Güçlü günlerimizde İngiltere’ye “Hemen bir Eşhedü çekip imana gelin!” demiştik
İngiltere, 16. yüzyılın sonlarında dünyanın en güçlü ülkesi olan Osmanlı İmparatorluğu ile ittifak kurmaya çalışıp İslâmiyet'e yakın gibi görününce, zamanın sadrazamı Cağalazâde Sinan Paşa, İstanbul'daki İngiliz Elçisi William Harborne'a "Haydi bakalım bir 'Eşhedü' çek de imana geliver" demişti
ABONE OLMurat BARDAKÇI / HT GAZETE
Avrupa, 16. yüzyılın sonlarında o devirde dünyanın süper gücü olan Osmanlı Devleti’nin gözüne girebilmek için din unsurunu elinden geldiği kadar kullanmış, hattâ arada bir Müslüman gibi davrandığı bile olmuştu.
“EŞHEDÜ DEYİP MÜSLÜMAN OL”
OSMANLI İLE İTTİFAK ARAYIŞI
İngiltere Kraliçesi Birinci Elizabeth, 16. yüzyılın sonlarına doğru İspanya Kralı İkinci Felipe’nin dünya hakimiyeti emellerine engel olabilme çabası içerisindeydi ve bunun için, dönemin büyük gücü Osmanlılar ile ittifak kurmaktan başka çaresi yoktu. Osmanlılar ile İngilizler arasındaki ilişkileri, İngiliz tüccarlar başlatmıştı. Bu tüccarların ilki olan William Harborne, Kraliçe Elizabeth’in zamanın hükümdarı Üçüncü Murad’a hitaben yazdığı bir tavsiye mektubuyla 1 Temmuz 1578’de İstanbul’a doğru yola çıktı ve bir Türk kervanına katılarak 28 Ekim günü Osmanlı başkentine ulaştı. Kraliçe, padişaha gönderdiği mektupta “putperestliği cezalandıran hakiki Tanrı’ya taptığını”, bu yüzden de “putperestlerin”, yani Katolikler’in amansız düşmanı olduğunu söylüyor ve mücadelesinde destek istiyordu. Harborne’un İstanbul’a geldiği tarihlerde, sadrazamlık makamında Sokollu Mehmed Paşa vardı. Sokollu, İngiliz tüccarı kabulü sırasında “Osmanlı Devleti’nin kapılarının dostluk üzere gelen bütün yabancılara açık olduğunu” söyleyerek Harborne’u cesaretlendirdi.