Sandığa gitmeden önce kullanılabilecek 5 teknolojik uygulama

1- NEREDE OY KULLANACAKSINIZ?

Vatandaşlar, 24 Haziran seçimlerine iki haftadan az bir süre kala seçmen kütüğüne kayıtlı olup olmadıklarını ve hangi sandıkta oy kullanacaklarını Yüksek Seçim Kurulu’nun “Seçmen Sorgulama” ve “Nerede Oy Kullanacağım?” hizmetleri üzerinden öğrenebiliyor. Bunun için e-devlet’e giriş yaparak veya YSK’nın web sayfası (https:// secmen.ysk.gov.tr/) üzerinden kimlik bilgilerini girerek, sorgulama yapılabiliyor. YSK’nın “Seçmen Sorgulama” servisine ayrıca iOS ve Android için geliştirilen uygulamalarından da erişilebiliyor. Seçimin ardından uygulama üzerinden oy verdiğiniz sandığın sonuçlarını da görmek mümkün oluyor.

2- BU İDDİALAR NE KADAR DOĞRU?

Her seçim dönemi olduğu gibi hem miting meydanlarında hem de sosyal medya başta olmak üzere vatandaşın gündemine pek çok iddia da giriyor. Hatta bunlardan bazıları, seçmenlerin oy tercihlerini manipüle edebilecek düzeye bile gelebiliyor. Bunun için dijital medya üzerinden hızla yayılan bilgilerin doğruluğunu da bu alanda uluslararası sertifikalara sahip kurumlar aracılığıyla kontrol etmekte fayda var. Türkiye’de bu alanda başvurulabilecek iki önemli kaynak ise “Doğruluk Payı” ve “Teyit. org”. Doğruluk Payı, “Hükümetre” kategorisi altında gerçekleşen ve gerçekleşmeyen vaatleri analiz ederken, Teyit.org ise seçim sürecinde kamuoyunun gündeminde öne çıkan iddiaların gerçek olup olmadığını, “Seçim 2018” başlığı altında sunuyor.

3- SAYIMDA DA GÖZÜM OLSUN DİYEN NE YAPMALI?

Dünyada sadece seçim dönemlerinde değil, tüketim ve sosyal haklar başta olmak üzere gündelik yaşamın hemen hemen her alanında bireyler, sivil toplum girişimleri aracılığıyla “ben de varım” diyor. Şeffaflık adına Türkiye’de de son yıllarda seçim özelinde gönüllü katılıma dayalı örnekler kendini göstermeye başladı. Vatandaşların seçimlere katılımını teşvik etmek ve sandık gözetmenliğini kolaylaştırmak amacıyla 2014 yılından bu yana faaliyet gösteren Oy ve Ötesi Derneği’nin “T3 (Türkiye Tutanak Teyit) Tutanak Gönder” uygulaması ile sonuçların kontrol edilmesini sağlayabiliyorsunuz. Yine iOS ve Android için geliştirilen “Adil Seçim” uygulamasıyla gönüllüler, lokasyon bazlı ve gerçek zamanlı seçim sonuç tutanaklarını okuyup, itiraz dilekçelerini hazırlayabiliyor.

4- SİYASİLERİN DİJİTAL KARNESİ NE DURUMDA?

Dijital uygulamalar sayesinde artık her yer miting alanı haline geldi. Türkiye’de seçimlere katılacak olan parti ve cumhurbaşkanı adayları da bu sanal dünyayı sonuna kadar kullanıyor. Peki hangisi, hangi sosyal platformda var?

AK Parti: iOS ve Android için mobil uygulamaları var. Twitter, Facebook, Instagram, Google +, Youtube ve Vimeo’da aktif.

CHP: iOS ve Android için mobil uygulamaları var. Twitter, Flickr, Facebook ve Youtube’da resmi hesapları bulunuyor.

İYİ Parti: Sosyal platformlardan Twitter, Facebook, Instagram ve Youtube’da aktif. Mobil uygulaması bulunmuyor.

HDP: Mobil uygulaması yok. Twitter, Facebook, Youtube, Instagram platformlarındaki resmi hesaplarını kullanıyor.

MHP: Dijital platformlarda Facebook ve Twitter hesapları olan MHP’nin mobil uygulaması yok.

Saadet Partisi: Twitter, Facebook, Instagram, Google + ve Youtube’da resmi hesapları aktif.

Vatan Partisi: Twitter, Facebook, Instagram ve Youtube’da aktif. Android ve iOS için mobil uygulamaları bulunuyor.

5- HER UYGULAMAYA GÜVENMEYİN

Her seçim döneminde olduğu gibi 24 Haziran seçimleri öncesinde de özellikle mobil uygulama mağazalarında seçimle ilgili pek çok uygulama kullanıcıların karşısına çıkıyor. “Seçim, anket, sandık...” gibi isimler altında sunulan bu uygulamaların çoğu aslında, kullanıcıların önce ilgisini ardından ise bilgisini çekmek için geliştirilmiş olabiliyor. Bu yüzden seçimle ilgili bir uygulama indirmeden önce, “yükle” butonuna basmadan, kim tarafından geliştirildiğini, uygulama yorumlarını ve indirilme sayılarını kontrol etmekte fayda var.

App Store ve Google Play’den indirdiğiniz uygulamaların, sizden istediği erişim izinlerine de dikkat edilmeli. Çünkü, seçim gibi toplumsal olaylarda kötü niyetli ‘hacker’lar, hem uygulamalar hem de e-postalar üzerinden ilgi çekerek, kullanıcılara zarar verebiliyor.