Aşkın Tuna'nın oğlu babasının şarkısıyla huzurlara çıktı

Pop müzikte yetkin bir konuma sahip olan söz yazarı Aşkın Tuna, kalemi bu kez oğlu Tunacan Tuna için eline aldı.

'Suni Teneffüs' adlı şarkısı ve sıra dışı tarzıyla dikkatleri üzerine çeken Tunacan Tuna, babasıyla birlikte Habertürk'ün sorularını cevapladı.

Sanıyorum Aşkın Tuna gibi bir söz yazarının oğlu olarak müzisyenlik yapmaktan başka şansın yoktu... Öyle mi?

Müzikte her zaman iyi bir dinleyiciydim. İlginçtir; aşklar ve beraberinde hayal kırıklıkları yaşadığım lise yıllarımda yaşadığım duygulara birebir tercüman olan Oğuzhan Koç şarkılarını mırıldanmaya başlamıştım. O zamana dek şarkı sesimi hiç duymamış olan babam büyük bir şaşkınlık içinde "Aaa, ne güzel sesin varmış senin" diye bir tepki verdi. Ben de yıllar boyu şarkı söylemek için babamın bu iltifatını bekliyormuşum gibi o günden itibaren bağıra bağıra şarkı söylüyor ve bunu yapmaktan inanılmaz mutlu oluyorum.

Baban müzik sektöründe oldukça yetkin biri. Aşkın Tuna adının ağırlığı seni ürküttü mü?

Onun gibi bir babaya sahip olmak hayattaki ve mesleğimdeki en büyük şansım. Beni müzik konusunda keşfeden ve yüreklendiren de babam oldu. Sektöre babamın şarkısıyla 'merhaba' demek benim açımdan çok doğal. Kendimi bir fabrikatörün oğlu gibi görüyorum; çoğu, halkın gönlünde taht kurmuş 1500'ü aşkın şarkıda imzası olan bir söz fabrikatörü Aşkın Tuna... Onun eserlerini, isminin ağırlığı altında ezilerek değil; gurur ve zevkle uzun yıllar boyu seslendirmeyi ümit ediyorum.

Aşkın Bey, oğlunuz olduğunu bir kenarda tutacak olursak Tunacan Tuna'nın şarkıcılığını objektif olarak nasıl yorumlarsınız?

Tunacan benim oğlum ona karşı tarafsız olmam zor; ancak yılların tecrübesiyle şunu rahatlıkla söyleyebilirim; kalıcı olabilmesi için tüm şartlar sağlanacaktır. Şan, gitar ve dans derslerinden oluşan yoğun bir programla kendini geliştirmeye devam ediyor.

Babanın desteği bir yere kadar. Rekabetin ziyadesiyle fazla olduğu sektörde var olabilmek için planların nelerdir?

Hiçbir zaman rekabetçi bir ruhum olmadı. Bir şeyi sadece istediğim ve zevk aldığım için yapar, kendimi istemediğim şeyleri yapmaya mecbur hissetmem. Benimsediğim konularda da elimden geleni ortaya koyar, 'Daha iyi olmalıyım' diye kendimi strese sokmam ve 'Andan keyif almayı' asla ıskalamam. Müziğe de zevk aldığım için başladım. Sektöre zengin olma hayaliyle girmedim ama tanınmak ve dikkatleri üzerime çekmek, kıymet verdiğim bir değer oldu. İnsanların kalplerinde bir yere sahip olabilmeyi hep istedim. Hayatta doğallığı ve samimiyeti çok önemsiyor, yalanı sevmiyorum. Zira hep birileri tarafından ya çok sevildim ya da birileri bir sebeple bana antipatik duygular besledi. İnsanların benden hoşlanmamaları her zaman kabulüm, yeter ki nötr olmasınlar. Ancak inanıyorum ki antipatik duygulara sahip olanlar beni tanıdıktan sonra hakkımdaki yargılarını değiştirir. Küçüklüğümden beri garip bir şekilde hep aşina olunan, sempati duyulan, 'Sen Tunacan değil misin?' diye sorulan, tanıdık gibi muamele gören biri oldum. Bu durum beni mutlu ediyor; çünkü dikkat çekmeyi seviyorum. Bir ortama girdiğimde herkesle tanışmadan ve onların hayatlarında irili - ufaklı izler bırakmadan ayrılmak istemem. Müzikten önce de - bu kapsamda da olsa - çevresinde bir çeşit popülaritesi olan bir gençtim zaten.

Aşkın Bey, şimdiye kadar çok sayıda şarkı sözü yazdınız. Bu vesileyle çok sayıda şarkıcı tanıdınız. İyi bir şarkıcıda olmazsa olmaz hangi özelliklerin bulunması gerekir?

Hayatımızda televizyonun olmadığı dönemlerdeki sanatçılara baktığımızda ön plandaki beklenti ses güzelliğiydi. Televizyondan sonra ise görsellik de aranır oldu. Şimdiyse alışık olmadığımız farklı ses rengi ve müzik türleri dikkat çekiyor. Bana göre, bir şarkıya kattığı ses, yorum ve tavırla her zaman zirvede kalacak bir numaralı sanatçı Zeki Müren'dir. 2020'de bile hâlâ alaturka yayın yapan radyoların kurtarıcısı durumunda.

Babanla aranda derin bir kuşak farkı bulunuyor. Baban 'Bebek Patlaması Kuşağı'nın sense 'Z Kuşağı'nın üyesisin. Aranızda iki kuşak fark var. Senin için aslolan babanın eskimeyen, güzelliği yitmeyen şarkıları mı yoksa günümüz şarkıları mı?

2000 doğumlu olmama rağmen ruhum nostaljik. Eski zamanların duygu ve yaşantılarını daha saf, samimi ve derin buluyorum. Fark ettiyseniz gerek şarkının sözleri gerekse klip senaryomda 1990'lar tadı ve motifleri var. Sanırım son zamanlarda eski şarkıların günümüz altyapılarıyla genç sanatçılar tarafından seslendirilen versiyonlarının gördüğü ilgi, büyük bir kitlenin 1990'lar ruhuna olan özleminin bir işareti.

Aşkın Bey, dünyayı derinden etkileyen ve tüm insanların yaşam tarzını değiştirmeye zorlayan bir süreçten geçiyoruz. Siz, derin duyguların tercümanı bir söz yazarı olarak, salgın sürecinde neler hissettiniz?

Bu süreci kendimi ve çevremi büyük kaygı ve strese sokmadan geride bırakmaya çalıştım. Yeni normal olarak adlandırılan döneme kadar evde kalmaya özen gösterdik. Yeni normalde ise mutlaka maske takarak ve sık sık yanımda taşıdığım kolonyayı kullanarak ayrıca sosyal mesafe kurallarına harfiyen uyarak bundan sonra eskisi gibi olmayacak yeni bir hayata uyum sağlamaya gayret ettim ve ediyorum. Bir an evvel aşının bulunup bu kabustan külliyen kurtulacağımız günü iple çekiyorum.