'İkonoskop' kitap oluyor
Faruk Bayhan, Bloomberg HT'de yayınlanan 'İkonoskop' adlı programının deşifrelerini ve 42 yıllık meslek hayatındaki anılarını içeren bir kitap çıkarıyor
Ece SARUHAN/ HT MAGAZİN
KIRK İKİ yıllık meslek hayatı boyunca çeşitli kanallarda yöneticilik yapan Türk televizyonculuk tarihinin duayeni Faruk Bayhan, her cuma saat 21.40’ta Bloomberg HT’de yayınlanan ‘İkonoskop’ adlı programının deşifrelerini bir kitapta topluyor. Adı henüz netleşmeyen kitap, Bayhan’ın programında ağırladığı birbirinden ünlü isimlerle yaptığı sohbetlerin yanı sıra, meslek hayatına damgasını vuran anıları da içeriyor. Türk televizyon tarihi açısından çok önemli bir arşiv niteliği taşıyan kitabının mayıs ortası haziran başında piyasada olacağını belirten Bayhan; televizyonda kariyer yapmayı hedefleyen gençlere şöyle sesleniyor: “Okula gitmekle kalmayın, hem Türk hem de dünya televizyonlarını takip edin. Aceleci olmayın, kamera önüne geçmeden önce işin mutfağında en az iki yıl geçirin. Her şeyin ötesinde bu işi gerçekten sevin, çok sevin...”
ANILARINI TOPLUYOR
■ Kitabınızda 'İkonoskop'ta seyirciyle paylaştığınız keyifli anların deşifrelerinin yanı sıra nelere yer vereceksiniz?
TRT'de ve çalıştığım özel televizyonlarda başımdan geçen tatlı olayları mizahi bir üslupla anlatacağım. Bu kitabı yazmayı bir süredir '1 düşünüyordum. Belki devamı da gel ecek. Kitabım, 1970'lerden bugüne tel evizyon yayıncılığında neler yaşandığını gözl er önüne serecek. Biliyorsunuz ben bu süreçte te l evizyon yayıncı l ığının hemen hemen her safhasında bu l undum. Ayrıca dediğiniz gibi 'İkonoskop' programına konuk olmuş pek çok ün l ü ve önem l i isim l e yaptığım sohbetl erin deşifre l eri ne de yer vereceğim kitapta. Mayıs ortası haziran başı gibi çıkacak. Hazırl ık süreci sürüyor. Bir yandan da kitabın adını netl eştirmeye çalışıyoruz.
■ Kitapta yer alacak eğIenceli anılarınızdan birini HT okuyucularıyla paylaşır mısınız?
12 Eyl ül sonrasında TRT'de bir çizgi film yayın l a mıştım. Seçim öncesiydi ve çok sıkı kontrol vardı. O çizgi filmde arı bir asl anı sokuyor, asl an ölüyor horoz arının peşine düşüyordu. Bazı insanl ar çizgi filmdeki hayvanl arl a o dönemdeki siyasi partil erin ambl eml erine gönderme yaptığımı düşündü. Tama men saf bir 10 dakikal ık zaman dil imini herkes başka bir tarafa çekti. Buna benzer çok olay yaşadık.
■ 'İkonoskop'taki konuklarınız arasında derinliğiyle sizi çok etkileyen biri oldu mu?
Konuklarımın çoğu hemen hemen 40 yıldır bu işin içinde olan kişil er. Konuk seçerken, birl ikte çal ıştığım arkadaşlarıma ağırl ık veriyorum. Derinliğinden etkilenmek demeyelim ama daha önce kimseye söylemedikleri şeyleri bana söylemeleri beni mutlu etti. Sonuçta ben profesyonel bir programcı değilim. Didem Ciner ve Suavi Doğan, programcılık anlamında beni çok destekl emiştir. Sağ olsunlar konuklarım da programımda hep samimi oldular, rahat konuştular.
'ÇOCUK PROGRAMLARI YAPILMALI!'
■ Sizin için "Kimsenin 'hayır' diyemeyeceği adam" diyorl ar. Konuklarınızın tutum ları da bu tespiti doğru l uyor. Bunun sırrı nedir?
Ben birl ikte çal ıştığım insanl ara, ünl ül ere hep sa hip çıktım. Onl arın varolmal arına katkıda bul unmaya çal ıştım. Onl ar da bunu unutmadıl ar. Bizim dünyamız da faz l a vefa yoktur. Genelde işi bittikten sonra, yü zünüze bakmaz insan l ar! Ben sanatçılarıma, birlikte iş yaptığım insanlara sahip çıktım. Onlar da bir yerlere geldiklerinde vefalı davrandılar. Yani işin sırrı karşılıklı samimiyet ve arkadaşlık kurmayı bilmek!
■ Son dönemde tel evizyon dendiğinde akl mıza gelen ilk hatta tek şey diziler oluyor..
Evet, bu üzerinde düşünmemiz gereken bir durum. Televizyon sadece dramadan ibaret değildir. Dramasıyla, eğlence programlarıyla, yarışmasıyla, sporuyla, talk shovv'uyla bir yelpaze, bir bütündür. Bütün bunları çıkarıp saat 20.00'de başlayıp 23.00'e kadar süren dizileri koyarsanız, yöneticiye de kreatif unsurl ara da ihtiyaç kalmaz. Sadece yapımcıl ara ihtiyaç olur. Yapımcının iyisini bu l ursun, reytingi tutturup yürürsün. Bunun için de meslekten yetişme olmaya gerek yok. Bugünün televizyon yöneticiliğiyle geçmişinki bu yüzden farklı.
Öte yandan, televizyon yüzleri çok önemlidir. Bunlar çalıştıkları kanalın karakterleridir. Günümüzde aynı yüz birçok kanalda! Böyle olmaz; her şey karıştı! "Biz I şöyleydik, onlar böyle" demek istemiyorum ama dizilerin yayıncıların yetişmesine set çekmesinden korkuyorum. Bence bir özel kanalda en fazla 3-4 dizi olmalı. Oysa günümüzde diziler bir sektör haline geldi.
■ Sizce gelecekte neler bekliyor televizyon dünyasını?
Bence reality shovv'lar gibi hareketli programların önemi artacak. 'Muhteşem Yüzyıl' gibi çok masraflı işler yapılıyor. Bunun üstesinden kalkılabilecek mi acaba? Halk televizyonu bedava seyrediyor ama yayın şeklinin değişmesinin eli kulağında. Elektrik, su için para ödediğimiz gibi televizyona da para ödemezsek reklamcının esiri olunur. 60 dakikalık dizide 45 dakika reklam seyretmek durumunda kalınır. Diziler reklam alsın diye süreleri 90 dakikaya çıkıyor ama I kimse bunu açık açık söylemiyor. Yayın şekl i değişecek. İsteyen istediğini seyretmeye başl ayacak. Bir de çocuk programl arı yapmak gerekiyor. 12-13 tane çocuk kanalı var ama ulusal V kanallarda çocuk programı yok. Çizgi film bile yok! Bu, hemen aşılması gereken çok büyük bir tehlikedir.
‘Muhteşem Yüzyı l’ televizyonculukta başka bir ufuk açtı ’
■ Dizi furyasında size “Bu, iyi ve farklı bir iş” dedirten bir yapım var mı?
Drama, aşk, melodram, polisiye... Bunların pek çoğunu gördük ve yaptık televizyonda. Benim yapımcı olduğum dönemde yaptığım en önemli diziler ‘Yılan Hikâyesi ’ ve ‘Sıla’ydı.
Son yıllarda farklı olarak ‘Muhteşem Yüzyıl’ı görüyorum. Kim ne derse desin, ‘Muhteşem Yüzyı l’ televizyonculukta başka bir ufuk açtı. Çok zengin bir kadrosu, çok başarılı kostümleri, iyi bir yönetimi var. Son yıllarda benim üzerinde durduğum en önemli dizi ‘Muhteşem Yüzyıl’ dır. Daha önceki dönemlerde yayınlanan dizilerdense ‘İkinci Bahar’ı ve ‘Yabancı Damat’ı farklı bir yere koyarım. Her ikiside lezzeti başka dizilerdir.
"Televizyonda marka olabilecek bir kadını göremiyorum"
■ Size "Bu insan televizyon için yaratılmış" dedirten kimler var?
Ekran yüzü olarak soruyorsanız; Uğur Dündar, Ali Kırca, Reha Muhtar, Okan Ba-yülgen ve Beyazıt Öztürk'ü sayabilirim.
■ Hiç kadın yok mu listenizde?
TRT'de Jülide Gülizar'la başlayan ve Gülgün Feyman'la devam eden özel bir dönem vardı. Özel televizyonlardaysa Defne Samyeli'nin yetişmesi önemlidir. Kimse bana alınmasın; çok değerli kadın çalışanlarımız var ama televizyonda star, marka olabilecek pek fazla kadın göremiyorum.
‘Okan ve Beyaz’ın yerini doldurabilecek birileri gelmedi’
■ Türkiye'de talk show denince akla Okan Bayülgen ve Beyaz geliyor. İkisinin de [ kariyerlerinde payınız var. Onlara rakip olacak biri çıkar mı? Okan'la Beyaz'ın performansları uzun yıllar devam etti ve gördükleri il-Tgi değişmedi. Onlardan önceki talk /show'cular bu devamlılığı sağlayamadı. / Okan'la Beyaz'ın başarısı hem programlarında yaptıkları yeniliklerden hem de I başka aktiviteler de yaparak sürekli gündemde kalmalarından kaynaklanıyor. Komedi de yaptılar ve seyirciyle iletişimlerini hep güçlü tuttular. Cem Yılmaz da sahnede benzer bir yapı kurdu. Ben Mesut Yar'ın CNN Türk'teki programını da beğeniyorum. Yılmaz Erdoğan çok başarılı bir televizyoncu olabilir ama sadece dramalarda yer almayı tercih etti. Bir ara Ata Demirer başarılıydı ama devam etmedi. Beyaz ve Okan'ın yerini doldurabilecek nitelikte birileri gelmedi.