Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Heykel Dolapdere'de bir sanat adası: Arter

        Bir grup gazeteciyle birlikte aylar, daha doğrusu yıllardır her sabah gazeteye gelirken ve her akşam eve dönerken önünden geçtiğim, dışarıdan göz ucuyla inşaatının tüm aşamalarına tanıklık ettiğim bir binaya ilk kez girdim.

        Bir Vehbi Koç Vakfı (VKV) kuruluşu olan ve herkes için erişilebilir bir kültür-yaşam platformu olmayı hedefleyen Arter'in Dolapdere'deki yeni binası adeta Alice'i 'Harikalar Diyarı'na götüren bir tavşan deliği...

        Kapıdan içeri girdiğiniz an Dolapdere'nin bütün karmaşasını geride bırakıp bir 'sanat adası'nın içine düştüğünüzü hissettiğiniz bir 'Olmayan Ülke...'

        Dolapdere'de bir kapıdan geçip Londra'da 'Tate Modern'den çıkıyorsunuz adeta!

        REKLAM

        Koç Holding ve Arter Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç'un dediği gibi bu bina "Bir müzeden çok daha fazlasını" sunuyor hem Türkiye hem de içinde bulunduğu mahalle için.

        "Arter’in yeni binasının açılış programında yer alan ve 34 sanatçının 44 eserini bir araya getiren 'Saat Kaç?' adlı grup sergisinde zaman, mekân ve bellek kavramlarıyla ilişkilenen yapıtları bu kavramlar ve gündelik nesneler, ev, bireysel ve kolektif tarihler, içerisi ve dışarısı, kentsel ritimler, mimari, arkeoloji, sınırlar ve göç gibi temalarla kurdukları ilişkiler üzerinden ele alıyor ve farklı bağlamlar içinde ürettikleri anlamları, bir araya geldiklerinde nasıl işlediklerini araştırıyor."

        Basın bültenindeki bu cümleleri Arter'in arka tarafındaki bahçesinden karşımda iç çamaşırı asılı bir pencereye bakarken okudum.

        Arter, gelecek yıllarda sadece sanat alanında değil bir 'binanın' içine konuşlandığı bölge için 'ürettiği anlamla' da ne kadar önemli olduğunu gösterecek herkese...

        Guggenheim nasıl bir sanayi kenti olan Bilbao'yu bir 'sanat adası'na dönüştürdüyse Arter de Dolapdere'yi İstanbul'un 'sanat merkezi'ne dönüştürecektir eminim.

        "Eminim" diyorum çünkü 10 yıldan fazla bir süredir her Allah'ın günü Dolapdere'den geçen, gazetedeki odamın penceresinden onu izleyen biri olarak, içinde binlerce rengi barındıran ve kentin göbeğinde kentten bu kadar uzak duran bu semtin kentle iç içe geçmesini çok istiyorum.

        REKLAM

        Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli de basın toplantısında Dolapdere halkıyla 'komşu' olduklarının altını defalarca çizdi. 'Komşuları'nın da Arter'deki sanatsal üretimlere katılımı için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı: "Herkes için erişilebilir, canlı ve sürdürülebilir bir kültür yaşam palatformu olmayı hedefliyoruz..."

        'Erişilebilir'lik kavramı İngiliz mimarlık ofisi Grimshaw Architects imzasını taşıyan Arter binasının her yerinde kendisini hissettiriyor. Kendisini içinde bulunduğu mahalleden soyutlamayan, hatta 'komşularına' içini açan bir bina olmuş Arter.

        Bu kenti ve sanatı seven herkesi heyecanlandırıp, mutlu edecek bir bina...

        REKLAM

        13 Eylül'de kapılarını sanatseverlere açacak olan Arter'in açılış programında yedi serginin yanında birçok etkinlik, performans, film gösterimleri, atölye çalışmaları ve yayınlar yer alıyor.

        Tüpraş'ın Arter'in kurumsal sponsorluğunu üstlendiğini duyuran Ömer M. Koç, 2 Ocak 2020'ye kadar tüm sergilerin ücretsiz gezilebileceğini müjdeliyor.

        Bunun dışından bir müjde de gençlere geldi: 24 yaş ve altı gençler Arter sergilerini her zaman ücretsiz ziyaret edebilecekler.

        SERGİLER

        SAAT KAÇ?

        Yukarıda da bahsettiğim Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan Saat Kaç? başlıklı serginin küratörlüğünü Emre Baykal ve Eda Berkmen yapmış. Sergi, bellek, zaman ve mekân kavramları etrafında şekilleniyor. Sergi, başlığını Cengiz Çekil’in Arter Koleksiyonu’nda yer alan, günlük gazetelerin üzerine aynı soruyu yazıp çoğalttığı serigrafi dizisinden alıyor.

        REKLAM

        KELİMELER PEK GEREKSİZ

        Küratörlüğünü Selen Ansen’in yaptığı Kelimeler Pek Gereksiz başlıklı koleksiyon grup sergisi, jest, kalıntı ve iz temaları etrafında kurgulanıyor. Yaşamın sıradan ve gündelik yönlerine eğilen sergi, bir müze deposunda muhafaza edilemeyen veya bir sergi alanına yerleştirilemeyen gelip geçici duygu, ilişki ve süreçleri ele alıyor. İsmini Depeche Mode’un 1990'lardaki hit parçası Enjoy the Silence (Sessizliğin Tadını Çıkar) şarkısının sözlerinden alan sergi, beden, dil, zaman ve mekânla güçlü ve dinamik ilişkiler kuran eserlerden oluşuyor.

        ALTAN GÜRMAN

        REKLAM

        Altan Gürman retrospektif sergisi, 1976 yılında hayatını kaybeden sanatçının tüm üretimini bir araya getiriyor. Türkiye’de çağdaş sanatın öncülerinden ve yapı taşlarından biri olarak ancak 2000’li yıllarda yerini almaya başlayan sanatçının yapıtlarının tamamına yakını, 1991’de gerçekleştirilen bir sergiden yirmi sekiz yıl sonra ilk kez Arter’deki sergide bir araya geliyor. Sergide, Arter koleksiyonunda yer alan 50’ye yakın yapıtın yanı sıra, arşivden seçilen eskiz, fotoğraf, ders notu, nesne ve dokümanlar da yer alacak.

        AYŞE ERKMEN, BEYAZIMTIRAK

        Ayşe Erkmen’in Arter’in açılış programında yer alan sergisi Beyazımtırak, sanatçının 1970’lerden bu yana gerçekleştirdiği sanatsal üretim içinden retrospektif bir anlayışla seçilenlerle birlikte, bu sergi için özel olarak tasarlayıp ürettiği yeni işleri bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Emre Baykal’ın üstlendiği, Ayşe Erkmen’in sanatsal pratiğini kapsamlı bir şekilde araştıran sergi, sanatçının Türkiye’deki ilk kurumsal solo sergisi olma özelliği de taşıyor.

        REKLAM

        ROSA BARBA, GİZLİ KONFERANS

        Rosa Barba’nın Gizli Konferans başlıklı yerleştirmesi 2010-2015 yılları arasında Berlin, Roma ve Londra’da yer alan üç müzenin eser depolarında ve arşivlerinde çektiği ve sergi mekânında 35 mm film makineleriyle gösterilen üç filmden oluşuyor. Müze depolarında saklanan, farklı malzemelerle yapılmış ve farklı zamanlara ait sanat yapıtları arasında kurgulanan hayali diyaloglara odaklanan eser, kültürel arşivleme konusunu tartışmaya açan bir anlatı kuruyor.

        İNCİ FURNİ, Bir An İçin Durdu

        REKLAM

        İnci Furni’nin 2014’dan itibaren süregelen Vol. sergilerinin bir devamı niteliğindeki Bir An İçin Durdu, sanatçının sergi mekanı için özel olarak ürettiği yeni işlerinden oluşuyor. Sergide, desen ve nesnelerden meydana gelen yerleştirmeye, sanatçının galeri mekânında geçirdiği iki buçuk aylık süredeki deneyimine ve haftada bir Arter binasının yanı başına kurulan bit pazarına atıfta bulunan video performansları eşlik ediyor.

        CÉLESTE BOURSIER-MOUGENOT, offroad, v.2

        Céleste Boursier-Mougenot’nun offroad, v.2 başlıklı yerleştirmesi, dışarıdaki rüzgârın hızı ve yönüyle etkileşim içinde hareket eden üç adet kuyruklu piyanodan oluşuyor. Dışarıdaki rüzgârın hareketine ve kendi aralarındaki etkileşime duyarlı bir elektro-mekanik sistem aracılığıyla hareket eden enstrümanlar, mimari mekânın sınırları dahilinde süreç içerisinde kendi dünyalarını yaratıyor. Piyanoların hareketini belirleyerek işe koreografisini veren rüzgâr gülü, Arter’in dördüncü katındaki terasta görülebilir.

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa