Erkin Arslan: Müzik aşık olmaya benzer!
Kısa bir süre önce 'Hayda' isimli şarkısını müzikseverlerle buluşturan ve klibinde oyuncu Ece Uslu ile kamera karşısına geçen Erkin Arslan ile müzik serüveni hakkında konuştuk. Profesyonel anlamda 27 yıldır müzikle ilgilenen Arslan, "Müzik aşık olmaya benzer!" diyerek, sektöre yeni adım atan ve tutunmak isteyenlere önerilerde bulundu. Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın röportajı...
Şarkıcılığının yanı sıra; piyanist, besteci, söz yazarı, aranjör ve prodüktör kimliğiyle de tanınan Erkin Arslan, son olarak 'Hayda' isimli şarkısını dinleyicilerle bir araya getirdi. Oyuncu Ece Uslu'nun da yer aldığı kliple ilgili samimi açıklamalarda bulunan Arslan, "Klip mi çektik yoksa yemek mi yedik hiç anlayamadık. Çok keyifli bir iş oldu." ifadelerini kullandı.
Biraz kendinizden bahseder misiniz? Erkin Arslan kimdir, nasıl biridir?
Erkin Arslan genel olarak sessiz, sakin ve çalışkan biridir. Çok bağırıp, hiperaktif şekilde ortalıklarda dolaşmaya çalışan biri değil. İşleri ve mesleğiyle anılmak isteyen biridir. Müzisyen ve sporcudur. Çok uzun seneler halen devam eden bir spor hayatım var. En az müzik kadar sporla da ilgiliyim. Benim için; güzel yemeyi, içmeyi ve seyahat etmeyi seven bir dünya vatandaşı diyebiliriz.
"MÜZİK BENİM HEP İÇİMDE VARDI"
Piyanist, besteci, söz yazarı, aranjör ve prodüktör kimliğinizle tanınıyorsunuz ancak eğitim hayatınızı farklı bir bölüm üzerine tamamladınız... Sizi tam anlamıyla müziğe ne itti?
Müzik kendimi bildim bileli çok küçük yaşlardan itibaren hep içimde vardı. Müziğe karşı her zaman çok büyük heyecanlar besledim. Üç yaşından beri bulduğum her enstrümanı çalmaya başladım. Lise yıllarında okul orkestrasındaydım. O dönemler rock müzik çok revaçtaydı. Arkadaşlarımla rock grubumuz vardı. Müzik hep hayatımda yükselerek devam etti ancak ailemin yaklaşımı da önemliydi. Onlar yaşamanın getirdiği zorluklardan dolayı, "Oğlum elinde altın bir bilezik olsun." diyerek bana müzik dışında bir bölüm okuttular. Bunun üzerine İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne girdim. O dönem aynı zamanda müzik dersleri de aldığım için bu bölümü uzun yıllar sonucunda bitirdim. Dolayısıyla beni müziğe hiçbir şey itmedi. Müzik benim için hep vardı. İktisat ve finansa ülke şartları ve ailemin endişeleri ile girdim ama sonuç değişmedi. Hayatımı müzik ile sürdürüyorum.
"ESER ÜRETMEK İÇİNİZDEN GELEN BİR FISILDAMAYLA BAŞLAR"
'Yarım Kalan' isimli şarkınız için daha önce "Hepimizin hayatında yarım kalan aşkların hikayesini anlatıyor." ve "İnsanlara bir nebze de olsa empati kurdurmayı başarmak istedik." ifadelerini kullanmıştınız... Size kalemi ne aldırır?
Bana kalemi özel durumlardan ziyade hiç beklemediğim anlarda gelen ilham aldırır. Çünkü eser üretmek birdenbire içinizden gelen gizli bir fısıldamayla başlar. O an kulağınızda sözler ve melodiler belirir. O an işte çalışmaya başlarım. Bu duyguyu birçok besteci arkadaşım yaşıyordur herhalde. "Hadi ben bir beste yapayım." diye oturmuyorsunuz masa başına. Mesela yeni bir çalışma bana piyano çalışırken, otomobil kullanırken hatta uyurken dahi gelebiliyor. Uykudan uyandığımda bir anda kulağımda bir melodiyle kalktığım oluyor mesela. 'Yarım Kalan' da böyle hayatıma girmiş bir şarkı. Piyano çalışırken ilham geldi ve sonra projede çok farklı bir yöne gittik. Klipte önemli bir konu olan işaret diline dikkat çekiyoruz. Şarkımızı bu şekilde de anlatmaya çalıştık. Bu durum çok algılandı mı insanlar tarafından bundan emin değilim ama yine de biz söylemek ve altını çizmek istediğimiz şeyi aktarmaya çalıştık.
"KENDİMİ MOTİVE ETMEKTE UĞRAŞLAR VERDİĞİM BİR DÖNEM OLDU"
İşin üretme aşamasında zorlandığınız bir dönem ya da bir proje oldu mu?
Üretme aşamasında pek zorlandığım bir çalışma olmadı. Bu biraz da yıllardır reklam müziği ile uğraşmamdan kaynaklanıyor. Reklam tarafındaysanız çok kısıtlı zamanlarda çözüm üretmeye alışkın bir yapıda olmak zorundasınızdır. Bunun için çok ciddi bir şekilde zorlandığım bir şey hatırlamıyorum. Ama özellikle pandemi döneminde hatta bu senenin ilk altı ayında kendi kendime oturup bir şey yapabilmekte çok zorlandım. Kendimi motive etmekte uğraşlar verdiğim bir dönem oldu. Herhalde en kötü dönem bu oldu.
"BİR ŞEYİ YAPABİLİYORKEN ERTELEMEMEK LAZIM"
Erkin Arslan'ın mottosu nedir?
Erkin Arslan’ın mottosu, "Bir işi yapabiliyorken o an yap"tır. Bu lafı çok söylerim kendime. Yani bir şeyi yapabiliyorken onu o an yapmak ve ertelememek lazım. Enerji varken yapmak gerekli. Demir tavında dövülür. Bir şeyi yapabiliyorken yapmak en güzeli.
"PANDEMİ DÖNEMİNDE BOŞ DURMADIM"
Malum öte yandan bir de pandemi gerçeği var... Siz bu süreci nasıl geçiriyorsunuz, bir müzisyen olarak neler yaptınız?
Pandemi sürecini sekiz kilo alarak geçirdim. Hareketlerimiz çok kısıtlandı ve evde kaldık. Bu pek iyi olmadı. Şu an kısıtlamaların biraz daha esnek olmasından dolayı daha rahat gibi görünsek de maalesef pandemi tamamen bitmiş değil. Maskeler ve tedbirler hayatımızdan uzaklaştığında, hayat tamamen normale döndüğünde daha keyifli ve daha aktif bir dönem geçireceğiz diye düşünüyorum. Bu dönem boş durmadım. Hep bir şeyler üretmeye çalıştım. Pandemi döneminde dört tane single yaptım. Hala da çalışmalarıma devam ediyorum. Umarım bir an önce bu pandemi dönemi biter.
"ÇOK HAZIRLIKSIZ YAKALANDIK"
İşin bir de üreten kısmında yer alıyorsunuz... Bu süreçte kısıtlandığınızı hissettiniz mi, nasıl başa çıktınız?
Pandemi kimi müzisyen arkadaşlarımı çok olumlu etkilerken kimilerini de çok olumsuz etkiledi. Ben Erkin Arslan olarak bu durumun tam ortasında kaldım. Üretime yöneldim ama tahmin ettiğim kadar bir üretimim gerçekleşmedi. Sahneyi tamamen kestim. Önümüzdeki sene ortalık biraz daha normalleşince sahne almayı düşünüyorum. Pandemiye çok hazırlıksız yakalandık. İnsanlık tarihinde yüz, yüz elli yılda bir olacak bir şey bizim dönemimize denk gelmesi gerçekten çok üzücü.
"KLİP Mİ ÇEKTİK YOKSA YEMEK Mİ YEDİK HİÇ ANLAYAMADIK"
Son olarak "Hayda" isimli şarkınızı müzikseverlerle buluşturdunuz ve klibinizde oyuncu Ece Uslu da yer aldı... Bu projenin özel bir yeri var mı?
'Hayda' aslında benin yaklaşık sekiz sene önce başrollerini Tolga Çevik ve Ezgi Mola'nın paylaştığı 'Patron Mutlu Son İstiyor' filminin romantik bir sahnesi için bestelediğim bir eserdi. Şarkı o hali ile çok farklıydı. Geçtiğimiz mayıs ayında uzun bir kapanma geldiğinde evde gerçekten sıkılıp, "Yeter artık ben arkadaşlarımla, eşimle ve dostumla şöyle güzel bir sofrada oturup gülüp eğlenmek ve sohbet etmek istiyorum." dedim. Bunun düşünürken 'Hayda'nın arabeske kaçan bu aranje fikri çıktı içimden. Sonra bunu projelendirmeye karar verdik. Yaz aylarını ben genelde İzmir Çeşme'de geçiriyorum. Sevgili arkadaşım Ece Uslu da yazları genellikle Çeşme'de oluyor. Biz yazın o taraflarda hep görüşüyoruz. Uzun yıllar aklımızdaydı. Hep böyle ortak bir şeyler yapsak diye sohbet ederdik. "Bana bir klip çek, oynayalım." gibi sözleri oluyordu. Bu durumu yönetmenimiz Olgu Baran'a aktardım. Burada Çeşme'de çok güzel bir yer var. "Hayal ettiğim o eğlenceli klibi burada çekebilir miyiz?" diye sordum ve bana "Hayhay elbette!" dedi. Ece'ye de bahsettim bu fikirden. "Süper olur, ben de varım bu projede." dedi. Durup dururken hem Alaçatı'lı hem Ece Uslu'nun oynadığı bir klibimiz oldu. Klip mi çektik yoksa yemek mi yedik hiç anlayamadık. Çok keyifli bir iş oldu.
Daha önce Cem Yılmaz, Özkan Uğur gibi usta sanatçılarla aynı klipte yer aldınız ve Buray, Evrencan Gündüz'le de düet çalışmanız oldu... İlerleyen dönemlerde başka sürpriz bir isimle düet gelir mi ya da üzerine çalışılan bir proje var mı?
Evet hepsi çok keyifli işler. Şu an düet üzerine çalıştığım bir projem yok ama ben müzik olduğu noktada her müzisyen arkadaşımla seve seve buluşurum. Besteci ve prodüktör bir kimliğim olduğu için de bunlar soğuk bakacağım şeyler değil. Dolayısıyla belirlenmiş bir program yok ama ilerleyen zamanlarda gerek enstrümantal gerek vokal veya gerek proje olarak tabii ki seve seve yaklaşacağım bir durum bu.
"MÜZİK AŞIK OLMAYA BENZER!"
Profesyonel anlamda 27 yıldır müzikle ilgileniyorsunuz... Bu dünyaya yeni adım atan ve tutunmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Bu soruyla çok karşılaşıyorum. Ben hakikaten esprili bir şekilde eğer benim sözümü dinleyeceklerse müzik ile uğraşmasınlar diyorum. Bunu dinleyecek kimse olmadığı için de muhtemelen hepsi müzik ile uğraşacaktır. Müzik öyle bir şey ki, siz müzik yapmak istiyorsanız bu aşık olmaya benzer ve size hiçbir şey engel olmaz. Siz eninde sonunda kendinizi müzik yapıyor olarak buluyorsunuz. Sosyal hayatınız, iş durumunuz nasıl oluyorsa olsun, ister başka mesleğiniz olsun ya da olmasın birçok şeyi göze alıp müziğin içinde oluyorsunuz. Dolayısıyla bu dünyaya adım atacak insanlar, müziğin kendisini seçtiği insanlardır. Onları hiçbir şey geri çevirmez ama buna heves olarak adım atmak isteyen insanlar varsa bununla hobi olarak ilgilenebilirler. Bunu meslek olarak yapacak insanlara benim tavsiyem sadece özgün olmaya çalışsınlar.