Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar Kültür Sanat

2000’li yılların adamakıllı bir bilimkurgu filmi çıkarmaması, herkes arasında ‘Yeni Matrix’ lazım hissiyatını yaratmıştı.

Ancak bir anda geçen yıl ‘Avatar’ çıktı ortaya ve ‘Yeni Star Wars’ geldi. Böylesi bir arayışta ise ‘Akıl Defteri’, ‘Takip’, ‘Prestij’, ‘Kara Şövalye’ gibi filmlerle belleğe önem verdiğini ispatlayan Christopher Nolan sevdiği temaları ve kara film alışkanlıklarını bir bilimkurgu için devreye soktu. ‘Başlangıç’ (Inception), ABD’de ve dünyada yavaş yavaş yükselen gişe rakamlarıyla ‘eleştirmenlerin ve seyircinin beğendiği film’ olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İnsanların rüyalarına girip fikir soygunu veya fikir casusluğu yapan, basbayağı kaderle oynamanın mümkün olduğunu gösteren ‘Başlangıç’ sadece bir film mi? Bilimkurgu olmaktan öte gerçeklik payı yok mu? Gerçek hangisi: Rüyanızda gördüğünüz mü, yoksa uyanıkken gördüğünüz mü?

Peki uyanık olduğunuzdan emin misiniz? Bilinçaltının gizemli dünyası rüyaların esirinde olabilir mi? İşte farklı görüşler...

Gülin Yıldırımkaya

‘Büyük enerji, rüya boyutuyla geliyor gerçek hayatta görüntüye çeviriyoruz’

Biyoenerji Uzmanı REYHAN SÖZEN:

RÜYALARI hem tasavvufi hem de spiritüel yönüyle inceliyorum, bu anlamda karşımıza çıkan bir ırk var: Aborjinler. Dünyada suç işlemeyen tek ırk olarak nitelendirdiğimiz Aborjinler rüyalarda bilinçaltına girerek kişileri programlıyorlar. O ilkel kabile dediğimiz halk, Inception filminde fantastik bir öğe olarak izlediğimiz şeyi zaten yapıyor. Bunu mümkün kılan alfa frekansı. Bilinçaltının en açık olduğu evredir alfa frekansı ve rüyada devreye girer. Kişi o boyuttayken öyle güzel bilinçaltı programlanır ki, gerçek yaşamda o programı birebir uygular. Yaşamda her şey bilinçaltının yönlendirmesidir. Rüyaların üzerimizdeki etkisi çok büyük.

“Hayırdır inşallah!” diyerek kendimizi olumlu anlamda motive ediyoruz. İster motivasyon yönüyle, ister haberci rüyalar dediğimiz rüyalarla enerji bilinçaltımıza kaydoluyor. Bunları yaşadığımızda “Daha önce gördüm” veya “İçime doğdu”“ diyoruz. Büyük enerji rüya boyutuyla geliyor, gelen enerjiyi gerçek hayatta görüntüye çeviriyoruz.

Biyoenerji Uzmanı ve Akrofonolog KEMAL HALUK CEBE:

‘Bilinçaltına Girip yönlendirmek mümkün filmdeki her şey gerçek’

RÜYALAR 2 çeşittir: Bilimselliğini kabul ettiğimiz bilinçaltı rüyaları ve dini, mistik açıdan mesaj ifade eden rüyalar. Bilinçaltı rüyaları yaşantılarımızdan sahneleri yayınlamayla ilgili bir konsept. Bilinçaltı, bizim ufak gördüğümüz sıkıntılarımızı ve sevinçlerimizi çok rahat paylaşabilecekleri bir ortama doğru taşır alt beyni. Burada istediğimiz rüyayı istediğimiz şekilde görme imkânına sahip olabiliyoruz. İnception filmindekiler gerçek. İnsanların bilinçaltlarına girilip bunları göstermek veya onu yönlendirmek bazı tekniklerle mümkün. Hipnoz yöntemiyle hastalarda istediğimiz şeyi uygulayabiliyoruz. Bilinçaltına girip fikir çalma, bireyi yönlendirme imkânı var. Rüyada bunları çok gerçekmiş gibi algılarız. Bazen “Çok canlı, acaba ben uyudum mu uyumadım mı?” diye düşünürsünüz. Bana müracaat eden bazı kişilerde ben bunu gördüğümde sanki uyanıktım diyenler, gerçekle rüyayı karıştıranlar var. Bu filmde çok fazla gerçek payı olduğunu düşünüyorum. Bilimkurgu, gerçek olmayacak diye bir şey yok, hepsi olabilecek şeyler.

‘Bilinçaltına girip bireyi yönlendiremezsiniz hipnozda bile istemediği şeyi reddedebilir’

Pozitif Düşünce Uzmanı ve Psikolog Dr. DAVUT İBRAHİMOĞLU:

UYUDUĞUMUZ zaman beş duyu organımız da faaliyetlerini durduruyor. Bilinçaltımız arenaya yalnız çıkıyor. O gün yaşadığımız olayları tek tek gündeme getiriyor. Rüyalar kaç saat olursa olsun sırayla geliyor.

Bir de haberci rüyalar var, buna genetik bilgi de denir.Mistik dünyada bir şey görürsünüz veya size bir şey söylenir, gerçek hayatta da onu görebilirsiniz. Bilinçaltına girip bir şeyler empoze etmek filmin konseptinden başka bir şey değil ama bir gerçek var: Biz bilinçaltımızı yanıltabiliriz. Bilinçaltımıza verdiğimiz olumlu veya olumsuz mesajlar bilinçaltı tarafından olduğu gibi benimsenir. Bireyin seçme şansı da vardır ama bilinçaltı olduğu gibi kabul eder ve hayata geçirir. Bilinç üstünün oranı %2, bilinçaltının oranı %98’dir.

Bilinçaltı dünyamızı bu %2 ile istediğimiz zaman kontrol altına alabiliyoruz. Örneğin ev sahibiniz “Kiranı 2 katı yapacaksın” diyor. Rüyanızda görüyorsunuz ki mal sahibi çok büyük bir taş koymuş omzunuza. Yani konsept aynı olmasa da aynı karakterler ve konuyu farklı şekilde rüyalarda görebiliyoruz. Tersi de olabilir. Bu durumda hangisi gerçek hangisi sanal ayırt etmek güç. Fakat sanal dünyamızı kontrol altına alma gücümüz var. Hipnozda da bu var. Siz hipnozda birisine onun ahlakına ters bir şey söylediğiniz takdirde bilinçaltı direnir. Tekrarladığınızda hipnoz bozulur ve normal hale gelir. Kalıcı şeyler değildir bunlar ve hiçbiri bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ