Tırnak makasının tarihsel gelişimi ve ortaya çıkış süreci nasıldır? Tırnak makası öncesi tırnak kesimi nasıl yapılırdı?

TIRNAK MAKASININ TARİHÇESİ

Zamana çok geriye gitmeden önce, kullansanız da kullanmasanız da sahip olduğumuz tırnak makaslarına hızlıca bir göz atalım!

Bugünlerde tırnağınız bir giysiye takıldığında ya da hilal şeklindeki parmak uçlarınızın telefon ekranınızda rahatsız edici bir şekilde takırdamaya başladığını fark ettiğinizde, birkaç bariz çözüm vardır.

TIRNAK MAKASI TÜRLERİ

Çoğu insan banyo çekmecesine gider ve tipik olarak iki şekilde bulunan tırnak makaslarını bulur: pense ve bileşik kol. İlk türün adından da anlaşılacağı gibi, çelik bir alet olan pense setine benzemektedir; iki metal kol bir dayanak noktasına bağlanarak, kesmek için bir tırnağın üzerine hassas bir şekilde yerleştirilebilen bir dizi "çene" oluşturur. Bileşik kol tipi daha yaygın olarak görülür ve içbükey bir kesim ucu ile yerine döndürülebilen manipüle edilebilir bir kola sahiptir.

ESKİ ZAMANLARDA ÇAKI VE BIÇAK

Her iki tırnak makası türü de oldukça etkilidir, ancak sadece 20. yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Daha ilkel aletler 1870'lerin sonlarında ortaya çıkmıştı, ancak bu noktadan önce bu bakım aletinin tarihi çok daha bulanık hale gelmektedir.

Tarih boyunca insanların tırnaklarını kestiğine dair çeşitli edebi referanslar olmuştur, ancak tercih edilen alet neredeyse her zaman küçük bir çakı veya bıçaktır. Sosyal statüye, kültürel geleneğe ve tarihteki yere bağlı olarak, bıçak taşımak kıyafet giymek kadar yaygın olmuş olabilir. Bu nedenle, tırnakların bu hazır araçla dikkatlice kesilmesi mantıklıdır.

3 BİN YILLIK GEÇMİŞ

Daha da geriye gidersek, tırnakların kesilmesi veya bakımına ilişkin referanslar M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Yani açıkça görülüyor ki, bu en az 3 bin yıldır insanlar için bir endişe kaynağı olmuştur! Romalı eleştirmenlerin oyunlarında tırnak kesmenin doğası üzerine kafa yormalarından Kleopatra'nın tırnaklarını özenle kesip kırmızıya boyamasına kadar, tırnak stili ve bakımı kayıtlı tarih kadar uzun bir süredir var. Peki ya daha da geriye gitmek istersek? İnsanlar bıçakları ya da hijyenle ilgili sosyal beklentileri geliştirmeden önce, parmaklarımızın ucunda amansızca uzayan tırnaklarımızla nasıl başa çıkıyorduk?

Bu sorunun cevabı oldukça basit: Tırnaklar muhtemelen kendi başlarının çaresine bakmıştır. Tırnaklar, büyük ölçüde cilt ve saçta da bulunan sertleşmiş bir protein olan keratinden yapılmıştır. Keratin dayanıklı ve uzun ömürlü olsa da, tırnağı kırılmış herhangi bir kadının tanıklık edeceği gibi, kırılmaz olmaktan uzaktır.

İLKEL ÇAĞLARDA TIRNAK SORUNU

Şimdi, ilk insanların avcı ve toplayıcı gibi davrandığı, hayatta kalmak için yorucu fiziksel aktivitelerde bulunduğu 100.000 yıl öncesini düşünün. Normal günleri boyunca topraktan yumrular çıkarmış, ilkel bir mızrağı bilemiş, derme çatma barınaklar taşımış ya da ateş yakmaya çalışmış olabilirler. Tüm bu el emeği ile tırnakların doğal olarak aşınmış ve yontulmuş olacağı düşünülmektedir.

Hayatta kalmanın günlük gereklilikleri tırnakların asi ya da kontrol edilemez uzunluklara uzamasını engellemiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi, bu pasif bakımı, genellikle kaldırımda yürüyen, tırnaklarını yavaş yavaş aşındıran ve böylece veterinerde daha az tırnak kesimi gerektiren köpekler gibi diğer türlerde de görüyoruz.

UZUN TIRNAKLARA İLK ÇAĞ'DAKİ İNSANLARIN ÇÖZÜMLERİ

Eğer bu ilk insanların tırnakları kırılmış ya da parçalanmışsa, muhtemelen sorunu bugün bizim yaptığımız gibi çözmüşlerdir - tırnaklarını kemirerek ve belki de ara sıra rahatsız edici sarkık tırnakları çekiştirerek. Yine aynı davranışı, çok uzadıklarında tırnaklarını yalayan, yumuşatan ve ısıran diğer türlerde de görüyoruz.

Herkes bir şekilde tırnak bakımına katılır. Bakım, milyonlarca yıl öncesine dayanan, kültürel önemi ve sosyal temelleri olan hijyenik bir uygulamadır; bu nedenle tırnaklarınızın durumu hakkında sık sık endişeleniyorsanız, endişelenmeyin... bu tamamen doğal!

Kaynak: Scienceabc