"Şımarıktım büyüdüm"

 İlk defa dizide oynayacaksınız hem de başrol. Korkutuyor mu?

Başta korkuttu ama Tolgahan o kadar rahatlattı ki, kırk yıllık dizi oyuncusu gibi oldum.

 Daha önce de teklif gelmiştir, neden Lale Devri?

Türkiye’ye geldiğim günden beri sürekli dizi teklifi alıyordum ama senaryolar hiç içime sinmemişti. Lale karakterini okumaya başladım ve gözyaşlarıma hâkim olamadım. Lale babasını çok seven bir kız, ben babama tapardım. Lale aniden babasını kaybediyor, babam ben 11 yaşımdayken vefat etti, hem de gözümün önünde. Lale babası gibi adamı, Çınar’ı buluyor, benim Mustafa’yı bulmam gibi. Lale için rol yapmama gerek yok yani.

 Babanız gözünüzün önünde mi gitti? Nasıl kaybettiniz?

Kalp krizi. Hiç beklemiyorduk.

 Dizide bol bol ağlama sahnesi varmış.

Çok duygusalım ben, oğlum Yaman’ı görmeyeyim ağlarım. Komedi filminde bile ağlamayı başarmışımdır. Zor olmayacak.

 Dizinin çekildiği Abut Yalısı’nda Yaman için oda yapılacakmış, doğru mu?

Yalı çekimleri artarsa düşünüyorum öyle bir şey. Hiç alışık değilim ondan ayrı olmaya. Henüz hayatımı organize edemedim, çekimler başladı. Çok ağlıyor yokum diye. Dizideki babam Cüneyt Türel’i görünce ciyak ciyak bağırdı “Bu kim” diye. Yandık...

 Komik midir?

En az babası kadar. Ama dışarıda biraz yabanileşiyor.

Mustafa Sandal ne diyor dizi için, kıskançlık yaptı mı?

Lale’yi çok beğendi. Kıskançtır ama evliliğe ve bana zarar vermediği sürece yaptığım işe karışmaz. O bilir benim onu ne kadar sevdiğimi. Hem o da New York’ta Beş Minare’yi çekmek için ABD’ye gitti bir ay. İlk sekiz gün uyuyamadım yanımda olmayınca. Kıskançlıkla bir yere varamıyorsunuz, biz bunu yaşadık gördük.

 Türkçeniz çok eğlenceli ama dizide birisi seslendirecek mi?

Dublaj olacak. Sadece güzel ve bana yakın bir ses istedim, şarkı söylemem gerekirse diye.

 Önce Mirsad’a Türkiye’de verilen Türkcan soyadından nasibinizi aldınız, sonra da Sandal oldunuz. Bu dizi sayesinde Emina olmayı başaracak mısınız?

Sırbistan’da sahnede “Basketbolcu Mirsad’ın kardeşinin eline mikrofon vermişler” dediler. Sanki bir ailede iki yetenekli insan olamaz. Türkiye’ye geldim, “Mirsad’ın kardeşi” durumundan kurtulamadığım gibi üstüne “Mustafa’nın karısı” eklendi. Ama Allah herkesi bir şey iyi yapsın diye yaratmış, kimse kimsenin ekmeğini yemez. Doğru zamanı bekledim. Türk milleti beni Lale olarak hatırlayacak. Birkaç ay sonra müzikle ilgili de sürprizim var.

 Nedir?

Goran Bregoviç benim için beste yaptı, üzerinde çalışıyoruz. Benim meşhur olmak gibi bir derdim yok. İyi işler yapmak istiyorum.

"İVANA KADAR ÇILGIN DEĞİLİM"

 Dizide öpüşme sevişme sahnesi istemiyormuşsunuz.

Rol icabı yapmak gerekiyorsa yaparsın. Lale’yi seçme nedenim, o sahneler çok yok. Ama bu aşka inandırmamız da lazım. Gerektiği kadar olacak. Kuralları kendim koyuyorum, Mustafa karışmıyor ama biliyorum ki hiçbir eş, baba, ağabey böyle şeylerden hoşlanmaz. Küçük çocuğum var benim.

 İvana Sert de Sırp ama “Her gece aynı erkekle yatmak, her gün salata yemek gibi sıkıcı” diyecek kadar rahat. Bu farkın nedeni onun Ortodoks sizin Müslüman olmanız mı?

Olabilir. Bir de ben küçük bir şehirde büyüdüm. İvana çok tatlı ve sevimli. Ama ben nasıl istiyorsam öyle davranmıyorum, herkesi mutlu etmek istiyorum. Şarkıcıyken de çok sıkıntı yaşadım. “Çılgın, gider, gezer” dediler, değildim. Ama Boşnaklar arasında da rahat olanlar var. Kişisel sanırım...

 Dinle aranız nasıl?

Beş vakit namaz kılmam ama çok inanırım. Her gece yatmadan Ayetel Kürsi okurum.

 Kendi paranızı kazanıyorsunuz, yatırım yapıyor musunuz?

19 yaşımdan beri kazanıyorum ama ilk kez biriktireceğim. Amerika’ya bir turneye gitmiştim. Kazandığım bütün parayı bitirdim. Havaalanında çikolata alacak param kalmadı. Artık bizim oralardan, Karadağ’dan arsa falan alıyorum. Her şey Yaman için.

"MİRSAD BİZİ İSTANBUL'A KAÇIRDI"

Duymasın ama Tükçeniz Mirsad’dan çok daha hızlı ilerledi.

O Rusya, Fransa dolaştı. Ben sürekli buradayım, bir de ben Türk’le evlendim.

 Nasıldır ilişkiniz? Didişir misiniz?

Bosna savaşı sırasında o buradaydı. Bizse Sırbistan’da yiyecek ekmek bulamıyorduk. Bombaların ışığına o kadar alışmıştık ki korkmuyorduk bile. Aç aç kâğıt oynuyorduk sürekli. İşte öyle bir dönemde Mirsad ağabeyim bizi İstanbul’a kaçırdı. Hayatımızı kurtardı. Aramızda altı yaş var ama babamdır o benim. Tabii yine de sürekli didişirdik, o kıskançtı ben şımarık. Evlenince durulduk.

 Ağabey mi daha kıskanç eş mi?

İkisi de çok kıskanç...

 Mirsad bir Hırvatistan maçından sonra Sırpça “Novi Pazar’da doğdum ama Türküm” diye haykırmıştı ve gönüllere taht kurmuştu. Siz nasıl hissediyorsunuz?

Ailem, doğduğum topraklar orası ama kocamın, oğlumun doğduğu yer de burası. Hiç yabancı gibi hissetmiyorum.