“Çok sağlıklı” yaşam, sağlıklı değil
"sağlıklı olma" kavramının çerçevesi değişiyor. Evet, artan obezite, diyabet, kanser...vb hastalıklar, bizi sağlık odaklı bir yaşama itti, ancak bu sefer de "sağlık hastası" olduk. Artık insanlar sağlıklı davranışlar göstermeyenler üzerinde daha fazla baskı kuruyor; kötü beslenme alışkanlıklarımız, fiziksel aktivitesizliğimiz, vücut ölçülerimiz hep eleştiriliyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Derya Uludüz yazdı
Dolabınızda sadece glutensiz, yapay tatlandırıcılarla tatlandırılmış ya da vegan gıdalar mı var? Detoks sularına aşina mısınız? Bir fitness salonuna üye misiniz ya da yoga etkinliğine katılıyor musunuz? Bunların hiçbirini yapmasanız bile en azından, her gün tartıya çıkıyor ve çeşitli diyetler deniyor musunuz? Hepimizin kabul etmesi gereken bir gerçek var ki, toplumumuz değişiyor.
Gıda paketlerinde gördüğümüz tüketiciyi çekmeyi amaçlayan etiketler değişiyor. Reklamlar, paylaşımlar, ideal kilo algımız değişiyor. En önemlisi de, “sağlıklı olma” kavramının çerçevesi değişiyor. Evet, artan obezite, diyabet, kanser... vb. hastalıklar, bizi sağlık odaklı bir yaşama itti, ancak bu sefer de “sağlık hastası” olduk. Artık insanlar sağlıklı davranışlar göstermeyenler üzerinde daha fazla baskı kuruyor; kötü beslenme alışkanlıklarımız, fiziksel aktivitesizliğimiz, vücut ölçülerimiz hep eleştiriliyor. Ne var ki, yapılan araştırmalar son zamanlarda anksiyete, güven eksikliği, sağlıklı yeme takıntısı ve spor bağımlılığı davranışlarının daha fazla arttığını ve birçok yeme bozukluğu ve antidepresan kullanımının bu sorunlara bağlı olarak ortaya çıktığını gösteriyor.