Osmanlı tarihine adını yazdırmış bir kadın: Haseki Hürrem Sultan hakkındaki ilginç bilgiler!
Osmanlı tarihinin en etkili ve unutulmaz kadınlarından biri olan Hürrem Sultan, hem saray İçindeki gücünü hem de imparatorluğun kaderini şekillendiren kararlarıyla hafızalarda yer etmiştir. Köle olarak getirildiği İstanbul'da bir sultanın eşi ve bir devlet adamının danışmanı haline gelen Hürrem, Osmanlı geleneğini değiştirerek tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. İşte detaylar!

Hürrem Sultan, Osmanlı tarihine damgasını vuran en etkili kadınlardan biri olarak tanınır. Asıl adı Aleksandra Lisovska olan Hürrem, yaklaşık 1505 yılında, o dönemde Polonya Krallığı'na bağlı Ruthenya'nın Rohatyn kasabasında doğdu. Babasının Ortodoks bir papaz olduğu bilinir. "Hürrem" adı ise Farsça "neşeli" anlamına gelir ve bu ad, onun cana yakın ve şen şahsiyetini yansıtmak için verilmiştir.
Genç yaşta Kırım Tatarları tarafından esir alınarak Osmanlı başkenti İstanbul'a getirilmiştir. Burada Valide Hafsa Sultan tarafından oğlu Kanuni Sultan Süleyman'a hediye edilmiştir. Hürrem, haremdeki diğer cariyeler arasından sıyrılarak hızla yükselmiş ve "Haseki Sultan" unvanını almıştır. Bu unvan, Osmanlı tarihinde ilk kez bir sultana verilmiştir ve onun Kanuni Sultan Süleyman'ın gözdesi olduğunu simgeler.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN İLE EVLİLİĞİ
Hürrem Sultan, Osmanlı geleneklerini yıkarak Sultan Süleyman'ın meşru eşi olmuştur. Osmanlı saray geleneklerine göre, sultanlar genelde cariyelerle çocuk sahibi olur, ancak onlarla evlenmezdi. Hürrem’in bu evliliği, Osmanlı tarihinin önemli dönüşümlerinden birini temsil eder. Kanuni ile olan evliliği süresince altı çocuk doğuran Hürrem, bu geleneği de kırmayı başarmış ve birden fazla erkek çocuk sahibi olmuştur.
Hürrem, bu dönemde Sultan Süleyman'ın hem şahsi hem de siyasi yaşamında büyük bir etkiye sahip olmuştur. Süleyman'la birlikte yazdığı şiirlerle aralarındaki yakın ilişkiyi gözler önüne serer. Sultanın askeri seferleri sırasında Hürrem'le yazışması, onun sadece bir eş değil, aynı zamanda bir danışman olduğunu da ortaya koyar.
HÜRREM’İN SİYASİ GÜCÜ VE ETKİSİ
Hürrem Sultan, Osmanlı sarayında ve devlet yönetiminde etkili bir figür haline gelmiştir. Polonya Kralı II. Sigismund Augustus gibi yabancı liderlerle diplomatik mektuplaşmalar yapmış ve devlet işlerinde Sultan Süleyman'ı desteklemiştir.
Bunun yanı sıra, imparatorluğun çeşitli yerlerinde sosyal yardım projelerine öncülük etmiştir. Haseki Sultan Külliyesi ve Hürrem Sultan Hamamı, onun Osmanlı mimarisine büyük katkılarda bulunduğunu göstermektedir.
Hürrem Sultan’ın saraydaki etkisi bazı tartışmalara yol açmıştır. Rakipleri tarafından saray entrikalarının merkezinde olduğu iddia edilmiş ve birçok siyasi muhalifin tasfiye edilmesinde parmağı olduğu öne sürülmüştür. Özellikle Padişah'ın veziriazamı İbrahim Paşa’nın öldürülmesinde etkili olduğu düşünülmektedir. Hürrem, kızı Mihrimah Sultan'ı Rüztem Paşa ile evlendirerek siyasi ittifaklarını güçlendirmiştir.
HAREMDEKİ YERİ VE GELENEKLERİ DEĞİŞTİRMESİ
Osmanlı saray geleneklerine göre, bir sultanın cariyesi olan kadın, oğlu reşit yaşa ulaştığında onunla birlikte başkente uzak bir sancak bölgesine gönderilirdi. Ancak Hürrem Sultan, bu geleneği bozan ilk kadın oldu. Oğullarının sancaklara gönderilmesine rağmen, İstanbul'daki sarayda kalmaya devam etti. Bu durum, hem saraydaki hem de Osmanlı örflerindeki değişimlerin bir işaretiydi.
SON YILLARI VE MİRASİ
Hürrem Sultan, hayatının son yıllarını İstanbul'da geçirdi ve 1558 yılında huzurlu bir şekilde vefat etti. Cenazesi, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Süleymaniye Camii'nin yakınındaki türbesine defnedildi. Ardında, Osmanlı tarihine damgasını vuran ve "Kadınlar Saltanatı" olarak bilinen bir dönemin öncüsü olarak hatırlanacak bir miras bıraktı.
Hürrem Sultan’ın mirası sadece siyasi ve sosyal değişimlerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Osmanlı mimarisi ve sanatında da kendini göstermiştir. Onun adına inşa edilen yapılar, bugün hala İstanbul'un en çok ziyaret edilen tarihi yerleri arasındadır.
Kaynak: Brittanica