Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Ölümden önceki son anlarda neler olur? İşte meydana gelenler...
        • 1

          Hospice & Palliative Care Buffalo'da Baş Tıbbi Görevli ve İcra Kurulu Başkanı aynı zamanda bir yaşam sonu araştırmacısı ve "Death Is but A Dream" (Penguin Random House) kitabının yazarı Dr. Christopher Kerr, Health Digest ile yaptığı bir röportajda, hastaların ve sevdiklerinin ölümden önceki son anlarında ne tür fiziksel ve duygusal deneyimler bekleyebileceklerini anlattı.

        • 2

          Dr. Christopher Kerr, "Çoğu insan için fiziksel ölüm süreci, beklenenden veya korkulandan daha nazik ve fiziksel olarak daha az dramatik. Akut veya ani ölüm istisnadır ve çoğu için ölüm, yavaş ve kademeli bir azalma sürecidir." diye açıklıyor. Bunun, toplumun tek başına izole edilmiş bir olay olarak ölüm kavramına aykırı olduğunu belirtir. Dr. Kerr, "Yalnızca modern tıbbın merceğinden bakıldığında, belirli organ yetmezliğini düşünürüz, ancak insanlar çok daha bütünsel bir şekilde ölürler. Parçalar halinde değil, bütün olarak ölürüz. Kaybettikleriniz üzerinde düşünürseniz, aylarca daha azını yaptıklarını hatırlayabilirsiniz. Bu değişiklikler ince olabilir, ancak eğilim, daha fazla dinlenmeye veya uyumaya ihtiyaç duyarken, eforun azalması veya işlev kaybı yönündedir." diye açıklıyor.

        • 3

          Dr. Kerr, "Yaşamın sonuna doğru, daha derin ve daha uzun uyku dönemlerine doğru bir çekim olur. Aslında, ölmek en iyi, çeşitli organ fonksiyonlarının yavaş yavaş değiştiği uykunun derinliğinde meydana gelen bir "bırakma" süreci olarak düşünülür. İlerleyen ve rahat bir uyku olarak ölme kavramını takdir etmek önemlidir, çünkü kişi rahat uyumak için yalnızca fiziksel olarak rahat değil, aynı zamanda psikolojik olarak da huzurlu olmalıdır." diyor. Dr. Kerr, direnç ölme sürecine karşı hareket ettiğinden, uykuya yönelik bu doğal çekimi benimsemeyi teşvik ediyor.

        • 4

          Dr. Kerr, "bırakma" sürecinin kişinin nefes alma düzenini de etkileyebileceğini açıklıyor ve "Bu fiziksel azalma eğilimi, yavaşlayan ve genellikle bir sonraki nefes kalmayana kadar uzun duraklamalarla kesintiye uğrayan solunumları içerir" diyor. Dr. Kerr, bu değişiklikleri gözlemlemenin özellikle sevdikleriniz için zor olabileceğini belirtiyor. "Elbette ölüm, görünümdeki değişiklikler veya gürültülü nefes alma gibi rahatsız edici fiziksel gerçekleri içerir. Ancak hastanın farkındalığının genel olarak sürüklendiğini ve bu değişikliklere yatak başında tanık olanlar için daha zor olduğunu bilmek önemlidir" diyor.

        • 5

          VÜCUDUN RAHAT BİR DURUMA GİRDİĞİNİ GÖSTEREN İŞARETLER

          Dr. Kerr, solunumdaki değişikliklere ek olarak, kişinin ölümden önceki son anlarında çeşitli başka fiziksel değişikliklerin de gerçekleştiğini açıklıyor, "Diğer değişiklikler arasında kan basıncının düşmesi, ekstremitelerin soğuması ve renginin değişmesi yer alıyor. Gözler camsı, yaşlı veya yarı açık olabilir." diye belirtiyor. Dr. Kerr, bu fiziksel değişikliklerin bazılarının aslında vücuttaki gevşeme belirtileri olduğunu açıklamaya devam ediyor; "Ölüme yakın olmanın diğer rahatsız edici belirtileri, mücadelenin değil, gevşemenin derinliğini yansıtan çenenin düşmesini içerebilir. Gevşeme ayrıca mesane veya bağırsak işlevinin kaybına da neden olabilir" diyor.

        • 6

          Dr. Kerr, "En azından pasif anlamda, işitmenin giden son duyu olduğuna yaygın olarak inanılıyor ve sizi göremeseler veya yanıt veremeseler de ölmekte olanlarla çalışan bizler, sevdiklerimizin varlığının önemini kanıtlayabiliriz" diye vurguluyor. "Birinin ölümün bu fiziksel değişikliklerinden geçmesini izlemenin zorluğunu hiçbir kelime azaltamazken, bunlar doğaldır ve kişinin rahatsız veya sıkıntılı olduğu anlamına gelmez." Dr. Kerr ayrıca, birçok kişinin bu fiziksel değişikliklerin kısmen hastaya uygulanan tıbbi müdahaleler veya ilaçlardan kaynaklanabileceğine inandığını belirtiyor.

        • 7

          ÖLMEKTE OLAN HASTALARDA PSİKOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER

          Dr. Kerr, Health Digest'e "Ölme anlayışımızda kaybolan şey, yaşamın sonunun fiziksel bir olaydan çok daha fazlası olduğudur" diyor. Kerr, "Ölmek, kişinin bakış açısını psikolojik ve felsefi olarak değiştiren benzersiz ve alışılmadık bir bakış açısıdır, bu da kişiyi içe çeker ve ölmekte olan çoğu hasta, yaşamış ve önemli olmanın en iyi yönlerine, yani ilişkilerine odaklanır ve bunları yansıtır. Bu şekilde ölmek bir paradokstur. Tanık olduğumuz fiziksel düşüşün arkasında, hasta genellikle çok canlı ve hatta duygusal ve ruhsal olarak canlıdır." diye açıklıyor.

        • 8

          Dr. Kerr, ilişkilere yapılan bu vurgunun genellikle kişinin sevdikleriyle çevriliyken ölümden önceki son anlarına taşındığını belirtiyor. Dr. Kerr, "Çoğu zaman ölmekte olan hasta, sevgi ifadeleri için alan yaratır ve hayatın doğrulanabileceği anlarda bu anlardır. Aslında insanlar öldükleri için yaşamayı bırakmıyorlar. Bu açıdan bakıldığında, ölüm asla tıbbi bir olaya indirgenemez, bunun yerine zengin ve dolu bir hayatın kapanışına indirgenebilir." diyor.

        • 9

          NE ZAMAN HOŞÇAKAL DEMELİ?

          Her deneyimin farklı olacağını kabul eden Dr. Kerr, "Hayatta çok az şey veda etmek kadar zor. Ölmekte olan hastanın benzersizliği ve o kişiyle olan özel ilişkiniz göz önüne alındığında, bu konuşmalara yaklaşmanın tek bir yolu yok. Bu nedenle, kişinin neyle rahat ettiğine dair bir fikir sahibi olmak önemli ve kesinliği kabul etmemeyi tercih edenler var." diyor. Esasen Dr. Kerr, sevdiklerini son anlarında kontrolü hastanın almasına izin vermeye teşvik ediyor.

          Ek olarak, Dr. Kerr sevdiklerini vedalaşmaya tekil bir an yerine devam eden bir süreç olarak bakmaya teşvik ediyor. "Bu son günler çok değerli ve paylaşılan aşk için minnettarlığı ifade etme zamanı" diyor. "Ölmek tecrit edicidir ve anlamlı iletişim yalnızca ölmekte olana zarafet ve haysiyet getirmekle kalmaz, aynı zamanda yönetilen yaşam için onay sağlar."

        • 10

          Dr. Kerr veda ederken bazen daha azının daha fazla olduğunu belirtir. Dr. Ira Byock'ın çalışmasına atıfta bulunan Dr. Kerr, "Lütfen beni affet", "Seni affediyorum", "Teşekkür ederim" ve "Seni seviyorum" ifadelerinin çoğu zaman yeterli olduğunu belirtiyor. "Elveda genellikle her zaman söylenmesine gerek kalmadan ima edilir" diye ekliyor. "Kelimelere artık ihtiyaç olmadığında veya mümkün olmadığında, genellikle ihtiyaç duyulan tek hareket basit mevcudiyet ve dokunmadır."

          RKaynak: Health Digest

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa