HT Gastro
Stil

Ergenlikte 25, yeni 18 mi? 

Son 25 yılda ergenlik yaşının düştüğü bilimsel olarak kabul edildi. Öyle ki kızlarda ergenlik yaşı 8'e kadar inmiş durumda. Öte yandan çocukluktan erişkinliğe geçiş süreci olan ergenlik de 25 yaşına kadar uzadı. Peki bu nelere sebep oldu? Erken ergenliğin suçluları kimler? Ergenlik yaşının 25'e kadar uzamış olması nelere yol açtı? Ergenlikte olan bir kişiyle ilişkiler nasıl olmalı? Pediatri Uzmanı Dr. Pınar Balgöz Ergül anlattı

Giriş: 27.03.2024 - 08:30 Güncelleme: 21.05.2024 - 09:22
Haberler Stil Kız çocuklarında ergenlik yaşı 8'e kadar düştü! Ergenlikte 25, yeni 18 mi? - Haberler

Ergenlik, beynin hipotalamus olarak bilinen kısmında salgılanan hormonun etkisiyle başlar. Bu durum eskiden 14 yaş civarında oluyorken gelişen dünyayla beraber 10 yaş civarına düştü. Üstelik bazı çocuklarda bu, 8 yaşa kadar inmiş durumda. Sonuç olarak sanayileşmiş ülkelerde, kızların ortalama ilk adet görme yaşı son 150 yılda dört yıl azaldı.

Ergenliğin çocukluktan erişkinliğe geçiş süreci olduğunu belirten Pediatri Uzmanı Dr. Pınar Balgöz Ergül, “Bu dönem kız çocuklarında normalde 8-13 yaşlarında (ortalama 10,5 yaş), erkek çocuklarında 9-14 yaşlarında (ortalama 11,5 yaş) başlar.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre; 10-19 yaş arası dönem “Ergenlik Dönemi”, 15-24 yaş arası dönem “Gençlik Dönemi” olarak adlandırılıyor ve 10-24 yaş arası insanlara “Genç İnsanlar” deniliyor.

ERKEN ERGENLİK KIZLARI DAHA ÇOK ETKİLİYOR

Son 25 yılda ergenlik başlama yaşının düştüğü bilimsel olarak kabul edildi. Buna 'yüzyılın eğilimi' denildiğini söyleyen Uzm. Dr. Ergül, “Bu durum kız çocuklarda erkek çocuklardan 15-20 kat daha sık görülüyor. Son yüzyılda büyüme ve gelişme sürecindeki hızlanma ve olgunlaşma daha erken bir yaşa kaymıştır. Bu durum ‘yüzyılın eğilimi' olarak tanımlanır. Fizyolojik değişimlerin yanında çocuğun arkadaşlarına ve dış ortama yöneldiği bir dönem bu dönem. Bu sebeple ergenliğin algılanması ve bu sürecin sağlıklı geçirilmesi çok önemlidir” diyor.

Uzm. Dr. Ergül, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ergenlik dönemi, sekonder seks karakterlerinin gelişmeye başlamasından, cinsel olgunlaşmaya, çocukluktan erişkinliğe doğru gelişim, çevredeki insanlarla özdeşleşme ve aileye sosyo-ekonomik bağımlılıktan, belli bir oranda bağımsızlığa geçiş dönemi olarak değerlendirilebilir. Ergenlik bedensel, sosyal ve bilişsel olgunlaşma dönemidir.”

KİŞİNİN DOĞRU YA DA YANLIŞ YOLDA İLERLEMESİNE YOL AÇAN BİRÇOK FAKTÖR VAR

Ergenliğin biyolojik olgunlaşmanın da tamamlanmasıyla tam bir genç erişkin haline gelmek demek olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Ergül, şöyle söylüyor: "Kişinin artık bir meslek sahibi olup, aile kurmaya hazır hale gelmesidir. Bu süreçte hem aile hem okul ve arkadaşlar gelişimde büyük rol oynar. Bu süreci sadece bir biyolojik değişim dönemi olarak algılamak doğru olmaz. Bu olgunluk kişiden kişiye değişebilir. Bu dönemde alınan eğitim, sosyo-kültürel durum, ailevi özellikler ergenlik döneminin doğru yönetilmesini sağlayacaktır. Erken yaşta yetersiz eğitim, ailenin ilgisizliği, yaşadığımız çevre ve arkadaşlar kişinin doğru ya da yanlış bir yolda ilerlemesine neden olacaktır. Sosyal medyanın yanlış kullanılması erken cinsel olgunluk ve deneyimlere, madde kullanımlarına yol açabilir.”

ERKEN ERGENLİĞİN SUÇLULARI

Uzm. Dr. Pınar Balgöz Ergül, ergenlik yaşını etkileyen faktörleri şöyle sıralıyor:

- Ergenlik başlama yaşının öne gelmesindeki en önemli faktörlerden birisi obezite ve işlenmiş gıdaların tüketilmesidir.

- Erken ergenlik vakalarının çoğu şehirlerde yaşayan çocuklardır.

- Covid dönemindeki eve kapanma süreci de hareket kısıtlılığı ve aşırı beslenme bu dönemde erken ergenlik vakalarının artmasına neden oldu.- Ergenlerde önerilen diyete uymama, işlenmiş ve kızarmış besinlerin sık tüketimi, ne yazık ki sigara ve diğer tütün ürünlerin kullanılması, alkol alma, egzersiz durumu ve stres obeziteye zemin hazırlayan durumlardır.

- Günlük hayatta sıklıkla kullandığımız eşya ve malzemelerde, yiyeceklerimizde ve soluduğumuz ortamda bulunan ve genel anlamda “endokrin bozucu kimyasal” olarak tanımlanan bazı kimyasalların bulunması da bu süreci hızlandırıyor olabilir. Bu kimyasallar yiyeceklerimizde, günlük yaşantımızda kullandığımız plastik şişe ve kaplarda, teflon ürünlerde, metal konserve kutularının iç tabakalarında, elektronik eşyalarımızda, mobilya kumaşlarında ve halılardaki alev almayı önleyen maddelerde, oyuncaklarda, kozmetiklerde, kişisel temizlik ürünlerinde, ev temizlik ürünlerinde, plastik borularda ve pestisitler gibi ürünlerin bileşiminde bulunurlar. Ortamda çok az miktarda bulunsalar da etkileri fazla olabilir.

Uzm. Dr. Ergül, “Bu nedenle doğal beslenme, doğal kozmetik ürünlerin kullanılması, gıda ambalajları, pet şişe ve plastik kullanımının kontrolü çok önemlidir” ifadelerini kullanıyor.

ERGENLİK, ÇOCUKLUK VE YETİŞKİNLİK ARASINDAKİ GEÇİŞ SÜRECİ

Pediatri Uzmanı Dr. Pınar Balgöz Ergül, ailelerin ergenlik dönemiyle ilgili bilgi sahibi olmalarının bu dönemde yaşanabilecek sıkıntılarla ve çatışmalarla başa çıkmayı kolaylaştıracağını vurguladı. Ergül, sözlerine şöyle devam etti: “Bu dönemde ergenler hem vücutlarında büyük değişimler yaşar hem de farklı düşünmeye başlar. Vücudundaki değişimlere alışmaya çalışırken bir yandan değişen zihinsel yapısıyla nelerden hoşlandığını, ne istediğini anlamaya çalışır. Üzerine bir de ailenin beklentileri, okul ve arkadaşlarla ilişkilerin girmesi işleri daha da karıştırabilir.”

AİLELER HEM OLGUNLUK HEM İTAAT BEKLİYOR

Ergenlik çağının, çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş süreci olduğunu aktaran Ergül, “Ergen çocuk bu dönemde kendisini tanımaya, farklı ilgi alanlarına ilgi duymaya, sosyalleşmeye başlar. Ailesinin onu çocuk olarak görmemesi gerektiğini ve daha fazla özgür olması gerektiğini düşünür. Anne-babalar ise büyüyen çocuklarının hem daha olgun tavırlar göstermesini beklerken hem de çocuklukta olduğu gibi onların sözünden çıkmamasını bekler. Ergen ise daha fazla özgür bırakılmak, ev dışında ve arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmek ister ve bunun en doğal hakkı olduğunu düşünür. Ergenin söylediklerini ciddiye almak, onu önemsemek, fikirlerine önem vermek, onu dinlemek , neler sevdiğini, neler istediğini, ilgi alanlarının ne olduğunu, nelere ihtiyaç duyduğunu bilmek ebeveynlerine karşı daha yakın hissetmesini sağlayacaktır” diyor.

Ergenlik döneminde arkadaşlık ilişkilerinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Ergül, sözlerini şöyle sürdürüyor:

- Arkadaşlarını hatta arkadaşlarının ailelerini de tanımak gereklidir. Ebeveynlerin çocuklarına öğüt vermek yerine sohbet ederek konuşmak ilişkileri açısından çok daha faydalı olacaktır.

- Ergenlik dönemi bedensel ve cinsel gelişim, duygusal gelişim, ahlâkî gelişim, sosyal gelişim, kişilik gelişimi, ruh sağlığı gelişimi ve mesleğe yönelme gibi farklı açılardan ele alınmalıdır.

- Fiziksel değişimler sosyal ve çevresel değişimi başlatacaktır. Bu dönemin erken başlaması çocuğun ve ailenin buna hazırlıklı olmaması sorunların oluşmasına neden olacaktır. Erken ergenlik ile ilgili en büyük sıkıntı da budur.

- Boy kısalığıyla ilgili endişeler çocuk doktorları, gerektiğinde endokrinoloji uzmanlarıyla giderilebilir. Her erken ergenlik durumu boy kısalığına ve büyümede duraklamaya neden olmaz. Çocuk genetik özelliklerine, iyi beslenmeye, egzersize bağlı olarak beklenen boyuna ulaşacaktır.

- Bu dönemde doğru beslenme desteği, spor yapmanın teşvik edilmesi, hobilere destek olunması çocuğun sosyalleşmesi açısından çok önemlidir.

ERGENLİK DÖNEMİ 25 YAŞINA KADAR UZADI

Uzm. Dr. Ergül, "Healthy People Report, ergenlik döneminin 25 yaşına kadar uzadığını bildirdi. (Healthy People Report, 2020). Ancak ergenlik aslında belirli bir yaş değil, bir süreç olarak değerlendirilmelidir” diyor.

BBC’ye göre, böylece gençlerin eğitimlerine daha uzun süre devam etmesi, evlilik ve ebeveynliğin gecikmesi, yetişkinliğin ne zaman başlayacağına dair yaygın algıyı geriletiyor.

HAYATIN DÖNÜM NOKTALARINI ERTELEMEK

Ergenliğin 25’li yaşlara uzaması gençlerin geç evlenip geç çocuk sahibi olmasını da tetikliyor. Örneğin; İngiltere’deki Ulusal İstatistik Ofisi'ne göre, İngiltere ve Galler'de erkeklerin ortalama ilk evlilik yaşı 2013'te 32,5, kadınlarda ise 30,6 idi. Bu, 1973'ten bu yana neredeyse sekiz yıllık bir artışı temsil ediyor.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER