Rolleri için fiziklerinden vazgeçen oyuncular

Makyaj sanatı ve protezlerle gelen değişimden ziyade gerçek anlamda fiziksel değişim yaşayan, rolleri için kilo almak ya da vermek zorunda olan oyunculara odaklandık ve 20 farklı performans seçtik.

Charlize Theron – Cani (Monster) 2003

Seri katil Aileen Wuornos'u canlandırmak için Charlize Theron'un sadece kilo alması değil, Aileen Wuornos olması gerekiyordu. Erkeklerle para karşılığı ilişki kuran Aileen Wuornos, fiziksel olarak Charlize Theron'a kesinlikle benzemiyordu... Theron, her şeyiyle ona benzemek için ciddi bir çaba göstermeye hazırdı ama sadece kilo almasının yetmeyeceğini düşündü. Bedeninin ona benzemesi için onun gibi beslenmesi gerekiyordu. İşte bu yüzden bir süre “sağlıksız beslenme diyeti” uyguladı. Donut ve patates kızartması ağırlıklı bir diyetti bu... Yaklaşık 14 kilo aldığında fiziksel anlamda Wuornos'a benzemeye başlamıştı. Rol için gösterdiği tutku dolu çaba, karşılıksız kalmadı. Karakterin sadece dış görünüşünü değil ruhunu da yakalamayı başardı ve en iyi kadın oyuncu Oscar'ını kazandı.

Robert De Niro – Raging Bull 1980

De Niro'nun Martin Scorsese'nin yönettiği “Kızgın Boğa” filminde Jake LaMotta karakterini canlandırmak için kilo alması Türkiye dahil dünya medyasında kendine çok geniş bir yer buldu. De Niro, İtalyan kökenli Amerikalı orta siklet dünya şampiyonu Jake LaMotta'nın boksu bıraktıktan sonra aldığı kiloları seyirciye en gerçekçi şekilde göstermek istiyordu. Kuşkusuz oyuncular rolleri için uygun kiloya gelmeye çalışırlardı ama daha önce hiç kimse De Niro gibi 27 kilo almamış, rol için böylesi çarpıcı bir değişim yaşamamıştı.

Üstelik kilolu olarak göründüğü sahnelerin sayısı çok fazla değildi. Boksör gibi görünmesi gereken çekimleri tamamladıktan sonra İtalya'ya gitmiş ve yiyebileceği kadar spagetti yemişti. Scorsese, kilolu halini görünce çok endişelenmiş ama De Niro aldığı kiloları vermiş ve rol için gösterdiği özveri nedeniyle büyük bir saygınlık kazanmıştı.

Talat Bulut – Herşeye Rağmen 1987

Robert De Niro'dan 7 yıl sonra, Talat Bulut, kilisede cenaze aracı şoförlüğü yapan Hasan rolü için tam 18 kilo birden aldı. Çekimler sırasında rolün gerektirdiği fiziğiyle o yıllarda yaşadığı Cihangir'de dolaştığında çoğu kişi onu tanımıyor, hatta selamını bile almıyordu.

Senaryosunu Nuran Oğuz'un yazdığı, Orhan Oğuz'un yönettiği film, ödüller kazandı ve adından çok söz ettirdi.

Filmde sade ve güçlü bir performans sergileyen, incelikli bir kompozisyon çizen Talat Bulut, Ankara Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu seçildi. Bulut, daha sonra “Abuzer Kadayıf” filminde de benzer bir fiziksel değişim yaşadı.

Matt Damon – Ateş Altında Cesaret (Courage Under Fire) 1996

“Can Dostum” (Good Will Hunting) ile şöhret olmadan bir yıl önceydi. Tanınmayan bir oyuncuydu... Edward Zwick'in yönettiği filmde afyon bağımlısı bir askeri canlandıracaktı. Çekimleri sadece 2 gün sürecek ikinci derecede bir roldü.

Çoğu kişi rol için kilo vermiş olduğunu dahi anlamayacaktı ama o 100 günde tam 18 kilo verdi. Sağlıklı bir zayıflama olmadığı için uzun süre ilaç tedavisi görmek zorunda kaldı. 2009'da ise tam tersini yaptı.

Steven Soderbergh'in “The Informant” filmindeki karakter için 13.5 kilo aldı. Bir söyleşisinde kilo almanın çok zevkli olduğunu, istediği her şeyi yiyip içtiğini ve sonrasında spor salonuna gitmek zorunda kalmadığını söylemişti.

Tom Hanks – Yeni Hayat (Cast Away) 2000

Film, uçak kazası sonrası ıssız adaya çıkan ve tek başına yaşam mücadelesi veren bir adamın hikâyesini anlatıyordu. Üstelik kazadan önceki çekimler için Tom Hanks'in normalde olduğundan daha kilolu görünmesi isteniyordu. Hanks rol için gerekli kiloları alınca çekimler başladı. Adada geçen ilk haftaların çekimleri tamamlandığında set tatil edildi. Tom Hanks istenilen kiloya gelinceye kadar beklendi. Hanks bir süre sakal ve saç traşı olmayı kesti...

4 ayda 25 kilo vermeyi başardı. Uyguladığı diyet ıssız adada yediklerinden çok farklı değildi. Ağırlıklı olarak balık, yengeç ve sebzeyle besleniyor; çok az meyve yiyor, hindistan cevizi sütü ve su içiyordu. Acıktığında çok miktarda sebze yiyor ve öğünler arasında açlık çekmekten kurtuluyordu. Hanks en iyi erkek oyuncu Oscar'ını kazandığı “Philadelphia” (1993) filmi için de 16 kilo vermişti.

Renee Zellweger – Bridget Jones'un Günlüğü (Bridget Jones's Diary) 2001

Rol için kilo almanın keyifli yanları olabilir. Sevdiğiniz her şeyi dilediğiniz kadar yiyebilir, profesyonel oyuncu olarak uyduğunuz beslenme kurallarını bir süreliğine rafa kaldırabilirsiniz... Ancak kilo almanın da riskli yanları var. Gerçek hayatta zayıf biri olan Renee Zellweger, Bridget Jones'u canlandırmak için 30 kilo almak zorunda kaldı. Aslına bakarsanız, filmde aşırı kilolu göründüğü söylenemezdi ama aldığı fazla kilolar onda ciddi sağlık sorunlarına yol açtı. Kolesterolü tehlikeli seviyeye geldi, gut hastalığına yakalandı... Öte yandan, film Zellweger'e her şeyi unutturacak kadar başarılı oldu.

Christian Bale – Makinist (The Machinist) 2004

Sinema tarihinin en çarpıcı ve aynı zamanda en ürpertici değişimi... Christian Bale, uykusuzluk çeken, ruhsal sorunlar yaşayan makinist Trevor Roznik rolündeydi. Roznik karakterinin filmde belirli bir noktadan sonra kemikleri sayılacak kadar zayıflaması gerekiyordu ve Bale, kendisinden istenileni fazlasıyla yaptı...

78 kilodan 50 kiloya düştü. Diyeti gerçekten çok ağırdı. Dört ay boyunca her gün sadece bir kutu ton balığı ve bir elma yemişti. Su ve şekersiz sade kahve dışında başka bir şey içmesi yasaktı. Üstelik daha hızlı kilo vermek için egzersiz yapmayı da ihmal etmiyordu.

Jared Leto – Chapter 27 2007

John Lennon'ın katili Mark David Chapman gibi görünmek için Jared Leto, 30 kilo birden aldı... Film proje aşamasındayken Leto'nun 30 kilo alması gerektiğinden söz eden yoktu. Ama Leto araştırma yaptıkça karakteri hakkıyla canlandırmanın yegane yolunun onun kilosuna gelmek olduğuna inandı.

Kilo almak, kuşkusuz kilo vermekten daha kolay ve zevkliydi ama çekimler sona erdiğinde Leto, fazla kiloları nedeniyle kendini iyi hissetmiyor, hatta bazen yürümekte dahi zorlanıyordu. Kısa sürede aldığı kilolar nedeniyle sağlık sorunları yaşıyordu. Leto karakteri hakkıyla canlandırdı ama J.P. Schaefer'in yönettiği film, ne yazık ki seyirci ve eleştirmenlerden çok olumlu tepkiler almadı.

Jared Leto – Sınırsızlar Kulübü (Dallas Buyers Club) 2013

“Chapter 27”de 30 kilo alan Jared Leto, 6 yıl sonra bu kez kilo vermek zorundaydı. Jean-Marc Vallee'nin yönettiği filmde, AIDS hastası transseksüel Rayon'u oynuyordu. Rol arkadaşı Matthew McConaughey gibi onun da zayıf ve sağlıksız görünmesi gerekiyordu.

Leto, nasıl bir rejim uyguladığını soranlara özel bir diyete girmediğini sadece yemek yemeyi kestiğini ve çok zorlandığını söyledi. 18 kilo verdikten sonra tartılmayı bırakmış, kilosunu korumaya odaklanmıştı. Çekimler sırasında sadece 52 kiloydu. Leto'ya göre, o kiloya inince insanın yürümesi, oturması ve hatta düşünmesi bile değişiyordu. Rayon rolünde kariyerinin en iyi performanslarınran birini sergiledi ve en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazandı.

Tom Hardy – Bronson 2008

1974 yılında postaneyi soymaya çalışırken yakalanan ve 7 yıl hapis cezası alan 19 yaşındaki Michael Peterson, 34 yıl boyunca cezaevinde kaldı. Bunun 30 yılını hücre cezasıyla geçirdi ve cezaevinde Charles Bronson adında bir başka kişiliğe dönüştü... Nicolas Winding Refn'in yönettiği film için Tom Hardy, özel bir rejim yapmadı.

Önce eski bir askerle sıkı bir vücut çalışması yapmaya başladı. Ne var ki, sadece kas yapması yetmeyecekti. Charles Bronson gibi görünmek için önce vücudunun üst kısmının kilo alması gerekiyordu. Bunu başardı; bir süre sonra ince bacaklarıyla bir leylek gibi görünüyordu. Hardy, 5 hafta boyunca “streroid” kullanmadan, tavuk, pilav, pizza ve dondurma yiyerek, sürekli kola içerek Bronson gibi görünmeyi başardı. Gerçek Bronson, onunla tanıştığında “Beni asla oynayamaz” diye düşünmüştü; ama daha sonra, yaşadığı fiziksel değişime hayran kaldı “Beni senden başka kimse oynayamaz” dedi.

Russell Crowe – Yalanlar Üstüne (Body of Lies) 2008

Fow News televizyon kanalının CEO'su Roger Ailes'i oynadığı yeni dizi için ne kadar kilo aldığını ya da karakterin fiziksel dönüşümü için ne kadar makyaj ve protez kullandığını henüz bilmiyoruz. Ama bir casusluk gerilimi olan “Yalanlar Üstüne” (Body of Lies) için çekimlerden önce tam 28.5 kilo aldığını herkes bilir.

Crowe sabahları bol miktarda çizburger yediği durağan bir hayatı tercih etmişti. Çekimlerden önce ideal kilosunda olan aktör, fazla kilolarını vermekte çok zorlanmış, bir beslenme uzmanıyla çalışmış ve her gün spor salonuna gitmişti.

Natalie Portman – Siyah Kuğu (Black Swan) 2010

Genç ve hırslı balerin Nina, senaryoda anoreksik ve blumik bir karakterdi. Natalie Portman ise gerçek hayatında kilo sorunu olmayan sağlıklı biriydi. Ama film için en az 10 kilo vermesi ve çekimler boyunca aynı kiloda kalması gerekiyordu. İdeal kilosunda olan bir insanın 10 kilo vermesi kolay değildi. Portman tahmin ettiğinden çok daha fazla zorlandı. Üstelik rolüne iyi hazırlanması için günde 8 saat dans provası yapması gerekiyordu. Çekimler onu fiziksel ve duygusal olarak tüketen bir sürece dönüştü.

Bazı geceler açlıktan öleceğini düşünüyordu. Provalar sırasında bir kaburga kemiği incinmişti; ama çalışmaya devam etti çünkü dansçıların çoğu daha ciddi bedensel sorunlara rağmen işlerini yapmayı sürdürüyorlardı. İşin ironik tarafı, Portman'ın yaşadığı fiziksel değişim, seyirci tarafından çok da fark edilmiyordu. Ama en iyi kadın oyuncu Oscar'ını kazanmayı başardı.

50 Cent - All Things Fall Apart 2011

Rap müziğinin yıldız ismi 50 Cent ya da gerçek adıyla Curtis Jackson, Mario Van Peebles'in yönettiği filmde kanser teşhisi konan bir sporcuyu canlandırıyordu. Jackson, rol için 25 kilo birden verdi. Normalde 97 kiloydu. Ünlü rapçi 72 kiloya düşmek için dokuz hafta boyunca sıvı diyeti uygulamış ve her gün üç saat egzersiz yapmıştı.

Diyet boyunca sürekli aç olduğunu söyleyen Jackson, film için vücudundaki dövmeleri de sildirmişti... Jackson verdiği kilo açısından takdire değer bir fedakarlık yaptı ama film pek başarılı olamadı. Yalnızca ABD'de sınırlı sayıda salonda gösterime girdikten sonra televizyonda gösterildi.

Chris Hemsworth – Thor 2011

Bir oyuncu için mesleki anlamda dönüm noktaları vardır. “Thor” da Hemsworth için bir dönüm noktasıydı... “Thor” çekip bitireceği bir film değildi, Marvel Sinema Evreni'nde geçecek birçok filmin ilkiydi. Hemsworth, Marvel ile el sıkıştıktan sonra söz verdiği gibi çalışmaya başladı.

Beyazperdede çok daha güçlü görünmek için kas yapması gerekiyordu ve kolay yolu seçip ilaç kullanmak istemiyordu. Sağlıklı ve eski usulleri tercih etti. Çok sıkı bir çalışma programının ardından hepimizin bildiği Thor'a dönüştü. Toplam 9 kilo almıştı ama eskisine göre çok daha kaslı bir vücudu vardı.

Chris Hemsworth – Denizin Kalbinde (In the Heart of the Sea) 2015

“Thor”dan önce zayıf ve sağlıklıydı. “Thor”da kaslı ve sağlıklı oldu. Bu filmde ise zayıf ve sağlıksız görünmesi gerekiyordu. Hemsworth 19. yüzyılda geçen filmde Owen Chase isimli denizciyi canlandırıyordu. Chase ve arkadaşları, yaşadıkları balina saldırısının ardından gemilerini kaybediyor ve yaşam mücadelesi vermeye başlıyorlardı. Çekimler sırasında ekip olarak hepsinin zayıflaması gerekiyordu. Bir önceki filmi “Black Hat” için kilo vermek zorunda kalan Hemsworth, açlığın etkilerini yeterince iyi gösterebilmek için 7 kilo daha vermek ve sonra da yeniden bildiğimiz Thor'a dönüşmesi gerekiyordu.

Anne Hathaway – Sefiller (Les Miserables) 2012

İşte zayıflayarak Oscar kazanan bir başka oyuncu daha... Anne Hathaway, Victor Hugo'nun klasik eserinden sinemaya bir müzikal olarak uyarlanan, Tom Hooper'ın yönettiği “Sefiller”de Fantine rolünü canlandırmıştı. Hathaway, rol için sistemli bir şekilde kilo vermek zorundaydı. Bir beslenme uzmanıyla çalışan Hathaway, çekimler başlamadan önce 4.5 kilo verdi. 13 gün süren çekimler sırasında ise 7 kilo daha vermek zorundaydı.

Matthew McConaughey – Sınırsızlar Kulübü (Dallas Buyers Club) 2013

Film, ABD hükümeti tarafından onaylanmayan ilaçları AIDS hastaları için temin etmeye çalışan Ron Woodruff'ın gerçek hikâyesini anlatıyordu... McConaughey, Woodruff'un hastalık nedeniyle zayıflamasını gerçekçi bir şekilde göstermek için 18 kilo verdi. Beslenme uzmanıyla birlikte 4 aylık sağlıklı bir zayıflama programı yaptılar.

Her hafta 1.5 kilo verecekti. İdeal kilosunda olan bir erkek için çok da sağlıklı bir süreç olmayacaktı. Üstelik çekimler gereği 25 gün boyunca aynı kiloda kalması gerekiyordu. Ama tüm bunlar, çekimlerdeki performansını etkilemedi. Sette son derece enerjikti ve rolünü iyi oynamaktan başka bir şey düşünmüyordu. En iyi erkek oyuncu Oscar'ını almak için sahneye çıktığında ise sağlıklı ve mutlu görünüyordu.

Matthew McConaughey – Altın (Gold) 2016

Stephen Gaghan'ın yönettiği filmde altın arayıcısı Kenny Wells karakteri, atletik görünümlü biri olmaktan çok uzaktı. Dolayısıyla McConaughey'nin göbekli bir erkeğe dönüşmesi gerekiyordu. Meslek hayatında ilk kez böyle bir zorunlulukla karşılaşıyordu. İstediği her şeyi yiyip içebilmek fena fikir değildi. En sevdiği yiyecek çizburgerdi. O da dilediği kadar çizburger yemeye başladı. Sürekli fast food restoranlarına gitti ve spor yapmayı bıraktı. Toplam 21 kilo aldı... Eşi Camila Alves ve üç çocuğu da evde sağlıklı beslenme kurallarının rafa kalkmasından memnundu. Artık her gün “pizza günü” olabiliyordu. Bütün bu sürecin McConaughey için en iyi tarafı, aldığı kiloları tahmin ettiğinden daha kısa sürede vermesi oldu.

Chris Pratt - Galaksinin Koruyucuları (Guardians of the Galaxy) 2014

Peter Quill rolü için Marvel yöneticileriyle görüşmeye gittiğinde “Parks and Recreation” adlı komedi dizisinde Andy Dwyer karakterini oynuyordu ve rolü gereği yaklaşık 136 kiloydu. Sorun sadece kilo vermekle ilgili değildi.

Peter Quill'i oynaması için kaslı bir vücuda sahip olması gerekiyordu... Kariyerinde dönüm noktası olacak rol için imzayı attığı andan itibaren Chris Pratt, özel bir antrenör ve beslenme uzmanıyla çalışmaya başladı. Günde 4 bin kalorilik bir rejim uyguluyor ve gün boyunca o kadar çok su içiyordu ki o günlerde tuvaletten çıkamıyordu. Ama sonuç gerçekten mükemmeldi. Yaklaşık 30 kilo verdi ve kaslı bir vücuda sahip oldu.

Jake Gyllenhaal – Son Şans (Southpaw) 2015

Kariyerinin en iyi performanslarından birini çıkardığı “Nightcrawler” (2014) filmi için 13,5 kilo vermişti. Antoine Fuqua'nın yönettiği “Son Şans”ta canlandıracağı boksör rolü içinse 20 kilo alması gerekiyordu. Ne var ki, bu kiloların büyük bölümünü yağ değil, kas olarak almalıydı. Gyllenhaal, tam bir sporcu gibi çalışmaya başladı. Altı ay boyunca günde altı saat bir boksör gibi çalıştı. Spor salonundan çıkmadığı için sevgilisi Alyssa Miller'den ayrılmak zorunda kaldı.

Yönetmen Fuqua, daha sonra onun gerçek bir canavara dönüştüğünü söyleyecekti. Gyllenhaal, daha önceki filmlerinde olduğu gibi yine özverili bir oyuncuydu, kendisini role ve filme sonuna kadar adamıştı. Sonuç gerçekten mükemmeldi ama Akademi, “Nightcrawler”da olduğu gibi insanüstü çabasını görmezden geldi...