20 Temmuz 1974'ten bugüne: Kıbrıs'ta 50 yılın kilometre taşları
Türkiye'nin Kıbrıs'ta yaşayan Türkleri Rum şiddetinden korumak için Ada'ya yaptığı askeri harekatın üzerinden 50 yıl geçti. 1974 yılına gelene kadar özellikle son 20 yılda birçok kez Ada'ya tansiyon yükselmiş, Türkiye iç ve dış sebepler nedeniyle 1959 yılında Birleşik Krallık ve Yunanistan'la imzaladığı üçlü anlaşmadan doğan garantörlük hakkını kullanamamıştı. 20 Temmuz'da ise ilk harekat düzenlenerek Ada'daki Türklerin güvenliği sağlandı. Ancak geçen 50 yılda KKTC hala hiçbir ülke tarafıından tanınmıyor. 50 yıl içinde Ada'da yaşanan kritik gelişmeleri derledik.
- 1
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devlet başkanı III. Makarios'a Yunan milliyetçilerin darbe yapması sonucu Temmuz 1974'te ülkenin başına Nikos Sampson geçti. Kıbrıs'ta bir "Yunan Cumhuriyeti" ilan edildiğini duyurdu.
Bunun üzerine Başbakan Bülent Ecevit ve hükümeti, Türkiye'nin uluslararası anlaşmalardan doğan garantörlük hakkını kullanarak Ada'ya çıkarma yaptı. 20 Temmuz 1974'te havadan ve karadan harekat başlatıldı.
- 2
Başbakan Bülent Ecevit, 20 Temmuz 1974 sabahı saat 06.10’da şu açıklamayı yaptı:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’a indirme ve çıkarma hareketi başlamış bulunuyor. Allah; milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz."
- 3
Türk ordusu 22 Temmuz'da Girne'ye girdi, Lefkoşe-Girne hattını kapattı. Daha sonra ateşkes ilan edildi. Ancak Yunan tarafı ateşkes koşullarını ihlal etti. Bunun üzerine, "Ayşe tatile çıksın" kodu ile Türk ordusu 13 Ağustos'ta tekrar harekete geçti. Bir gün içinde Lefke ve Mağusa alındı. Daha sonra yeniden ateşkes ilan edildi.
-
- 4
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu müdahalesinin sonucunda Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki Nikos Sampson Hükûmeti görevini bıraktı.
Yunanistan'da da askerî hükûmet, idareyi sivillere devretme kararı aldı ve yedi yıldır Fransa’da sürgünde bulunan Konstantin Karamanlis'i hükûmeti kurması için Yunanistan'a çağrıldı. Konstantin Karamanlis'in 24 Temmuz 1974'te hükûmeti kurması ile Yunanistan'da 1967'den beri devam eden askerî rejim son buldu.
- 5
Ada'nın Yunanistan'a bağlanması için çalışan Enosis ve Eoka'ya karşı yıllardır mücadele veren ve 1958 yılında Türk Milli Mukavemet Teşkilatı'nı kurarak adadaki Rum güçlerine karşı direnişin lideri Rauf Denktaş, 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti'ni kurdu.
- 6
1983 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti bir karar alarak adını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değiştirdi. Ancak dünyadaki hiçbir ülke, KKTC'yi tanımadı. BM Güvenlik Konseyi, bağımsızlık kararını kınadı.
-
- 7
Ada ile ilgili en tarihi dönemeçlerden biri 2004 yılında yaşandı. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs Adası'nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini öneren bir Birleşmiş Milletler planı hazırladı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusu yapmasına rağmen AB, Ada'yı bir bütün olarak Birlik'e istediğini duyurdu.
- 8
Plana göre, Kıbrıs adasının İngiliz üsleri bölgesi haricinde kalan kısımları bağımsız ve federal nitelikte bir devlet olacak şekilde birleştirilecekti. Plan gereğince Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki bakanlıkların en az üçte biri Türklerden oluşacaktı. Devlet başkanlığı ve başbakanlık makamları 10 ayda bir Türkler ve Rumlar arasında el değişecekti.
Nisan 2004'te adanın kuzey ve güneyinde yapılan referandumlar ile oylamaya sunulan plan, Türk tarafından % 64,91 oranında kabul gördüğü hâlde Rum oylarının % 75,38'i red şeklinde olduğundan hayata geçirilemedi.
Referandumdan bir gün sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB'nin tam üyesi oldu.
- 9
Rauf Denktaş, 2005 yılına kadar girdiği tüm seçimleri kazanarak ülke liderliğini sürdürdü. 2005 yılında ise siyaset sahnesinden çekildi.
-
- 10
2017'de yapılan Crans Montana görüşmeleriyle, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların BM parametreleri çerçevesinde bir federasyon çatısı altında bir araya getirilmesi amaçlandı. Ancak bu görüşmeler de Rumların son anda masadan kalkmasıyla sonuçsuz kaldı.
2017'deki görüşmelerin başarısızlığıa uğramasının ardından Türkiye, Kıbrıs sorununun artık bir 'federasyon' ilkesiyle değil, 'iki devletli çözüm' perspektifiyle ele alınacağını duyurdu.