2 evden birine diş fırçası girmiyor
Ağız ve diş sağlığı karnemiz zayıflarla dolu. Diş ve dişetlerine bağlı hastalıklar toplumun yüzde 96'sını yani neredeyse tamamını etkiliyor. 2 evden birine ise diş fırçası girmiyor
Ceyda ERENOĞLU/HABERTÜRK MAGAZİN
Ağız sindirim kanalının girişi olarak tanımlanıyor. Ağzımızda meydana gelen her tür olumsuzluk ise diş sağlı- ğının bozulmasına ve sindirimin bundan olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Ağız içinde dişlerin de önemli görevleri bulunuyor. Bu görev sadece besinlerin parçalanması ve öğütülmesi olmayıp konuşma ve görünüm üzerinde de etki yapıyor. Diş- leri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşıyor, çiğneme ve ısırmada zorluklarla karşılaşılıyor. Ağız ve Çene Cerrahı Dr. Nihat Tanfer, Ağız ve diş sağ- lığında en önemli iki hastalığın diş çürükleri ve dişeti iltihaplanmaları olduğunu belirtiyor. Dişeti hastalıkları kimi zaman diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyici etki yapabiliyor. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkilediği için dişler sürekli enfeksiyon odağı haline gelip kalp, böbrek, eklem gibi yapı- larda önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
TOPLUMUN YÜZDE 96’SININ AĞZI SORUNLU
Türkiye’de ağız ve diş sağlığı ile ilgili hastalıklar en önemli halk sağlığı sorunları arasında bulunuyor. Ağız, diş ve dişetlerine ait hastalıklar ise toplumun yüzde 96’sı gibi büyük bir bölümünü etkiliyor. Bugüne kadar yapılan ağız ve diş sağlığı taramalarında ortaya çıkan sonuç ağız-diş sağlığımızın yüzde 85 oranında bozuk, hastalıklarının ise yaygın olduğunu gösteriyor.
MENOPOZ SONRASINA DİKKAT!
Diş sorunları kadın ve erkeklerde eşit oranlarda görülse de kadınlarda gebelik ve menopoz sonrası osteoporoz gibi durumlarda dişler bundan olumsuz etkileniyor.
3 KİŞİDEN BİRİ DİŞLERİNİ GÜNDE BİR KEZ BİLE FIRÇALAMIYOR
İstatistiklere göre Türkiye’de diş macunu kullanımı ve diş fırçalama oranları dünyanın geliş- miş ülkelerine göre oldukça geride bulunuyor. Bu noktada ağız-diş sağlığıyla ilgili yayınlanan istatistiklere dikkat çekiliyor. Türkiye’de yılda 1 kişiye 1 diş fırçası bile düşmezken, her 2 evden birine hiç diş fır- çası girmiyor. 3 kişiden biri ise dişlerini günde bir kez bile fırçalamıyor.
EN BÜYÜK HATAMIZ KONTROLE GİTMEMEK
Ağız ve diş sağlığı konusunda farkında olmadan yaptığımız hatalar, kimi zaman telafisi çok güç sonuç- lar doğurabiliyor. Buna rağmen, toplumumuzda her konuda olduğu gibi diş bakımı konusunda da kulaktan dolma bilgilerle hareket ediliyor. Bu konuda yaptığı- mız en büyük hatanın düzenli doktor kontrolüne gitmemek ve ağız içinde var olduğunu hissettiğimiz sorunları göz ardı etmek olduğu belirtiliyor. Bu durumda problemler büyüyor ve tedavi süresi uzadığı için tedavi maliyetleri de artıyor. Örneğin dişimizdeki küçük bir çürüğün tedavisini yaptırmayıp bekletmemiz halinde çürük ilerliyor ve gereksiz şekilde dişimizi kaybetmemize neden olabiliyor.
APSELİ DİŞLERLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
-Apseli ve ağrıyan dişlere rakı, kolonya, karanfil ve benzer şeyler koyarak ağrının geçiştirilmesi - YANLIŞ
-Dişteki sorunun tedavi edilmeden antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlarla baskılanmaya çalışılması - YANLIŞ
NOT: Dişinde apse olan bir hastanın kendi kararıyla antibiyotik kullanmaya başlaması yanlış görülüyor. Hastanın bu tür ilaçları diş hekiminin tedaviye başlamadan önce ya da tedavi sonrasında kullanması öneriliyor
DİŞETİ SORUNLARININ NEDENLERİ
Toplumda çok yaygın görü- len dişeti problemi dişetlerinin iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Bu sorun dişler ve dişetleri üzerinde biriken yapışkan bir film olan bakteri pla- ğından kaynaklanıyor. Bakteri plağı, dişetlerinin kızarmasına, şişmesine ya da kanamasına neden olan asit ve toksinler üretiyor. Zaman içinde, dişeti problemleri dişetlerinin diş- lerden çekilmesine yol açabiliyor. Bunun sonucunda dişler ile dişetleri arasında cepler oluşuyor. Bu ceplere mikroplar doluyor ve bu durum dişlerin etrafındaki kemiğin zayıflamasına yol açıyor. Pek çok kimse, erken dönemde iyi bir ağız bakımı ile tedavi edilebilecek bir dişeti problemini ihmal ettiği için dişin etrafındaki kemik zayıflıyor. Bu durum dişin sallanması ve sonucunda da düşmesine neden oluyor. Çoğu kişinin dişeti problemi yaşadığını bilmediği, bu sorununu temizlik ve kontrol amacıyla diş hekimine gittiğinde öğrendiği belirtiliyor.
SAĞLIKLI DİŞETİ HAYAL DEĞİL
Dişeti operasyonu, dişetlerinin enfekte (iltihaplı) kısımlarının temizlenmesi, ve gerekli olduğu durumlarda kemik ilaveleri yapılarak diş- lerin kuvvetlendirilmesi işlemi olarak tanımlanıyor. Başarılı bir dişeti operasyonunun ardından dişetlerinin kızarık, şiş ve iltihabik görüntüsü gidiyor, pembe ve sağlıklı bir görünüm geliyor. Bu uygulama sayesinde dişlerde olan sallanmalar azalıyor ya da duruyor. Dişeti operasyonları hastanın gülüş estetiğini sağlamak amacıyla da yapılıyor. Diş etlerinin sağlığı, rengi ve seviyesi diş estetiğini tamamlıyor ve göze hoş gelen, uyumlu, temiz bir gülüş sağlamanın ilk adımı olarak değerlendiriliyor.
DİŞİN DE MODASI VAR
Diş Hekimi Nihat Tanfer, “Dişin modası var mıdır” sorusuna “Dişin de modası vardır. Ancak sırf moda diye diş yaptırmak yanlıştır. Esas olan insanların yüz şekillerine en uygun ve en sağlıklı durumda dişlere sahip olmasıdır” diye yanıt veriyor. Kadınlarda oval hatlara sahip dişler daha uygun bulunurken, erkeklerde daha keskin köşeli dişler tercih ediliyor.