Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kalp Sağlığı Kolesterol artıyor, yaşam kısalıyor | Sağlık Haberleri

        Prof. Dr. Temel YILMAZ / GAZETE HABERTÜRK

        Ülkemizdeki kalp-damar hastalıklarından ölüm oranı birinci sırada. Japonya gibi birkaç ülke hariç diğer devletlerde de durum aynı. Koroner kalp hastalığının birçok nedeni var, ama bunların en tartışılanı kolesterol. Son yıllarda basındaki kolesterol tartışmalarından etkilenen birçok kişi kontrolü bıraktı. Daha da ötesi, beslenme modelini değiştirdi. Kolesterolden zengin yiyeceklerle beslenme başladı. Ülke olarak kolesterol düzeyi yükseldi. Kolesterol faydalı mı yoksa kalp-damar hastalığının ana nedeni mi? Bugün bu soruya yanıt arayacağız.

        KOLESTEROL NEDİR?

        Kolesterol, karaciğerde yapılan bir madde, yapısı yağa benzer. Kanda lipoprotein adı verilen paketler halinde taşınır. İki önemli tipi var.

        Bunlardan birincisi düşük dansiteli lipoproteinler (LDL). Bunlar kanda yüksek olursa damar duvarının iç yüzeyine yapışıp plaklar oluşur, daha sonra plaklar büyüyüp damarın akışını bozar, bazen yerinden koparak damar sisteminde daha ince bir damarı tıkar ve kalp krizine ya da beyin damarını tıkamasıyla felce neden olur.

        İkinci grup yüksek dansiteli lipoproteinler (HDL) ise damarlarda kolesterol birikimini önler, koronerleri korur. Kanda dolaşan kolesterolü toplayıp atılmasına yardımcı olur. Yapılan çalışmalar, LDL kolesterolü yüksek olanlarda kalp-damar hastalıklarının yüksek olduğunu, HDL kolesterolü yüksek olan kişilerde ise az olduğunu göstermiştir.

        FAYDALI BİR MADDE MİDİR?

        Cevap “Evet”. Beyin ve sinir sisteminin ana yapısında yer alır. Kalp, bağırsak-kaslar ve karaciğerde bulunur. Kortizon, seks hormonlarının yapımında yer alır, D vitamini ve safra üretiminde kullanılır. Kısaca, vücutta birçok organ yapısında ve hormonun oluşumunda aktif rol alır.

        YÜKSEK KOLESTEROL YARARLI MI?

        Cevap “Hayır”. Bu fonksiyonları için organizmanın ve hormonların yapımı için küçük miktarlarda kolesterol yeterlidir. O nedenle çocuklarda ve gençlerde kolesterol düşük olmasına rağmen beyin gelişimi, hormon fonksiyonları normal ve aktif olarak devam eder. Bu fonksiyonların kolesterol düzeyleri arttıkça daha aktif ve fazla olduğuna dair bir kural yok. Aksine özellikle LDL kolesterol düzeyleri arttıkça kan damarlarında tıkanma hızı daha yüksek olur.

        Bu olayın daha net anlaşılması için kan şekeri (glikoz) örneğini verebiliriz. Kan şekeri vücudun biyo yakıtı. Hücre enerjisinin % 99’undan fazlası glikozdan sağlanır. Glikoz olmadan hayat olmaz. Kan şekeri % 60’ın altına inince yaşam fonksiyonlarını sürdürmek mümkün değil. Bu kadar önemli vücut için, ancak glikoz kanda 200 mg/dl’nin üzerinde çıkınca kalpdamar hastalıkları ve organ hasarları hızlanır. Bu nedenle en ideali glikozu açlık ve toklukta 80-140 mg/dl arasında tutmak.

        Aynı şekilde kolesterol vücut için çok gerekli ve önemli bir madde. Ama bu kendi normallerinin içinde faydalı. Özellikle LDL değerleri yükseldikçe kalp-koroner riskinin arttığını gösteren yüzlerce çalışma var. Kolesterol yüksekliğinin zararsız ve faydalı olduğunu söyleyen birtakım kişiler insan hayatıyla oynadıklarını unutmamalılar.

        KOLESTEROL İLAÇLARINI KULLANMALI MI, KULLANMAMALI MI?

        Prof. Dr. Canan Karatay’ın başını çektiği bir grup, kolesterol ilaçlarının kullanılmaması gerektiğini önermekte. Üzülerek belirtmek gerekir ki bu öneri Türkiye’de birçok taraftar toplamış durumda. Kolesterol yüksekliğinde kimin ilaca ihtiyacı olup kimin olmadığı risk analiziyle yapılır. Ailesel kalp hastalığı riski var mı, kadın mı, erkek mi. Kadınsa menopozda mı değil mi, genç mi, orta yaşlı mı, yaşlı mı, diyabeti var mı, sigara içiyor mu, hipertansiyonu var mı? Bu 7 risk analizi yapılmadan yüksek LDL kolesterolü olan kişiye ilaç kullan ya da kullanma demek tıbbi hata olur. Ailesel yoğun kalp hastalığı olanlar, orta yaş üstü olanlar, diyabetliler, sigara içenler, tansiyonu yüksek olan kişiler kolesterolü yüksek riskli kişilerdir. Bu kişilerde “Kolesterol ilacı kullanılmasın” demek, tıbbi olarak “malpraktis” alanına girer ve insan sağlığını riske atar.

        NE YAPMALI?

        - Kolesterol düzeyinizi hedef olarak kendi 18-20 yaş kolesterol düzeyiniz arasında tutun ve yükseltmeyin.

        - Kalp ve damar hastalığınız yoksa ve risk grubunda değilseniz LDL kolesterolünüzün 130 mg/dl’nin altında tutulması yeterlidir.

        - Risk grubunda iseniz LDL’niz 100 mg/dl veya altında olursa daha az risk taşırsınız.

        - HDL kolesterolünüz düşükse aktif spor ve yürüyüş yaparak yükseltmeye çalışın.

        - LDL kolesterolünüz yüksekse önce yaşam şeklinizi değiştirin, ideal kilonuza dönün, sigara içiyorsanız bırakın ve kolesterolü yüksek gıdaları sınırlı alın.

        - Gerekirse, yüksek risk grubundan iseniz kolesterol düşürücü ilaç kullanabilirsiniz, ama bu ilaçları en küçük dozun yarısından başlayarak mümkün olduğu kadar düşük kullanın.

        - Unutmayın ki dünyada kalp koroner hastalıklarının en yüksek olduğu bölgeler, kırmızı etin veya hayvansal yağların en çok tüketildiği ülkelerdir.

        YUMURTA TARTIŞMALARI NEREDEN ÇIKTI?

        Prof. Dr. Bingür Sönmez kalp hastalarına yumurtayı yıllarca yasakladıkları için özür dileyince konu Türkiye’nin sağlık gündeminde günlerce yer aldı.

        Yapılan çalışmalar, kalp-damar hastalığı açısından risk taşıyan LDL kolesterolün genel olarak hayvansal yağlar, yumurta, peynir gibi hayvansal ürünler ve denizden çıkan kabuklular nedeniyle arttığını gösteriyor. Ancak son 5 yıldan bu yana yapılan araştırmalar LDL kolesterolün de alt gruplarının olduğunu gösterdi. Kalp ve damar açısından asıl riskli olan grubun, alt gruplar içinde küçük dansiteli LDL grubu olduğu bulundu. Diğerlerinin etkisinin fazla olmadığı görüldü.

        Çalışmaların devamında hangi gıdaların küçük dansiteli LDL üzerinde etkili olduğu araştırıldı ve yumurtayla bir ilişkisi bulunamadı. Dolayısıyla yumurta ile damar hastalığı arasında bir ilişki bulunamadığı sonucuna ulaşıldı. Bu çalışmalarda kalp-damar hastalıklarında en önemli sorumlunun trans yağlar (özellikle bazı pasta, bisküvi ya da kızartmalarda kullanılan yağlar örnek verilebilir) olduğu bulundu.

        DİYABET VE RAMAZAN

        İstanbul bugün uluslararası önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Atlanta’dan Prof. Mahmud İbrahim ve Uluslararası Diyabet Federasyonu Avrupa Başkanı Prof. Dr. Şehnaz Karadeniz’in koordinatörlüğünü yaptığı “ll. Uluslararası Diyabet ve Ramazan” toplantısı Şişli Radisson Blu Hotel’de gerçekleşecek. Yurtdışından gelen 50 bilim insanı ve Türkiye’den katılan uzmanlar İslam ülkelerinde yaşayan milyonlarca diyabet hastasını ilgilendiren “Ramazanda diyabetli hastalar ne yapmalı?” sorusuna yanıt arayacak.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa