmak. Çıraklık eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alıyoruz. Çıraklık eğitimine giden öğrencilerimize asgari ücretin üçte biri kadar staj ücreti vereceğiz ve bunun da üçte ikisini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Stajyerlerin sigortasını yapacağız ve sosyal güvence kapsamına alacağız. Organize sanayi bölgelerinde meslek liseleri açılmasını teşvik ediyoruz. Devam eden öğrencilere destek veriyoruz" dedi.

Evrensel değerlere açık olmanın vatan ve bayrak sevgisine alternatif olmadığını Belirten Bakan İsmet Yılmaz, "Evrensel değerlere açık olmak bilimsel uygulamaları takip etmek çağdaş dünyayla bütünleşmeyi istemek vatan ve bayrak sevgisinin alternatifi değildir. Aksine bir işgal hareketi olduğunda Gazi Mustafa Kemal'in söylediği gibi 'geldikleri gibi giderler' demek lazım ki bu ülkenin geleceğini özgür kılalım. Eğer gelenlere hoş geldiniz derseniz o zaman başınız eğik gezersiniz. Ebediyen hür yaşadım hür yaşarım diyen bir nesille bir milletle başka ülkelerin boyunduruğu altında yaşamış olanların arasında ki özgüven farkını görürseniz gelecek yüz yılın kime ait olduğunu görebilirsiniz. İnşallah 21'inci yüzyıl bizlere ait" şeklinde konuştu.

"YÜKSEK EĞİTİM FORMUNU HAYATA GEÇİRECEĞİZ"

Yüksek öğretimde eğitim reformunun hayata geçeceğini açıklayan Bakan Yılmaz ,"Yüksek eğitim reformunu hayata geçireceğiz. Yüksek eğitim kalite kurulunu oluşturacağız. Eğitim ve öğretimde araştırma sistemlerinde idari hizmetlerde iç ve dış kalite sitemi olmasını bağımsız dış değerlendirme kuruluşları tarafından değerlendirilmesini bir akreditasyon sistemine sahip olmasını istiyoruz. Bu kurul idari ve mali özerkliğe sahip özel bütçeli olacaktır. Her beş yılda bir üniversitelerimiz bir dış değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Mutlaka insan kaynağımızın talepleriyle uyumlu olması lazım uyum sağlaması için de yüksek öğretim planlama kurulunu kuracağız. Yüksek öğretime geçiş sınavlarını yılda birden çok yapacağız. Üniversitelerin ihtisaslaşmasını destekleyeceğiz. Eğitim fakültelerini yeniden yapılandırıp müfredatını yenileyeceğiz. Ülkemizi bölgemiz de bir eğitim merkezi haline getireceğiz" şeklinde konuştu.

"ÜNİVERSİTELERE YENİ DÜŞEN GÖREV 15 TEMMUZ RUHUNUN GELECEK NESİLLERE AKTARILMASI"

Üniversitelerin yeni bir görevi olduğunu ve 15 Temmuz demokrasi ve özgürlükler bayramı ruhunun gelecek kuşaklara aktarılması noktasında üniversitelere büyük bir iş düştüğüne belirten Bakan Yılmaz "Üniversitelerimize bu akademik yılda geçmiş yıllarda olmayan bir görevin daha düştüğünü düşünüyorum. O da Türk demokrasi tarihinde önemli bir kırılma noktası olan 15 Temmuz demokrasi ve özgürlükler bayramı ruhunun gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Ülkemiz 15 Temmuz'da milli iradeyi demokrasiyi, hukuku ve halkımızın sarsılmaz bütünlüğünü hedef alan alçak bir darbe girişimine maruz kalmıştır. Tüm kamu kurumlarında olduğu gibi ordu içerisinde de örgütlenmiş bir ihanet cuntası bir darbe girişiminde bulundu. Millete ait olan tanklar uçaklar silahlar ihanet şebekeleri tarafından gasp edildi ve namluları halka ve halkı temsil eden kurumlara doğrultuldu. Bu işgal gücüne karşı halkımız elinde hiçbir silah olmadan sadece bilekleri ve yüreklerini ortaya koyarak bedenlerini siper ederek bir destan yazdı. Millet hakkına hukukuna ve evlatlarının geleceğine sahip çıktı. Evlatlarının geleceği için aydınlık bir Türkiye için can pahasına ülkesine vatanına sahip çıktı. Kendi ülkesinin kendi seçtikleri aracılığıyla seçilme hakkına sahip çıktı. Kahraman milletin kanıyla canıyla tanka tüfeğe uçağa helikoptere karşı yazdığı şanlı bir destanı mutlaka ama mutlaka gelecek nesillere aktarılması lazım. Burada Milli Eğitim'e büyük bir görev düşüyor. Ama burada ayrıca üniversitelerimize de büyük bir görev düşüyor. Şanlı demokrasi direnişinde şehit olan kardeşlerimize rahmet diliyorum. Bize düşen görev onların adlarını ebediyeten yaşatmaktır. Uğruna can verdiği değerleri demokrasiyi özgürlüğü ve bu vatanı daha güçlü kılmaktır" dedi.

İHA