Son dakika haberi Başörtüsü anayasa teklifi Meclis'te
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Anayasa değişiklik teklifimizi 336 milletvekilinin imzasıyla sunuyoruz" açıklamasında bulundu. Zengin Meclis'te yaptığı açıklamada, "Bizim bu konuya yaklaşımımız siyasi bir perspektiften değildir. Başörtüsü ile ilgili düzenleme ancak anayasa ile güvence altına alınır. Tersine olması hukukun mantığına aykırıdır" dedi. Zengin ayrıca, "Gelin bu anayasa değişikliğine destek verin. Mesele çözümse referandum olmadan çözelim" ifadelerini kullandı. Zengin, 6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar olayı hakkında da, "TBMM'de araştırma komisyonu kurulacak" yanıtını verdi
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Anayasa değişiklik teklifimizi AK Parti, MHP ve BBP'den 336 milletvekilinin imzasıyla sunacağız" açıklamasında bulundu.
Özlem Zengin'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle; "Türkiye'de sadece başını sayısal olarak örten kadılar değil, başını örten veya örtmeyen milyonlarca aileye temas esen bir meseleden bahsediyoruz.
"MİLYONLARCA KADIN GELECEĞİNDEN VAZGEÇTİ"
Bu anayasa teklifi Meclis'ten geçse de biz hepimiz geçmişte yaşananları konuşmaya devam edeceğiz. İkna odalarından geçen arkadaşlarımız var. Onlara siz inandığınız için değil siyaseten başınızı örtüyorsunuz diyorlardı. Bizler de 'biz inandığımız için başımızı örtüyoruz' diyorduk.
Binlerce milyonlarca kadın geleceğinden vazgeçti. Bu konu ile ilgili en çok arzu ettiğimiz şey anlaşılmaktır. Bütün arkadaşlarımız biliyor ki Türkiye'de başörtüsünü yasaklayan bir kanun yok. Sorun bazı temel haklardan istifade etmek isteyince ortaya çıkıyor. Yani eğitim hayatımızda meslek hayatımızda sorunlar yaşıyorduk.
"SİYASİ PERSPEKTİFTEN BAKMIYORUZ"
AK Parti'nin inşasında var bu konuya dair yaklaşımlarımız. 2008 yılında AK Parti ve MHP bir araya gelerek bir anayasa değişikliği teklifi yaptı. Bu teklif referanduma gitme ihtiyacı duymadan Meclis'ten geçti.
O zaman bir araya gelerek eylemler yaptılar. AYM'ye iptal davası açtılar. Yetmedi AK Parti'ye bir kapatma davası açtılar ve bir oyla AK Parti kapatılmadı.
Oysa bu bizim hayatımız. Hayatımızın gerçeği. Sivil siyasetin de etkisiyle fiilen bu yasaklar zaman içerisinde hafiflemiştir.
Peki anayasa değişikliğine gerek var mı? Bunun cevabı aslında hayır. Yani başı açık kadınlar için böyle bir şey yokken neden başörtülü kadınlar için gerekli olsun. Peki neden bir anayasa değişikliği teklifi yapıyoruz?
Bizim bu konuya yaklaşımımız CHP gibi siyasi bir perspektiften değildir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan partisinin kapatılmasını göz önüne alarak 2008 yılında bu çalışmayı yaptı. Bizim siyasi yaklaşımımız milletin değerlerini devletin değerleri ile bir araya getirmektir.
"ANAYASA TEKLİFİNE DESTEK VERİN"
Başörtüsü ile ilgili düzenleme ancak anayasa ile güvence altına alınır. Tersine olması hukukun mantığına aykırıdır.
Bu teklif 50 yılda atılmış en büyük tekliftir. Gelin bu anayasa değişikliğine destek verin. Mesele çözümse referandum olmadan çözelim.
6 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA İSTİSMAR OLAYI
TBMM'de araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi. Öte yandan 6 yaşında bir çocuğun başına böyle bir şey geldiğinde bir insan çıkar mı bu normal diye. O yüzden Genel Kurul'da gelin toplanalım sadece failler değil bunların oluşmasına neden olan kimler varsa onları belirleyelim dedim."
İŞTE MECLİS'E SUNULAN BAŞÖRTÜSÜ ANAYASA TEKLİFİ
Hiçbir kadının temel hak ve hürriyetleri kullanması ile kamu veya özel kesimin sunduğu mal ve hizmetlerden yararlanmasının, başının açık ya da örtülü olması şartına bağlanamayacağını; evlilik birliğinin yalnızca kadın ve erkeğin evlenmesiyle oluşturulabileceğini öngören Anayasa değişikliği teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
AA'da yer alan habere göre teklif, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Fatih Mehmet Şekerin de aralarında bulunduğu 336 milletvekilinin imzasını taşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Anayasanın 24. maddesine, başörtüsüne anayasal güvence getiren hükümler ekleniyor.
Buna göre, temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamayacak.
Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamayacak, bu nedenle kınanamayacak, suçlanamayacak ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamayacak.
Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini, hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilecek.
EVLİLİK BİRLİĞİ ŞARTI
Anayasanın 41inci maddesinin, "Ailenin korunması ve çocuk hakları" şeklindeki birinci kenar başlığı, "Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları" olarak değiştiriliyor.
Ailenin toplumun temeli olduğunu düzenleyen maddeye, evlilik birliği şartı da ekleniyor.
Değişiklik teklifinin gerekçesinde, "Yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır. Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır." denildi.
TEKLİFİN GEREKÇESİ
Teklifin genel gerekçesinde, herkesin kanun önünde eşit olduğu; devlet organları ve idare makamlarının, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etme zorunluluğu bulunduğu belirtildi.
Gerekçede, devletin, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılmasının önündeki engelleri, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, kişinin maddi, manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamakla yükümlü olduğuna işaret edildi. Temel hak ve hürriyetlerin en önemlilerinden birinin din, vicdan hürriyeti olduğu vurgulandı.
Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının, kadınların başlarını örtme veya açma yönündeki tercihlerini de içerdiğine yer verilen gerekçede, "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti, kadınların bu noktadaki tercihlerini korumakla mükelleftir. Devlet ayrıca pozitif yükümlülüğünün bir gereği olarak, kadınların temel hak ve hürriyetlerini, söz konusu tercihlerine uygun olarak kullanmalarının ve kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmalarının önündeki engelleri kaldıracak, hukuk dışı ve ayrımcı uygulamalara maruz kalmalarını önleyecek tedbirleri alacaktır." denildi.
Türkiye'de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti bulunmadığına işaret edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Ülkemizin başı örtülü ve başı açık kadınları her türlü temel hak ve hürriyetini kullanabilmekte, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanabilmektedir. Ancak dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan kadınların; yasal ve idari düzenlemeler veya fiili uygulamalarla, insan onuruyla bağdaşmayan, Anayasaya aykırı, ayrımcı ve çağ dışı uygulamalara bir daha maruz bırakılmamaları amacıyla anayasal güvence getirilmektedir."
Ailenin, Türk toplumunun temeli olduğuna işaret edilerek, toplumun ve Türk Devletinin ancak güçlü aileyle, güçlü kılınabileceği belirtilen gerekçede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Anayasanın 41inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır."
BAŞÖRTÜSÜ ANAYASA TEKLİFİNE BU LİNKTEN ULAŞILABİLİRFotoğraflar: AA