Son dakika haberi TBMM Başkanı Şentop'tan anayasa mesajı
TBMM Başkanı Mustafa Şentop "Yeni bir anayasayı tartışmak ve bunu yaparken sadece aritmetik hesaba göre değil, Meclis'teki tüm partilerin bu tartışmanın içinde olması doğru olacaktır" dedi
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Yeni bir anayasayı tartışmak ve bunu yaparken sadece aritmetik hesaba göre değil, Meclis'teki tüm partilerin bu tartışmanın içinde olması doğru olacaktır." dedi.
TBMM Başkanı Şentop, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Anayasa değişikliği tartışmaları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Şentop, anayasanın 12 Eylül 1980 darbesinden sonra, 1982'de yürürlüğe girdiğini söyledi.
Anayasanın birçok maddesinin değiştiğini anımsatan Şentop, anayasanın ilk hazırlandığı döneminin izlerini, başlangıç bölümünden başlamak üzere çeşitli maddelerinde taşıdığını kaydetti.
Şentop, "Üzerinden çok uzun zaman geçti. Bu bakımdan yeni bir anayasayı tartışmak ve bunu yaparken sadece aritmetik hesaba göre değil, Meclis'teki tüm partilerin bu tartışmanın içinde olması doğru olacaktır." ifadelerini kullandı.
Şentop, 2011 seçimlerinden sonra bir uzlaşma komisyonu oluşturulduğuna, kendisinin de bu komisyonda AK Parti'yi temsilen yer aldığına işaret ederek, yaklaşık 60 madde, anayasanın yarısı veya biraz daha fazlasında, hüküm bazında tam mutabakat sağlandığını anımsattı.
Şentop, "En azından, tam mutabakatla anlaşıldığı için anlaştığımız maddeleri geçirelim." çağrısında bulunduklarını ancak önce "evet" diyenlerin, sonra "hayır" dediğini aktardı.
TBMM Başkanı Şentop, "Yeni anayasaya tartışması, Türkiye'de birçok tartışmayı anayasa içerisinde düzenlenen hükümler, kurumlar bakımından içinde barındırdığından bence böyle bir çağrı gerçekten heyecan verici. Daha önce bu işlerin içinde bulunmuş, iki yıla yakın bir emek sarf etmiş biri olarak daha bunu büyük heyecanla karşıladım." diye konuştu.
Meclis Başkanı olarak, bu konuda bütün partileri bir araya getirmek, yeni bir uzlaşma komisyonu kurmak konusunda inisiyatif alıp almayacağına ilişkin soru üzerine Şentop, partilerin tutumlarını görmeleri gerektiğini, bütün partilerin görüşlerinin ortaya çıkmadığını belirtti. Şentop, "Olursa çok iyi olur." dedi.
Anayasa değişikliğinde nerelere dokunulmak gerektiğinin sorulmasına Şentop, "Yeni anayasa, yepyeni, tamamen şu anki anayasada bulunmayan hükümlerden oluşan bir anayasa anlamına gelmiyor. Birçok konuda yerleşik hükümler var, değişmeyecek hükümler var, uzun süredir yürürlükte olduğu için benimsenmiş, yerleşmiş hükümler var. Önemli olan anayasanın paradigması, halk tarafından seçilmiş bir Meclis tarafından yapılması. Usulüne göre seçilmiş bir Meclis tarafından yapılması." karşılığını verdi.
Şentop, sistemle ilgili revize edilecek noktaların olup olmadığına ilişkin soruyu, "Mutlaka değişmesi gereken, bu sistemin işleyişiyle ilgili şu noktalarda sorun var diyebileceğimiz, anayasa hükümleri bazında düzenlemede bir sıkıntı, bir zorunluluk görmüyorum. " diye yanıtladı.
"Partili Cumhurbaşkanlığı" eleştirilerinin anımsatılması üzerine Şentop, bunu, "Tekerlekleri olan araba" tartışmasına benzetti. Şentop, arabanın zaten tekerleklerinin olduğunu ifade ederek, "Başkanlık sisteminde, cumhurbaşkanı, başkan zaten partilidir." değerlendirmesinde bulundu.
Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, sistemi tartışmak için önce Siyasi Partiler Kanunu'nu değiştirmek gerektiği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Şentop, "Siyasi Partiler Kanunu'nu yeniden ele almak hatta yepyeni bir Siyasi Partiler Kanunu yapmak gerekir." ifadesini kullandı.
Şentop, ancak sistem tartışmasının bir ön şartı olarak kabul etmenin, mümkün olmadığını vurguladı.
ANAYASA MAHKEMESİ'NE TEPKİ
Anayasa Mahkemesi kararını okuduğunu, 37 sayfa, uzun bir karar olduğunu anlatan Şentop, kararda hukuki bölümler, görüşler bulunduğunu, prensip olarak katıldığını bildirdi.
Şentop, Anayasa Mahkemesi kararlarının, gerek anayasaya göre gerek Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Yargılama Usulleri Kanunu'na göre bağlayıcı olduğunu, bunda bir tereddüdün bulunmadığını ifade etti.
Diğer mahkemelerin buna uyması gerektiğini vurgulayan Şentop, "Kararın doğruluğu yanlışlığı ayrı bir tartışma konusudur. Anayasa Mahkemesinin ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik verdiği kararın, yani yeniden yargılama kararına uyulması gerekir. Bu karar sonucunda da yerel mahkemenin, yeni Anayasa Mahkemesi kararında gösterilen durma kararını vermesi gerekir. O zamanda söyledim, bugün de bunu söylüyorum." diye konuştu.
"SİYASİ BİLDİRİ DİYEBİLECEĞİMİZ BİR BÖLÜM VAR"
Şentop, Anayasa Mahkemesi kararında bir de "siyasi bildiri" diyebilecekleri bir bölüm bulunduğunu, bunun Meclis ile ilgili kısım olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kararın hüküm kısmı dediğimiz şey, 140. paragrafta var. Orada açıkça 4 şey söylüyor: Yeniden yargılama yapılmalı, infazın durdurulmasına karar verilmeli, hükümlü statüsünün kaldırılması ve yargılama süreciyle ilgili durma kararı verilmesi. Bunlar 14. Ağır Ceza Mahkemesine, neyin, nasıl icra edileceğine dair, hak ihlalinin nasıl ortadan kaldırılacağına dair verilen, Anayasa Mahkemesi tarafından bir hüküm. Bununla ilgili tereddüt yok. Gerek anayasa, gerek atıf yaptığı Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Yargılama Usulleri Kanunu, bu konuda Anayasa Mahkemesine iki yetki veriyor: Hak ihlali var mı yok mu bunun tespiti, ihlal varsa bunun nasıl giderileceğine dair bir hüküm. Bu bazen, nasıl giderileceğine idareye bırakabilir bazen de nasıl giderileceğini açık şekilde yazabilir. Burada açık şekilde, mahkemeye nasıl giderileceğine dair bir hüküm vermiş. Anayasa Mahkemesi orada kalmıyor, daha sonra: 'anayasa ve kanunlara mahkemelerin uyması konusundaki hususlarda bütün kamu kurumlarına görevler düşmektedir...' Bütün devlet kurumlarına, başta TBMM ve HSK olmak üzere, bütün kamu kurumlarının anayasa ve hukuk kurallarına uyması konusunda, mahkemeyi demek istiyor, ikaz etmesi veya ne gerekiyorsa yapması lazımdır gibi bir hüküm veriyor. "
"Anayasa Mahkemesi, tabiri caizse bir çağrı yapıyor, 'hep beraber bu işe sahip çıkalım' gibi bildiri yapıyor." diyen Şentop, bunun Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri arasında olmadığını söyledi.
Şentop, "TBMM'ye bu şekilde tembihte, nasihatta bulunması, öğüt vermesi, Anayasa Mahkemesinin çok açık bir yetki aşımıdır. Bu kararı, bir siyasi bildiriye dönüştüren bir kısmıdır bu." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de zaman zaman görevini yapmayan kurumlar olabileceğini, yargı kurumlarının da yanlış yapabileceğini dile getiren Şentop, ancak bir hukuk kuralı ihlali veya hukuka aykırılık söz konusuysa bunu gidermek için başka hukuka aykırılıklar içine girmeye gerek olmadığını kaydetti.
Hukuka aykırılıkları, hukuk düzeni içinde giderdiklerini, bunun bazen zaman alabileceğini ifade eden Şentop, "Hukuk sistemi ve hukuk kuralları içinde bu hukuka aykırılığı gidermek mümkün. Herkesin yapması gereken de budur. Bir hukuka aykırılık var diye, bu hukuka aykırılığı başka yeni hukuka aykırılıklar geliştirerek yapmak, yeniden ayrı sorunlar ortaya çıkartıyor. Haklı pozisyondaki birtakım kararları da bazı açılardan haksız pozisyonlara düşürüyor." diye konuştu.
"ANAYASA MAHKEMESİ AÇIKÇA YAZMALI"
TBMM'ye yönelik, bu kararla ilgili olarak bir ihlalin giderilmesine yönelik bir hükmün olmadığına dikkati çeken Şentop, TBMM'ye, "Bu kararın uygulanması için hep beraber, bütün kurumlar destek verelim. Harekete geçelim." denildiğini söyledi.
Şentop, Anayasa Mahkemesinin, TBMM bağlamında ne dediğini sorarak, "TBMM, bu Anayasa Mahkemesi kararına uymayan mahkemeyi, bir kanunla kaldırsın mı? Anayasa Mahkemesinin bu kararını okutmak suretiyle Sayın Berberoğlu'nun dokunulmazlığının iadesi mi söz konusu olabilir? Ki bunlar beni kanaatimce anayasa ve mevzuata göre mümkün değil. Anayasa Mahkemesi, eğer bunları söylüyorsa, açıkça yazmalı. " değerlendirmesinde bulundu.
"MAHKEMEYE YAZI GÖNDERECEĞİZ"
TBMM Başkanı Şentop, Anayasa Mahkemesinin içtüzüğünün tavzih veya maddi hatanın düzeltilmesi başlıklı 82. maddesi doğrultusunda Anayasa Mahkemesine bugün ya da yarın bir yazı göndereceklerini bildirerek, "Meclisin adını geçiriyorsun bir cümlenin içinde ama Meclis sana göre ne yapmalı?" diye sordu.
Anayasa Mahkemesi kararında, kesin hükmün ne zaman ortadan kalkacağına dair hiçbir cümle bulunmadığına işaret eden Şentop, şunları kaydetti:
"Eğer Anayasaya Mahkemesinin kararı, nihai bir kararsa bu konuda, bunu ortadan kaldıracak bir kararsa eğer, doğrudan Meclise göndersin, biz de okuyalım Mecliste ve dokunulmazlık, milletvekilliği tekrar kazanılsın. Bu kararda mahkeme 37 sayfa yazmış ama şunu söylemiyor; mesele şu, milletvekilliği nasıl düştü, kesin hükmün Genel Kurula bildirilmesiyle. Bir kesin hüküm olacak bunun için öncelikle ve bu kesin hüküm Genel Kurula bildirilecek. Tersi nasıl olabilir? Tersine dair bir düzenleme yok anayasada. Ama en azından hukuk mantığına göre; bir kesin hüküm ortadan kalkarsa, o zaman kesin hükme bağlı sonuçların da ortadan kalkabileceğini düşünebiliriz. Dolayısıyla kesin hüküm ne zaman ortadan kalkacak? Buna dair hiçbir cümle yok Anayasa Mahkemesi kararında. Eğer kesin hüküm, Anayasa Mahkemesinin bu kararıyla kalkıyorsa Anayasa Mahkemesi niye uğraşıyor o zaman '14. Ağır Ceza Mahkemesine bir daha göndereyim de bu dört şeyi yapsın' diye niye uğraşıyor. Kendi kararıyla bu kesin hüküm kalkıyorsa Meclise göndersin, biz de kesin hükmün kalktığını Genel Kurula okutalım ve sonuç alınsın. Anayasa Mahkemesi bu fikirde olmadığı için uzun uzun anlatıyor ve tekrar 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderiyor, 'Durma kararı ver. Kesin hükmü sen kaldır' diyor. Bu demek ki Anayasa Mahkemesinin yetkisinde değil kesin hüküm. Bunu kararında uzun uzun, açık açık anlatmış olmasına rağmen kalkıp da TBMM'ye de 'hep beraber bu işe sahip çıkalım' gibi bir talepte, tavsiyede, tembihte bulunmasını çok yadırgadığımı ifade etmek isterim. Haklı pozisyondayken bu, bir kararı bence bir açıdan ciddi ölçüde yaralıyor. Ben bu anlamda bir tavzih, bir açıklama, ne demek istiyor, TBMM ne yapması gerekir bunu açıkça yazması konusunda, eğer öyle değil de buradaki ifadeler bir hata sebebiyle veya düşünmeden konulmuşsa onun düzeltilmesi konusunda bir yazı yazacağız, göndereceğiz."
TBMM Başkanı Şentop, Enis Berberoğlu'nun dokunulmazlığı yeniden kazanması için kesin hükmün ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.
Durma kararı verildikten sonra bunun usulüne göre Adalet Bakanlığına ve Meclis'e gelmesi gerektiğini belirten Şentop, "Çünkü durma kararı vermesi, dokunulmazlığının var olduğunu kabul etmesi; dokunulmazlığın var olduğunu kabul etmek de milletvekilliğinin mevcudiyetini kabul etmek anlamına gelir. Meclis de bunun gereğini o zaman yapacaktır. Meclis'e kesin hükmün ortadan kalktığına dair bir karar gelmesi ve bunun Genel Kurulda okutulması gerekir. Bu söylediğim tamamen bir yorumdur. Bu konuyla ilgili hukuki düzenlemelerde bulunmadığını, İçtüzük ve Anayasa'da düzenlenmiş bir konu olmadığını da ifade etmek isterim. " diye konuştu.