Emre Kızılırmak: Eşime Türkçe'yi ben öğrettim
Yakışıklı oyuncu Emre Kızılırmak'tan HT MAGAZİN'e özel açıklamalar
Neziha KARTAL / HABERTURK MAGAZİN
Emre Kızılırmak, dizilerde anlatılan hikâyelerin klişe olmasının eleştirilmesini doğru bulmuyor: “Klişe diyoruz ama bizim hayatımız o klişelerden oluşuyor.
Ekranların sevilen oyuncularından Emre Kızılırmak, sanılanın aksine Best Model yarışmasında ikinci olmanın hayatına hiçbir şey katmadığını söyledi. “Güzel veya yakışıklı olmak olay değil. Onlar bu işin sadece bir parçası, bir kırıntısı” diyen yakışıklı oyuncu, bugüne kadar oyuculuğunu geliştirmek için çalıştığını bundan sonra da devam edeceğini belirtti.
Diziler belirli klişeleri sürekli kullanmasından dolayı hep eleştirilir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Klişe diyoruz ama bizim hayatımız o klişelerden oluşuyor. İnsanların çoğu boşanıyor ve çocuklar ortada kalıyor. Ben de o çocuklardan biriyim. Klişeler hayatın ta kendisi.
Erkek oyunculara yöneltilen ‘Oyunculuklarından ziyade fiziksel özellikleri sayesinde iş yapıyorlar’ eleştirilerine yorumunuz nedir?
Üstleneceğiniz role göre bir çalışma yaparsınız. ‘Atlılar’ dizisi için kas olarak on kilo almıştım. Şimdi çok daha zayıfım çünkü karakterim bunu gerektiriyor. Bir oyuncunun mükemmel bir anatomisi olması gerekmiyor. Güzel veya yakışıklı olmak olay değil. Onlar bu işin sadece bir parçası, bir kırıntısı.
Best Model yarışmasında ikinci oldunuz. İkinciler pek hatırlanmaz genelde. O dönem ne olacak endişesine kapıldınız mı?
İkinci olunca bile şaşırdım. Çünkü sürekli ‘Mankenlik için çok uzun boylusun’ diyorlardı. Zaten manken olmak için de yarışmaya katılmamıştım. 2007 yılında benim gibi Eskişehir’de öğrenci evinde kalan biri için bir hafta otelde mankenlerle kalmak çok çekiciydi. Öğrenci evinde makarna yemektense yarışma tatil gibi geldi...
Erkan Özerman, tekstil sektöründeki durgunluğun modelleri oyunculuğa yönelttiğini söylemişti. Mankenlik popüler olsaydı yine de oyunculuğu dener miydiniz?
Oyuncu olmak isteyenler de bu yarışmaya giriyor olabilir. Çünkü oyuncu olmak herkesin eline geçecek bir şans değil. İlk oyunculuk deneyimim ‘Aşk Bir Hayal’ dizisinde olmuştu. O zamana kadar aldığım birçok oyunculuk eğitimi vardı. Daha sonrasında oyunculuğumu geliştirmem gerektiğini düşünerek Kadir Has Üniversitesi’nin yüksek lisans bölümüne girdim. Orada İleri Oyunculuk bölümünü bitirdim.
‘YARIŞMA HAYATIMI DEĞİŞTİRMEDİ’
Bir dönem müzikle de ilgilenmişsiniz. Yarışmadan sonra mı bıraktınız?
Eskişehir’e müzik grubu kurarız diye gitmiştim. Orada işler beklediğim gibi olmadı. Genelde yarışmadan sonra teklif gelir insanlara ama bende öyle olmadı. Yarışmadan sonra kaldığım yerden devam ettim. Oyunculuk eğitimi alıyordum. Yarışmadan iki yıl sonra ilk dizi teklifi geldi. Sanıldığının aksine yarışma hayatımda bir şey değiştirmedi.
Hangi sporları yapıyorsunuz?
Uzun yıllar basketbol oynadığım için hâlâ arkadaşlarla oynarız. Yüzmeyi, dalmayı ve rüzgâr sörfü yapmayı seviyorum. Ata biniyorum ve kılıç tekniklerine çalışıyorum.
"EŞİME TÜRKÇE'Yİ BEN ÖĞRETTİM"
Spor yaparken eşiniz de size eşlik ediyor mu?
Benimle birlikte spor yapmaz o dansla çok ilgili. Bisiklete binmeyi falan hiç sevmez. Hoşlandığım şeyler eşime korkunç gelir. Beraber yüzmek birlikte paylaştığımız en çılgın şey. Küçükken düştüğü için çok öyle spor sevmiyor.
Eşinizle ne zaman tanıştınız?
Daha oyuncu olmadan önce tanışmıştık. Avrupa’da birçok ülkede sahne almış bir dansçıydı. Karım Ahıska Türkü olduğu için ailesi sürgün edilmiş. Türkçe’yi ona ben öğrettim.
"TOPRAKLA UĞRAŞMAK ÇOK KEYİFLİ BİR İŞ"
Bir dönem tarımla uğraşmışsınız. Devam ediyor mu?
Daha önce böyle bir çalışma yaptık ama şu sıralar vakit ayıramıyoruz. Sivas’ta topraklarımızda organik tarım yaptık. Bu yıl ekim yapamadık ama bir iki yıla yeniden başlayacağız. Toprakla uğraşmak çok keyifli bir iş.
