Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe SON DAKİKA! Ali Koç tartışılan kararların nedenlerini açıkladı - Fenerbahçe Haberleri

        Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, kulüp televizyonu FB TV'de açıklamalarda bulundu.

        Sarı-lacivertli takımda kötü gidişin ardından geçtiğimiz hafta kaptan Volkan Demirel,Aatif Chahechouhe ile Nabil Dirar kadro dışı bırakılırken, antrenörlerTurgay Altay, Murat Öztürk ve Alper Aşçı’yla yollar ayrılmıştı. Ali Koç, Başakşehir maçı öncesi konuyla ilgili kısa bir açıklama yaparken bu kararların perde arkasını hafta içinde duyuracağını açıklamıştı.

        ALİ KOÇ'UN AÇIKLAMALARI:

        Fenerbahçe TV'de yeni yayın yönetmenimiz Tunç Elibol'a başarılar diliyorum.

        REKLAM

        Hayal kırıklığı ve sancı... Tahminimizden çok olumsuz bir tablo var. Yeniden yapılanma dedik, büyük hayallerden bahsettik. Riskler var, sancılı dönemler var, engeller var... Ama şu puan tablosunda olmamamız gereken yerdeyiz. Doğal olarak hocamız, sportif direktörümüz, yönetimimiz eleştiriliyor. Anlayışla karşılıyorum. Taraftarımızı etkiliyor. Camiamızı etkisine aldı. Doğaldır. Ne kadar büyük camia olursanız olun, top çizgiyi aşmayınca yaptıklarınız göz ardı ediliyor. Hatalar yapmadık mı, tabii ki yaptık. Yaptık, yapacağız. Bu işin okulu yok, tecrübeyle kazanıyorsunuz. Pozisyonlandığı gibi, algı gibi, zincirleme hata olduğunu düşünmüyorum.

        3 maç var ki top bir kere gelmiş gol olmuş. Buradan 6-7 puan kazansak çok farklı konuşuyor olacaktık. Bu yolda iyi oynamayınca da kazanabilmek önemli. Şans yanımızda olmadı. O 2-3 maçta 6 puan çıkarsak bambaşka konuları konuşacaktık. Beşiktaş ve Başakşehir'i ağırladık. Kora kor mücadele ettik, bana sorarsanız galibiyeti kaçıran bizdik. 8 maçta 8 puan... Sıkıntılı dönem... Bunun içinden çıkacağız

        Neyi devraldığımızı unutmayalım. 7-8 haftadan ibaret değil Fenerbahçe. Biz hayal satmadık, uzun soluklu projeden bahsettik. Bundan çok daha iyisini yapacağız. Şüpheniz olmasın. Fenerbahçe yeniden yapılanma adına ne dendiyse yapıyor. Gençleştirme, finans, ücret düşürme dedik. Bunları da yaptığımızı düşünüyorum. 2 maçta farklı olsa farklı konuşurduk.

        11 transfer yaptık. Hem gençleştik hem ücretleri düşürdük. Transferler için çok erken diyorum. Zaman gösterecek. Lugano'yu hatırlayın, belki efsane olacak kadar oynamadı ama çok önemli bir isim. Geldiği zamanı hatırlayın. Zaman içinde gördük.

        Skor medyacılığı, skor taraftarı olunca olumsuz sözler söylenebiliyor. Olumlu olarak da geçerli bunlar. Kısa vade üzerinden yorum yapmak istemiyorum. Hayal kırıklığını, kızgınlığı anlıyorum. Bir suç varsa başta benimdir. Aynı noktadayım.

        Fenerbahçe'nin kendine has sıkıntıları var. FFP mesela. 25 milyonluk satış yaptık. Josef ve Giuliano'yu hoca bırakmak istemedi. Büyük transferler yapmadık. Biz de biliriz para harcayıp ses getirmeyi. Önemli olan bugün değil, orta ve uzun vade. FFP'ye uymak zorundayız. FFP olmasa dahi kulübün durumu nedeniyle bunu uygulamalıyız. Transferlere sabredilmeli. 25 milyona satış yapıp 12-13 milyona 11 futbolcu aldığımız için ben taraftarlardan daha sabırlıyım.

        Fenerbahçe'nin ana rakipler aksine basketbolda 30 milyon euro bütçe var. İnşallah bu sene de kupayı alacağız. Fenerbahçe Üniversitesi var. Hala ne yapacağımızı bilmiyoruz. Her ay 750 bin lira, kasımdan itibaren 2 milyon lira masrafımız var. Banka borçlarımız var. Taze kaynak girdi. SPK'ya da teşekkür ediyorum. Sponsorluklarımız belli oldu. Sivas maçına sponsorlarımızla çıkacağız. Önümüzde çok engel var. Sabır istiyorum tekrar.

        Beşiktaş, Başakşehir maçlarındanki performanstan memnunum. Zagreb ve Rize kabul edilemez. Bunun dışında üstüne koyarak ilerliyoruz. Umarım kasım ve aralıkta çok mutlu olacağız.

        FFP'den dolayı 25'e kadar kullanabilirdik, 2 satış çok sonra oldu. Finansal sorumluluk açısından burada çok daha temkinli davranıyoruz.

        Taraftarımızın üzgün, kızgın olmasını gayet iyi anlıyorum. 7 yaşımdan beri maçlara gidiyorum, onları anlıyorum. Hatta zaman zaman fazla taraftar gibi davrandığım için eleştiriliyorum. Samimi olanlara kulak veriyorum. Benim kabul edemediğim bir şey var. Tepki veriyorum, vereceğim. Çubuklu sahada mücadele ettiği zaman yuhalamak, olumsuz tezahüratte bulunmak, girene yuh, çıkana yuh... Alışık olmadığımız bir şey. Geçen sezon seçim süreci boyunca çok tenkit ettim. Hala ifade ediyorum. Ben bu tutumu reddediyorum. Birkaç sezondur görmeye alışık olduğumuz ortam. 4 sezondur başarı yok, belki ondan dolayı bu sene daha çok tepki var. Bir tane Fenerbahçe var. Her anlamda sahip çıkmamız lazım. Bekleyin maç bitsin. Maç berabere 87'de ıslık var... Bu sadece Fenerbahçe'ye zarar verir. Bunu her şekilde kınıyorum. Aynaya bakınız, belki haklısınız ama böyle tepki vermekte haklı değilsiniz.

        Bu kulübün gerçek sahibi taraftardır. Bunda değişen bir şey yok. Ne biz, ne başka yönetim anlık, kısa vadeli tepkilerle, tezahüratlarla kulübü yönetemeyiz. Böyle olmamalı. Biz yola çıktık, yol haritası çizdik. Tabii ki arada zigzag olacaktır. Ana hedef değişmemiştir. 5-6 puan daha alsak bu kadar umutsuzluk olmayacaktı. Ben ve yönetim kurulu inançlıyız. Bu yolda da devam edeceğiz. Sporcuların başarılı olacağı ortamı yaratmalıyız.

        Bugün görmüşsünüzdür, Buffon diyor ki hayatımda unutamadığım 3 stat var, birisi de Fenerbahçe. O günlere dönelim. Olumsuz tezahürat çok ama çok olumsuz etki yapıyor.

        ERSUN YANAL AÇIKLAMASI: PLANLARIMIZ ARASINDA YOK

        Dün olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacağını düşünüyorum. Ersun Yanal planlarımız arasında yok. Ne kendisiyle konuştuk, ne de konuşmayı düşünüyoruz. Spor medyasında bir tarz var, istediğini öne çıkarmak, istemediğini karalamak. Medyada bir kampanya var. Tribünlerin etkilenmesini normal buluyorum. Anlayışla karşılıyorum. Olmayacağını söylüyorum. Benden sonra ne olur bilmiyorum ama bunun pek bir faydası olmuyor.

        GİDEN ANTRENÖRLER: VERİLERİ SIZDIRDILAR

        En uzun bölüm bu olacak. Ben geçen hafta salı günü bir şeyler yazdım. Değişime direnç olanlar olduğunu söyledim. Neyin ne olduğunun farkında olan bir anlayışla söyledim. Bizim tespit ettiğimiz, çok rahatsız olduğumuz gelişmelere tanık olduk. Cuma açıklama yaptık. Sonra doğal olarak herkes öfkelendi. Olumlu karşılayanlar da oldu. Niye detaylar anlatılmıyor dendi. Bilerek yaptık. Bunu da plan çerçevesinde yaptık. Söz konusu kişiler ne diyecek diye bekledik. Tabii ki anlatacaktık. Görmüş olduk herkesi. Dostu-düşmanı tanıdık.

        Söz sırası bize geldi... Öncelikle sezon başına gelelim. Aykut hocamızla görüşmelerimiz oldu. Hoca değiştirmeye karar verdik. Bugünki durumda yaptığımız, yapmadığımız birçok aksiyonun etkisi olmuştur. Bu anlatacağım şeyin çok büyük etkisi olmuştur. Nelerle mücadele ettiğimizi anlamanız için bu konuyu detaylı giriyorum.

        Şimdi Ali Bey hocaları kullanıyor falan demesinler. Düzen değiştirmeye geldik. Bazen üzüleceğimizi biliyoruz, hiçbir zaman pes etmeyeceğiz. Bu olay bizi demoralize etti.

        Aykut hocayla teknik ekibini konuştuk. Ekibin gayet iyi olduğunu ifade etti. Keza Damien Comolli de teknik ekiple konuştu. Raporu son derece olumluydu. Biz yumuşak bir geçiş için orta vadede mantıklı olduğunu düşündük. Aykut hocamızla konuştuğumuz zaman, dedi ki ne olur onların hakkını koruyun. Tabii ki dedik. Sezon açılmasına bir gün kala bu ekip istifa etti. Ben de hocayı aradım. Yanlış anlaşılma mı var acaba diye. Sonra devam edildi. Buraya bu kadar sene emek vermiş insanları sadece katma değer olur diye düşündük. Hocamız da olumlu referans vermişti. Burada 4 ayın sonunda baktığımız zaman keşke o zaman el sıkışıp ayrılsaydık diye konuştuk. Biz ne yapmaya çalıştıysak bir dirençle karşılaştık. Gelişime fazla açık olunmadığını gördük. Eski düzenin daha iyi olduğunu düşündüler.

        Biz 28 haziranda başlıyoruz. Yeni ekip arayışına başladık. Arda Keskin adında bir arkadaşımız salon çalışmaları için görevlendiriliyor, ilerleyen haftalarda başarısız bulunuyor. Sonra yollar ayrılıyor. Ekipteki birkaç kişiye olumsuz etki yapıyor. Bu arkadaşlar kendilerine verilen konularda aksaklık yapıyor. İlerleyen günlerde Erwin Koeman geliyor. Turgay Altay'ın bazı yetkileri Koeman'a veriliyor. Bundan sonra isteksizlik başlıyor. Olumsuz sonuçlar geliyor maçlarda, takım içinde nasıl sorunları aşarız görüşmeleri yapılıyor. Turgay Altay, 'Banane, benim sorunum mu, Fenerliler düşünsün" diyor. Tesislerde bunu söylüyor. Bu süreçte sorumluluk almamaya çaba gösteriyorlar. Olumsuz tavırlar... Antrenman yüklemeleri sonucunda maça yorgun çıktıklarını söylüyorlar. Performans antrenörü Alper Aşçı'ya söylüyolar. Teknik direktörün istediğini söylüyor. Oyuncularla teknik direktör arasında sıkıntı başlıyor. Bunun hocaya aktarılmadığı ortaya çıkıyor. Kayseri maçının ardından oyuncular çalışmalara tepki gösteriyorlar. Durumu teknik direktöre aktarıyorlar. Test ve antrenmanların tamamen yanlış olduğu, sakatlıklara sebebiyet vereceği ortaya çıkıyor. Sonra Konya maçı öncesinde Cocu tarafından Alper Aşçı'nın eksiklileri nedeniyle görev tanımı değiştiriliyor. Ve antrenmanlara karışmaması söyleniyor. Futbolcuların motivasyonunu bozacak davranışlar başlıyor. Bize göre mevcut işleyişi engellemek için çalışıyorlar.

        Beşiktaş maçı öncesi takımın antrenmanından, yönetime kadar takımın tüm bileşenlerini olumsuz etkilemek istiyorlar. Bunu maç gününe taşıyorlar. Prim açıklanıyor, dağıtılış şekli, yetersiz olduğu şeklinde konuşuyorlar. Maça gidiyorlar. Soyunma odasında yerde halı var, arkadaşlardan biri diyor ki Beşiktaş bizi yenecek hocanın cenazesini halıya saracağız diyor. Dalga geçiyorlar. Oyuncular içinde bu takımı yenemeyiz, bu hoca işi bilmiyor diyorlar. Motivasyonu düşürmek için çaba harcıyorlar. Maç berabere bitiyor. Bu sonucun hiçbir işe yaramadığını söylüyorlar. Tüm maçlar süresince artıyor. Teknik diretkörden personele kadar herkesi etkiliyor.

        Spartak Trnava maçında kampı olumsuz etkiliyorlar. Safhınız belli edin diye söylemlerde bulunuyorlar. Ve maç öncesi Turgay Altay diyor ki, hocaya görevden alındığı söylenmiş. Halı vardı ya, bu sefer statta yere serilmiş. Bu sefer cenazeyi kesin kaldıracağız diyorlar. Maç kazanılıyor, yine istedikleri gibi olmuyor. Ertesi gün, "Fenerliler yüzünüz gülüyor, maçı kazandınız ya" diyorlar. Tabii ki Fenerbahçe'nin başarısını isteyen çalışanlarımız da var.

        Bilgi sızdığıyla ilgili şüphemiz var. Mallarını, eşyalarını toplamasınlar diye cuma günü mesai sonu kararı bildirdik. Tesislere girmelerini de yasakladık. Hazırlıksız yakalansınlar diye... İyi ki yapmışız. Hala kabullenemiyorum. Fakat yaptılar.

        Bu arkadaşların bilgisayarında 28 Haziran'dan itibaren idman programları, performans verileri, görüntüler, maç istatistikleri dışarıya sızdırıyorlar. Kulübün kendi sisteminden kendilerine yollayıp dışarıya sızdırıyorlar. Bir taraftan inanmıyorlar değişime diyoruz, zaman içinde köstek oluyorlar diyoruz, sonra eyleme döküyorlar, sonra sızdırmayı tespit ediyoruz. Niye olduğunu bilmiyoruz. Sonra daha ironik bir durum çıkıyor ortaya. Samandıra'daki bilgisayar sisteminde tüm veriler toplanıyor. Geçen senenin bütün idman verileri, performans dataları siliniyor. Niye diyoruz? Yeterli hafıza yok diyorlar. Bu çok basit bir işlem. Bugün atıyorum, oyuncunun geçen yılki idman performansı nasıldı, hangi metotla nasıl reaksiyon gösterdi, göremiyoruz. Söylemek istediğim bilgiler sızdırılıyor, geçen seneki bilgiler siliniyor. Belki de geç kaldık.

        Hocayı beğenmeyebilirsiniz ama kurumunuza sadakat göstermelisiniz. Bu arkadaşlarla uğraşacağız gibi görünüyor.

        Sanayide böyle bir şey olsa endüstriyel casusluk denir burada. Her zaman her şeyi aynı anda söylemiyorum. Bakalım ne söyleyecekler. Daha var söyleyeceklerim, şimdilik duruyorum.

        Bizim nelerle uğraştığımızı görüyorsunuz. Bize inanmazsanız biz muvaffak olamayız. İşler yoluna girecektir. Futbolcular sadece sahada mücadele ediyor. Biz her yerde mücadele ediyoruz. Yeniden yapılanma dedik... Kaynak yaratma kampanyasını sırf şu sonuçlardan dolayı hayata geçiremiyoruz. Fenerium ilk 3 ay yüzde 100 artış yaptı. Lütfen büyük resmi görün. İki top kaleye girse 6 puan... Bambaşka şeyler olacak. Kısa vadeli kızgınlıklar nedeniyle uzun vadeli planların etkilenmesine izin vermeyin.

        MÜJDAT YETKİNER

        Olay Haziran'da yaşanıyor. 4 ay sonra konu gündeme geliyor. Satır arasını okursanız farklı teoriler de çıkarabilirsiniz. Diyor ki ben küfretmiyorum... Biz öyle bir ülkeyiz ki yalan söylenince inanılıyor, doğru söyleyen ispat etmek zorunda kalıyor. 4 Haziran seçim bitmiş... Dereağzı'nda çok ama çok ağır ifadeler kullanarak hem bana hem kongre üyelerinde çok kişi arasında elinde tesbihle hakaretler, küfürler ediyor. Veliler, altyapıda oynayan çocuklar var. Bu bize raporlanıyor. Hatta veliler tutanak tutuyor. Yollarımızı ayırdık. Scouting performansı olarak da baksak yollarımızı ayıracaktık. Veliler ve çocukların önünde böyle konuşamayacağını söyleyerek yolları ayırdık. Ben kişiselleştirmedim olayı.

        AATIF VE DİRAR: EN MUTSUZ GÜNLERDE ŞEN ŞAKRAKLAR

        Aatif ve Dirar'ı genellemek gerekirse disiplinsizlik, ciddiyetsizlik, vurdumduymaz tavırlar, ekipten uzaklık nedeniyle kadro dışı bırakıldılar. Ben birine sordum, öbürüne sormadım. Sonuçlar iyi gitmediği için soyunma odasındayım. En mutsuz günlerimizde bile bu 2 oyuncu şen şakrak... Bizim istediğimiz ruhu yansıtmıyorlar. 3 büyük takımda futbolcuların maaşına baktığımız zaman en üst baremdeler. Siz ekmeğini yediğiniz kulüpte işler kötü giderken nasıl bu kadar rahat olabilirsiniz. Dirar milli takımdan geç döndü. Takım toplantısına katılmadı. Göztepe maçında oynatıldı, performansı kötüydü. Sonra oynatılmayınca bundan sonra ben tatildeyim demesi.

        Aatif, Kayseri maçından sonra soyunma odasında bir açıklama yapıyor, basında çıktı. Ben çok sesliğine inanıyorum. Konuşuyor diye ceza verecek bir insan değilim. Dedi ki takım olamadık, takım zayıf, geçen sene de zayıftık ama bu sene daha zayıfız. Olabilir, bu yüzden ceza vermek tarzım değil. Basında çıkanlar saçma iddialar. Takımın ahengini bozdular. Nabil Dirar kadroya giremeyince bu konu Aatif için memnuniyetsizlik sebebi oldu. Takım içinde gruplaşmalar var. Aatif, Dirar'ın oynaması için açık açık lobi yaptı. Hocasına söyledi, arkadaşlarına söyledi. Olabilir. Bu olmuyorsa da işini en iyi şekilde yapman lazım. Bu 2 oyuncunun kadro dışı kalmaları tespitler, takımın ahengini bozma, disiplinsizlik, Fenerbahçe'nin ağırlığından uzak davranışlar nedeniyle. Ama hala kontratlı futbolcular.

        VOLKAN DEMİREL: ERWIN KOEMAN'IN ÜSTÜNE YÜRÜDÜ

        Bu dünyanın her yerinde olan bir olay. Kulübe uzun süre hizmet vermiş, daha fazla sahiplenen, değişiklik olunca bir nebze pozisyon alan dünyada çok fazla yıldız oyuncu vardır. Bunun da başına gelelim... Fenerbahçe için Volkan, Ali Koç için Volkan... Aidiyet duygusu çok yüksek. 495 maça çıkmış, 16. senesinde, büyük bölümünde kaptan, Fenerbahçe'yi çok sevdiği için haksız yere hakaretler yemiş. Fenerbahçeliliği tartışılmayacak bir oyuncu. Ali Koç açısından... Ben Volkan'ı tanıdığımda 19-20 yaşındaydı, Volkan kişilik olarak da sevdiğim biri, lider karakterli, iyi bir baba, iyi bir eş. Ben nikah şahitliğini yaptım. O tarafı da özel. İlk ve tek evine gittiğim futbolcu. Çocuklarımın gönlünde çok farklı yeri var. Dolayısıyla her anlamda zor bir karardı. Ne Damien Comolli, ne Phillip Cocu benim inandığım bir şekilde bana böyle bir karar aldıramaz. Benim şahit olduğum şeyler yüzünden alındı bu karar. Cocu'yu yerden yere vurdular, modası geçti; şimdi Damien'ı vuruyorlar, Onur'a başladı. Bana vurmaya zemin hazırlanıyor.

        Son 2 sezon Volkan'ın belki de en kötü 2 sezonu. Geçen sene şampiyonluğun kaybedilmesinde 1. neden kaleci performansı. Buna rağmen belki duygusal davrandım, performansına rağmen, yaşına rağmen Volkan'a inanarak, toparlayacı olduğunu inandığım için kontratını uzattım. Hayali var, 40 yaşına kadar oynamak istiyor. Belki 1. kaleci olmayabilirsin dedik, lider olarak olmasın dedik. Bundan sonra da hizmet etmen lazım dedik. Dolayısıyla uzattık. Çok tenkit edenler de oldu. Sezon başında sanki kadro dışı bırakacağımızı biliyorduk da kontratı uzattık. Saçmasapan argümanlar.

        Kaleci konusunda istenmesine rağmen hamle yapmadık, yapamadık. FFP, yabancı sayısı... Hocamız da sportif direktör de inandılar Volkan'ın büyük katkı sağlayacağına. Dolayısıyla 1. kaleci yaptık. İlk 6 maçta 1. kaleciydi. Fakat iyi başlamadı, işler iyi gitmedi. Sonra 1 kaleci lazım diye karar aldık. Harun'u aldık. Bence Volkan'daki durum, büyük kulüplerde yaşanan bir durum. Hiçbir zaman Fenerbahçe'ye zarar vermek istemez. Ama bilinçaltı olarak yeni ekip, yeni kadro, kendisinin yakın olduğu personellerin ayrılmasından sonra etkilendiğini düşünüyorum. Belki kaleye başka birinin düşünülmesi... Sonuçların kötü gitmesi de katkı yapmıştır.

        Kayseri maçından sonra o da takım olamadık, gruplaşmalar var dedi. Ben içi dışı bir insanı severim. İfadeleri net. Ama biz Volkan'la uzatırken ana istediğimiz takım olunmasına, kaynaşmaya, yenilere yardımcı olmasıydı. Bu istediğimiz şekilde olmadı. Sonra kendisi de Kayseri maçından sonra böyle deyince, sen ne yaptın takım olunması için yemeğe çıkardın mı? Sportif direktörle konuştun mu? Bu sene farklı bir düzen var Samandıra'da. Oyuncuların her biri odalarında zaman geçiriyormuş. Kaptanların bu kaynaşmayı sağlaması gerekiyor.

        Sonra 2 olay yaşadık. Volkan'ın üzgünlüğü, kızgınlığı arttı. Sistemle ilgili, oyuncularla ilgili fikirlerini iletti. Olmayınca küstüm olmaz.

        Bardağı taşıran olaylar oldu. Dergi yazısının çıkacağı gün, Samandıra'dan bir haber geldi. Volkan Demirel, Erwin Koeman'ın üstüne yürümüş. Bir gün önce haber geldi ki, biriyle kavga edeceğim diye. Tam Volkan patlaması. Samandıra'ya gittik, ne oluyor diye. Anladığım kadarıyla Erwin niye bana öyle bakıyorsun diye kavga çıkıyor. Biz gidince 6 Türk futbolcumuzla konuştuk. Niye böyle diye... Orada Volkan, benim kabul edemeyeceğim şekilde tartışmalara girdi. İlk önce bana bir nebze saygısızlık yaptı, sonra Semih Özsoy'a saygısızlık yaptı. Bir tek kendi konuşsun istedi. Sesini yükseltti. Sonra kendisiyle bire bir görüştüm.

        Bize böyle saygısızlık yapan birinin takıma neler yapabileceğini düşündüm. Yaptığın kabul edilemez dedim. Nasıl özür dileyeceksin bilemiyorum dedim. Onu da yapmadı. Buradaki olay disiplinsizlik, saygısızlık, takım içinde liderlik yapamama, mutsuz olma. Böyle bir kararı çok düşündüm taşındım. 2 gün düşündüm. UEFA'da bizim 2. kalecimiz Volkan, 3. kalecimiz Erten. Harun'a bir şey olursa kalecimiz Erten. Berke FFP'den dolayı yok.

        Gelelim bugüne Volkan'ın dünkü davranışları bugünü belirledi. Bundan sonraki davranışları da yarına belirleyecek. Kimse Fenerbahçe'nin üstünde değil. Bir futbolcunun kadro dışı bırakılması, kontratının feshedildiği anlamına gelmiyor. Bir futbolcu, 15 yıldır orada diye farklı muamele görmesi bir yere kadardır. Mukaveleli oyuncumuzdur. Benim arzum bundan sonra doğru hareketleri yapmasıdır. Döner mi, dönmez mi, kendi kararı. Onun da etraflıca konuşması lazım. Vefaya çok önem veriyorum. Alex'in jübilesi çok gündeme geldi. İlk jübilesini yapmak istediğim kişi Volkan Demirel'dir. Mehmet Topal, kariyerindeki 500. maçına çıktı. Volkan 5 maça çıkarsa sadece Fenerbahçe'de 500. maçına çıkacak. Bunun olmasını çok isterim. Kalecilikten sonra da eğitimin en iyisini görüp Fenerbahçe'ye yıllarca kaleci antrenörü ya da antrenör olarak hizmet etmesini isterim. Alex'le hiç ilgisi yok bu kulübün. Umarım Alex'e de sembolik bir jübile yaparız. Ben jübilelerle büyümüş bir insanım. Böyle de bir hayalim var. Umarım Volkan da dolduruşa gelmez, onun bunun gazına gelmez. Volkan meydan okumuş dediler, bunlar gazete haberi dedim. İddia bunlar... Hepimiz dikkatli olmalıyız. Aziz Yıldırım'la görüştü diye haberler çıktı. Doğru mu bilmiyorum. Doğruysa da gayet normal. 15 yıl başkanlığını yapmış. Doğruysa da gitmemiş olması yanlış olur. Bizim sorunumuz PR yapmamamız. Sözde kanaat önderi gazetecilerle yemek yemememiz. Biz ne söylüyorsak net konuşuyoruz.

        PHILLIP COCU: SEZON ORTASINA KADAR DEĞİŞİKLİK YOK

        Ben düşünmüyor muyum, taraftar olarak üzüntünün dışında, bu sorumluluğa sahip olarak... Etraflıca da tartışıyorum. Çok kötü başladık. Cocu'nun hazırlık maçlarında oynattığı futbol lige yansımadı. İyiye gittiğimizi düşünüyorum. Takım olmaya, savaşmaya başladığımızı düşünüyorum. Ben bilmez miyim çoğunluğun istediğini yapmayı. Ama böyle kulüp yönetilmez. Ersun hocayla uzun süreli çalışabileceğimizi düşünmediğim için gündemimizde değil. En rahat şampiyonluğumuzu onunla yaşadık. Şu an hoca değiştirmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Değişim için yola çıktık, devre arasına kadar değişiklik düşünmüyorum. Hocayla da konuştum. Senin Kuzey Avrupalılığı bırakıp ortama daha çok uyman lazım dedim. Ağır mesai harcıyor. Durumu sadece hocaya bağlamak, büyük resmi yanlış yorumlamak olmaz. Tercihimiz hocamızla devam etmek.

        Arsene Wenger'miş, Laurent Blanc'mış, Tayfun Korkut'muş... Hiçbiriyle görüşmedik.

        Kim istemez Wenger'i... Ama bir düşünün durumu, şartları, aldığı teklifler. Ne o Fenerbahçe'ye uyar, ne Fenerbahçe ona uyar.

        Türk hocalar konusunda da 2 isim geçiyor, olmayacak diyorum.

        Damien Comolli'nin, Onur Başar'ın da lobisi yok. Takıldığı, görüştüğü gazeteci dostları yok. İyi ki de yok. Bir düzen var.

        Ben bir taraftara 'terbiyesiz' demişim, 'anladım' dedim. O taraftarlara söylüyorum, siz de gerçekten dostsanız onları sosyal medyaya vermeniz ne kadar doğru. Jailson'ın kalbinde bozukluk varmış, yönetimde bölünmeler varmış... Bizim düzenimiz var, Fenerbahçe'de menfaat sağlayanlar var.

        Ben de kızıyorum Damien'a. Mesela takım olma konusunda daha sert olmalı. Ekip konusunda 6 hafta önce uyardım. Duygusal zeka, sırt sıvazlamaya futbolcuların daha çok ihtiyacı var dedim. Büyük resim değişmemiştir. Onun işi sadece A takım değil. Hırsız diyorlar, terbiyesizler. Gösteremiyoruz kontratları. Terbiyesizlik yapanlar gelsin, gösterelim. Bu saldırılar bana. Taraftarımız yanımızda olsun. Ben bunların hepsiyle mücadele edecek güce sahibim.

        Hoca değişikliği düşünmüyoruz. Hocamıza her türlü desteği veriyorum. Oyuncularımız onların etrafında birleşmiş durumda.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa