Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ego gücü zayıf kişiler yaşanan felaketleri de yönetemiyorlar - Haberler

        Deprem gibi doğal felaketler insanın çaresiz, güçsüz ve çok zayıf hissettiği ve yoğun stres yaşadığı olumsuz olaylardır. Kişinin bu yoğun stresi algılama biçimi, düşünme becerileri, dış dünyayı yorumlama ve iç dürtülerini kontrol edebilmesi kendi ego gücüne bağlıdır. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzm. Klnk. Psk. Selvinaz Çınar Parlak “Egosu uygun biçimde işlevselliğini sürdüren kişi yoğun stres altında da dış ve iç dünyası arasındaki dengeyi koruyabilir. Ego gücü zayıf olan kişiler ise iç dünyalarında yaşadıkları duygularla ve dürtülerle başa çıkamayıp dış dünyada yaşanan felaket ve zor durumları da yönetemeyeceklerdir”diyor ve konuya ilişkin önemli bilgiler veriyor.

        REKLAM

        DEPREMDE KİMLER DAHA FAZLA RUHSAL SORUN YAŞAR?

        Ruhsal travma ne kadar şiddetli yaşanmış ise ruhsal etkiler de o kadar fazla ve uzun süreli olur. Örneğin depremde enkaz altında kalanlar kalmayanlara göre, yakınını kaybedenler kaybetmeyenlere göre, evi hasar görenler görmeyenlere göre daha fazla ruhsal sorun yaşarlar. Bunun dışında travma sırasında yaşanan korkunun derecesi de önemlidir. Örneğin deprem anında çok fazla korktuklarını, hiçbir şey düşünemeyip donup kaldıklarını söyleyenler arasında “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” oranları daha yüksektir. Toplumda ruhsal travma yaşayan pek çok kişi olmasına rağmen ancak bir kısmı (örneğin depremi yaşayanlarda yüzde 20’si) Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na yakalanır. Bu da bazı kişilerde hastalığa bir yatkınlık olabileceğini ya da bazılarının hastalığa karşı daha dayanıklı olduğunu düşündürür.

        REKLAM

        DEPREMKORKUSUYLADEPREMTRAVMASIARASINDAFARKLILIKLAR

        Deprem,“Tetikte olunması gereken” gerçek bir tehlike durumudur. Bu nedenle ruhsal açıdan sağlıklı olan her birey deprem korkusu yaşayacaktır. Kendini koruyup gerekli tedbirleri almak için de depremden korkulmalıdır. Deprem korkusunun travmatik bir duruma dönüşmesi ise kişinin günlük rutinlerine dönmesini, olağan yaşantısını sürdürmesini engelleyecek düzeyde yoğun bir korku ve kaygı halinin günlerce sürmesi, içsel dünyasında yoğun bir gerilim “iç dengesizlik hali” yaşamasına yol açan yoğun kaygı durumlarıdır. Bu noktada deprem korkusu ciddi düzeyde varoluşsal kaygılara dönüşüyor.

        TRAVMAYAŞAYANKİŞİYEÖZGÜBELİRTİLER

        Anksiyete ve kaygının görünümleri kişiden kişiye değişmektedir. Bazı kişilerde çarpıntı, terleme gibi kardiyovasküler belirtiler, bazılarında bulantı, kusma, gaz ağrıları, sık idrara çıkma, diyare gibi bedensel belirtiler görülür. Bazılarında ise solunum sıkıntısı, sık nefes alıp verme ve göğüste sıkışma hissi olur. Kas gerginliğinden, kas katılığı ve spazmdan, baş ağrısı ve boyun tutukluğundan yakınanlarla da karşılaşılır. Bu sorunda bedensel belirtiler yanı sıra psikolojik belirtiler de açığa çıkmaktadır. Sinirlilik, duygusal iniş-çıkışlar, dehşet içinde hissetme, ağlama isteği, kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı duygusu, ölüm korkusu, gerçek dışılık (derealizasyon-depersonalizasyon) gibi belirtilerle de sık karşılaşılır.

        REKLAM

        BUKORKUYUAZALTMAYOLLARI

        Travmatik olaylar sonrası, dış dünyaya yeniden güven duyabilmek ve güvende olunduğundan emin olmak kişiyi sakinleştiren temel unsurlar arasında yer alır. Bu nedenle öncelikli olarak güvenliğimizi sağlamak, yakınlarımızın güvenliğinden emin olmak, doğru bilgilere ulaşmak ve yaşanan olayı doğru anlamak önemlidir. Yaşanan olaya dair bilgi, tecrübe ve bilinç ne kadar yüksekse o kadar hızlı normale dönülür. Bu nedenle depreme karşı bilgilenmek, uzmanların uyarı ve önerilerini uygulamak ile beklenmedik olayda yapılacaklara karşı kendimizi hazırlamak önemlidir. Korkularımızın farkında ve gerçekçi olmak, kriz durumunda nasıl bir yol izlememiz gerektiğini bilmek ise korkuları azaltacaktır. Deprem korkusu ile baş edemeyen, kendini sakinleştiremeyen ve yoğun kaygı ile travma yaşayan kişiler ise beklemeden mutlaka bir psikiyatri uzmanına görünmelidir.

        REKLAM

        TEDAVİSİ MÜMKÜN

        “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” ile panik atak ve kaygı bozukları psikiyatride uzun yıllardır başarı ile tedavi edilen hastalıklar. Kişilerin kendi durumlarına yönelik farkındalıkları ve yardım arayışları sonucu psikiyatri uzmanına başvurmaları normal yaşantılarına dönmeleriyle sonuçlanabilir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu, panik bozukluk ve agorafobi gibi deprem sonrası ortaya çıkabilecek psikiyatrik rahatsızlıkların en etkin iki tedavi yöntemi vardır. Bunlar psikiyatrik ilaçlar ile psikoterapilerdir. İkisinin bir arada olduğu ilaç tedavisi ve psikoterapilerle kesin sonuç almak mümkündür.

        KADINLARDA 3 KAT FAZLA

        Yapılan araştırmalar, kadınların erkeklere oranla ruhsal travmalardan sonra ortaya çıkan Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na daha sık yakalandığını gösteriyor. Travmanıntürü ne olursa olsun, kadınlarda erkeklerden 2-3 kat fazla görülüyor. Geçmişte başka ruhsal travma yaşayanlar, daha önce ruhsal hastalık geçirmiş olanlar veya yakınlarında ruhsal hastalık bulunan kişilerin Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na yakalanma olasılığı daha fazla görülüyor. Kadınlar, geçmişte ruhsal travma yaşayanlar, başka ruhsal veya bedensel hastalığı olanlar ve travmayı daha şiddetli yaşayanlar daha fazla risk altında bulunuyor.

        REKLAM

        ÇOCUKLARINIZI TRAVMADAN KORUMAK İÇİN BUNLARI YAPIN

        *Mümkün olduğunca normal yaşantınıza devam edin ve günlük rutinlerinizi sürdürün.

        *Çocuğunuzun kaygılı ya da korkmuş hissetmesinin normal olduğunu bilmesini sağlayın. Kendini ifade edecek kelime dağarcığına sahip olmaması olasılığına karşın duygularını isimlendirmesine yardımcı olun.

        *Çocuğunuzun travmatik olaylarla ilgili duyduklarını, gördüklerini azaltmak için neler yapabileceğinizi düşünün. Çocuğunuz o an için ilgilenmiyor gibi gözükse de çoğu zaman izlediklerinizin ya da dinlediklerinizin farkında olduğunu unutmayın. Onun yanında yapılan sohbetler konusunda bilinçli olun.

        REKLAM

        *Çocuğunuz travmatik olaylarla ilgili aynı soruları tekrar tekrar sorabilir. Tekrarlayan bu sorularla ilgili sabırlı olun,

        *Yaşanan travmatik olaylar sonrasında kendi ihtiyaçlarınızın farkında olmanız önemlidir. İhtiyaçlarınızın farkında olmaz ve kendinize fazla yüklenirseniz çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılayamazsınız. Onun, sizin duygu ve davranışlarınızı aynı bir sünger gibi emdiğini unutmayın.

        *Travmatik olayla ilgili çocuğunuzla nasıl konuşacağınız konusunda endişeli iseniz konuşmaya onun liderlik etmesine, sormak istediklerini sormasına ve duygularını ifade etmesine izin verin. Etkilendiğini düşünüyorsanız ona “Bu olayla ilgili ne duydun?”, “Ne olduğunu düşünüyorsun?” gibi sorular sorup dinleyerek korku ve endişelerini anlamaya çalışın. Bu size yanlış bilgileri düzeltme imkanı da verir.

        *Eğer küçük çocuğunuz kaygı nedeniyle sizden ayrılmakta ve okula gitmekte zorlanıyorsa yanına onu rahatlatacak bir oyuncağı, size ait bir eşya ya da fotoğraf verin.

        *Çocuklar travmatik olaylarla ilgili duyduklarından sonra sevdikleri herkesin güvende olduğundan emin olmak isterler. Bu konuda siz de yoğun endişe içindeyseniz ona yalan söylemeyin

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa