Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Troya'da 2 bin 300 yıllık keşif... "Çok fazla karşımıza çıkmıyor"
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve 5 bin 500 yıllık bir tarihi geçmişe sahip olduğu belirtilen Troya Antik Kenti'nde arkeologlar yeni bulgulara ulaşmak için çalışıyor.

        160 YILDIR KAZILIYOR

        AA'nın haberine göre bölgede 1863'te Frank Calvert tarafından başlatılan kazılar, resmi olarak 1871'de Heinrich Schliemann, daha sonra Wilhelm Dörpfeld ve Carl Blegen tarafından gerçekleştirildi. Kazılar yerli ve yabancı arkeologlar tarafından yaklaşık 160 yıldır sürüyor.

        TROYA'DA SERGİLENİYOR

        Bugüne kadar pek çok arkeolojik keşfin yapıldığı Troya'dan çıkarılan eserler, antik kent girişinde yaklaşık 3,5 yıl önce açılan Troya Müzesi'nde sergileniyor.

        REKLAM

        Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Türk Tarih Kurumunun desteği ve ana sponsor İÇDAŞ AŞ'nin sağladığı imkanlarla kazılara devam ettiklerini söyledi.

        2022 yılı kazılarının arazi bölümünün sürdürüldüğünü belirten Aslan, bu yılki çalışmalarda önemli verilere ulaşma hedefinde olduklarını anlattı.

        "ÇOK FAZLA KARŞIMIZA ÇIKMIYOR"

        Çalışmalarda çeşitli üniversitelerden yerli ve yabancı 40 kişilik bir ekibin görev aldığını dile getiren Prof. Dr. Aslan, "Bu seneki kazı çalışmalarında şu ana kadar bizi heyecanlandıran önemli bir keşifle karşı karşıyayız. Helenistik Dönem dediğimiz yaklaşık 2 bin 300 yıl öncesine ait mini bir kap bulduk. Bu çok fazla Troya'da karşımıza çıkmıyor" dedi.

        "ÖNEMLİ BİR BULGU"

        Rüstem Aslan, yaklaşık 3 santim büyüklüğündeki mini kabın Troya için önemli bir bulgu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

        "Bunun anlamı şu; kutsal alanlarda parası olmayanların, diğer adakları yapamayanların sembolik olarak kutsal alanlara sundukları mini kaplar. Bu kadar küçüğü Troya kazılarında ilk kez karşımıza çıktı. Yani 2 bin 300 yıllık, sembolik anlam taşıyan en minik kilden yapılmış bir kapla karşı karşıya kaldık."

        "BÖLGEDEKİ SUNAK VE ADAK ALANLARINDAN ÇIKABİLİYOR"

        Buluntunun daha çok Helenistik Dönem denilen 3. yüzyıldan itibaren Troya'nın kutsal bir yere dönüşmesi sonucu bölgedeki kutsal alanlara yapılan sunak ve adak alanlarından çıktığını vurgulayan Aslan, "Parası olan kurbanlar kesiyor, daha değerli adaklar sunuyor. Parası olmayanlar da sembolik olarak, büyük kapların sembolik anlamını küçük, mini model kaplarla gerçekleştiriyorlar." diye konuştu.

        Prof. Dr. Aslan, Troya'da daha önce yapılan kazılarda bölgenin kutsal alan olduğunun keşfedildiğini hatırlattı.

        Bunun buluntularla desteklendiğini ifade eden Rüstem Aslan, "Bölge, Troya Savaşı'nın hikayesi ve kahramanlık öyküleri nedeniyle kutsal bir mekana dönüştü. Burayı antik dönemden itibaren ve Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar aldığımızda Troya'ya uğramayan, buraya gelmeyen, ilham almayan asker, sanatçı ve siyasetçi yok, diyebiliriz. Troya çok önemli bir merkez. Halen günümüzde de bu özelliğini koruyan nadir bir antik kent" değerlendirmesinde bulundu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa