"Solcular başkanlık sistemine karşı çıkıyor çünkü..."
AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, başkanlık sistemini ve bu sisteme kimin neden karşı çıktığını Bloomberg HT'de Gülin Yıldırımkaya'ya anlattı
Başkanlık sistemini neden Türkiye için gerekli gördüğünüzü uzun yıllara dayanarak yaptığınız çalışmalarınız ışığında anlattınız. Başkanlık sistemine geçiş için doğru zaman ne zaman? Önümüzdeki seçimlerden sonra mı?
Zamanını en son olarak konuşmak gerekir. Bu model Türkiye’de bilinmiyor ve insanlar da bilmedikleri şeyin düşmanı oluyorlar.
‘Bir, bu modeli bilmediği için eleştirenler var, bir de bu modeli bildiği halde eleştirenler var ki; onların maksadını daha sonra söyleyeceğim’ dediniz. Mesela bu paketi incelemiş ve biliyor olması muhtemel bir hukukçu olan Hikmet Sami Türk, ‘ Başkanlık sistemi gelirse bu demokrasinin sonu olur, bu iş diktaya gider, çok endişeliyim’ diyor. Bilen biri olarak karşı çıkan hukukçuları da kapsayarak mı söylüyorsunuz?
Hikmet Sami Bey’in görüşüne saygı duyarım ama diktatörlüğe dönüşür sözünü eleştirmek istiyorum. Buradan iddia ediyorum; Amerika’daki Başkan’ın yetkilerinden, İngiltere’nin Başbakan’ı, Almanya’nın Başbakan’ı, İtalya’nın Başbakan’ı ve Türkiye’nin Başbakan’ı ve parlamenterlik nerede varsa oranın başbakanları üç kat daha yetkilidir. Eğer siz tek kişilik yönetimi diktadır diyorsanız bu modellerde var. İnsanın hakikaten aklı donuyor. Hikmet Sami Bey’in bu sisteme niye karşı çıktığını söyleyeceğim. Çünkü Türkiye’de solcu olup da bu modeli savunan bir Allah’ın kulu yoktur. Bunun sebebi de başkan %51 ile seçiliyor ve sol kesim ömrü billâh bu rakamı bulamayacağını düşündüğü için karşı çıkıyor. Bu gerekçeyi gösteremedikleri için ‘diktatörlük gelir’ gibi gerekçeler sunuyorlar. Bunun anlatımı da, bilmeyen insanları iknası da kolay çünkü başkan deyince beyinlerde astığı astık, kestiği kestik bir imaj oluşturmak kolay, Başkan, kral gibi zannediliyor. Ben orada esasen başkana acıyorum, bu kanun istediği şekilde çıkmazsa, bu para harcamasını vermezse ne olur bu başkanın hali?
Tayyip Bey’in bu konu ile ilgili bir endişesi var mı?
Ben başkanın hali ne oluru o anlamda söylemedim. Oradaki isim önemli değil, önemli olan başkan ne olur? Başkan perişan olur. Bu modelde başkan acaba acze mi düşer, icraat yürümez mi? Bu kısımlarını düşünmek bana daha mantıklı geliyor. Bu kısımlarını düşünmek varken nasıl oluyor da ‘diktatörlük’ gibi bir söylemden bu konuya yaklaştıklarını anlayamıyorum. Sistemi bilirsin, benim söylediklerimi bilirsin, buna rağmen karşıyım dersin, buna bir şey söylemem.
İnsanların, sizin bilinen başkanlık sisteminin ötesinde Türkiye’ye yeni bir başkanlık sistemi getirmenizle ilgili bir endişeleri olabilir mi?
Hayır, insanların böyle düşüneceğini sanmıyorum. Başkanlık modeli bellidir, aşağı yukarı her yerde aynı uygulamalar içerir, ana ilkeleri bellidir. Türkiye’ye özgü derken; mesela bu sistemde federal yapı olmayacak, çünkü federal yapı dediğiniz yapı üniter yapıyı bozan bir şeydir. Ve başkanlık sistemi ille de federal yapılı ülkelerde uygulanır diyemezsiniz. Diyelim ki; Amerika federal yapılı bir ülke ve başkanlık modeli var. Almanya da federal yapılı fakat parlamenter bir modeli var. Bu durumda birebir bir örtüşme aramak gibi bir durum söz konusu değil.
‘Hiçbir solcu bu sisteme destek vermiyor’ dediniz. Çünkü sol bir başkan çıkması mümkün olmadığı için dediniz…
Tabii milliyetçi kesim de federal yapı korkusu ile daha çok endişe taşıyor.
Belki üniter yapının korunacağı garantisi ile milliyetçi kesimin desteği alınabilir. Sayın Kılıçdaroğlu eğer uzlaşırsak olabilir dedi ama eğer o konuda haklıysanız sol kesimin desteği bu durumda mümkün görünmüyor….
Benim onlara söyleyeceğim şu: Sol kesim zaten parlamenter modelde elli yıldır iktidara gelmemiş ki başkanlık modeli için endişe duysun. Bir tek Rahmetli Ecevit farklı şeyler söyledi ve söyledikleri çerçevesinde iktidara geldi. Sol en azından şunu düşünüyor; bu sistemde en azından koalisyon dönemleri olur, koalisyon dönemlerinde üç parti girerse araya da bir tane sol girer diye düşünüyorlar. Küçük partiler de bu modele karşı çıkıyor. Çünkü küçük olsun benim olsun mantığında yaklaşıyorlar. Çünkü bu model sonunda bu memleketi iki partili modele götürür. Bu nettir; bir sağ bir sol iki parti olur, uç partiler bu modelde yaşamaz. Yaşamaz derken, yaşamak anlamında söylemiyorum, var olmaya devam ederler fakat iktidara gelme güçleri olmaz. Belli bir zengin grup, özellikle basınla beraber olup bu modele karşı çıkar. Çünkü onlar için koalisyon modelleri, manipülesi kolay modellerdir. Koalisyon ortaklarından bir tanesinin üzerinde hâkimiyetini kurduğu zaman hükümeti yönlendirme ve yıkma tehdidi ile kredi alma durumu, devlet zengini olanlar, elindeki basını bu doğrultuda kullananlar zaman zaman olmuştur. Bu tür durumlarda başbakanı o ya da onlar belirliyorlar ve belirledikleri başbakanı evine çağırıyor, sabah kahvaltısına çağırıyor ve pijama ile karşılıyor. Ama bir şeyi belirteyim; sol kesim rahat olsun, bunu samimi olarak söylüyorum belki bir dönem, belki iki dönem sağ kesim gelebilir. Ama hiçbir zaman sağ kesimin de ve sol kesimin de uç insanları başkanlık modelinde yönetime gelemez. İlk turda %51, hele ki ikinci turda %60, 70 ile belki gelecek en sonunda iki adaya kalacak bir sistemde sağ kesimden ya da sol kesimden uç bir ismin seçilmesi pek mümkün değil.