AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz: Fark 14 bin 848'e indi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından İstanbul'da yapılan itirazlar ve oy sayımıyla ilgili açıklama yaptı. Yavuz, "Oranlar veriliyor, il başkanları, genel başkan yardımcıları ve sayın Kılıçdaroğlu tarafından. Bu doğru değil. 'Sandıkların yüzde 93,2'si açıldı' deniliyor. Bu kesinlikle doğru değil. Siyasi şov ve çıkışların ötesinde çok hukuki, teknik yorumlar yapıyoruz, bugün de devam edeceğiz nasipse. Üç bakanın istifa etmesiyle ne alakası var bu seçimin? Anayasa'nın değişmeden önceki 114. maddesinde Ulaştırma, İçişleri, Adalet Bakanı'nın istifa etmesi yerel seçimlerle alakalı değildir, TBMM seçimlerinin yapılması ile alakalıdır. Onunla ilgiliydi, kaldı ki o da kalktı. O zaman niye durup dururken bunu gündeme getiriyoruz? Bir şeyleri saklamak için mi diye sorasım geliyor mesela. Bir şeylerin üstüne gitmeyelim, hedefi şaşırtalım mı diye yapılıyor. Biz bunu yapmayacağız, biz kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam ediyoruz" diye konuştu. AK Partili Yavuz, yaptığı ikinci açıklamada "Şu dakika itibarıyla fark 14 bin 848'e inmiştir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul'daki seçim sonuçları gölgesinde yapılan tartışmalara ilişkin olarak yeni bir açıklama yaptı. Yavuz şöyle konuştu: "Ne olacaksa hukuki zemin içinde olacak. Anayasa'nın maddesi hakimlere telkinde bulunamayacağını ifade ediyor. CHP'nin yetkililerin kaç gündür seçim kuruluna dönük parmak sallar gibi tarzla baskı yapması, tehditvari yaklaşımlar sergilemesi Anayasa'nın 138. maddesine göre nerede duruyor? Biz asla hukukun dışına çıkmayacağız. Yasal yolları denemek hakkımız ve sonuna kadar bu hakkı deneyeceğiz ve bu yollara tevessül edeceğiz. Bizim yaptığımız şu arkadaşlar; sandıktan çıkanı kabul etmemek değil bir kere. Sandığa ne girmiş ise, girdiği şeklinde onun çıkması ve tam o iradeye göre kaydedilmesidir. Bizim başka bir muradımız yok. Bizim yaptığımız insanları yanıltmak değil, her şeytam olarak ortaya çıksın diye belge, bilgileri derliyoruz, açık ve aleni bir şekilde kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bizim yaptığımız demokrasinin üzerine gölge düşmesin, sorumlular tespit edilsin ve gerçek net bir şekilde ortaya çıksın. Organizeusulsüzlüğü yapanları, yaptıranları ve tüm bağlantıları belirlemek ve seçim hukuku kapsamında gerekli itiraz yollarını denemek ve bir yandan da sorumlularla ilgili suç duyurusunda bulunup hak ettiği cezayı sağlanmasıdır.
Yavuz'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"KAMUOYUNU DOĞRU BİLGİLENDİRMEYE DEVAM EDİYORUZ"
Oranlar veriliyor, il başkanları, genel başkan yardımcıları ve sayın Kılıçdaroğlu tarafından. Bu doğru değil. 'Sandıkların yüzde 93,2'si açıldı' deniliyor. Bu kesinlikle doğru değil. Siyasi şov ve çıkışların ötesinde çok hukuki, teknik yorumlar yapıyoruz, bugün de devam edeceğiz nasipse. Üç bakanın istifa etmesiyle ne alakası var bu seçimin? Anayasa'nın değişmeden önceki 114. maddesinde Ulaştırma, İçişleri, Adalet Bakanı'nın istifa etmesi yerel seçimlerle alakalı değildir, TBMM seçimlerinin yapılması ile alakalıdır. Onunla ilgiliydi, kaldı ki o da kalktı. O zaman niye durup dururken bunu gündeme getiriyoruz? Bir şeyleri saklamak için mi diye sorasım geliyor mesela. Bir şeylerin üstüne gitmeyelim, hedefi şaşırtalım mı diye yapılıyor. Biz bunu yapmayacağız, biz kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam ediyoruz.
"SUÇLULAR BULUNUP HAK ETTİĞİ CEZA SAĞLANMALIDIR"
Ne olacaksa hukuki zemin içinde olacak. Anayasa'nın maddesi hakimlere telkinde bulunamayacağını ifade ediyor. CHP'nin yetkililerin kaç gündür seçim kuruluna dönük parmak sallar gibi tarzla baskı yapması, tehditvari yaklaşımlar sergilemesi Anayasa'nın 138. maddesine göre nerede duruyor? Biz asla hukukun dışına çıkmayacağız. Yasal yolları denemek hakkımız ve sonuna kadar bu hakkı deneyeceğiz ve bu yollara tevessül edeceğiz. Bizim yaptığımız şu arkadaşlar; sandıktan çıkanı kabul etmemek değil bir kere. Sandığa ne girmiş ise, girdiği şeklinde onun çıkması ve tam o iradeye göre kaydedilmesidir. Bizim başka bir muradımız yok. Bizim yaptığımız insanları yanıltmak değil, her şeytam olarak ortaya çıksın diye belge, bilgileri derliyoruz, açık ve aleni bir şekilde kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bizim yaptığımız demokrasinin üzerine gölge düşmesin, sorumlular tespit edilsin ve gerçek net bir şekilde ortaya çıksın. Organizeusulsüzlüğü yapanları, yaptıranları ve tüm bağlantıları belirlemek ve seçim hukuku kapsamında gerekli itiraz yollarını denemek ve bir yandan da sorumlularla ilgili suç duyurusunda bulunup hak ettiği cezayı sağlanmasıdır.
"BİZE EMANET EDİLMİŞ HER OYA SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Yüzde 80'i bizim aleyhimize yüzde 20'si CHP'nin aleyhine yazılıyor. 5 tane oy bizden gitmiş 1 tane oy CHP'den gitmiş görünüyor. Şu an itibarıyla 14 binlere inmiş bulunuyor. CHP'li yetkilileri nasıl bir algı oluşturmaya çalışıyor. Rakamları koyun ortaya, bakın biz koyduk. Bu AK Parti'nin derdi değildir, olmamalıdır. Sayın Kılıçdaroğlu ve yetkililerin bu konudaki yanılgıları, düştükleri hata şudur. Sadece bu AK Parti'nin derdidir diye bakıyorlar. Biz seçime alalım da nasıl olursa olsun diye düşünüyorlar. Bütün partilerle birlikte hareket edip bunları temizlememiz gerektiğinidüşünüyoruz. Maddi hatalar, geçersiz oylar bizim aleyhimize, buna rağmen diyorlar ki, siz bunları unutun, boşverin, üstüne gitmeyin diyorlar. Bir an önce bırakın da bu işi, mazbatamızı alalım diyorlar. Yangından mal kaçırırcasına davranıyorlar. Biz bize emanet edilmiş her oya sonuna kadar sahip çıkmak görevimizdir, hatta bu bizim için bir vecibedir, görevdir.
"BİZ BAŞINDAN BERİ BÜTÜN OYLAR SAYILSIN DİYORUZ"
Maddi hataların düzeltimi, geçersiz oyların sayımı ve tüm oyların sayımı ile ilgili üç noktada itirazımız oldu. Sadece geçersiz oyların sayımından 5 bin 69 oydur. 5 bin 69 oy bizim aleyhimize kaydedilmiş gibi görünüyor. Bunlar sadece geçersiz oyların sayımıyla ilgilidir. Zaten CHP yetkilileri hep böyle bir manipülasyonve böyle bir algı oluşturmak istedikleri nokta böyle bir noktadır. CHP yetkilileri iki rakam telaffuz etti. Birisi yüzde 92, birisi yüzde 93. Oyların sayımı demiştir. Kaldı ki orada da yüzde 93 sayım yok, yüzde 88 sayım var. Ama oyların sayımı diyor. Tablo budur arkadaşlar. Tablo şu anda tüm oyların sayımı anlamında sadece yüzde 5,9'u hadi yuvarlak bir şekilde söyleyelim, yüzde 6'sı sayılmıştır. Kendilerine sorulacak soruyu karıştırarak bize yöneltiyorlar. Nereden çıkartıyorsunyüzde 93? Bu rakamı çürütebiliyor musun? Bak ben her türlü çürütmeye çalışıyorum bu rakamı. Yüzde 94'ü duruyor. Kalanlar da sayılsın diye , çünkü 5 ilçede sayım yapılıyor, kalan tüm ilçelerde sayım yapılsın diye YSK'ya gittik dün. Biz baştan beri bütün oylar sayılsın istiyoruz.
"BU KİŞİ SAHTE BELGE DÜZENLİYOR VE BİRTAKIM İŞLER YAPIYOR"
Sonuç 29 binler 15 binlere, 14 bin küsurlara inmiş durumdadır. E be kardeşim 1 Nisan'da 29 bin olan, 2 Nisan'da 24 bine, 3 bine 21 bine iniyor ve böyle devam ediyorsa demek ki ortada bir yolsuzluk, daha doğrusu bir oy yolsuzluğu, suistimal, usulsüzlük var. Biz bunun bir tarafına organizeli diyoruz. Siyasi hayatım içerisinde hep bu işlerin içinde oldum. Bir ilde birkaç taneyi geçen oy kaydırmaları görmedim. Ama burada binlercesi var. Bunların hepsinin üst üstegelmesi mümkün mü? Biz bilgilerimize dayanarak söylüyorum, anlattıktan sonra dediler ki; az bile diyorsunuz. Sizinle paylaştıklarımız organizeli bir usulsüzlük yapıldığı çok net gözüküyor. Peki bu organizeli usulsüzlük niye diyoruz? Dün bir örnek vermiştim size Büyükçekmece'den. Biraz daha netleştirelim. Büyükçekmece'de usulsüzlüknasıl olmuş. Büyükçekmece Belediyesi'nde çalışan işçi nüfus müdürlüğünde görevlendirilmiş. Bu kişinin görevi nüfus kayıt örneği, yerleşim yeri belgesi ve çok dilli belgeleri tanzim ederek, vatandaşa vermek ve ilçe nüfus müdürlüğü tarafından diğer işleri yapmak. Bu kişi sahte belge düzenliyor ve birtakım işlemler yapıyor.
"BUNLARIN HEPSİ ŞÜPHELİ VE SAHTE ADRESE DAYALI KAYITLAR"
Bu kişi 18 Ocak 2019'a kadar çalışıyor. Hemen sonrasında bu fark ediliyorve alınıyor. Bu kişi 7 bin 486 kişinin kaydında şüphe oluşturacak şekilde, bunların hepsi şüpheli ve sahte belgelere dayalı, bu sayı sadece 7 bin 486 kişi. Meselenin içerisinde başkaları da var. Direk belediyedeki kişi eliyle yapılanlar. Bunun başka uçları da var. 7 bin 282 kişi ya İstanbul'un dışından ya da Büyükçekmece'nin dışında. Meselenin gerçekten ayrıntısına indiğimizde insanın tüyleri diken diken oluyor. 100 adet adres değişikliği formunda kişilerin imzası olmadığı,beyan edenin imzası olmadığı anlaşılıyor. Peki nasıl yapıyor bunu? Bu kişi 104 boş arsaya kişi kaydediyor. 36 inşaat, 35 sahte adres, 269 ikamet etmeyen, 31 beyanda bulunmayan, 129 boş daire, 5 konut olmayan yani üç tane TIR garajını, 2 tane anaokulunu adres olarak gösteriyor. İnşaatı bitmemiş, iskanı verilmemiş, kişiler yerleşmemiş buralara kişi yerleştiriyor.
"BELKİ YÖNETECEKSİNİZ, BELKİ SİZ DE KAZANMAMIŞ SAYILACAKSINIZ"
11 bin 186 kişinin ikamet kaydının Büyükçekmece'ye getirildiğini tespit etmiş bulunmaktayız. Peki şimdi soruyorum, bir kişinin başkalarından yardım almadan bütün bunları yapması mümkün müdür? Bu işte bir şey var demeyelim de ne diyelim? Bu işin peşine düşmeyelim de ne yapalım? Bu birincisiydi. Bir de dün başka bir şeyden bahsetmiştim. Hatta kanun kitapçığından okudum. Biz kanun kitapçığından ilgili hükmü okuyoruz, başkaları hesap makinasından işlem yapıyor. Sayıyı bölecek yerde çarpıyor, çarpınca sayı astronomik çıkıyor, sonra da basına dönüp alaylı bir şekilde dönüyor. Çok şaşırıyorum, bu kişi veya kişiler tarafından İstanbul yönetilecek. Belki siz gerçekten kazanacaksınız, belki de siz kazanmamış sayılacaksınız. Şov peşine düşmeden belgeyle,bilgiyleolup biteni açık bir şekilde konuşalım.
"ŞU DAKİKA İTİBARIYLA FARK 14 BİN 848'E İNMİŞTİR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, ikinci yaptığı açıklamada ise "Şu dakika itibarıyla fark 14 bin 848'e inmiştir" ifadelerini kullandı.