Kemik çalışmalarının önde gelen isimlerinden Doç. Dr. Mustafa Ünal NASA destekli proje için Harvard Üniversitesi’nde: Yeni hedef astronotların kemik sağlığı
Aylar önce "kemiklerimiz ona emanet" başlığıyla Doç. Dr. Mustafa Ünal'ın çalışmalarının, dünyada tedavi protokolünü değiştirebileceğini yazmıştık. Alanının en prestijli ödüllerinin sahibi olan Ünal'ın haberimizin yayınlanmasından hemen sonra doktora sonrası araştırmacı olarak Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde uluslararası bir projeye katılacağını öğrendik. Şimdi çalışmalarını, geçmişte hayranlıkla takip ettiği üniversiteye bağlı BIDMC İleri Ortopedi Çalışmaları Merkezi'nde sürdürüyor ve astronotların uzay yolculuğu sırasında karşılaşabilecekleri kemik erimesi riskini ortadan kaldıracak bir cihaz teknolojisi ile ilgili çok önemli bir uluslararası araştırma grubunun içinde yer alıyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberi
ABONE OL4 ay önce, bir Türk bilim insanının üzerinde çalıştığı tıbbi bir cihazın, dünyada kemik kırıkları konusunda teşhis ve tedavi protokolünü değiştirebileceğine dair bir haber yayınlamıştık. Haberimize konu olan Doç. Dr. Mustafa Ünal, ulusal ve uluslararası arenada yaptığı çalışmalarla dikkat çeken bir biyomedikal ve makine mühendisi. Onu haberimize konu yapan kemik alanında gerçekleştirdiği önemli çalışmalardı. Bu çalışmalar kendisine dünyadan ve Türkiye’den pek çok prestijli ödül getirmişti. Başarılarını, küçük yaştan itibaren koyduğu hedeflere ulaşmak için durmaksızın çalışmasına, mücadele etmesine ve hayallerinin peşinden gitmesine bağlayan bu bilim insanının başarısı “insan isterse her şeyi başarabilir yeter ki vazgeçmesin” cümlesinde gizli. Belki hatırlayacaksınız, Ünal röportajımızda ilk hedefinin; hastalıklara ve yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan kemik kırılmalarını en aza indirgemek, diğer hedefinin ise kemik kalitesini ve sağlamlığını ölçerek şimdiki ölçümden daha hassas bir kemik kırılma riski analizi sağlayacak yeni bir tıbbi cihaz geliştirmek olduğunu söylemiş ve “Şu ana kadarki çalışmalar her şeyin planlandığı gibi gitmesi halinde cihazın önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde tüm yasal gereksinimleri ve prosesleri tamamlayıp hastalarla buluşabileceğini gösteriyor” demişti. Haberimizde, sözü edilen cihazın, kemik kalitesini ve sağlamlığını ölçmek dışında eklem kireçlenmesinin ve erken doğumun teşhisinde kullanılma potansiyeli taşıdığı bilgisi de yer almıştı.