Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Başbakan Davutoğlu HABERTÜRK TV'de soruları yanıtladı | Son dakika haberleri

        HABERTURK.COM

        Başbakan Ahmet Davutoğlu, Habertürk TV - Show TV ortak yayınında Suat Toktaş ve Ece Üner'in sorularını yanıtladı. Angajman kuralları gereği düşürülen Rus uçağı ile ilgili "Görevimizi yaptık, yapmasaydık millete hesap verme durumunda kalırdık" diyen Davutoğlu, Rusya'nın ekonomik adımlarına karşı gerekli tedbirlerin alınacağını söyledi. Rusya gümrüklerinde bekleyen yaş sebze ve meyvelerin geri çekileceğini kaydeden Başbakan, alternatifleri düşünmek için Enerji Bakanı'na talimat verdiğini söyledi.

        Davutoğlu'nun açıklamaları:

        Kritik bir süreçten geçiyoruz. Bir hafta önce bu kriz başlamıştı. Türk hava sahasını ihlal eden, o an itibarıyla milleti bilinmeyen uçak dolayısıyla yoğun bir diplomasi ve kritik süreçten geçiyoruz. Rusya'ya tavsiyemiz, olayın doğru anlaşılması ve kalıcı zararlar vermeden bu krizden çıkmak. Türkiye burada kasıtlı bir kriz başlatan taraf değil. Krizi tırmandıran taraf değil. Türkiye kendi hava sahası ile ilgili son derece defansif bir işlem yaptı.

        "GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRDİK"

        Şu an bu işlem yapılmamış olsaydı 'Niye TSK görevini yapmadı' diye sorulabilirdi. En başından itibaren son derece dostane biçimde 'Bizim hava sahamızı ihlal etmeyin' diye söylendi. 'Bayırbucak bölgesinde DAEŞ unsuru yok' dedik. Ama esas olan uluslararası hukuktan kaynaklanan görevimizi yerine getirdik. Bunu yapmamış olsaydık görevimizi yerine getirmemiş olurduk. Millete hesap vermek durumunda kalırdık.

        Türkiye ciddi bir güvenlik kaygısı içinde Suriye sınırında. Rusya'nın bunu anlaması lazım.

        "AMBARGO YERİNE KONUŞMAYI TERCİH EDERİM"

        Bütün tedbirleri masaya yatırdık. Bugün sabah Sayın Mehmet Şimşek bu tedbirleri bana anlattı. hemen alacağımız tedbirler var. Türk ekonomisinin etkilenmemesi için neler yapacağımızı yakında kamuoyu ile paylaşacağız. Gerek ithalat-ihracat dengeleri gerek enerji konusunda bir kayıp olacaksa bu karşılıklı olacak. İki tarafın da zararına olacak bu tür suçlamalar ve ambargolar ilan etmek yerine beraber konuşmayı tercih ederim. Ukrayna ile krizde bütün ülkeler ambargo konuşurken 'Biz Rusya ile komşuyuz' dedik.

        "BİR SÖYLEM SAVAŞINA GİRMEYİZ"

        Milli güvenliğimizi sarsacak hiçbir eyleme izin vermeyiz. Fevri davranmayız. Bir söylem savaşına girmeyiz. Rasyonel bir taraf olarak Rusya'nın aldığı karar bizi nasıl etkiler, bunun tedbirlerini alırız. Yaş sebzeye ve diğerlerine gelen bazı yaptırımlar, Türkiye'nin dünyada meyve, sebze pazarında sıkıntısı yok. Başka yere de satar. Onun tedbirlerini alırız. Yarın ilk alacağımız karar, Rusya gümrüklerinde bekleyen yaş meyve ve sebzelerimizin orada bozulmasını engelleyecek şekilde geri çekmek. Bunları çekeriz. Elimizde kalanlar ve diğerlerini de başka pazarlara sevk edilebilecek olanları sevk ederiz. İhracatçılarımızın zarar görmemesi için de gereken tedbirleri alırız. Bir tür beklenmedik afet gibi değerlendirin. Enerjide ben Rusya'nın böyle bir yola tevessül edeceğini düşünmüyorum uluslararası hukuktan kaynaklanan karşılıklı haklarımız, taahhütler var.

        "ENERJİ BAKANIMIZA TALİMAT VERDİM"

        Enerjide ben Rusya'nın böyle bir yola tevessül edeceğini düşünmüyorum. Çünkü çok ciddi karşılıklı angajmanlar, uluslararası hukuk, reel olarak 2. müşterisiyiz. Hem de uluslararası hukuktan kaynaklanan karşılıklı haklarımız, taahhütler var. Yani bu bavul ticareti değil. Dur dediğinde duracak olan. Karşılıklı taahhütler var. En kötü ihtimalle de hazırlıklı olmamız lazım. Onun için de enerji bakanlığımıza değişik alternatifleri çalışma talimatı verdim. İran'dan doğal olarak gelen gazımız var. Perşembe günü Azerbaycan'da olacağım. Öncelikle Rusya'nın böyle bir adım atmaması yönünde beklentimi ifade etmek istiyorum. Bunun için de gerekli görüşmeleri yaparız. Atarsa, inşallah bu çalışmaların hepsini yaparız.

        "HALKIMIZIN PANİĞE KAPILMASINA GEREK YOK"

        İhracatçılarımız hiçbir şekilde paniğe kapılmasınlar. Gördükleri zararlarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Turizmcilere 30 Kasım'da dolandesteğin süresini uzattık. Halkımızın herhangi bir şekilde paniğe kapılmasına gerek yok. Arap pazarında bir kampanya başlatılıyor Türk ürünü alıyorlar. Türk, Rus ilişkileri de o kadar kolay kopacak ilişkiler değildir. Karşılıklı ihtiyaç halinde olduğumuz ilişkilerdir. Her şeyden önce soğuk kanlı olmak gerekir.

        "VAATLERİN TAKVİMİNİ DEKLARE EDECEĞİM"

        Verdiğimiz her vaadi ilk üç ayda gerçekleştirmeyi planlıyorum. 3 aylık, bir yıllık paketler çıkardık. Şu vaatleri şu ay içinde, şu yasaları şu ay içinde çıkaracağız diye kamuoyuna bir deklerasyonda bulunacağız. Bunların gerçekleşmesi için bütçeye ihtiyaç var. Esas bütçeyi bir an önce geçirelim istedik. Bahçeli ve arkadaşları destek vereceklerini ifade ettiler. Ben teşekkür ediyorum. Kılıçdaroğlu, arkadaşlarıyla görüşüp bildireceklerdi. Henüz cevap almadık ama ilk intiba olumluydu. Bütçeyi çıkarmak zorundayız. Bütçeyi çıkaralım, sonra talepleri görüşürüz. Şu anda bütçe acil bir konu. Bizi geçici bütçeye mahkum etmemelerini rica ediyorum. Bu gerçekleşirse güzel bir başlangıç olur. Kesin hesap komisyonu veya neler yapabileceğimizi konuşuruz. Genel başkanlardan randevu isteyeceğim vaatler, reformlar vs. ile ilgili görüşmek için. Bu vaatlerin bir kısmı muhalefetin de destek vereceği vaatler.

        "YÜZDE 100'ÜN HÜKÜMETİYİZ"

        Yüzde 49.5 destek alan başbakan olmak özgüven veriyor. Yüzde 49.5 destek almış olsak da biz yüzde 100'ün hükümetiyiz.

        Eşit sayıda komisyonlar ile anayasa yapamadık. Önce genel başkanlarla görüşmek istiyorum. Onların yöntemleri varsa onu döneriz. Tek başımıza anayasa yapacak güçte değiliz. Anayasalar toplumun genel zihniyetini, genel doğrularını yansıtan referans metinlerdir. Bizim anayasa öyle değil maalesef. O mutabakatın tabanını genişletmek lazım.

        "PARALEL YAPI HSYK'YI ELE GEÇİRDİ"

        Türkiye'de bir yargı problemi var. Bu dün başlamadı, Can Dündar'ın ve Erdem Gül'ün tutuklanması bununla başlamadı. Yassıada, 12 Eylül'de el pençe divan duran hakimlerden, 28 Şubat'ta brifing alan hakimlerden, paralel yapılanmadan bugünlere gelen yargıya güveni sarsan uzun bir süreçten bahsediyoruz. 2010 referandumunda hakim ve savcılara güvenerek düzenleme yaptık. Ama ne oldu? Bir anda paralel yapı HSYK'yı ele geçirdi. Ahmet Şık ve Nedim Şener olayında nasıl tavır aldıklarını herkes hatırlıyordur. Yargı reformuna ihtiyacımız var.

        CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL: TUTUKSUZ YARGILAMA ESAS OLMALI

        Can Dündar ve Erdem Gül'ün haberi için 'şeref madalyası' deniyor. O olayın muhataplarından biri benim. Harran'da mülteci kampındaydım. Türkiye ile ilgili pozitif bir hava oluştu. Ben toplantı yaparken MİT tırları olayı oldu. Bir gün sonra da Cenevre'de Suriye görüşmelerine katılıyorum. Bütün ülkeler Suriye rejimine yüklenirken Suriye Dışişleri Bakanı, gazete haberlerine dayanarak 'teröristleri besliyorsunuz' dedi. O hain çete Suriye Dışişleri Bakanı'nın eline bunu verdi. Böyle bir olayı planlayan zihniyet Türkiye'ye ihanet etmiştir. Açık bir şekilde planlanmış, DAEŞ ile işbirliği yapan bir ülke görünümüne sokma çabası var. MİT tırları olayının böyle bir arka planı var. Bu haberlerin yayımlanması bir suç mu? Buna ben değil mahkeme karar verir. Devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenlere dönük hukuki tedbirler dünyanın her yerinde vardır. Bu yargılamanın tutuksuz olması esas olmalıdır. Tutuklu olması istisnaidir. Bu olaya Hükümet olarak hiçbir müdahalede bulunmadık. Bu tür durumlarda tutuksuz yargılanma esastır.

        "TAHİR ELÇİ'NİN MÜSEBBİBİ PKK'DIR, ÇÜNKÜ..."

        Sayın Demirtaş her olay olduğunda suçluyu anında ilan ediyor. Anında bir kalıp ile devleti suçlayan, demokratik siyaset çizgisini aşan ifadeler kullanıyor. Olay olduğu gün ben dedim ki, 'Ya bir suikast ya da bir kaza var' Grup başkan vekilleri 'Başbakan suikast dedi' diyor. Bundan bu anlam mı çıkıyor. Sayın Putin bizi suçluyor, sanki o hava sahası ihlal edilmemiş. O teröristler de orada çatışma çıkarmasaydı, Tahir Elçi orada hayatını kaybeder miydi? O yüzden müsebbibi PKK'dır diyorum. O teröristlere ses etmiyorlar. Bütün riskleri alarak savcılar o çatışma alanına gittiler. Roket attılar. Bir daha gittiler, ateş açtılar. Baro yetkilileri ile gidildi, o gruba da ateş açıldı. Orada mermiler tam olarak toplanamamışsa bunun müsebbibi kim? Tahir Elçi'nin yanında bulunan silah, polisimizi şehit eden silah. Burada hiçbir şey bizim tarafımızdan gizli kalmaz. Ama bir şeyler açıklanamazsa bunun sorumlusu orada delilleri yok etmeye çalışan terör örgütüdür.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa