Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Akne izleri nasıl geçer?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, ergenlik çağında en sık görülen hastalık olan akneyi bu yıl 29 Mart’ta kutlanan Akne Günü’nde değerlendirdi.

        Prof. Dr. Karadağ, "Akne (sivilce) derideki yağ bezlerinin kronik iltihaplı, tekrarlayan hastalığıdır. Hastalığın oluşumunda derideki yağ bezlerinde artış, yağın içeriğinde farklılaşma, keratin yapısında bozulma, deri florasındaki bakterilerde artış ve onların yol açtığı yangısal olaylar rol oynamaktadır. Hastalığın ergenlik döneminde başlamasının nedeni ergenlik dönemiyle birlikte hormonların artarak yağ salınımında artışa neden olmasıdır. Akne ayrıca diyet, çevresel faktörler, yüze sürülen kremler, makyaj malzemeleri ve stres gibi çok sayıda faktörden de etkilenmektedir. Yapılan çalışmalarda taş devri diyetle beslenen ve doğal yaşayan daha ilkel toplumlarda akne görülmemektedir. Batılı ve endüstriyel topluluklarda ise beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler nedeni ile sıklığı giderek artmaktadır" dedi.

        REKLAM

        KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ İÇİN DERMATOLOGA BAŞVURUN

        Aknenin kronik ve tekrarlayıcı bir hastalık olsa da medikal tedaviyle tamamen iyileşebildiğini belirten Prof. Dr. Karadağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazen hastalarımız dermatologa başvurmadan farklı tedavi arayışına girmekte, ne yazık ki işin ehli olmayan yüzlerce kişi tarafından önerilen bitkisel tedavi adı altında yanlış bir takım kremler, kürler kullanmaktadırlar. Bunlar sadece para ve zaman kaybına yol açmakta ve iz kalmasını önleyememektedir. Hekim tarafından önerilmeyen, piyasada yüksek fiyatlarla satılan, içeriği test edilmemiş, etkinliği kanıtlanmamış tedaviler hem hastalığı iyileştirmemekte hem de iz kalma riskini artırarak ileriye yönelik kalıcı problemlere neden olabilmektedir. Akne tedavisi sabır gerektirir. Hastalığın birkaç günde iyileştireceğini iddia eden içeriği bilinmeyen tedavilere itibar edilmemelidir.

        Herkeste görülen sivilcenin tipi ve şiddeti farklıdır. Arkadaşınızın uyguladığı tedavi sizin için uygun olmayabilir. Sivilce tedavisi hastalığın şiddetine, yaygınlığına, iz kalıp kalmadığına ve yaşa göre planlanmaktadır. Cilt tipinize ve sivilcenize uyan kişiselleştirilmiş tedavi için dermatoloğa başvurulmalıdır."

        ŞİDDETLİ SİVİLCELER KALICI İZLERE YOL AÇIYOR

        Prof. Dr. Karadağ, "İz bırakmaya eğilimli, erken yaşta başlayan, şiddetli seyreden ve hastanın psikolojisini etkileyen sivilcelerde mutlaka doktor kontrolünde verilecek ilaçlar kullanılmalıdır. 'Sivilceleri tedavi ettirmemize gerek yok, nasılsa geçer' düşüncesi son derece yanlıştır. Özellikle şiddetli sivilceler ömür boyu iyileşmeyen 'skar' denilen kalıcı izlere yol açar. Bu izler ise sadece hastanın dış görünüşünü değil psikolojisini de etkilemektedir.

        REKLAM

        Akne tedavisinde medikal tedavi çok önemlidir. Aktif dönemde hastalığın tedavisi için verilir. Lezyonların olmadığı zamanlarda ise çıkmasını engellemek için haftada 2-3 gün devam tedavisi yapılmaktadır. Bunun yanısıra günde 2 kez deri PH’sına uygun sabun içermeyen sindetlerle veya özel temizleyici solüsyonlarla yüzün yumuşak bir şekilde günde 2 kez temizlenmesi yeterlidir. Daha fazla temizlemek cildi daha fazla kurutarak yağ salınımını uyarabilir. Akneli cildin yağını temizleyiciyle giderdikten sonra yağsız, komedon yapmayan ve gözenekleri tıkamayan akneli ciltler için özel üretilmiş nemlendiricilerle cilt nemlendirilmelidir. Aknede kullanılan bazı ilaçlar da cildi kurutarak daha hassas hale getirebileceği için mutlaka nemlendirici eklenmelidir. Son olarak yine akneli ciltler için özel üretilen güneşten koruyucular kullanılmalıdır. Güneş hem deriyi daha hassas hale getirmekte hem de akneyi tetikleyebilmektedir.

        Cilde kullanılan tüm ürünlerin ve makyaj malzemelerinin sivilceli ciltler için özel olarak hazırlanmış, yağsız, su bazlı ve komedojenik olmayan ürünler olmasına dikkat edilmelidir; makyaj yapılırsa yatmadan önce mutlaka silinmelidir" diye konuştu.

        ENDOKRİN BOZUCULAR SİVİLCEYE YOL AÇAR

        Prof. Dr. Karadağ, "Endokrin bozucular gıdalarla veya günlük hayatta temas ettiğimiz eşyalarla vücudumuza giren ve hormon benzeri etki göstererek obezite, metabolik sendrom hatta kanser dahil çok sayıda hastalığa neden olduğu düşünülen kimyasallardır. Bisphenol A ve diğer endokrin bozucuların akne üzerine etkisine dair bugüne kadar yapılmış insan çalışması bulunmamaktadır. Ancak yakın zamanda yaptığımız çalışmada akne hastalarının sağlıklı bireylere göre çok daha yüksek bisfenol A değerine sahip olduklarını gördük. Ayrıca bireylerin akne şiddeti arttıkça idrarlarında tespit edilen Bisfenol A düzeylerinin de daha fazla olduğunu tespit ettik. Bu sonuç bizlere akne oluşumunda ve şiddetinde endokrin bozucuların rolünün olabileceğini göstermektedir.

        REKLAM

        Örneğin; bazı kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin (şampuan, oje, ruj, saç spreyi, parfüm, güneş kremleri ve nemlendiriciler) içeriğinde, damacana, plastik şişe ve plastikten yapılan ürünlerde paraben, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucu kimyasallar bulunmaktadır. Bu ürünler vücudumuzun en büyük organı olan derimize direk teması ve sık kullanımları ile ciltten emilerek akne oluşumunda rol oynayan hormonal faktörleri uyarmakta, ciltteki yağ bezlerinin salınımını artırarak akne oluşumuna yol açabilmektedir" şeklinde konuştu.

        ÜRÜNLERİN İÇERİĞİNİ MUTLAKA OKUYUN

        Prof. Dr. Karadağ, sözlerine şöyle devam etti: "Etken maddelerin, cilde etkilerini ortadan kaldırmak için;

        - Endokrin bozucuların neler olduğunun bilinmesi, kullanılan mutfak malzemelerinden kişisel bakım ürünlerine kadar satın alınan ürünlerin içeriğinin okunup ona göre alınması önemlidir. Çok sayıda endokrin bozucu mevcut olduğu için kullanılacak ürünlerdeki içerik detayını öğrenmek için barkod okuyucu cep telefonu uygulamaları da indirilerek yardım alınabilir.

        - Koruyucu (preservative), paraben, parafen, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucuları içeren şampuan, diş macunu, güneş kremi gibi cildimize direkt temas eden ve düzenli kullanılan kişisel bakım ürünleri almamaya özen gösterilmelidir.

        - Konserve veya fast-food gıdalar yerine taze dondurulmuş, kurutulmuş veya mevsiminde taze yiyecekleri tercih edilmelidir.

        - Yiyecekler asla yanmaz poşet, plastik tabak vb malzemeler ile ısıtılmamalıdır.

        - Pestisit, insektisit gibi tarım ilaçları ile kontamine olan meyve ve sebzeler yerine organik ürünlerin kullanımı tercih edilmelidir."

        YAĞLI GIDALARDAN UZAK DURUN

        Prof. Dr. Karadağ, "Yüksek glisemik indeksli, fast food tarzı, ambalajlı endüstriyel gıdaların, yağlı gıdaların, cips ve çikolatanın, süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Bunun yerine az yağlı, organik sebze meyve ağırlıklı Akdeniz tipi diyet ve probiyotikler tercih edilmelidir. Sivilce uzun yıllar boyu devam edebilen kronik bir hastalıktır. Tedaviler kullanıldıkça iyileşme sağlasa da tedaviyi bıraktıktan sonra tekrarlamaktadır. Bu nedenle hastalık tedavi edildikten sonra da haftada 2 veya 3 gün dermatolog tarafından önerilen kremlere devam edilmelidir. Sivilce kremleri tüm yüze sürülmelidir, böylece deri yüzeyinde görünmeyen sivilce öncüsü oluşumlar da tedavi edilmektedir" diye konuştu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa