Gelecek duman altında! Tütün endüstrisi gençleri böyle avlıyor
Sigaradan daha az zararlı olduğu ve sigarayı bırakmayı kolaylaştırdığı öne sürülen elektronik sigaraların kıskacında en çok çocuklar ve gençler bulunuyor. Avrupa ve ABD'de yapılan araştırmalar, sigara içme yaşının 11'e kadar düştüğünü gösterirken, bu ürünler yasal olmadığı halde Türkiye'de de satılıyor. İnternet üzerinden erişilebildiği gibi bazı büfelerden de el altından temin edilebilen e-sigaralar, kokusuz olmaları nedeniyle aileler tarafından fark edilemiyor. Tütün endüstrisi, adeta bir 'teknoloji harikası' olarak sundukları ürünlerle gençlere ölüm pazarlıyor. Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberi
Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, dünyada her yıl milyonlarca insanın ölümüne yol açıyor. İnsanlara verdiği zararın yanı sıra hayvanları hasta, doğayı tahrip ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'ye göre tütün salgını dünyanın şimdiye kadar karşı karşıya kaldığı en büyük halk sağlığı tehditlerinden biri; çünkü tütün, her yıl 8 milyondan fazla insanı hayattan koparıyor. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımından, yaklaşık 1,2 milyonu ise pasif içicilikten kaynaklanıyor.
ELEKTRONİK SİGARA TEHDİDİ BÜYÜYOR
Uzmanlara göre, son yıllarda zararsız olduğu iddia edilen ve çoğunlukla gençleri hedef alan elektronik sigaralarda (e-sigara) ise durum çok daha vahim. Habertürk'e konuşan Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, tütün endüstrisinin yakın gelecekte tütün ve nikotin içeren ürün pazarlamayacağını ifade ederek, "Zararı azaltılmış ürün diye adlandırdıkları e-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin sigara kadar hastalık yapmadığını öne sürerek bir geçiş ürünü yapıyorlar. Şimdi ABD'de sentetik nikotin ürünler satılmaya başlandı. Yani laboratuvarda hazırlanmış nikotin satılacak ve gelecekte tütüne ihtiyaç kalmayacak" dedi.
ELEKTRONİK SİGARAYA BAŞLAMA YAŞI 11'E DÜŞTÜ
Avrupa'da 17 bölgede, 11-17 yaş arasındaki gençler arasında tütün kullanımını araştıran 'Küresel Gençlik Tütün Araştırması'nın tüyler ürperten sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Dağlı, elektronik sigaraya başlama yaşının 11'e düştüğünü kaydetti. 2014 yılından bu yana elektronik sigara kullanımında artış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dağlı, "Erkek ergenler ve cep harçlığı fazla olanlar daha çok içiyor" diye konuştu.
ÖĞRENCİLERİN DÖRTTE BİRİ HER GÜN E-SİGARA İÇİYOR
Amerikan 2022 Gençlik Tütün Araştırması'nın yeni yayınlanan sonuçlarına da değinen Prof. Dr. Dağlı, ortaokul ve liselerde 2,5 milyon öğrencinin (yüzde 9,4) elektronik sigara içtiğini ve gençlerin en çok, içine herhangi bir şey doldurmayı gerektirmeyen tek kullanımlık ürünler kullandığını söyledi.
Son ayda elektronik sigara kullanım sıklığının orta okul öğrencileri arasında yüzde 3,3, lise öğrencileri arasında ise yüzde 14,1 arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Dağlı, "Öğrencilerin dörtte biri (yüzde 27) her gün elektronik sigara kullanıyor. Öğrencilerin yüzde 85'i de aromalı ürünleri tercih ediyor" dedi.
HEDEF GENÇLER
Prof. Dr. Dağlı, Avrupa ve ABD'deki elektronik sigara salgınının Türkiye'de de yaşanmaması için yeterli önlemin alınmadığını aktararak şunları söyledi: "Türkiye'de e-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin pazarlanması yasal değilken yüzlerce internet sitesinde serbestçe satılıyor ve yasal kargo firmalarıyla gönderiliyor, faturalandırılıyor. Türkiye'de de websitesi var. Yasal olmayan ürünün satışını yapan bir websitesi nasıl olabilir. Ürünlerin bazıları tükenmiş bile."
Tek kullanımlık elektronik sigaranın satışını yapan internet sitesinin, bu e-sigarayı llanımlık elektronik sigarayı kullanmayı bilmeyenler için de 'buyurun, öğrenin' diye bir sayfası var. Bilmeyene öğretiyor. Demek ki müşteri kazanmaya çalışıyor. Bunlar çocukları, genç ergen nüfusu hedefleyen bir endüstri."
"DEHŞETE DÜŞÜYORUZ"
Bu tür sigaraların değişik aromalarda satıldığını belirten Prof. Dr. Dağlı, "Kolalı, pamuk şeker aromalısı var; bunlar akciğere nasıl girer açıkçası dehşete düşüyoruz. Websitesinde bunu sağlıklı bir ürün olarak açıklıyor. Nasıl buna izin verilebilir. Çok da pahalı, 4 bin 800 lira. Bu eve gelebiliyor. Akciğer problemiyle ilgili kaygılar nedeniyle ruhsatlandırılmamış bir ürünün göz göre göre nasıl satıldığını anlayamıyoruz. Türkiye'nin kanunlarının bu kadar hiçe sayılması bir hekim olarak kanıma dokunuyor" şeklinde konuştu.
20 SİGARAYA EŞDEĞER
ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), flash bellek görünümlü e-sigara üreten bir markanın ürünlerinin sağlığa etkisine dair yeterli veri bulunmadığı gerekçesiyle satışlarının yasaklanması kararı almıştı. Şirket, kararı temyize götürdüğünden karar henüz uygulamaya konulamadı. Ancak ABD'de satışının tamamen yasaklanması mümkün olabilir.
Prof. Dr. Dağlı, son derece tehlikeli olan bu ürünle ilgili şunları söyledi: "Bir çubuğunun içinde 20 sigara karşılığı nikotin bulunan ve gençlerin elinde bir flash bellek gibi sakladıkları ürünün online satışı ve kapıda ödemesi var. Bunların nerede satıldığı belli. Peşine düşmek isteyen anında binlerce satış noktası bulabilir ve yok edebilir. Biz de devletimizden bunu rica ediyoruz."
Prof. Dr. Dağlı, e-sigara ve ısıtılmış tütün ürününün iddia edildiği gibi zararsız olmadığını söyledi ve devam etti: "Çalışmalar gösteriyor ki, akciğer hücrelerinde iltihap öncül moleküllerin sayısını artırıyor, akciğer hücrelerine mikrop yapışmasını kolaylaştırıyor ve bilinen mikropların akciğer enfeksiyonu yapmasını artırıyor."
DAHA ERKEN KANSER YAPIYOR
E-sigara kullananların daha genç yaşta kansere yakalandığının araştırmalarla gösterildiğini belirten Prof. Dr. Dağlı, e-sigara içenlerde ortalama yaş 45 iken klasik sigara içenlerde 63 olduğunu söyledi.
AKCİĞERE EN ÇOK MEYVE, BAHARAT, NARENCİYE VE ÇİÇEK AROMALARI ZARAR VERİYOR
Tütünsüz nikotin ve tütün kaynaklı nikotin sigaralar olmak üzere üç ürünün incelendiği çalışmalara ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Dağlı, "Tütünsüz nikotin demek laboratuvarda yapılmış, sentetik ürün demektir. İçinde sadece nikotin vardır. Nikotin içeren ve içermeyen bu sigaralar reaktif oksijen molekülleri açığa çıkarır. Bu moleküller insan DNA'sını harap eder, enzimleri etkisiz hale getirir. Bu moleküller tütün ve meyve aromalılarda ise daha fazla. Piyasada 15 bin farklı e-sıvı bulunuyor. Bunların bini tatlandırıcı uçucu ve tahriş edici özelliğiyle solunum sisteminde tehdit oluşturuyor. Meyve, baharat, narenciye, çiçek aromaları akciğere daha fazla hasar veriyor. Akciğerlerinize bu aromaları gönderdiğinizde akciğerler tahrip oluyor" dedi.
E-SİGARALARDA ESRARIN ETKEN MADDESİ BULUNDU
2019'da elektronik sigaranın sebep olduğu bir akciğer hasarı olan EVALI salgınının yaşandığını anımsatan Prof. Dr. Dağlı, "Elektronik sigara kullanan 2 bin 800 kişi hastaneye yatırıldı, 68 kişi öldü. Daha sonra EVALI ile THC (tetrahidrokannabinol - uyuşturucu bağımlılığı yapan esrarın etken maddesi) arasında bir ilişki olduğu bulundu. E-sigara sıvıları THC ve kannabinoid yağ içerebilir. Dünyada satılan birçok e-sigaranın içerisinde var. Özellikle THC içeren e-sigaraların vitamin E asetat ile birleşmesinin bu hastalığa neden olduğu öngörüldü. Türkiye'de içeriğinin tamamen analizi yapılmadıkça ne olduğunu bilmiyoruz. Çocuklarımıza içinde ne olduğu bilinmeyen sıvıları ciğerlerine göndermelerine izin veriyoruz ve bunların sokaklarda, dükkânlarda el altından satılmasına göz yumuyoruz, bu kabul edilebilir bir şey değil. EVALI nedeniyle hastaneye yatanların yüzde 82'sinin THC içeren ürün kullandığı saptanmıştır. Türkiye'de de bu tip hastaların bulunduğu bilinmektedir" şeklinde konuştu.
"YENİ BİR SİGARA İCAT ETMEMEMİZ GEREKİR"
Prof. Dr. Dağlı'ya göre, ABD’de elektronik sigara ve benzer ısıtılmış tütün ürünlerinin sağlık etkileri yeterince araştırılmadan, içlerinde kullanılan aromaların sağlık etkileri değerlendirilmeden piyasaya hızla verilmesi çok büyük bir hata.
Türkiye’de de elektronik sigara, ısıtılmış tütün ve benzer yeni nesil nikotin ve tütün ürünlerinin henüz ruhsatlanmadığını kaydeden Prof. Dr. Dağlı, "Ruhsatlanmaması da gerekir; çünkü sağlığa zararlıdır. Yeni bir sigara icat etmememiz gerekir ve piyasada da satılmasının engellenmesi gerekir. Satışı durdurulmalıdır, devletimiz bu güce sahiptir. Bu ürünleri satanlar, yasa dışı olarak bu ürünleri piyasaya sunanlar, reklamını yapanlar, büyük internet ağlarında satılmasını sağlayanlara yaptırımların uygulanması gerekir. Hem ruhsatlandırılmayıp hem de satışa göz yummak o ürünün serbest bırakılması anlamına gelip, Türk gençliği için son derece önemli bir tehdittir" dedi.
Prof. Dr. Elif Dağlı, Avrupa Pediatri Akademisi'nin bir durum raporuyla mevcut duruma, "Çocukları sigaradan kurtarmaya çalışırken daha kötü bir ürünle karşılaştırdık" diye isyan ettiklerini sözlerine ekledi.
E-SİGARA CAN DOSTLARI DA TEHDİT EDİYOR
E-sigara insanları etkilediği kadar hayvanların da sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Prof. Dr. Dağlı, 70 çalışmanın analizine dayanan bir başka çalışmayı anlatırken, şunları söyledi: "E-sigara hayvanlarda iltihap mekanizmasını tetikler, DNA hasarı yapar, hücre tamiratını bozar, astım ilişkili kimyasalları uyarır, reaktif oksijen moleküllerini artırır, akciğer işlevini azaltır."
21'İNCİ YÜZYIL TAMAMLANDIĞINDA 1 MİLYAR KİŞİ TÜTÜN KULLANIMI YÜZÜNDEN ÖLMÜŞ OLACAK
Sağlığı kurtarmak için yapılması gerekenlerin çok net olduğunu ancak bu konudaki hareketsizliğin üzüntü yaratıcı olduğunu belirten Prof. Dr. Dağlı, sözlerine şöyle devam etti: "20'nci yüzyılda 100 milyon kişi sigara kullandığı için öldü. 21'inci yüzyıl tamamlandığında ise 1 milyar kişi tütün kullanımı nedeniyle ölmüş olacak. Dünya nüfusunun 9’da birini, insan eliyle yapılmış ve öldürdüğünü bildiğimiz bir ürün kullanmalarına izin vererek öldürüyoruz ve bu hâlâ yasal olarak satılan bir ürün. Ayrıca tütün endüstrisi sanki herhangi bir ticaret yapan firma gibi görülüyor; ancak çok net söylemek gerekir ki bunu satan endüstri katildir ve buna göz yumulmamalıdır. Öte yandan 'tütünü ortadan kaldırıyoruz' diyerek 'Size daha az zararlı nikotin ürünleri satacağız, tütünü ısıtıp satacağız veya aromalar katıp satacağız' diyen endüstrinin aldatmacasına göz yummamalıyız. Endüstri, e-sigaraların içine koydukları aromalarla çocukları zehirlemektedir. Bu ürünleri sanki teknoloji harikası bir cihazmış gibi gençlere sunmaktadırlar. Bunun üçüncü basamağı olarak da solunum yoluyla kullanılan kenevir ürünleri piyasaya çıkacak. Geçtiğimiz yüzyıllardan aldığımız tecrübeyle sigara firmalarının kazanç için gözlerinin nasıl dönmüş olduğunu görerek, bundan sonraki yüzyılda başımıza geleceği kesinlikle durdurabilme gücüne sahip olmalıyız."
DİZİ VE FİLMLERDE İÇİLEN SİGARALAR MAKSATLI MI?
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne (CDC) göre, izlenen filmlerde sigara içildiğini görmek, gençlerin sigaraya başlama olasılığını artırıyor. Ekranda sigara içilmesine yoğun bir şekilde maruz kalan gençlerin sigaraya başlama ihtimali, daha az maruz kalan gençlere göre yaklaşık iki ila üç kat daha fazla.
CDC'nin yaptığı araştırmaya göre 1991-2009 yılları arasında vizyona giren filmlerde daha az sigara görüntüsü kullanılırken, 2019 tarihli bir rapor, 13 yaş altı için uygunsuz olduğu belirtilen "PG-13" kategorili filmlerde, tütün kullanımının ekranda görünme sayısının 2010 ile 2018 arasında yüzde 120 arttığını buldu.
Habertürk'e konuşan İzmir Demokrasi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Yüksel, tütün şirketlerinin filmlerde sigara içilen sahneler için Hollywood’a para ödediğini belirterek, sigara içilen sahnelerin filmlere gerçek yaşamda olduğu kadar konulduğunun iddia edildiğini ancak bu durumun böyle olmadığının bilimsel bir şekilde kanıtlandığını söyledi.
Prof. Dr. Yüksel, bazı şirketlerin, bazı yönetmenlerin ve yapımcıların da tütün şirketlerinden para aldıklarını kabul ettiklerini söyleyerek, şunları kaydetti: "Gençleri sigarayı bırakmaya ikna etmek için, sadece zararlarından bahsetmek yeterli değil. Özellikle bizim gibi kaderci bir toplumda sadece o ürünün zararını söylemek yeterli olmuyor ama tütün şirketleri bu kişileri manipüle ediyor. Bu gençler bağımsız olduğunu göstermek adına sigara içiyor ama aslında tütün şirketlerinin kölesi oluyorlar; çünkü bağımlı hale geliyorlar."
SİGARA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ GENÇLERİ KORUYOR MU?
Sigara fiyatlarındaki zamların gençleri koruduğunu söyleyen Prof. Dr. Yüksel, "Fiyatların artması iyi bir yöntemdir, bu da yine bilimsel olarak ispatlanmış bir şeydir. Çok tepki topluyor ancak sigara fiyatlarının artırılması gençler üzerinde işe yarıyor. Fiyat belli bir oranda artırıldığında gençler sigarayı bırakmak zorunda kalıyor; çünkü o parayı karşılayamıyor. Ancak Türkiye'de bir boşluk var; sigaraların fiyatları artırılıyor ama sarma tütün, açık tütün yasak olduğu halde hala satılmaya devam ediliyor. Bu boşluktan faydalanıp yine tüketebiliyorlar" dedi.
"YÜZDE 15'İ İKNA EDERSEK BÜYÜK FARKLAR YARATABİLİRİZ"
Tütün endüstrisinin güçlü olduğunu ancak yine de ümitsiz olmamak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yüksel, "Bir değişimi toplumun yüzde 15'i kabul ettiğinde bu tüm topluma yayılabiliyor. Buna tipping point (kıvılcım noktası) adı veriliyor. Adeta bir yangını başlatan kıvılcım ve her yere yayılabiliyor. Yani biz nüfusun tamamını ikna etmek durumunda değiliz. Sağlıklı davranışların yayılması için yüzde 15'i ikna edersek büyük farklar yaratabiliriz, bu nedenle yılmadan devam etmeliyiz. Gençlere sağlıkları için sigarayı bırakmaları gerektiğini anlatmalıyız. Gençler bizim hazinemiz, bu nedenle onları korumamız gerekiyor. Öncelikle sağlıklı olmalarını sağlamamız ve tütün şirketlerinin manipülasyonlarından korumamız gerekiyor. Sigara geçmişte daha uzun süre kullanımın ardından bağımlılık yapıyordu ama gençlerin bir şeyleri hemen deneyip vazgeçme eğilimini bildikleri için sigaranın daha hızlı bağımlılık yapması için çalıştılar ve sigara şimdi daha kısa sürede bağımlılık yapıyor. Adeta bilimsel olarak yaratılmış bir silah gibi. Endüstrinin kendileri için çalışan çok iyi psikologları var. Parayla her şeyi satın alabiliyorlar" diye konuştu.
TÜTÜN ENDÜSTRİSİ SÜREKLİ DÖNÜŞÜYOR
Tütün endüstrisinin mevcut koşullara göre kendilerini adapte ettiklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Yüksel, "Sigaranın ya da pasif içiciliğin zararsız olduğuna artık kimseyi inandıramazlar. Bu noktada da zararsız olduğunu iddia ettikleri elektronik sigaralar devreye giriyor ama bunlar da zararlı. Sürekli piyasanın ihtiyaçlarına ve insanların tepkilerine göre dönüşüyorlar; ancak kâr hırslarından asla ödün vermiyorlar. Üretiminin ve satışının kesinlikle yasaklanması gerekiyor. İsveç'te 2025 yılından itibaren tütün ürünlerinin (sigara, puro, pipo tütünü, elektronik sigara) satışı durdurulacak. Bu kadar zararlı bir ürünün resmi olarak satılması gençlere yanlış bir mesaj veriyor. Liselerde yaptığım araştırmalarda, gençler 'bu kadar zararlıysa neden satılıyor?' diye soruyor. Bu yanlış mesajı düzeltmek için biz de elimizden geleni yapmalıyız" dedi.