Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Son dakika... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Barış Harekatına ilişkin açıklama

        İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye Milli Ordusu'yla birlikte Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine karşı Barış Pınarı Harekatı'nı başlatmasına yönelik açıklamalarda bulundu.

        Bir televizyon programına canlı yayın konuğu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fırat'ın doğusunda yapılan Barış Planı harekatıyla ilgili olarak şöyle konuştu:

        Biz Amerika'dan da bu işi iyi becereriz. Ama DEAŞ sadece bizim meselemiz değil. Uluslararası bir mesele. Dünyanın bunlardan ödü kopuyor. Bizle beraber ittifak yapmaktan başka çareleri sözkonusu değildir. Trump, 'Ben bunlarla uğraşmak istemiyorum, burada DEAŞ'lılar var, Türkiye bu adımı atarsa burayı da düşünmek durumunda' diyor. Türkiye orada terör unsuru bırakmaz.

        'Operasyon ne kadar sürecek' yönündeki bir soruya Bakan Soylu şu karşılığı verdi:

        "Buradaki planlamalar, değerlendirmelerin hepsi yapıldı. Bu sorulara vereceğim her cevap, her söz bizim şu anda yapmış olduğumuz operasyonda bizim bir eksiğimiz olarak karşımıza çıkabilir"

        Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları:

        Buraya gelirken kendisinden izin aldım, sayın Cumhurbaşkanımızın selamları var. Bu aslında Türkiye'nin terörle mücadelesinin sınırın ötesinde yaptığı bu önemli adımın üçüncü halkası. Birinci Fırat Kalkanı Harekatı. NATO ülkeleri içerisinde DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele eden başka bir ülke yok. Türkiye hem büyük bir risk aldı, hem kendi içinde bulduğu riski tasfiye etmek için gayret gösterdi. Bu dünya kamuoyunda da, bizim kendi stratejik olan olmayan tüm ortaklarımızda da bilinmesine rağmen çok öne çıkarılmayan konulardan bir tanesi. Onun akabinde Zeytindalı Harekatı gerçekleşti. Bugünkü reaksiyonların büyük bölümü esas itibarıyla o gün de vardı. İşte 'burada ne işiniz var' vs. gibi. Tüm bunlar o gün de vardı. Türkiye orada da bir kararlılık ortaya koydu.

        "SAYIN DEVLET BAHÇELİ OPERASYONUN TAMAMINI TAKİP EDİYOR"

        Sayın Cumhurbaşkanı, operasyonla ilgili Sayın Bahçeli'ye bilgi verdi. Özellikle yöneticileri vasıtasıyla da sürekli bilgi alıyor. Sayın Bahçeli takip ediyor zaten. Sadece bir dinlenme yaşıyor. Hem operasyonu hem harekatı hem buradaki süreçlerin tamamını takip ediyor.

        "STRATEJİK MÜTTEFİKLERİMİZİN 30 BİN TIRLIK TAKVİYESİ VAR"

        Bu harekatın Fırat Kalkanı ve Zeytindalı Harekatı'ndan bize yönelik avantajları var dezavantajları var. İstihbari açıdan da çok daha iyiyiz. Dezavantajı koskoca 30 bin TIR'lık stratejik müttefiklerimizin takviyesi var. Bu da bunun başka bir tarafta, bilançonun başka tarafında ifade edilebilir. Bu konudaki hazırlıklar uzun zamandan beri yürütülmektedir. Biz o bölgeyi bugün görüyor değiliz. O bölgede köy köy, aşiret aşiret, mahalle mahalle, neyin nerede olduğunu, kimin kim olduğunu uzun zamandan beri bilen pozisyondayız. Avrupa bu harekatın olabileceğini düşünerek, PKK/PYD ilişkilerini gözardı etmeden birkaç tezviratı ortaya koydu. 'Türkiye'nin buranın demografik yapısını değiştirmek için giriyor' diyor. Bütün bunların tamamı esas itibarıyla Türkiye'yi bu harekattan vazgeçirmek veya harekatın meşruiyetini sorgulamaya yönelik adımlardır.

        "BU PLANLAMALAR TÜRKİYE AÇISINDAN ÇOK GÜÇLÜ ŞEKİLDE YAPILDI"

        NATO Genel Sekreteri çok net bir açıklama yaptı, 'Bu meşrudur' dedi. Türkiye'nin çektiği sıkıntılar var, sosyal maliyetler, ekonomik maliyetler var. Türkiye hem Fırat Kalkanı, hem Zeytindalı Harekatı olsun hem bu harekat olsun ve bunun öncesinde mesela biz Pençe'lere başladık. Ondan sonra Kıran'lara başladık. Gerek içeride gerek dışarıda Hakurk, Haftanin olsun, tüm bu hatlarda, Türkiye haritasının uç burnu şöyle gelir bir kıvrılır ya, biz 30 km. bu harekatlar başlamadan önce oradaydık. Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz'dan sonra koyduğu üç temel strateji var. Bu planlamalar Türkiye açısından çok güçlü şekilde yapıldı. Başka bölgelerdeki planlamalar da yaptık.

        "HRİSTİYAN KÖYÜ BİZİM HAREKAT YAPTIĞIMIZ SAHA İÇİNDE DEĞİL"

        Afrin yakın olduğu için örnek verebiliriz. Afrin'de de kat be kat tevziratlar oluşturdular. 'Sivilleri katlediyorlar' dediler. Batı'daki kendi müttefikleri de PKK/PYD'nin, şu anda HDP de kendine bir yer buldu ve bizi 'işgalci' olarak nitelendirdi. Oysa bu bir savaş değil terörle mücadele. Türkiye orada teröristlere ait bir kampı yok etmek üzeredir. Hristiyan köyüyle ilgili bize gerekli bilgi geldi. Şu anda bizim harekat yaptığımız alanın içerisinde değil. PKK ve PYD'nin bu konuda tam da Batı'yı tahrik etmek için yaptığı bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Türkiye bugüne kadar en çok sivilleri korumaya yönelik birtakım hassasiyetlerden dolayı da terör örgütü hep bu tip mücadelelelerde hassasiyet sağlamıştır.

        "BİZ O BÖLGENİN İNSANLARINI DA YOKSUNLAŞTIRMADIK"

        Türkiye'den Afrin'in bir bölümüne 365 bin kişi döndü. Bunu sağlayabilmek kolay iş değil. Bütün dünya görüyor ama yine de bunu söylemiyor. Türkiye'nin karşı karşıya bıraktıkları şu terör koridoru meselesinden kurtulmaması için. Sayın Cumhurbaşkanımızın BM'de ortaya koyduğu Güvenli Bölge meselesi. O bölgeyi Türkiye öyle bir noktaya getirdi ki. PKK/PYD, DEAŞ tehlikesi olmasına rağmen Cerablus, Azez'de saldırıların geçmişte kıyaslanamayacak kadar azaldığını ifade etmek gerekir. Buralar zor bölgeler. Herkesin kendi adına yerleşikliği, kabulleri sözkonusu. Burada birtakım mağduriyetler ve sıkıntılar sözkonusu olmuş. Savcılarımız, hakimlerimiz orada mahkemelerde danışmanlık yapıyorlar. Kaymakamlarımız, polisimiz, jandarmamız, hastanemiz, doktorumuz, öğretmenimiz, din adamımız oradalar. Dünyada böylebir örnek yok. O bölgenin insanlarını yoksunlaştırmadık. Tarım, gıda, zeytin üretimi.

        "TÜRKİYE ARTIK KENDİ MÜHİMMATINI YAPABİLME KABİLİYETİNE SAHİP"

        Bu uzun zamandan beri Türkiye'nin üzerine kurulan bir plan doğrudur. Hep bu haritalarla, travmalarla, tedirginliklerle büyüdük. Bugüne kadar neden bir hamle ortaya koyamadık? Türkiye'de 14-15 bin sayısına, PKK'nın Türkiye sınırları içinde ulaştığını biliyoruz. 14-15 bin terörist. Geçen Tunceli'de Kutu deresindeydim. Oralarda bizden birilerinin bulunması aya insan çıkması gibi bir şeydi. Türkiye nasıl oradan buraya geldi? Bence çok güçlü bir stratejik akılla beraber geldi. Geçmiştekilerini silip atmak da mümkün değil. Ama Türkiye 21. asrın başından itibaren başka bir şey geliştirdi. Zeytindalı harekatında mühimmatımız bitecek mi, bitmeyecek mi diye endişeliydik. Çünkü ambargoluyduk. Amerika kamera vermedi. Ben de jandarmada kameramız biraz daha artsın diye mühimmatı bıraktım. Orada SİHA ile kullanacağımız mühimmatı vermiyor. En nihayetinde sayın Cumhurbaşkanımıza 'Kanada'dan alalım' dedim. Sayın Cumhurbaşkanımız 'sabret biz yaparız' dedi. Şimdi Türkiye gece görüş kamerasını yapıyor, insansız hava araçlarına takıyor, kendi mühimmatlarını yapabiliyor. Hem toplarıyla hem diğer silahları, mühimmatlarıyla yakın, orta menzil füzeleriyle yapabilme kabiliyetine sahip.

        "BİZE BU HAREKATTA O TARAFTAKİ AŞİRETLERDEN DE BİLGİ GELİYOR"

        Adam yanıbaşınıza geliyor, size her şey yapıyor, siz bir şey yapamıyorsunuz veya onunla eşit şartlarla yapıyorsunuz. Bazı olaylarda niye klasik adımları atıyoruz dediğimizde coğrafya ortaya çıkıyordu. Avanoslar'da sıkışmıştık. Buna bir formül bulmalıydık. Türkiye bugün teknolojinin en üstün özelliklerini kullanabilmek kabiliyetinde bir ülke. Türkiye Irak'a bir çıktı, karanlıkta kaldı ve geri dönmüştü. Şimdi öyle değiliz ama. Oradaki halkların Türkiye'ye güveni. İçeride de bize istihbarat yağıyor. Hadi ben 3 yıldır İçişleri Bakanı'yım. Çalıştığım arkadaşlarımın hepsi 25-30 yıllık sahadaki arkadaşlar. Devlet terörle mücadelede bir güven oluşturmuş. Bize bu harekat başladığından itibaren oradaki aşiretlerden de bilgi geliyor.

        "ALMAN İÇİŞLERİ BAKANI GÖÇ KOMİSERİ BOŞUNA MI GELDİ?"

        Bu coğrafyanın dilini bilen yegane ülke biziz. Türkiye uzun zamandır bu fırsatı ilk kez ele geçirdi. Biz bununla büyüdük. PKK terör örgütüyle, terör örgütünün maşasıyla terbiye edilmesiyle büyüdük. Bu ne kadar devam edecekti ki? Suriye'nin toprak bütünlüğü harekatın temel hedeflerinden bir tanesidir. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ve bizim etrafımızdaki sınırlarımızın, coğrafyamızdaki terörü tasfiyet etmek. Suriyeliler, Araplar, Kürtler bizim ülkemize geldiler. Bir taraftan Ceylanpınar'da, Suruç'ta, Akçakale'de, Türkiye'nin içerisinde bulunan Kürtler niçin buradalar? Kendilerine karşı çıkanları sürdüler. Türkiye buna niçin sessiz kalsın. Almanya İçişleri Bakanı, AB Göç Komiseri Türkiye'ye geldiler. Keyiflerinden mi geldiler? Dünyada hiçbir ülke bizim gibi kaçak göçle mmücadele edemez. Benim sahil güvenliğimin yüzde 70'i göçle uğraşıyor. Bundan 5 yıl öncekinin 5 katı performansla. Biz 2016'da 175 bin kişi kaçak göçmen yakalamış. Şu anda 400 bine gidiyoruz. Bunun yakalanması, geri gönderme merkezlerine götürülmesi operasyon.

        "TÜRKİYE'NİN DIŞINDA COĞRAFYADA BUNU KURTARACAK BAŞKA ÜLKE YOK"

        Kimseye kıyak olsun diye yapılan bir şey değil. Terör örgütü olabilir, peşinde uyuşturucu, kaçakçılık, illegalite getiriyor. Adam sigara kaçakçılığı yapıyor. Biz Türkiye'de sigara kaçakçılığı yüzde 24'lerden yüzde 1,5'a düşürdük. Derecik'te tedbir aldık bu sefer yukarıdan girmeye çalıştılar. Burada Türkiye doğrudan etkilenen bir ülke. 4-5 gün önce koştur koştur Türkiye'ye geldiler. Sadece yakalayabildiğimiz 730 bin kişi yakaladık. Onlara fazla geçen kişi 13 bin kişi şu anda. Yunanistan'ın canı can da benim canım patlıcan mı? Temel hedef bu. Bir de insanlık denilen bir şey var. Travmatik nesiller yetiştiriyorsunuz. O çocuğun sözünü hatırlıyoruz hepimiz, 'Allah'a şikayet edeceğim sizi' dedi. Türkiye'nin dışında coğrafyayı bundan kurtaracak bir ülke yok.

        "18 MART MUTABAKATINDA TÜRKİYE'YE VERİLEN SÖZLER VAR"

        BM'de bunu sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymasının sebebi, bütün dünyaya 'Ya Güvenli Bölge'yi birlikte oluşturalım ya da biz oluştururuz' dedi. 18 Mart mutabakatının 9. maddesi net bir şey söyler, AB ülkeleri, oradaki Suriyelilerin dönmesi için Türkiye'ye yardım yapmayı kabul ed er diye net ifadesi var. Aynı zamanda net bir şekilde Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı bu süreçten dolayı Türkiye'yle her türlü ortak çabayı gösterecek diye imza atmıştır.

        "MERİÇ'TE DONAN ÇOCUKLARA ŞAHİT OLDUK BİZ"

        Artık mesele sadece Suriyeli bağlamından çıkmış durumda. Şu anda yakaladığımız Afganlı sayısı 140 bin. Gönderdiğimiz Afganlı şu ana kadar 45 bin. Çok yoğun bir Afgan göçüyle karşı karşıyayız. Almanya İçişleri Bakanı'na şunu söyledim, Bayvera Eyaleti'nin başbakanıydı kendisi. Benim bu konuştuklarımı, tekliflerimi, çabalarımı görenler bana siz kafayı mı yediniz diyor. Buna rağmen Merkel de bana göre orada özellikle bu konuda Türkiye'ye daha fazla destek olması gerektiğini söylüyor. Bu meseleler eğer kaynaklarında çözülmezse, Sudan Sudan'da, Afganistan Afganistan'da çözülmezse bütün dünya 21. asrı göç meselesiyle uğraşmak zorunda kalacaktır. Meriç'te donan insanlar var, duydunuz ya da duymadınız. Van'da 8-9 metre karlar eriyince çocuk cesetlerine ulaştık biz. Tam da güvenli bölge bu mesele. Dünya oynamayacak. Suriye meselesinde Türkiye'nin tezlerine itiraz edenler bugün o tezlerde buluşmaya başladılar.

        "APO'NUN HERŞEYİ AFRİN'DİR! PEKİ NEDEN?"

        Türkiye bu iş için gözünü kararttı. Türkiye bunu yapmak zorunda. Biz bunu yapmazsak bizden sonra gelecek nesiller çok büyük bela ile karşı karşıya kalacaklar. Teröristler tam güneyimizde devlet kurmak istiyorlar. PKK dedi tutmadı, PYD dedi tutmadı, şimdi SGD diyor. Türkiye bu planı en önemli ayağını aslında stratejik olarak belki çok bağlamında bulmayacaksınız ama Fırat Kalkanı bölgesinde yaptı. Çok stratejik ve çok doğru bir adım attı. Bizden sonraki nesiller bunu okurken Fırat Kalkanı Harekatı'nı tam da böyle görecekler. Hem devlet, hem tarih, hem coğrafya aklıyla hareket etti. Hem uluslararası meşruiyetini aldı. Türkiye emperyal ve fetih zihniyetiyle burayı almadı. Hayatın normal şekilde devam edecek şekilde oluşturdu. Siz Apo'nun yazdıklarını okudunuz mu? Apo'nun herşeyi Afrin'dir. Sebep? Elini uzatacağı denizi orada görmektir. Bu kadar açık. Orada PKK uluslararası çok güçlü bir bağlantı oluşturmaya çalışıyordu. Orada da itiraz etti herkes. Bu harekat, şimdi Batı'nın kendisine sağladığı terör imtiyazını ortadan kaldıracak.

        "HOLLANDA, FRANSA'DAN DEVŞİRİLİP BURAYA KİM GETİRDİ?"

        Bundan 3-4 ay evvel Avrupa'dan işkenceyi önleme komitesi geldi. Ben basına demeç verdim, 'DEAŞ hareketli' dedim. Ve DEAŞ şunu söylüyor 'Vurkaç yapacağız, turizm ve ekonomik tesislerine saldırı yapacağız'. Aynı dönemlerde PKK-PYD aynı şeyi söylüyordu. Türkiye turizmde iyi, o zaman turizmi baltalamak lazım. Ekonomide bir mücadele ortaya koyuyor. Bu akıl kimin aklı? Bundan iki gün önce tweet atıp, 'Sizi ekonomik olarak mahvettim, bir daha mahvettim' diye bir çerçeveyi ortaya koyan anlayışın. Bunu Trump'a biz mi söylettik bunu. Muhalifler ve bazı entelektüel çevreler için söylüyorum bunu. NATO 1 hafta önce 'DEAŞ'ın o bölgede hiçbir etkinliği kalmadı' diyor. Bizim kaynaklarımıza göre, oradaki cezaevindekiler hariç orada bir etkinliği sözkonusu değil. Yeni bir kavramsallaştırmam var, gezgin terör örgütleri. Bunları kim gezdiriyor? Fransa, Hollanda, Avusturya'dan insanlar devşirilip buralara getirilmedi mi? PYD denilen iğrenç sürü DEAŞ'ı önüne kattı, ki DEAŞ'la ilgili neler oluşturdular? Yenilemez, sökülemez, gitmez denildi. Amerika, Batı gölgesini gösterdi DEAŞ oradan gitti. Afganistan-Pakistan hattına ve Sina çöllerine gitti.

        "HİÇ AKLINIZA GELİR MİYDİ? DEAŞ DAĞA ÇIKMAK İSTEDİ"

        Biz DEAŞ'a operasyon yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Türkiye'de çok kısa bir zaman önce, Amerika'nın da aradığı El Kaide'li birini yakaladık. Kimse bilmiyor şu anda. Türkiye'nin içerisinde Amerika'da nasıl varsa, Avrupa'da nasıl varsa birtakım insanlar olabilir. Bizim ağımıza takılmama ihtimali yoktur. Türkiye'nin içerisinde etkiledikleri sempatizanlar var idiyse onlarla ilgili operasyonlar yapıyoruz. DEAŞ dağa çıkmak istedi. Toroslara çıkmaya çalıştı. Hiç aklınıza gelir mi? Nasıl MLKP, DHKPC, PKK, TKML dağa çıkmıştır. Ama bunlar neden dağa çıksınlar. Ağımıza takıldı, iyi izledik ve çökerttik.,

        "TÜRKİYE ORADA TERÖR UNSURUNU BIRAKMAZ"

        Bu tartışma devam edecek. Biz o bölgenin DEAŞ'ın etkisi altında kalmasına müsaade etmeyiz. Amerika'dan da bu işi iyi becereriz. Ama DEAŞ sadece bizim meselemiz değil. Uluslararası bir mesele. Dünyanın bunlardan ödü kopuyor. Bizle beraber ittifak yapmaktan başka çareleri sözkonusu değildir. Trump, 'Ben bunlarla uğraşmak istemiyorum, burada DEAŞ'lılar var, Türkiye bu adımı atarsa burayı da düşünmek durumunda' diyor. Türkiye orada terör unsuru bırakmaz. Biz İdlib'de, öbür taraflarda ne yapıyoruz?

        "PKK BU TEZVİRATLARI BU YALANLARI SIKLIKLA TEKRARLAYACAK"

        Bizim orada şu anda harekatımız sözkonusu değil. Bu tamamen Batı kamuoyunu harekete geçirebilmek için PKK tarafından koordine edilmiş bir operasyon. Bu tip çok mesele ile karşılaşacağız. Bu tip tezvirat, yalan, dezenformasyonla karşılaşacağız. Bir tane çocuk fotoğrafı atmışlar. Bir başka ülkenin deprem anında çekilmiş fotoğraf olarak arkadaşlarımız buldular ve doğrusunu servis ettiler.

        "ŞU ANDA PKK'LILAR BİRTAKIM SİVİLLERİ ORADA TUTMAK İSTİYOR"

        Uçaklarla vurulan yerler bir bunların yönetim merkezleri, mühimmat depoları, yerin altında yaptıkları koruganlar, birtakım yeraltındaki depolar. Bütün bunların istihbaratları yapılmıştır, o planda yürümüştür. Sivillerin bir kısmı güneye doğru akıyor şu anda. PKK'lılar ilk anda çıkmamayı deniyorlar. Şu anda çıkmamayı deniyorlar. Sivilleri orada tutmak istiyorlar. Şu anda PKK ve PYD'liler mevcut pozisyonlarını korumaya çalışıyorlar. Birtakım sivilleri kendileri gönderdiler, birtakım sivilleri tutmaya çalışıyorlar.

        "BURADA AVRUPA'NIN DA AMERİKA'NIN DA ÇIKARI VAR"

        FETÖ de sosyal medyada bunlarla birlikte şu anda. Diyarbakır anneleri meselesini sulandırabilmek için KHK'lılar birçok operasyon yapmak için gayret sarfediyorlar. Yeter ki Diyarbakır anneleriyle ilgili toplum oraya kendini odaklamasın. Bu operasyonda bizim müttefikimiz dünyanın çıkarı. Elimiz sağlam ve güçlü. Burada Amerika'nın da, Avrupa'nın da, bölge coğrafyasının da çıkarı var. Bir algı takınıklığımız sözkonusu. Allah selamet versin, herkes algı profesörü oldu. Bir gerçek çıplak bir şekilde ortada duruyor.Biz bu gerçeğin en çarpıcı noktasındayız. Türkiye'nin bugün attığı adımlar terör ve göç olmak üzere birçok istikrarsızlığı o rtadan kaldırmaya matuf. Bize destek veren ülkeler var. NATO'nun resmi beyanı var. Amerika'nın beyanları sözkonusu.

        "DİCLE'NİN KUZULARINI KAPTIRMAMALIYIZ"

        Biz Afrin'e de gittik. Kürtler orada yok mu? Onlar hayatlarını huzur içerisinde yaşamıyor mu? PYD/PKK karşı tarafta Resulayn, Tel Adyab dahil kendi isteği aykırı olduğu için Kürtleri bu tarafa göndermedi mi? Mesele Türk, Kürt, Arap meselesi değil, terör meselesidir. Batı'da koskoca devletler, gelenekler, ufak marjinal yapıların esiri haline geliyor. Koskoca devlet adamları marjinal yapıların sözlerini kullanıyor. Bu çok önemli bir sıkışmışlıktır. Şırnak'ta bundan 15 sene önce bu tabloyu görebilir miydiniz? Hakkari'de foto safari yapıyorsunuz, Tunceli'de rafting yapıyorsunuz. Dicle'nin kuzuları diye tabir ettiğimiz bizim çocuklarımız. Biz bunları kaptırmamak durumundayız. Resulayn, Aynelarab'taki de bizim coğrafyanın çocuklarıdır. Kaptırmamalıyız.

        "KILIÇDAROĞLU MİLLİ MESELEYLE İLGİLİ ADIM ATTI"

        Dün Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklama talisizlikti. PYD'yi PKK'yı hedef almayan şu andaki ismi Suriye Milli Ordusu olan orduyu hedef alan, Türkiye'nin attığı adımları meşru olarak değerlendirmediğini düşündüğüm sözler. Bu sabah Karabük Üniversitesi'nde bunların doğru olmadığını ifade ettim. Öğleden sonra Kılıçdaroğlu milli meseleyle ilgili adım attı. Bu güzel bir şey, doğru da bir şey. MHP'nin, Akşener'in, Saadet Partisi'nin açıklaması esas itibarıyla milli adımın tezahürüdür, doğru adımlardır.

        "FETÖ BİZE BU YALANI YUTTURDU! OTURUN KONUŞUN DEDİ"

        Orada zorla askere alınanlar dahil olmak üzere 15 bin civarında. Suriye, Kuzey Irak, Afrin bütün hattın tamamı 15 bin. Türkiye topraklarında varlığı 500'lü rakamlara düştü. Yaklaşık 3 yıl evvel 2 bin 700 civarındaydı. Bu yıl itibarıyla 720-800 civarındaydı. Şu anda 600'ün altında. Türkiye'de de dünyada da PKK yatırımcıları var. Mümkün olduğunca bunu şişirmeye çalışıyorlar. Büyütmeye çalışıyorlar. 2010 yılında bizim FETÖ bir şeyle kandırdı. Dedi ki, şu anda mevcut nesil sizin son el sıkacağınız nesildir. Gençler sıkı yumruk geliyor, burayı çözebilmeniz mümkün değil, bu adamlarla oturun konuşun, dedi. Bizi en yıpranmış, ilkesiz, istismarcı, karakterden yoksun insanlarla oturmak için bir tez üretti. Biz bu zokayı yutmak üzereyken Türkiye başka bir noktaya geldi. Türkiye'nin entelektüelleri, solcuları, sağcıları herkes 'herkes bunlarla oturun konuşun' dediler. Peki şimdi nerede bunlar?

        "BU PKK YATIRIMCILARIN ORTAYA KOYDUĞU BİR SÜREÇTİ"

        Bir şey daha ifade ettiler. Dediler ki, Türkiye'nin güvenlik gücü PKK'nın kuvvetiyle mücadeleye etmeye yetkin değildir, edemez dediler. Bu iki tez de çöp oldu. Bu PKK yatırımcıların ortaya koyduğu bir süreçti. Bizim belki de başka eksikliklerimizden, ekonomik zorluklarımız, geçmiş dönemlerden tevarüs eden maliyetler bütün bunlardan dolayı milletimiz acaba böyle bir şey var mı diye düşünülüyordu. Şimdi bu iki tezin de çöp olduğu an be an ortada. Bu çöpü Diyarbakır anneleri tam bir fotoğraf olarak ortaya koyuyorlar.

        "MLKP TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FETÖ İLE FİNANSAL BİR AĞINI BULDUK"

        Amerika'nın bundan yorulduğunu düşünüyorum. Teröristlerle iş tutmaktan yorulduğunu düşünüyorum. Bir grup 10 araçlık konvoyla MLKP'nin Suriye'deki yöneticisinin karargahını ziyaret ediyor. Sonra da MLKP Türkiye'ye yönelik eylemlerini daha fazla arttırma konusunda irade sergiliyor. Peşinden Adana oluyor. MLKP'nın FETÖ ile finansal ağını bulduk. Arkadaşlarımız bunu derinlemesine götürüyorlar. Burada terör örgütleri arasında ilişki sözkonusu. Bize yeter ki havanın rengi belli olsun. Arapça bir fotoğraf vardı. 'Türkiye'de gerekeni yapacağız' diye. Onları bulduk adalete teslim ettik. Gerek istihbari kabiliyetimiz, gerek siber kabilyetlerimiz önemli ölçüde koşar adım CIA'nın kabiliyetlerine doğru taşınmaktadır. 1 saniyede 100 milyon fotoğraf tarayabiliyoruz. Demek ki bizim insanımıza FETÖ gibi musallatlar olmadığı zaman alan açabilme kabiliyetler elde edebiliyorlar.

        "CUMHURBAŞKANIMIZ O BÖLGEYİ BENDEN 10 BİN KAT DAHA İYİ BİLİYOR"

        Uzun zamandır beklediğimiz bir operasyondu. Onun için rahatız. Biz bunu yapmak zorundaydık. Biz bunu akim bıraksaydık bu ülkeye eksik ve yanlış yapmış olurduk. Burada bırakılabilecek terör örgütüyle çocuklarımızı ve gelecek nesillerimizi karşı karşıya bırakmış olurduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın hangi duygu ve düşünceler içerisinde olduğunu çok net biliyor. Sayın Cumhurbaşkanı o bölgeyi benim bildiğimden 10 bin kat daha iyi biliyor. Türkiye'yi o bölgeden sıkıntıya sokabilmek tezgahı bozulacak.

        "ESAD'IN YAPTIĞINI YAPSAYDIK BİZE SORARLARDI BUNU"

        Bizim tezlerimiz ve CHP'nin tezleri açık ve net. O bölgedeki cinayetleri, yaşananları biz unutamayız. Unutursak bize bunu sorarlar. Biz böyle bir süreci unutmamalıyız. Aylan bebekleri unutmamalıyız. Biz bunu yapsaydık, Esad'ın yaptığını Türkiye'de yapsaydık, milyonlarca insanı yerinden yurdundan etseydik bizi kim konuşurdu. Okulda çocuğumuz hafif fiske yiyor da kıyameti koparıyoruz. Dünyanın bugün göstermediği refleksi göstermediği temel sebeplerinden bir tanesi budur.

        "ABD VE RUSYA'NIN BEKLENTİMİZİN DIŞINDA BİR HAREKETİ YOK"

        Bu operasyon çerçevesinde bizim orada birlikte olduğumuz Amerika'nın hemen orada rejimle bu konuda birlikte olan Rusya'nın çok daha dikkatli bir süreç takip edeceklerini düşünüyorum. Özellikle İdlib ve Münbiç konusunda. Bu parsellerin her birinde dikkatli olacaklarını düşünüyorum. Şu ana kadar beklentimizin dışında uluslararası arenada gerçekleşmiş bir şey olmadı.

        "TÜRKİYE ORADA HERKESLE AYRI BİR HAT KURUYOR"

        Türkiye Nusra, DEAŞ ve rejim dahil olmak üzere orada çok yönlü bir yapının içerisinde. Hepsiyle ayrı bir hat kuruyor. Özellikle Türkiye'nin attığı bu adım karşısında herkesin kendine orayı bir şekilde farklı bir noktaya taşımayacağı bir hat düşünüyorum. Bu süreç içerisinde Rusya'nın da kendi etkinliğinin ortaya koyacağını, Amerika'nın da ortaya koyacağını düşünüyorum.

        "KADIN CİNAYETLERİYLE İLGİLİ YENİ BİR ANLAYIŞ ORTAYA KOYUYORUZ"

        Türkiye'de bireysel silahlanma düşüşte. Bu tip silahlarla yapılan cinayetler ve asayiş olayları da yukarıdan aşağıya düşüşte. Neden bireysel silahlanmalarda düşüş yaşanıyor? Ruhsatsız silahlarla olan olaylarda geçen yıl ortamaların aynısı. Ruhsatsız silahlarla ilgili de önemli tedbirler aldık. Kurusıkıların bazılarını yurtdışına taşıyıp, çevirebiliyorlar. İran ve İngiltere bu konuda bizden çok şikayetçi. Haklılar da. Biz de buna tedbir alıyoruz. Özellikle internetten satılan silahlarla ilgili yoğun mücadele veriyorlar. Kargoyla ilgili ciddi tedbirler alındı. Devlet olarak düğünlerde, diğer noktalarda, özellikle maç çıkışlarında silah atışlarıyla ilgili bunu kullanmayın diye kendimize ait uyarılarımız sözkonusu, genelgeler sözkonusu. Kadın cinayetleri konusunda geçen yıl trend olarak aşağı düşüşü yakalamıştık. Maalesef sadece bizde değil Fransa'da ve Almanya'da artış var. Şimdi bir yüzde 27 civarında artış var. Emniyet camiası da dahil olmak üzere yepyeni bir anlayış ortaya koyuyoruz.

        "DHKPC'DE 4-5 İTİRAFÇI YAKALADIK ÖRGÜTÜ BİZE VERDİ"

        Terör örgütleri bu tip zamanları kendilerine yönelik bir eylem alanı olarak görürler. Sadece PKK değil aynı zamanda DHKPC, TKPML, MLKP gibi örgütlerin tamamı bir fırsat kollarlar, eğer açık verirseniz. DHKPC terör örgütüyle ilgili Türkiye hiç olmadığı kadar iyi noktada. İki tür yapılanması var. Kırsal yapılanmasını bitirdik. Romantik bir şekilde bir yere çıkmak istiyorlar, kolay değil. Şehir yapılanması konusunda DHKPC terör örgütünü ayakta tutan örgütün avukatlarıdır. Ne zaman örgüt avukatlarına yönelik operasyon yapıldı örgüt kabiliyetini kaybetti. Bu avukatlar örgütün bütün uluslararası bağını, kırsal, şehir bütün bağlarını kuruyorlardı. Çok uzun zamandan beri ilk kez DHKPC'nin içinde finans alanı dahil olmak üzere, operasyon alanı dahil olmak üzere çok iyi işler söktük. 4-5 tane iyi itirafçı yakaladık ve bütün örgütü bize verdiler. Bunlar canını sıkan örgütler. Zaman zaman yaptığı eylemlerle de canımızı da acıtan örgütler.

        "HAREKETE GEÇMEK İSTEYEN OLABİLİR AMA TAKİPTEYİZ"

        Cesametleri PKK kadar olmasa da ağları, romantikleri maalesef bu örgütlerin MLKP ve DHKC'nin kendilerine ait özgün yapıları var. Devlet içinde birtakım yerlere gelmiş birtakım insanların da bunları sempatisi var. Bir dönem korkutmuşlar, sindirmişler. Allah'a şükür Türkiye onu aştı. MLKP biraz daha etkili bir örgüt. Operasyonel anlamda etkili bir örgüt. Eskişehir'de ölü ele geçirilen Fırat olanı terörist olarak iyi yetişmiş bir adamdı. Onun kamuoyuyla paylaşmadığı bir eylemi sözkonusuydu. Tam 5-5,5 ay Adana'da kendini gizleyerek bu eylemi hazırladı. Ama onlar da kırsalı kaybetti. Şehir içinde operasyonları var. İzmir, Bursa, İstanbul biraz daha sınır şehirleri içinde operasyon yapmayı severler. Kabiliyetlerinde ciddi bir sıkıntı yaşadıklarını görüyoruz. Bu süreç içerisinde eyleme geçmek isteyebilirler ama biz de takipteyiz. Analiz kabiliyetimiz çok yüksek.

        "FETÖ İLE PKK ARASINDA ÇOK NET BİR İLİŞKİ VAR"

        Burada FETÖ bize çarığımızı ters giydirirdi. Ava giderken avlanırdık, büyük bedeller öderdik. Bu ilişkilerin tamamını kurmuşlar. FETÖ, PKK arasındaki ilişki çok net bir ilişki. Bunu sağlamışlar. Bugün aynı rahatlıkta olamayabilirdik. Şu anda Emniyet'in jandarmanın, sahil güvenliğin yapmış olduğu operasyonlar var. Birçok operasyon yapıyoruz kimseye haber verilmiyor. DHKPC'nin üst düzey teröristlerin tamamını temizledik. MLKP'nin önemli bir bölümünü temizledik. DHKPC adam bulmakta zorlanıyor. FETÖ bizim için hala devam eden bir tehlike. Bu tehlike nerededir? Türkiye'de eylem, hareket oluşturma kabiliyetleri oldukça zayıfladı. Şu andaki istihbari kabiliyetimizin içerisinde. Örneğin bir ankesör işi yapıldı. Yüzde 42 buradan itirafçı çıktı, 'bu işi yaptık' diyen. Dünyada hiçbir soruşturmada bu oranda adam çıkmaz.

        "FETÖ MESELESİNE HALEL GETİRİLMEYECEK ŞEKİLDE ÇÖZERİZ"

        Adalet Bakanlığı ile birlikte ortalama ayda bir biraraya geliriz. FETÖ meselesi bizim için bir başlıktır Adalet Bakanlığı ile. Bütün operasyonları, ankesör değil, gaygubet evleri operasyonları dahil olmak üzere ne noktadayız? Yargısal eksiklikler, bizim eksikliklerimizin tamamına bakarız. Bizim tarafımızda da, o tarafta da eksik olan işler olabilir. Ama bütün bunlar bizim masamızda konuşulur. FETÖ meselesine halel getirmeyecek şekilde çözüme kavuşturulur. Adalet Bakanlığı, TSK ve MİT'le ortak çalışmalarımız var. Bu entegrasyonu kurumlar arasında iyi işlettiğimizi düşünüyoruz, özellikle 15 Temmuz'dan sonra.Bazen itiraz ettiklerimiz oluyor. Bizim arkadaşlarımız da üzülüyor, 'adamı yakalıyoruz nasıl buraya geliyor' diyorlar.

        "KADİROVA OLAYINI ADIM ADIM TAKİP EDİYORUM"

        Benim evimde çalışan insan var. Allah muhafaza, böyle bir işle karşılaşacağım diye ödüm patlıyor. Böyle bir olay var, bu olayla ilgili polisin, adliyenin, otopsinin, adli tıbbın kendine ait sorumlulukları var. Bizi Aysel Tuğluk'un cenazesinde suçladılar. Olayı öğrenir öğrenmez oraya koştum. İçişleri Bakanı gece yarısı mezarlığa gidip müdahale etme örneği var mı? Ben olay olur olmaz Ankara Emniyet Müdürü'nü oraya gönderdim. Adım adım takip ediyorum. Bu söylediğiniz yapılan açıklamalarda bu intihar etmedi, öldürüldü deniyor. Zinhar böyle bir şey yok. Bunların hepsi yalan. Olaya 9 dakika içerisinde geliyor. Ardından 112 geliyor. Kendi kendine öldüğü, odanın içerisinde başka bir parmak izinin olmadığı belirlendi.

        "PKK TERÖR ÖRGÜTÜ KADINI İSTİSMAR EDEN BİR ÖRGÜTTÜR"

        Bundan kısa bir zaman dilimi önce biraraya gelmiş olsaydık da HDP'nin önünde çocukları PKK'ya gitmiş annelerin oturup, 'Burası gönderiyor' deselerdi 'böyle bir şey olmaz' derdik. Ben orada oluşan iklimi biliyorum. 40 yıldır bir birikim bu. Buradaki insanları kardeşlerimizi bizden ayırabilmek için bir iklim oluşturmuşlar. Ben onlarca defa bu tablolarla karşılaştım. Bir annenin 'ne olursun sen kudretli adamsın çocuğumu kurtar' diyordu 2015 yılında. Türkiye Cumhuriyeti devleti 'silahları bırakın, bu iş bitsin' dedi. Bana göre iyi ki bu dönemi gördük. Aynen Kıbrıs'ta Annan Planı gibiydi bu. Güney Kıbrıs'ın nasıl bir pozisyon aldığını dünya gördü. Şimdi biz ne söylersek haklı pozisyona geçiyoruz. Geçen Hikmet Çetin geldi bana. 'Dışişleri Bakanı iken bana bir soru sordular. Dediler ki, 'bu insanlar köylerini niye terk ediyorlar'. Ben de bir cevap verdim 'Köylerini terkediyorlar da Almanya'ya mı gidiyorlar, İzmir'e, Bursa'ya İstanbul'a geliyorlar. Ben de Kürdüm. Bunlar bizim kardeşlerimiz' demiş. Bu kadar açık ve net. Bu iklimi oralarda oluşturmuşlar. PKK terör örgütü kadını istismar eden terör örgütüdür. Kadının meşruiyetini uluslararası alanda istismar etmek için kurgulanmıştır. PKK terör örgütü özellikle Doğu ve Güneydoğu'da kız çocukların muhafazakar alanda karşılaştıkları süreçleri istismar ediyor, 'seni özgürleştireceğim' diyor.

        "PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KADINLAR BİTİRECEKTİR"

        Ağrı'da 165 bin genç bilgisayar üzerine kodlama eğitimi alıyor. Bir daha PKK terör örgütü düşünür mü? Anneler bana şunu söylüyordu, 'Çocuklarımızı dayılarına ve amcalarına göndermek istemiyoruz' diyorlar. Oraya giden öğretmenler hepsi benim kahramanım. Orada boş ders olmuyor. Çocukları geleceğe ait önemli ideal yükleniyorlar. Bu işin acısını çekmiş insanlar orada ses çıkaramıyorlardı, ilk kez orada ses çıkarıyorlar. Bu bir anne çığlık. Bu terör örgütünü kadınla bitirecektir.

        "PASAPORTLARDA BAZILARI İÇİN İNİSİYATİF KULLANDIK"

        KHK ile beraber bir kanun yazılmış. Diyor ki, "KHK'dan ihraç edilenler pasaportu iptal edilirler ve yurtdışına çıkamazlar" Niçin böyle karar verdik? 15 Temmuz'dan sonra yurtdışına çıkış sözkonusu olabilseydi bunların büyük bölümü kaçacaklardı. Bu yasalaştı. Sonra bunların bir bölümü hala KHK'dan ihraçlar, bir kısmının kovuşturması, soruşturması devam ediyor. Bunu rahatlatacağız. CHP'li milletvekilleri vardı. İnisiyatif aldık ve verdik pasaportu. Hepsine aynı inisiyatifi kullanabilmeye sahip değilsin. Bizim niyetimiz iyi niyettir. Belki o üniversitelerden ihraç olmuştur örgütsel bir bağı sözkonusu değildir.

        "ÖNÜMÜZDEKİ BİR İKİ AY İÇERİSİNDE POLİS ALIMI YAPACAĞIZ"

        Polis alımlarında renk körlüğüyle ilgili olarak bu konuda özel ve hassas bir şekilde çalışacağım aynı zamanda yurtdışında karşılaştırmalarını yapacağız. Üniversitelerle çalıştık, önümüzdeki günlerde açıklamasını yapacağız. Şu anda 8 bin 500 bekçi, 3 bin kadın polisimiz var. Karakollarda güven masası kurduk. İlkeler koyduk. Orada kadın polisler olacak. Karakola gidildiği zaman ilk müracaat kadın polisler olacak. 3 bin polis aldık, sadece bu işi yapacaklar. Bir iki ay içerisinde polis alımları yapacağız.

        REKLAM
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa