HT Gastro
Lezzetli Hatlar

Dondurma yanlışlıkla mı icat edildi?

1984'ten beri her yıl tüm dünyada temmuz ayının üçüncü pazar günü kutlanan Dünya Dondurma Günü bu sene 21 Temmuz'a denk geliyor. Başta çocuklar olmak üzere herkes tarafından sevilen, yaz denince akla ilk gelen, içimizi serinleten, lezzetli, zihin tazeleyici bir tatlıdır dondurma. İlk dondurmayı kim bulmuş olabilir, hiç merak ettiniz mi?

Giriş: 21.07.2024 - 12:23 Güncelleme: 21.07.2024 - 13:02
Haberler Gastro Lezzetli Hatlar Dondurmayı kim buldu?

Dondurma Günü'nüz kutlu olsun. Dondurmacıya gidip iki top dondurma yiyerek ya da evde kendi dondurmanızı yaparak bu tatlı günü kutlayabilirsiniz.

Dondurma bir zamanlar hükümdarları ve aristokrasiyi serinleten özel bir ikram olsa da, teknolojinin ve soğutucuların gelişmesiyle artık her evin favorisi haline gelmiş durumda. Günümüzde her meyveyle her damak tadına uygun her yaştan insanı tatmin edecek çeşidi yapılıyor.

Bugün dondurma birçok kültürün ayrılmaz bir parçası haline gelmiş. Küreselleşme, Japonya'nın mochi dondurmasından İtalya'nın kremalı gelatosuna ve Türkiye'nin maraş dondurmasına kadar çok sayıda tat ve çeşidi beraberinde getirmiş. Her ülke bu klasik lezzete kendine özgü bir yorum getirmiş ve ortaya keşfedilecek çok çeşitli tatlar ve dokular çıkmış.

Dondurmanın tarihi, insanlığın yeniliğe olan sevgisinin kanıtı gibi. Eski köklerinden, bugün tadını çıkardığımız sınırsız çeşitlilikteki tatlara ve formlara doğru evrilerek dünya mutfağının en önemli ve en popüler tatlısı haline gelmiş.

İlk dondurma nasıl yapıldı?

Dondurmanın tarihi çok eskilere dayanır ve tek bir mucidi yoktur; çoğu kültür soğutulmuş veya meyveli ve buzlu bu yiyeceğin erken bir versiyonunu yapmıştır.

Aztekler, 15. yüzyılda dağların tepelerinden aldıkları karları, yemeklerini ve içeceklerini soğutmak için kullanırken, Peru ve Kolombiya’daki Andres dağlarındaki karlar da soğutma amaçlı kullanılmıştır. History Channel, soğutulmuş ya da dondurulmuş süt ürünlerine dair en eski kayıtların en az M.Ö. 4000 yılına dayandığını bildiriyor. En yaygın olarak anlatılan dönem ise M.S. 618-907 yılları arasında Çin'deki Tang hanedanlığı dönemi. Çin'deki Tang hanedanlığı; kafur, manda sütü ve pirinç karışımlarını dondurarak yanlışlıkla dondurmayı icat etti. Daha sonra Arabistan, İran ve Anadolu’ya geçtiği biliniyor. Persler MÖ 500 civarında buzu üzüm suyu, meyve suyu ve diğer tatlı tatlarla karıştırarak bastani adı verilen dondurma benzeri bir lezzete çevirdiler.

Dondurmanın Avrupa'ya geçişi

Büyük İskender yürüyüşe çıkarken yanında her zaman çilek, meyve, bal ve sütle karıştırılmış dağ karı bulundururdu. Bu tatlı, askerlerin susuzluklarını gidermelerine yardımcı olur ve sıcak koşullarda onlara güç verirdi. Bu tatlıyı dondurmanın ilkel bir biçimini olarak kabul edersek dondurmayı İskender’in keşfettiğini söylemek de mümkün.

Dondurmanın Avrupa'ya geçişi, 13. yüzyılda Çin’i ziyaret eden Marco Polo sayesinde oluyor. Çin'de tüketilen sütlü buzlu içeceği Venedik’e götürüyor ve dondurulmuş tatlılar fikrini ortaya atıyor. 16. yüzyılın başlarında İtalya’da “water ice” adı verilen bir çeşit dondurmanın yapıldığı belirtilmiş. Araştırmacılar İtalya’da sütün balla karıştırıldıktan sonra dondurulduğunu belirten 1560 tarihli bir belgeden bahseder. İtalyan aşçıların elinde kendi kültürlerine ve damak tatlarına göre yeniden şekillenen dondurma giderek günümüz lezzetine daha yakın bir hal alıyor. Fransa'ya adım atışı Catherine de Medici sayesinde oluyor. 1676 yılında Paris’te 250 civarında dondurmacının bulunduğu tahmin ediliyor. Amerika’ya ise Thomas Jefferson tarafından 1700 yılında İngiliz kolonileri aracılığıyla girmiş.

Türklerde dondurma

Dondurmanın Türklerdeki gelişimi hakkında en önemli bilgileri Kâşgarlı Mahmud'un yazdığı Divan-ı Lügati’t Türk'ten öğreniyoruz. Kâşgarlı, Türklerde kayısının, eriğin, şeftalinin sıkılıp suyundan şerbet yapıldığını, bu şerbetin özellikle yaz aylarında dondurularak tüketildiğini kitabında anlatmıştır. Türklerin yaşadığı iklim serin olsa da yaz mevsiminde hava sıcaklığı yükselmiştir. 17. yüzyıldan itibaren saray sofrasından topluma taşınan dondurma ününe ün katarak evlerden sokaklara taşınıyor.

Günümüzde de Maraş dondurması olarak adlandırılan dondurma, dünyadaki örneklerinden çok farklıdır. Yakın bir zamana kadar klasik yöntemle, yani kol gücüyle hazırlanan bu dondurmanın bir özelliği bıçakla kesilecek kadar sert olmasıdır.

Sorbe, sorbet, sorbetto

Düşündüğünüzde, dondurma sadece bir mutfak harikası değil, aynı zamanda teknolojik bir harikadır. Soğutmanın icadından çok önce icat edilen bu soğuk ferahlatıcı tatlı, en başta hali vakti yerinde olanlar için nadir bulunan bir lezzetti.

Bu aşırı sıcaklarda serinlemenin bir yolunu bulmak için dondurucuya bakarken, yenilikçi düşünceleriyle bugünkü keyfimize katkıda bulunan birkaç kadının altını çizmek istiyorum: Nancy Maria Johnson, 1843'te, elle çalıştırılan dondurma dondurucusu için ilk patenti alan kadın olarak tarihe geçmiş. Aşçılık okulu sahibi ve 4 yemek kitabı yazarı Agnes Bertha Marshall ise dondurma külahını bulmuş ve kitaplarında tarifini vermiştir.

1851 yılında ABD'de ilk dondurma salonu açıldı. Ticari soğutmanın 20. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanması, dondurmanın üretimini ve dağıtımını daha da yaygınlaştırarak yerini sağlamlaştırdı. Sanayileşmesiyle birlikte, modern tarihin en çok arzu edilen tatlısı haline geldi.

Dondurma hakkında bilmediğiniz gerçekler

Dondurma hakkında daha önce duymamış olabileceğiniz bazı harika bilgiler bulduk. Bu meşhur tatlı hakkındaki bilginizi artırmak istiyorsanız, aşağıdaki eğlenceli gerçeklerden bazılarına bir göz atın!

*Sadece 4 kilo dondurma üretmek için 12 kilo süt gerekir

*Bir top dondurmayı bitirmek için ortalama 50 defa yalarsınız

*World Atlas'a göre Yeni Zelanda her yıl kişi başına 28,4 kilo dondurma tüketerek birinci, 20,8 kilo ile ABD ikinci, 18 litre Avustralya üçüncü sırada.

*En popüler dondurma aroması vanilyadır, onu çikolata ve ardından çilek takip eder.

*İlk dondurma külahları 1904 yılında üretilmiş

*Çikolatalı dondurma vanilyadan önce icat edilmiş

*George Washington ve Thomas Jefferson'ın dondurma aşkıyla yanıp tutuştuğu, malikanelerini dondurma makineleriyle donattıkları söyleniyor. Thomas Jefferson, Amerika'daki ilk dondurma tarifiyle tanınıyor.

*İlk yazılı dondurma tarifi 1665 tarihli bir tarif kitabında bulunmuş

*Endüstriyel dondurma üretimi ilk defa 1851 yılında ABD'de başlamış

*Dünya çapında toplam 12 farklı dondurma türü var: İranın bastani sonnati, Türklerin Maraş dondurması, Hindistan’ın dondurmamsı soğuk tatlısı kulfi, kremadan daha çok süt içeren yoğun aromalı İtalyan işi dondurma gelato, ABD'deki frozen custard'ı, İtalya'nın Affogato'su, Filipinlerin peynirli dondurması, Japonların geleneksel mochi dondurmasıdır.

*En garip dondurma çeşitleri: Avokadolu, sarımsaklı, biberli, meyan köklü, peynirli ve pastırmalı

*Dondurmanın baş ağrısı yapması veya bilinmeyen adıyla “beyin donması”; damağınızdaki sinir uçlarının beyninize ısı kaybı mesajı göndermesinin bir sonucu

*En fazla dondurma üretimi ABD'ye aittir.

*Genellikle Pazar günleri bir dondurma dükkanının en kârlı günüdür.

Sadece lezzet olarak değil sunum olarak da pek çok değişim geçiren dondurma ilk olarak 1904 yılında külahta servis ediliyor. 1920'li yıllarda ise ilk çubuklu dondurma üretiliyor. Her coğrafyanın kendine özgü meyve ve baharatlarla bir araya getirip birbirinden farklı tatlara büründürdüğü dondurma, belki de her damak tadına hitap edebildiği için bu kadar çok seviliyor.

Dondurma yemenin püf noktaları

*Dondurmayı ağzınızda kısa bir süre tutup, vücut ısısına yakın bir ısıda tüketmeyi alışkanlık haline getirin. Sıcaklığını biraz artırarak yutmak sindirim sistemine yardımcı olarak, hazımsızlık gibi sorunların gelişmesini önleyecektir.

*İçerdiği protein, kalsiyum, A vitamini, B12 vitamini, C vitamini ve magnezyum gibi pek çok vitamin ile mineraller sayesinde şifa dağıtıyor. Üstelik bir porsiyon dondurma bir porsiyon şerbetli tatlıdan yüzde 55 ve bir porsiyon sütlü tatlıdan yüzde 23 daha az enerji, bir başka deyişle kalori içeriyor.

*Dondurmanın şeker içerdiğini unutmayın. Örneğin 2 top dondurma tükettiğimizde yaklaşık 2,5 yemek kaşığı şekere eş karbonhidrat almış oluyoruz. Haftada 2-3 kez, 2’şer toptan fazla tüketmemeye dikkat edin.

*Birçok tatlıdan daha düşük olsa da, dondurmanın enerjisi dikkate almaya değer. Bu nedenle yemeklerin ardından değil, ara öğün olarak tüketmeniz çok daha doğru bir tercih olur.

*Protein oranı yüksek bir besin olduğu için dondurmalar kolayca bozuluyor ve içinde zararlı mikroorganizmalar üreyebiliyor. Dolayısıyla soğuk zinciri kırılmış, yani eriyip tekrar donmuş dondurmayı kesinlikle tüketmeyin.

*Hızla yutmak, vücut ısısından çok daha düşük bir ısıda dondurmanın mideye ulaşması demek. Bu durum midede kramp oluşumuna yol açabileceği için dondurmayı mümkün olduğunca yavaş yemeye özen gösterin.

*Diş ve ağız sağlığı açısından, her şekerli besinde olduğu gibi, dondurma yedikten sonra da su içmeyi unutmayın.

*Fayda sağlayabilmesi için gerçek sütten ve gerçek meyvelerden yapılmış olanlarını tercih edin.

Dondurmanın faydaları

Bağışıklığı destekliyor: Hastalıklardan korunmamızda son derece önemli bir rol üstlenen bağışıklık sistemimizi sağlıklı beslenerek sürekli desteklememiz gerekiyor. Dondurma, içeriğindeki A vitamini ve protein sayesinde bağışıklık sisteminin çalışmasına katkı sağlıyor.

Dişleri güçlendiriyor: İçeriğindeki fosfor dişlerin, diş etlerinin ve kemiklerin sağlığını korur ancak dişlerde çürük oluşumunu önlemek için dondurma yedikten sonra dişlerin mutlaka fırçalanması gerekir.

Kalp sağlığını destekliyor: Sütlü, meyveli ve çikolatalı dondurmalar potasyumdan zenginler. Kalp sağlığı için potasyum çok önemli bir mineral ve eksikliğinde mutlaka takviye ediliyor. Ayrıca potasyum vücudun elektrolit dengesinde rol alıyor ve konsantrasyonun sağlanmasında elzem bir işlev üstleniyor.

Kasları koruyor: Dondurma içerdiği magnezyum sayesinde vücuttaki asit-baz dengesinin düzenlenmesine yardımcı oluyor. Kas ve sinir sistemi için kalsiyumla birlikte olmazsa olmazdır. Kalsiyum kasın kasılmasını ve magnezyum da gevşemesini sağlıyor. Bu özelliği nedeniyle bağırsakların çalışması için de çok önemlidir. Tüm bunların yanı sıra magnezyum kan basıncının düzenlenmesi ve damar elastikiyetinin sağlanması gibi 300’den fazla metabolik reaksiyonda yer alıyor. Özellikle çikolatalı dondurmanın magnezyum içeriği yüksektir ve 2 top dondurmayla günlük magnezyum ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşılayabilirsiniz.

Enerji kaynağı: B2 vitamini olarak da bilinen riboflavin içeriğiyle dondurma vücudumuzdaki enerji üretimine destek oluyor. Bu sayede daha enerjik bir bedene sahip oluyoruz. Riboflavinin aynı zamanda mukozayı korumak ve cildin yenilenmesine yardımcı olmak gibi özellikleri de var.

Tok tutuyor: Tatlılar tüketildiklerinde kan şekerini hızla yükseltip, ardından hızla düşürüyor. Bunun sonucunda da acıkıyoruz. Dondurma diğer tatlılara göre daha az şeker içeriyor. Bu sayede kan şekerinde hızlı değişikliğe diğer tatlılar kadar sebep olmuyor. Ayrıca içinde bulunan salep ve tarçın gibi baharatların kan şekerini düzenleyici etkileri sayesinde dondurma tüketiminin ardından hızla acıkma problemi yaşanmıyor.

Kemikler için önemli: Kalsiyumun kemiklerden dişlere, kanda vitamin dengesinden sinir sistemine kadar birçok önemli fonksiyonu var. Gerçek sütle hazırlanan sütlü dondurmadan 2 top tükettiğinizde günlük kalsiyum ihtiyacınızın yaklaşık yüzde 10’unu almış oluyoruz.

Bir avuç Çinli aristokratın zevk aldığı basit bir kar ve süt karışımından, dondurma dünya çapında milyarlarca kişinin sevdiği bir ikram haline geldi. Bir sonraki dondurma kaşığının tadını çıkarırken, bu tatlıyı kasenize veya külahınıza getiren uzun ve büyüleyici yolculuğu hatırlayın.

En pratik dondurma tarifleri

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER