Attila İlhan: Ben Sana Mecburum
'Korona Günlerinde Şiir'in konuğu Attila İlhan, şiirden senaryoya kadar geniş bir yelpazede birçok eser bıraktı. O eserlerden biri ünlü 'Ben Sana Mecburum' adlı şiiri
ABONE OLAttila İlhan...
Şair, yazar, düşünür, gazeteci, senarist, eleştirmen.
Türk edebiyatının önemli isimlerinden Attila İlhan, 15 Haziran 1925'te doğdu. 10 Ekim 2005'de vefat etti.
ATTİLA İLHAN'IN ÇALIŞMALARI
Şiir: 141
Roman: 12
Denemeler: 10
Senaryo: 6
Hakkında Yazılan Kitap: 3
Deneme - Anı: 2
Şiir Albümü: 1
SEN YOKSUN
Sen yoksun
Deniz yok
Yıldızlar arkadaşım
Ya bu gece harikalı bir şeyler olsun
Yahut bir bomba gibi
İnfilak edecek başım
Ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
İstanbul minareler odamda gibi
Gökyüzü temiz ve parlak
İşte kol kola girmiş en mesut günlerimiz
Muhalif bir rüzgar karşı sahilden
Fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz
Havada kanat sesleri
ve çılgın kokular
Deniz yok
Yıldızlar uzaklaşıyor
Ben yine yalnız kalıyorum
İstanbul minareler kaybolmuş
Sen yoksun
KİMİ SEVSEM SENSİN
Kimi sevsem sensin / hayret
Sevgin hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin / hayret
Senden nedense vazgeçilemiyor
Her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
Sarışın başladığım esmer bitiyor
Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
Dudakları keskin kırmızı jilet
Bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
Gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
Kimi sevsem sensin / hayret
Kapıların kapalı girilemiyor
Kimi sevsem sensin / senden ibaret
Hepsini senin adınla çağırıyorum
Arkamdan şımarık gülüşüyorlar
Getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
Hani o sımsıcak iri çekirdekli
Senin gibi vahşi öpüşüyorlar
Kimi sevsem sensin / hayret
İn misin cin misin anlamıyorum
BEN SANA MECBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin
CUMA: Yahya Kemal Beyatlı