Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Dilan Çiçek Deniz - Cem Yiğit Üzümoğlu; biri mantıktan diğeri duygudan yana
        • 1

          Platon (M.Ö 428 - M.Ö 348)

          Aşk nedir?
          Fikirleriyle felsefe dünyasına öncülük eden Platon'a göre aşk; bir yönelmeden, talep etme eğiliminden doğmakla birlikte ilahi bir cinnet durumudur. Ruhsallığın en üst noktası olan aşka, ancak bu ilahi cinnete varabilenler ulaşır.
          Platon'a göre; "Aşkın gözü kördür" ve ruhun belli bir eşi yoktur. Aşk, aranarak bulunmaz. Aşk, üzerine harcanan emekle büyütülen bir tutkudur. Emeğin ve sabrın birleşimiyle oluşur.
          Aşk, Platon'a göre böyle olsa da sanıyorum herkesin kendince bir tanımı, bir açılımı vardır.
          Aşk ile ilgili oldum olası bir bilinmezlik durumu daha vardır; "Aşkın mantığı var mıdır?
          Platon'a göre yok... Zira ona göre aşk, bir âmâ...

        • 2

          İlk film gösteriminin ardından aradan geçen 128 yılda izleyicilere kaç senaristin hayali kimbilir kaçı salt aşk üzerine yansıtıldı. Ayrıca; komediden aksiyona, hatta gerilim filmlerine kadar her tür yapımda aşkın izine rastlamak mümkün.

          Salt aşk üzerine olan yeni filmlerden biri 'Aşk Mevsimi'...
          Murat Şeker'in yapımcısı ve yönetmeni, Ali Tanrıverdi ile birlikte ortak senaristi olduğu Sugarworkz yapımı olan ‘Aşk Mevsimi’nde başrolleri; Dilan Çiçek Deniz ile Cem Yiğit Üzümoğlu paylaştı. Onlara; Fırat Tanış, Duygu Sarışın, Hakan Bilgin, Ertuğrul Postoğlu, Lila Gürmen, Mert Asutay, Çiçek Dilligil, Murat Karasu ve Perihan Savaş eşlik etti.
          Bozcaada’dan İstanbul’a uzanan bir aşk hikâyesini konu alan ‘Aşk Mevsimi’, tarafların aşkı yorumlama farkıyla yaşananları hikâye ediniyor.

          Yeni nesil oyuncular arasında yıldızını parlatanlar arasında yer alan Dilan Çiçek Deniz ile Cem Yiğit Üzümoğlu, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan ile yaptıkları röportajda aşkın kendileri için neler ifade ettiğinden, hangi özellikleriyle filmde rol almayı kabul ettiklerine kadar birçok konuda açıklamada bulundu. Açıkalamalarından biri; aşka, filmde canlandırdıkları karakterle özdeş yaklaşım içinde olmaları. Deniz; aşka mantıksal, Üzümoğlu ise duygusal olarak yaklaşıyor.

        • 3
        • 4

          'Aşk Mevsimi'nde Dilan Çiçek Deniz; 'Şirin'i, Cem Yiğit Üzümoğlu ise 'Ali Yaman'ı canlandırdı.

          "HAYAT ARKADAŞIYLA HAYATININ AŞKI KEŞKE BİR ARADA OLSA"
          • 'Aşk Mevsimi'nin sözünden başlayalım... Hayat arkadaşı mı yoksa hayatının aşkı mı?
          Dilan Çiçek Deniz... Keşke ikisi bir arada olsa ama ben hayat arkadaşını tercih ederim.
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Ben de hayatımın aşkını tercih ederim. Dönemden döneme değişebilir bir şey ama şimdilik böyle.

        • 5

          "HEM ÇOCUKSU HEM GERÇEK"
          • Teklif geldiği zaman neler hissettiniz? Filmin hangi özellikleri sizi etkiledi?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Ben, senaryosundaki bana samimi gelen ve benim de kendimde bulduğum olayları benimseyen bu filmin içinde olmayı çok istedim. Hem çocuksu hem çok gerçek hem de aşka dair yaşanılmamış, yaşanılamayan ve belki de hiçbir zaman yaşanılamayacak şeyleri orada bulundurması bakımından beni çok etkilemişti. Kendimden de bir şeyler bulmam, benim oynamamda büyük bir etki yarattı.
          Dilan Çiçek Deniz...  Senaryo; çok güzel, çok naif bir aşk filmiydi. İçinde olmayı çok istedim. Bir de daha önce dijital platformda olan filmlerim var ama hiç sinema filmim yoktu. Yönetmenimiz Murat Şeker ve Cem ile çalışacak olmak, aynı şekilde diğer arkadaşlarımla da çalışacak olmak beni çok heyecanlandırdı. O yüzden işin içinde olmayı çok istedim.

        • 6

          "BENİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ"
          • Daha önce sinema filminin olmamasının nedeni nedir? Diğer işlerden vakit bulamaman mı yoksa uygun bir senaryo olmaması mı?
          Dilan Çiçek Deniz... Vakit bulamama da var, denk gelememe de var. Çünkü uzun bir süre kimse sinemaya gidemedi. Pandemi sonrası aslında herkes daha yeni gidebiliyor. O yüzden sinemadaki ilk işimde beraber olmamız benim için çok kıymetli.

        • 7

          "AŞKIN KENDİSİ BİR MEVSİM"
          • Aşkın mevsimi olur mu yoksa aşkın kendisi bir mevsim midir? Hangi mevsimde yaşanırsa, aşk mevsimi o zaman mıdır?
          Dilan Çiçek Deniz... Olabilir... Sanki yazları daha keyifli oluyor.
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Aslında aşkın kendisinin bir mevsim olması da güzel. Sizin söylediğiniz  çok güzel... Ben öyle düşünmemiştim. Aşk mevsimsizdir demek başka bir şey ama aşkın kendisinin bir mevsim olması çok güzel bir yaklaşım. Aslında keyfine göre değişir; yazı da olur kışı da olur. Soğuk; kötü olmak zorunda değil, sıcak; kötü olmak zorunda değil. Evet, aşk belki de kendi kendine bir mevsimdir.

          "BENİM HAYATIMLA ÖZDEŞLEŞEN HİKÂYE ÖRGÜSÜNE SAHİP"
          • İzleyicilerin filmi izledikten sonra salondan özellikle hangi duygularla çıkmasını umarsınız? Filme hazırlanırken özel bir çalışma yaptınız mı? 
          Dilan Çiçek Deniz... Geçmişe yönelik bir özlem olabilir. Filmi izledikten sonra belki kendi yaşanmışlıklarını hatırlarlar ve hafif bir tebessüm olabilir. Hemen hemen diğer yapımlarımdakine benzer bir çalışma yaptım ama her okuduğumuz senaryonun her karakterin ve her çalışma arkadaşının enerjileri çok farklı olduğu için aynı şeyi yapsan bile kendi adına hep farklı sonuçlar doğuruyor. O yüzden bol bol okuma provaları yaptık, karakterler üzerine çok konuştuk. Keyifli bir süreç oldu.
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Benim bu karakter nezdinde yaptığım farklı çalışma, bir tık daha onun enerjisini daha çocuksu ve daha hiper bir yere getirmeye çalışmaktı. Onu daha hata yapabilir ve kimi zaman oldukça yanlış sonuçlara evrilecek şeyleri yapabilecek bir enerjiye çıkarmaktı. Bir de onun dışında benim hayatımla özdeşleşen hikâye örgüsü olduğu için sahnede bazı noktaları bir şekilde kişiselleştirmeye çalıştım. Bu rol için daha kişisel bir çalışma yaptım.

        • 8

          "BİRAZ KARIŞIK DUYGULAR HİSSETTİM"
          • Filmi çekerken kendi hayatındaki yaşanmışlıklar da gözünün önüne gelmiştir, o anlarda ne hissettin?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Biraz karışık duygular hissettim. İnsanların da filmden çıkarken benzer duyguları hissetmesini isterim. Böyle söylemenin ne kadar doğru olacağını bilmiyorum ama daha tanımlayamadığı, daha karışık, bir yandan hüzün, bir yandan mutluluk, geleceğe dair duyduğu nostaljik özlem ama aynı zamanda belki de pişmanlıkları ama bir yandan da bugünün gerçeklerinin farklı olması hali... O yüzden karmaşık duygular. Ben böyle şeyler hissettiğimi hatırlıyorum. İzleyicilerin salondan bu duygularla ayrılmalarını isterim.

        • 9

          "AŞKTA MANTIK TARAFINA YAKINIM"
          • Hayallerimiz, planlarımız zaman zaman mantıkla duygusallık arasına sıkışır. Kimileri için aşk da öyle... Siz aşkta mantığa mı daha yakınsınız yoksa duyguya mı?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Ben, sanıyorum duygusallığa daha yakınım.
          Dilan Çiçek Deniz... Ben, sanıyorum mantık tarafına daha yakınım.

        • 10

          "DOĞRU ZAMAN, DOĞRU AN VE DOĞRU KİŞİ HAR ZAMAN BİR ARADA OLMAYABİLİYOR"
          • Filmde canlandırdığın 'Şirin'in bir cümlesivar; "Sevmek için çok erken değil mi?" Sevmek için ille de belli bir zaman geçmesi mi gerekiyor? Siz, bu konuda neler düşünüyorsunuz?
          Dilan Çiçek Deniz... Olmaz ama 'Şirin' bu konuda daha rasyonel olduğu için böyle söylemiş olabilir. Ben de biraz öyleyim. O yüzden doğru zaman, doğru an ve doğru kişi her zaman bir arada olmayabiliyor.
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Bence gerekmiyor. "Doğru zaman değildi" sözü, sevmeyen kişinin bir lafı olabilir. 'Şimdi değil belki sonra', 'Belki bir gün' gibi cümleler, karşındaki insanın duygularına karşılık veremeyen insanın bir bahanesi gibi oluyor. Ben kendi hayat tecrübemden böyle söyleyebilirim.  Karşıdaki kişiyi kırmak da iyi bir şey değil. O yüzden de 'Şirin' öyle söylemiş olabilir. Bir de yakın zamanda sosyal medyada görüyordum; Sosyolog Ulus Baker sevmek ve sevilmek üzerine bir konuşmasında, sevmenin daha güvenli ve daha kararlı olduğundan bahsediyordu.

        • 11

          "SEVMEK SEVİLMEKTEN DAHA MUTLU EDİYOR"
          • İnsan sevmekten mi daha mutlu olur yoksa sevilmekten mi?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Ulus Baker şöyle bir şeyden bahsediyordu; tam olarak ne söylediğini hatırlamıyorum ama oradan yola çıkarak söyleyebileceğim şey, sevmenin insanı daha mutlu edeceğiydi. İnsan sevmekten şüphe duymaz, seviyorsan, seviyorsundur ama sevilmek şüphe duyulabilecek bir şey. Çünkü bilmediğin bir yer.

        • 12

          "NE KADAR ÇEŞİTLİ OYUNCU DESİNLER"
          • Evet, bir araştırmaya göre; hediye veren, alandan daha mutlu oluyormuş... Peki 'Aşk Mevsimi'nin kariyerinize nasıl bir etkisi olmasını umarsınız?
          Dilan Çiçek Deniz... Cem de ben de aslında hiçbir işe kariyerimize "Şöyle iyi olsun, böyle iyi olsun" diye bakmadığımız için hep bize iyi gelen işleri, kendimizi içerisinde gördüğümüz işleri seçiyoruz. Bu iş de bizi mutlu edecek.
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Bir de izlerken kişiye, bizim için "Ne kadar çeşitli bir oyuncu. Demek ki yaptıkları işlerde farklı karakterleri farklı şekilde yansıtabilme becerilerine sahipler" dedirtmesi çok önemli. Yaptığımız iş dolayısıyla bunu dedirtmek bizim için kariyerimizde bir başarı olur.

        • 13

          "OSCAR ALMADIĞIN SÜRECE ÇOK BÜYÜK BİR KATKISI YOK"
          • İkinizin de aldığı ödüller var. Ödüllerinizin kariyerinize etkileri neler oldu?
          Dilan Çiçek Deniz:... Kariyerime etkisini bilemeyeceğim ama kendi adıma beni sürekli motive ve çok mutlu eden, doğru yolda olduğumu hissettiriyor. İnsanların takdirini almak güzel. Onur duyuyorum.
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Ben başta, özellikle Afife Jale ödülünden sonra acayip bir sorumluluk hissetmiştim. Bir de ödülü, üniversiteden daha yeni mezun olduğumda almıştım. Onunla birlikte cebe attığım idealizm tekrar yeşerdi ama sonra onun o kadar da sağlıklı bir şey olmadığını fark ettim. O aşırı sorumluluk bilincinin ne kadar sıkıntılı olabileceğini fark edince açıkçası biraz korktum. Tabii ki ödül almak çok güzel, onore edilmek çok güzel ama kariyer olarak bana ne sağladığı hakkında hiçbir fikrim yok. Daha önce Türkiye'de önemli ödüller almış insanlarla sohbet ettiğimde bana şunu söylemişlerdi ki, nitekim benim için de öyle bir dönem oldu; "Biz ödül aldıktan sonra bize kimse iş göndermedi. 'Zaten o çalışıyordur' diye kimse bize gelmedi" dediler. Böyle 1 - 1.5 yıl işsiz kalan oyuncular vardı. Biraz öyle bir şey var gibi geliyor. Bir de ödülün kariyere öyle büyük bir katkısı var mı? Bilmiyorum... Oscar olmadığı sürece çok büyük bir katkısı yok. İnsanın işini doğru yaptığının başkasının takdiriyle onaylanmış olması çok güzel. Bana; "Demek ki ben işimi doğru yapıyorum, demek ki doğru bir yoldayım ve yaptığım işe daha fazlasıyla sarılmam gerekiyor" şevkini vermişti.

        • 14

          • Cem, fotoğraf sergin devam ediyor mu?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Şu anda benim kişisel sergim devam etmiyor ama bir karma sergide bir fotoğrafım var. Pilevneli Galeri'deki karma sergide bir eserim var.

          • Yeni bir sergi düşünüyor musun? Kişisel sergin için 2 bin fotoğraftan 46 tanesini seçmişsin. Kalanlar ne oldu? Sette Dilan'ın fotoğraflarını çektin mi? Fotoğrafçılığa devam ediyorsun değil mi?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Kalanlar değerlendirilmez... Dilan'ın fotoğraflarını set dışında çektim ama sette çekmedim. Fotoğrafçılığa devam ediyorum. Yakın zamanda açacağım bir sergim yok. Çünkü çok uzun bir süreç, çok fotoğraf olması gerekiyor çok eleme gerekiyor. Şu anda muhtemelen sergi açamam ama fotoğrafçılığa devam ediyorum.

        • 15

          • Dilan, senin de bir kitabın var, yenisini düşünüyor musun? Senaryo yazmayı düşünüyor musun?
          Dilan Çiçek Deniz... Çok uzun zaman oldu, kitabı çıkardığımda 15 yaşımdaydım. Şu an yazılarım var, KafkaOkur'da yazıyorum. Bir ara öyle bir düşüncem vardı, belki ileride olur. Yazdıkça, yazılarımı topladıkça neden olmasın? Senaryo yazmayı çok istiyorum ama bakalım. Bir arkadaşımla bu konuyu konuştuk. Deneyeceğim.

        • 16

          • Ne üzerine yazmayı düşünüyorsun?
          Dilan Çiçek Deniz... Orası sürpriz olsun... Bir yazayım da sonra tekrar konuşuruz.

          'Aşk Mevsim'nde ressam 'Şirin'i canlandıran Dilan Çiçek Deniz, kamera karşısında rolünün mesleğini icra etme konusunda zoruluk yaşamadı. Zira resim yapma konusunda bir hayli yetenekli. O yeteneğini,  filmin sanat danışmanı olan Ressam İsmail Acar ile yürüttüğü çalışmalar sayesinde geliştirdi.

          'Aşk Mevsimi henüz senaryo aşamasındayken rolüne hazırlanmaya başlayan Dilan Çiçek Deniz, İsmail Acar'dan pekçok kez özel dersler aldı. Filmde 'Şirin' isimli idealist bir ressama hayat veren Deniz, daima mantığı ile hareket etmeye çalışarak yıllar içerisinde kendisiyle bir yüzleşme yaşayacak.

        • 17

          • Mesleğinizle ilgili en büyük hayaliniz nedir?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Çok fazla istediğim şey var. Ben de senaryo yazmayı çok isterim. En yakın zamanda bir tiyatro oyunu yönetmeyi çok istiyorum. Aslında onun için de bir süredir uğraşıyorum. Bunları bir ihtiyaç olarak duydukça yapmak daha çok hoşuma gidiyor. Fotoğrafçılık da öyle... İnsanın içinde bir ihtiyaç birikir ve artık o söylenmezse sanki insana zarar verecek bir şey haline gelir ve o zaman söylenir. İşte o zaman kendiliğinden o meslek olmuş olur. "Ben şimdi bir film çektim, demek ya da ben bir tiyatro oyunu yönettim, tiyatro oyunu yazdım" demek için değil de, bana bir şey katması için istiyorum. O yüzden şu anda bir oyuncu olarak gerçekleştirmek istediğim birçok hayalim var.

          • Özellikle neden tiyatro yönetmenliği yapmak istiyorsun?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Çünkü daha sansürsüz ve çalışması daha keyifli.

        • 18

          • Düşünceleri tiyatroda aktarmak daha mı kolay. daha mı uygun?
          Cem Yiğit Üzümoğlu...Daha mı kolay, bilmiyorum ama bana daha yakın... Daha çeşitlendirilerek anlatılabilir gibi geliyor. Tiyatronun o anda gerçekleşiyor olması bana çok güzel geliyor. Yani seyircilerle sahne üstündeki her şeyin o anda gerçekleşiyor ve o anda bitiyor olması bana çok özel geliyor. Bir de tiyatronun alanı sinema gibi büyük prodüksiyonlara da ihtiyaç duymuyor. Genel olarak tiyatroda örnek verdiğim bir şey var: Seyircilere; olmayan bir kapı için; "Bakın bu bir kapıdır" deyip onu açar gibi yaptığınızda seyirciler onun kapı olduğuna inanır ve bunu sorgulamaz. Bunu sinemada yapmak için oraya bir kapı getirmeniz gerekir. Tiyatro bu konuda çok ucuz ve seyircilerin imgesine daha çok yönelik olduğu için herkesin kendi anlamına üreteceği bir ortam. Bu da bana daha çeşitli daha güzel geliyor. Tiyatro, otör bir yerden değil de yapıt yaratma bakımından daha açık daha güzel bir alan olarak geliyor.
          Dilan Çiçek Deniz... Mesleğime dair birçok hayalim var ama çok spesifik bir şey söylemeyeyim. Tabii ki bu işi yurt dışında yapmak hedeflerimden ve hayallerimden biri. Umarım gerçekleşir.

        • 19

          • Günümüzdeki oyuncuların gelecekleriyle ilgili en büyük korkuları nelerdir? Örneğin yapay zekâ olabilir mi? Keza geçtiğimiz günlerde ABD oyuncular birliği, tüm oyunculara yönelik bir bildiri yayımladı. "Yapay zekâ gittikçe gelişiyor. Yakın zamanda mesleğinizi elinizden alabilir. Dikkatli olun. Mesleğinize yatırım yapın. Kendinizi geliştirin" dedi. Yapay zekâ sizin yerinizi alabilir mi?

          Cem Yiğit Üzümoğlu... Bence genel olarak hakların gasp ediliyor olması olabilir. Yapımcılar, şirketler, dağıtıcımlar tarafından haklarının gasp ediliyor olması, haksızlığa uğruyor olmaları ve sözleşme dolayısıyla ona yükümlü kalmak zorunda olmaları olabilir. Hâlâ elde edilemeyen hakları elde edemiyor olmaları, güvencesiz çalışıyor olmaları, bölüm başına ücret alıyor olmaları, telif almıyor olmaları gibi bir sürü problem var. Sigortasız olmak ve emekli olamamak da var. Yapay zekâ konusuna gelince; olabilir... Bazı mecralarda 300 bin dolar kazanan yapay zekâ yayıncıları var. Gerçek olmayan kullanıcılar ama mesela, haftada 150 bin dolar kazanıyorlar. Öyle şeyler var. Gerçek kişiler değiller ama inanılmaz paralar kazanıyorlar. Bu ikna ile ilgili bir şey. İzleyiciler buna ikna oluyorsa bence olabilir.

           

        • 20

          • Dilan, 14 yıldır çalışıyorsun. Neler hissediyorsun? 
          Dilan Çiçek Deniz... Ayaklarımın yere daha sağlam bastığı bir dönemdeyim. Bir çıtır yorgunluk da var tabii ki ama mutluyum. Kendi adıma gururluyum. Çünkü küçük yaştan beri çok çalıştım. O yüzden genel olarak iyi hissediyorum.

        • 21

          • İki farklı üniversite okudun. Turizm okurken bırakıp edebiyata geçtin. Şimdi de felsefe okuyorsun. Felsefe öğreniminin oyunculuğa mutlaka katkıları vardır. Ana başlıkta katkısı nedir? 
          Dilan Çiçek Deniz... Tabii ki... Bence her şeyin oyunculuğa katkısı var. Bir yere gitmek de gezmek de bir katkı sağlıyor. Biriyle muhabbet etmek de katkı sağlıyor. Bir sergiye gitmek, başka bir şey izlemek de katkı sağlıyor. Yani yaşadığın her deneyimin oyunculuk açısından çok katkısı oluyor. Çünkü farklı alanlardan beslenebiliyorsun, farklı şeyleri görebiliyorsun, ufkun açılıyor.

        • 22

          • Cem, Polonya ve Hindistan'da eğitim aldın. Hindistan'daki eğitim dans üzerine miydi?
          Cem Yiğit Üzümoğlu... Evet... Geleneksel ve modern dans üstüne bir eğitimdi. O dönem Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü Başkanı, benim de oyunculuk dönemi hocamdı. Bir aylığına Hindistan'a, modern bir dans okuluna geleneksel Hint dansçılarıyla beraber bir atölye vermeye gidecekti. Sonra beni de asistanı olarak seçti. Sonra orada gidip ben de onlarla çalıştım.

          • Polonya'da  da fiziksel tiyatro üzerine eğitim aldın. Bu eğitim nedir?
          Cem Yiğit Üzümoğlu...
           Daha performatif tiyatro olduğunu söyleyebilirim. Metin bazlı değil, daha fiziksel anlatımın, fiziksel cümlelerin, fiziksel hareketlerin bir anlam ihtiva ettiği bir tür görsel sanat diyebilirim. Yine tiyatro yine metin var ama burada metinden çok oyuncunun bedeni, oyuncunun geçmişi, oyuncunun durumu ve oyuncunun bedeniyle anlattığı şeyler daha önemli. O yüzden de 'fiziksel tiyatro araştırmaları' diye ayrı bir kol var. 1960'lardan beri devam eden bir araştırma.

        BURÇLAR

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa